Scorsese, efsanevi dizinin neden sadece bir bölümünü izledi?

HBO efsanesi The Sopranos, televizyon tarihinin en iyi dizilerinden biri kabul ediliyor

86 bölümden oluşan The Sopranos, 1999'dan 2007'ye kadar yayımlanmıştı (HBO)
86 bölümden oluşan The Sopranos, 1999'dan 2007'ye kadar yayımlanmıştı (HBO)
TT

Scorsese, efsanevi dizinin neden sadece bir bölümünü izledi?

86 bölümden oluşan The Sopranos, 1999'dan 2007'ye kadar yayımlanmıştı (HBO)
86 bölümden oluşan The Sopranos, 1999'dan 2007'ye kadar yayımlanmıştı (HBO)

Hollywood'da suç ve mafya filmleri denince akla gelecek ilk isimlerin başında Martin Scorsese yer alıyor.

Scorsese, Sıkı Dostlar (Goodfellas) ve New York Çeteleri (Gangs of New York) gibi klasiklerden bazılarına imza atmış ve gangster filmlerindeki başarısını ortaya koymuştu.

Ancak türe olan tüm hakimiyetine rağmen yönetmen, Sight & Sound dergisine verdiği röportajda, hayranlarını şaşırtan bir açıklamada bulundu. 

Sadece bir bölüm izlemiş

Suç filmlerinin usta yönetmeni Martin Scorsese, HBO'nun çok sevilen mafya dizisi The Sopranos'un sadece bir bölümünü izlediğini itiraf etti.

Ünlü yönetmen, gelmiş geçmiş en iyi dizilerden biri kabul edilen The Sopranos'un karakterleriyle özdeşleşemediğini ve sadece bir bölümünü izleyebildiğini belirtti. 

Öte yandan The Sopranos'un yaratıcısı David Chase, Scorsese'nin filmlerinden son derece etkilendiğini söylemiş hatta dizinin ikinci bölümünde Scorsese kameo'suna yer vermişti. 

6 sezon süren The Sopranos'da, Scorsese imzalı Sıkı Dostlar'dan Lorainne Bracco ve Michael Imperioli de rol almıştı.

21 Emmy ödüllü The Sopranos, Scorsese sinemasından net bir şekilde etkilense de 80 yaşındaki yönetmen diziyle hiçbir zaman bağ kuramadı.

Scorsese, Sight & Sound'a Tony Soprano'nun mafya ailesiyle asla özdeşleşemediği için diziden uzak durduğunu söyledi. 

"Büyük evlerde mi yaşıyorlar?"

Scorsese, 1940'lı ve 50'li yıllarda Manhattan'ın Küçük İtalya mahallesinde büyümüş ve bu yetişme tarzı şehrin suç dünyasıyla ilgili birçok filmine ilham kaynağı olmuştu. 

The Sopranos'un baş kahramanı Tony Soprano'ysa, New Jersey banliyösünde büyük bir evde yaşıyor ve hayat tarzı Scorsese'nin çocukluğuna nazaran büyük farklılık gösteriyordu.

Scorsese ayrıca The Sopranos karakterlerinin dizide kullandıkları dile de anlam veremediğini belirtti. 

İtalyan asıllı Amerikalı yönetmen, gangsterlerin ailelerinin ve çocuklarının önünde küfürlü konuşmalarıyla şaşkına döndüğünü söyledi.

New Jersey'de büyük evlerle mi yaşıyorlar? Anlamıyorum. Kızlarının önünde, yemek masasında küfürlü sözcükler mi kullanıyorlar? Bunu da anlamıyorum.

