Arap filmlerinin Oscar’daki şansı

‘Alhamour H.A.’, ‘Foy Foy Foy’ ve ‘Goodbye Julia’ yarışacak filmler arasında yer alıyor.

Sudan yapımı ‘Goodbye Julia’ filmi.  (Yapımcı şirket)
Sudan yapımı ‘Goodbye Julia’ filmi.  (Yapımcı şirket)
TT

Arap filmlerinin Oscar’daki şansı

Sudan yapımı ‘Goodbye Julia’ filmi.  (Yapımcı şirket)
Sudan yapımı ‘Goodbye Julia’ filmi.  (Yapımcı şirket)

Arap filmleri her yıl Akademi Ödülleri’ne (Oscar) aday gösterilirken, bu yıl içlerinden birinin, dünyanın her ülkesinden filmlerin yarıştığı En İyi Uluslararası Film Ödülü’nü kazanacağına dair umutlar yeşerdi. Arap sineması birden fazla finale çıksa da hiçbirinde bu prestijli ödülü kazanamadı.

10 Mart 2024’te ödül töreni düzenlenecek olan 96’ncı Akademi Ödülleri yarışına, Suudi Arabistan’dan Alhamour H.A., Mısır’dan Foy, Foy, Foy, Sudan’dan Goodbye Julia, Yemen’den The Burdened, Ürdün’den Inshallah a Boy, Filistin’den Bye Bye Tiberias, Irak’tan Hanging Gardens, Fas’tan The Mother of All Lies ve Tunus’tan Four Daughters’ın aday olması ile toplam dokuz Arap filmi katılıyor.

xcsd
Tunus yapımı ‘Four Daughters’. (Yapımcı şirket)

Bu yıl Oscar için yarışan Arap filmleri, gündeme getirdikleri konuların çeşitliliği ve sanatsal düzeylerinin gelişimiyle öne çıkıyor. Sudan ve Yemen yapımı filmlerin ilk kez katılımına sahne olması, ‘En İyi Uluslararası Film’ yarışında yaşanan güçlü küresel rekabet açısından bu filmlerin şansına yönelik soru işaretlerini gündeme getiriyor.

Iraklı eleştirmen Mehdi Abbas’a göre tarihsel olarak Arapların Oscar yarışına katılımları pek cesaret verici olmuyor. Filmler her zaman ilk gösterimden eleniyor ve final listesine giremiyor. Ancak Abbas, Şarku’l Avsat’a verdiği röportajda bu yılki şansın çok daha yüksek olduğuna inandığını söyledi. Arap ülkelerinden aday gösterilen filmlerin çoğunun daha önce en önemli uluslararası film festivallerine katılmış olması ile çok sayıda ödül kazanıldı ayrıca eleştirmenlerin ve Batı medyasının ilgisini çekti. Eleştirmen bu nedenle Sudan filmi Goodbye Julia ya da Irak filmi Hanging Gardens ya da diğerlerinin final listesine gireceğini öngördü.

u0
Filistin yapımı ‘Bye Bye Tiberias’. (Yapımcı Şirket)

Oscar’a aday gösterilen çok sayıda Arap filmi uluslararası festivallere katıldı. Bazıları uluslararası ödüller de kazandı. Örneğin, Cannes Film Festivali’nde son oturumda Özgürlük Ödülü’nü kazanan, yönetmen Mohamed Kordofani’nin Sudan yapımı filmi Goodbye Julia oldu. Tunus yapımı olan ve Kaouther Ben Hania tarafından yönetilen Four Daughters filmi, Pozitif Sinema, François Chalais ve L'Œil d’or olmak üzere üç ödül kazandı.  L'Œil d’or Ödülü, ‘Belirli Bir Bakış’ yarışmasına katılan Fas yapımı olan ve Asmae El Moudir tarafından yönetilen The Mother of All Lies ile ortaklaşa alındı. Ürdün yapımı olan ve Amjad Al Rasheed tarafından yönetilen Inshallah A Boy filmi de katıldığı Eleştirmenler Haftası Yarışması’nda iki ödül kazandı.

Yemen yapımı olan ve Amr Gamal tarafından yönetilen The Burdened, ilk gösterimini 73. Berlin Film Festivalinde yaptı ve en iyi ikinci halk filmi olarak Uluslararası Af Örgütü Ödülü ve İzleyici Ödülü’nü kazandı. Lina Soualem tarafından yönetilen Filistin belgesel filmi Bye Bye Tiberias Venedik Film Festivali’nin 80’inci oturumunda gösterildi. Yönetmen Abdulelah Alqurashi’nin yönettiği Suudi filmi Alhamour H.A., Boulevard Studios’un ilk filmi oldu. Krallık ve Arap ülkelerindeki sinemalarda gösterildiğinde seçkin sanatsal düzeyi nedeniyle büyük başarı elde etti ve 200 binin üzerinde gişe yaptı.

ytku
‘Alhamour H.A.’nın posteri. (Yapımcı şirket)

Ömer Hilal’in yönettiği Mısır filmi Foy, Foy, Foy da büyük başarı elde etti. Gösterime girdiği günden bu yana Mısır film gelirleri listesinin başında yer aldı. Yönetmenliğini Ahmed Al-Daradji’nin yaptığı Irak filmi Hanging Gardens, Venedik Film Festivali’nin 79’uncu oturumunda gösterildi ve Kızıldeniz Uluslararası Film Festivali’nde ikinci oturumunda En İyi Film Ödülü’nü kazandı.

