Ridley Scott, Gladyatör'ün en ikonik sahnesinin kazara çekildiğini söyledi

"Crowe orada bile değildi"

Gladyatör, En İyi Film'in yanı sıra Erkek Oyuncu, Kostüm Tasarımı, Ses ve Görsel Efekt Oscarlarını da almıştı (Dreamworks)
Gladyatör, En İyi Film'in yanı sıra Erkek Oyuncu, Kostüm Tasarımı, Ses ve Görsel Efekt Oscarlarını da almıştı (Dreamworks)
TT

Ridley Scott, Gladyatör'ün en ikonik sahnesinin kazara çekildiğini söyledi

Gladyatör, En İyi Film'in yanı sıra Erkek Oyuncu, Kostüm Tasarımı, Ses ve Görsel Efekt Oscarlarını da almıştı (Dreamworks)
Gladyatör, En İyi Film'in yanı sıra Erkek Oyuncu, Kostüm Tasarımı, Ses ve Görsel Efekt Oscarlarını da almıştı (Dreamworks)

Gladyatör'ün (Gladiator) yönetmeni Ridley Scott, filmin en ikonik sahnesinin kazara çekildiğini söyledi.

2000'de vizyona giren ve Russell Crowe'un Maximus'u canlandırdığı Gladyatör, 85 yaşındaki yönetmenin en sevilen filmleri arasında gösteriliyor.

Gişede 503 milyon doların üzerinde hasılat yapan Gladyatör'de birçok sahne de hâlâ seyircilerin hafızasındaki yerini koruyor.

Fakat Maximus'un uçsuz bucaksız bir buğday tarlasında ekinlerin üzerinde elini kaydırarak yürüdüğü anlar, şüphesiz filmin en ikonik sahnesi.

2001'de En İyi Film dalında Akademi Ödülü'nü kazanan yapımın devam filmi beklenirken Scott, Deadline'a verdiği son röportajda, buğday tarlası sahnesinin aslında senaryoda yer almadığını açıkladı.

Öte yandan Scott, buğdayların üzerinde elini gezdirenin Crowe değil, onun figüranı olduğunu söyledi.

Crowe'un son karenin çekildiği gün İtalya'da olmadığını belirten Scott, sahnenin çıkış anını şöyle anlattı:

Russell İtalya'ya gelmedi, o çektiğim el dublöründü. Adam tarlada durmuş sigara içiyordu. 'Tarladan çık, şaka mı yapıyorsun?' dedim.  'Pardon' dedi, çıktı ve elini gezdirmeye başladı. Daha sonra ona 'Orada dur' dedim ve kamerayı istedim.

"Şaka değil, eli takip ettik" diyen Scott, sözlerini şöyle sürdürdü:

O an ölümsüzlüğün simgesi oldu. Son gün kendiliğinden ortaya çıktı. Spontanlığı yaptığım işin olmazsa olmazı olarak görüyorum. 

Filmin sonunda Maximus, Joaquin Phoenix'in canlandırdığı kötü karakter Commodus'a karşı verdiği savaşı ağır yaralanarak kazansa da sonrasında kendi de ölmüştü.

Öldükten sonra Maximus'un tarlada yavaş yavaş yürüdüğü son sahne, onun en sonunda huzura kavuştuğunu simgeliyordu.

Son sahneyi yeniden izlemek için:

Devam filmi gelecek yıl seyirciyle buluşacak

Gladyatör'ün devamı niteliğindeki Gladyatör 2, Maximus'la Commodus'un arasındaki çatışmadan yıllar sonra geçecek.

Commodus'un yeğeni Lucius'a odaklanacak devam yapımında Paul Mescal, Denzel Washington, Joseph Quinn ve Pedro Pascal gibi isimler rol alıyor.

Scott'ın yeniden yönetmen koltuğunda oturduğu filmin, 22 Kasım 2024'te vizyona girmesi planlanıyor.

Independent Türkçe



Tazmanya kaplanını "diriltme" çalışmalarında büyük gelişme: "Bugüne kadarki en eksiksiz genom"

Bilinen son Tasmanya kaplanı, 1936'da Hobart Hayvanat Bahçesi'nde hayatını kaybetti (NFSA)
Bilinen son Tasmanya kaplanı, 1936'da Hobart Hayvanat Bahçesi'nde hayatını kaybetti (NFSA)
TT

Tazmanya kaplanını "diriltme" çalışmalarında büyük gelişme: "Bugüne kadarki en eksiksiz genom"

Bilinen son Tasmanya kaplanı, 1936'da Hobart Hayvanat Bahçesi'nde hayatını kaybetti (NFSA)
Bilinen son Tasmanya kaplanı, 1936'da Hobart Hayvanat Bahçesi'nde hayatını kaybetti (NFSA)

Soyu tükenen Tazmanya kaplanını geri getirmeye çalışan şirket, bugüne kadarki en eksiksiz genomu elde ettiklerini öne sürerek önemli bir adıma imza attıklarını duyurdu. 