Independent Türkçe



Nosferatu'nun yıldızının filmdeki sesi ünlü aktörü "gıcık etti"

Cadı (The Witch) ve Deniz Feneri'yle (The Lighthouse) tanınan Robert Eggers imzalı Nosferatu, Türkiye'de 3 Ocak 2025'te gösterime girecek (Universal Pictures)
Cadı (The Witch) ve Deniz Feneri'yle (The Lighthouse) tanınan Robert Eggers imzalı Nosferatu, Türkiye'de 3 Ocak 2025'te gösterime girecek (Universal Pictures)
TT

Nosferatu'nun yıldızının filmdeki sesi ünlü aktörü "gıcık etti"

Cadı (The Witch) ve Deniz Feneri'yle (The Lighthouse) tanınan Robert Eggers imzalı Nosferatu, Türkiye'de 3 Ocak 2025'te gösterime girecek (Universal Pictures)
Cadı (The Witch) ve Deniz Feneri'yle (The Lighthouse) tanınan Robert Eggers imzalı Nosferatu, Türkiye'de 3 Ocak 2025'te gösterime girecek (Universal Pictures)

Oscar Isaac, Robert Eggers imzalı Nosferatu'yu sevmiş olabilir ama bu, korku filminde sergilenen becerileri biraz kıskanmadığı anlamına gelmiyor. 

Isaac, geçen hafta New York'ta filmin oyuncuları Lily-Rose Depp, Willem Dafoe ve Bill Skarsgård'ın katıldığı bir soru-cevap oturumunun moderatörlüğünü üstlendi.

45 yaşındaki aktör, Nosferatu'nun ustalığını överken, Depp'in inanılmaz fiziksel performansını ve Skarsgård'ın ölümsüz Lord Orlok'un unutulmaz sesini elde etmek için yaptığı çalışmayı özellikle takdir etti.

Isaac, Orlok'un tınısını elde etmek için hiçbir efekt eklenmediğini öğrendiğinde, "Bu beni gıcık ediyor" dedi. 

Dune: Çöl Gezegeni'nin (Dune) yıldızı, 34 yaşındaki Skarsgård'ın performansı hakkındaki sözlerini şöyle sürdürdü: 

Sanırım beni asıl etkileyen şey, kendini bir 'iştah' diye tanımlaman. Bir noktada Willem'ın canlandırdığı karakter, bunun kötülükten bile daha büyük bir güç olduğunu söylüyor. Çünkü kötülük oldukça ikili bir kavram değil mi? Bu ise onun bile ötesinde bir şey.

Skarsgård, "Üstlenmesi çok soyut bir rol çünkü üzerinde çalışırken otel odanızda ya da oturma odanızda görünüşünüz her zamanki haliniz gibi. Sesi ve diğer her şeyi keşfetmeye çalışıyorsunuz ve aklınızı kaybediyorsunuz" diyerek ekledi: 

Yaptığımız şeyi yapmak için deli olmanız gerektiğini düşünüyorum ama protezler, kostümler ve tüm bunlar rolü oynarken gerçekmiş gibi geliyor.

Orlok'un yaydığı kötülüğü yakalamaya çalışan Skarsgård, olabildiğince insanlık dışı olmaya çalıştı.

Orlok genellikle gölgelerde saklandığı ve iletişim kurma şekliyle tanımlandığı için, Skarsgård zamanının çoğunu uhrevi bir ses yaratmaya ayırdı.

Skarsgård bunu başarmak için sesini kalınlaştırırken aynı zamanda daha fazla rezonans eklemek için bir yöntem geliştirdi:

Sesin insanlık dışı bir derinlikte olmasını istiyordum ve normal sesimin çok derin olduğunu düşünmüyorum. Bu yüzden 'Tamam, içimde olduğunu bilmediğim bir derinliğe nasıl erişebilirim?' diye düşündüm. Bu harika bir keşifti ve bir opera sanatçısıyla birlikte çalışarak sesimi olabildiğince alçaltmaya çalıştım.

O (It) serisindeki korkunç palyaço Pennywise rolüyle de tanınan Skarsgård, geçen hafta Empire'a verdiği röportajda şöyle demişti:

İşimiz bittiğinde 'Bir daha asla bu kadar kötü bir şeyi oynamak istemiyorum. Bir daha asla protez takmak istemiyorum' diye düşündüm.

Independent Türkçe, IndieWire, Empire