Eleştirmen Andrew Mohsen, Oscar’ı kazanmanın birden fazla faktöre bağlı olduğunu belirtti. Mohsen, Şarku’l Avsat’a verdiği röportajda, filmlerin uluslararası büyük festivallerde gösterilmelerinin dikkate alınan önemli bir unsur olduğunu zira oylama komitesinin film hakkında önceden fikrinin olmasını sağladığını belirtti. Ayrıca filmlerin kalitesinin de büyük önem taşıdığını vurguladı. Mohsen, bu iki unsurun birçok aday Arap filminde mevcut olduğuna dikkat çekti. Diğer uluslararası filmlerle rekabet etmenin zorluğuna dikkat çekti, bu yarışmaya katılanlar En İyi Film Oscar ödülünden daha güçlü olduğunu ifade eden Mohsen ayrıca birçok filmin karşılayamadığı pazarlama unsuruna ve izleyiciye ulaşma imkanına işaret etti.

csdfr
‘Foy Foy Foy’ filminden bir kare. (Yapım şirketi)

Mısırlı eleştirmen, Arap filmlerinin nihai aday listelere ulaşmasıyla birlikte son on yılda ortaya çıkan olumlu olaylara dikkat çekti. Arap sinemasının takip edilmesi açısından daha önce olduğundan daha büyük bir uluslararası ilgi olduğunu aynı şekilde film yapımcılarının bu filmleri tanıtmak için daha iyi çalıştığını belirtti. Aynı zamanda Oscar jürileri arasında Arap üyelerinin olmasının, aday gösterilen Arap filmleri için iyi fırsatlar sunduğunu söyledi. Mohsen, Sudan filmi Goodbye Julia ve Tunus filmi Four Daughters’ın son listeye girme şansının da yüksek olduğunu kaydetti.



Scarlett Johansson kariyerinin başındaki "arzu nesnesi" rollerine değindi

Amerikalı aktris Scarlett Johansson, 2018'de ve 2019'da dünyanın en çok kazanan kadın oyuncusuydu (AP)
Amerikalı aktris Scarlett Johansson, 2018'de ve 2019'da dünyanın en çok kazanan kadın oyuncusuydu (AP)
TT

Scarlett Johansson kariyerinin başındaki "arzu nesnesi" rollerine değindi

Amerikalı aktris Scarlett Johansson, 2018'de ve 2019'da dünyanın en çok kazanan kadın oyuncusuydu (AP)
Amerikalı aktris Scarlett Johansson, 2018'de ve 2019'da dünyanın en çok kazanan kadın oyuncusuydu (AP)

Çocuk oyunculuktan Marvel evrenine ve ötesine uzanan kariyeri boyunca Hollywood'daki kadın temsiline dair büyük bir değişim gözlemlediğini söyleyen Scarlett Johansson, genç kadınlara sunulan rollerin geçmişe göre farklılaştığını belirtti.

İki kez Oscar'a aday gösterilen oyuncu, son yıllarda ekranlardaki kadın karakterlerin "erkek bakışına odaklı" anlatılardan uzaklaştığını ve bunun umut verici bir dönüşüm olduğunu ifade etti.

Birleşik Krallık'ın köklü gazetelerinden The Times'a konuşan Johansson, "Verilmek istenen mesajlar değişti. Artık çok daha fazla kadın rol modeli var, güçlü pozisyonlarda görünüyorlar ve tek boyutlu olmak zorunda kalmayan kadınları canlandırma fırsatım arttı" dedi.

Ancak kariyerinin başlarında bu fırsatların çok daha sınırlı olduğunu belirten oyuncu, "Gençken bana teklif edilen ya da peşinden gittiğim birçok rol, ya arzu nesnesi olmakla ya da bir erkek karakterin hikayesi etrafında şekillenen karakter arklarıyla sınırlıydı" ifadelerini kullandı. Johansson, "Bu artık daha az yaşanıyor, bir şeyler değişti" diye ekledi.

Sinema kariyerine Rob Reiner'ın 1994 yapımı filmi North'la henüz 9 yaşındayken başlayan Johansson, Atlara Fısıldayan Adam (The Horse Whisperer), Hayalet Dünya (Ghost World) ve Bir Konuşabilse (Lost in Translation) gibi yapımlarla dikkat çekmiş; ardından Marvel Sinematik Evreni'nde 10 yıla yayılan Black Widow karakteriyle küresel şöhrete kavuşmuştu. Bu sürecin sonu ise 2021'de vizyona giren Black Widow'la gelmişti.

40 yaşındaki oyuncu şu sıralar vizyondaki Wes Anderson filmi Fenike Planı'yla (The Phoenician Scheme) izleyici karşısına çıkarken, 4 Temmuz'da gösterime girecek Jurassic World: Yeniden Doğuş'la (Jurassic World Rebirth) yaz sezonunda adından söz ettirmeye hazırlanıyor. 

Johansson ayrıca geçen ay Cannes Film Festivali'nde dünya prömiyerini yapan Eleanor the Great'le ilk uzun metraj yönetmenlik denemesine de imza attı.

Independent Türkçe, Deadline, The Times