İnsanların avlaması sonucu popülasyonu gittikçe azalan Tazmanya kaplanlarının son üyesi, 1936'da Avustralya'daki bir hayvanat bahçesinde ölmüştü. 

Son yıllarda hız kazanan "türdiriltimi" çalışmalarında geri getirilmeye çalışılan türlerden biri de bu etçil hayvan.

Türdiriltimi çalışmaları, soyu tükenmiş türlerin birebir aynısından ziyade onlara benzer canlıları getirmeyi amaçlıyor.

ABD merkezli biyoteknoloji şirketi Colossal Biosciences, Tazmanya kaplanlarını geri getirmek için 2022'de Avustralya'daki Melbourne Üniversitesi'yle işbirliğine başlamıştı.

Australian Broadcasting Corporation'ın haberine göre ekip, soyu tükenmiş bir canlıya ait "bugüne kadarki en eksiksiz" genomu elde etti.

Bugün (17 Ekim) Sidney'de yapılacak bir etkinlik öncesinde gelişmeleri duyuran araştırmacılar, "yüzde 99,9'dan daha doğru" bir Tazmanya kaplanı genomuna ulaştıklarını iddia ediyor.

Bilim insanları derisi yüzülerek etanol içinde 110 yıl boyunca muhafaza edilen bir kafa örneğini kullanarak hayvanın DNA diziliminin büyük bir kısmının yanı sıra RNA'sını da elde ettiklerini öne sürüyor.

RNA parçalarının Tazmanya kaplanı hayattayken farklı dokularda devreye giren genleri tespit etmeye katkı sağlaması bekleniyor. Bilim insanları bu sayede hayvanın neyi tadabildiği, koklayabildiği, görebildiği ve beyninin nasıl çalıştığını anlamayı umuyor.

Çalışmaya liderlik eden Dr. Andrew Pask, zaman içinde bozulmaya epey yatkın olan RNA'nın korunması sayesinde hayvanın "biyolojisini hayal edemedikleri seviyede anlamayı" umuyor.

Öte yandan çalışmada yer almayan bazı uzmanlar bulguların hakem onayından geçmesini beklemeyi tercih ediyor. 

Avustralya Müzesi Araştırma Enstitüsü Baş Bilim İnsanı Prof. Kris Helgen soyu tükenmiş bir türde böyle bir sonuca ulaşılmasını takdir ederken, genomun yapbozun sadece bir parçası olduğunu belirtiyor. 

Prof. Helgen ayrıca Tazmanya kaplanının geri getirilme ihtimali olmadığını düşünüyor. 

Daha önce yünlü mamutları diriltme projesinde Colossal Biosciences'la çalışan biyoteknoloji uzmanı Dr. Parwinder Kaur da hakemli dergilerdeki yayınları beklediğini ifade ediyor.

Fakat Dr. Kaur özellikle yapay üreme alanındaki gelişmeden dolayı heyecan duyduğunu söylüyor. 

Colossal Biosciences son duyurusunda, Tazmanya kaplanlarının yaşayan en yakın akrabası olan keseli türü Sminthopsis crassicaudata'da yumurtlamayı tetiklediklerini öne sürdü. 

Şirket, Tazmanya kaplanlarının genomu tamamlandığında bunu, üretilen yumurtalara enjekte etmeyi planlıyor. Ayrıca bu canlıların, geri getirilmeye çalışılan hayvanlara taşıyıcı annelik yapması planlanıyor. 

Yapay bir rahim cihazı üzerine de çalışan araştırmacılar, hamileliğin başından ortasında kadar embriyoların burada gelişebildiğini iddia ediyor.

Dr. Pask bütün bu gelişmelerin, 2025 başlarından itibaren hakemli dergilerdeki çalışmalarla destekleneceğini söylüyor. 

Diğer yandan türdiriltimi çalışmaları etik kaygılara da sebep oluyor. Geri getirilen hayvanların ve taşıyıcı annelerin yaşayabileceği sağlık sorunları, itirazların merkezinde yer alıyor. Ayrıca yünlü mamut gibi hayvanların yalnızlık çekeceğinden endişe duyanlar da var.

2000'de nesli tükenen Capra pyrenaica pyrenaica, 2003'te geri getirilmiş ancak akciğerlerindeki sorunlar nedeniyle sadece birkaç dakika yaşayabilmişti. 

Independent Türkçe, Australian Broadcasting Corporation, Live Science