Avustralya'da şoke eden anket: Her 6 erkekten birinde çocukları istismar eğilimi var

Dünyanın en büyük cinsel istismar suçunu önleme araştırması bir dizi "endişe verici" örüntü ortaya koydu

Çalışmada bazı erkeklerin çevrimiçi ortamdaki tedirgin edici davranışları ortaya kondu (AP)
Çalışmada bazı erkeklerin çevrimiçi ortamdaki tedirgin edici davranışları ortaya kondu (AP)
TT

Avustralya'da şoke eden anket: Her 6 erkekten birinde çocukları istismar eğilimi var

Çalışmada bazı erkeklerin çevrimiçi ortamdaki tedirgin edici davranışları ortaya kondu (AP)
Çalışmada bazı erkeklerin çevrimiçi ortamdaki tedirgin edici davranışları ortaya kondu (AP)

Yeni bir araştırma, Avustralyalı erkeklerin şoke edici bir oranının "kimse öğrenmezse" çocukları istismar edeceğini ortaya koydu.

New South Wales Üniversitesi'nin yürüttüğü araştırmada, her 6 Avustralyalı erkekten birinin 18 yaşın altındaki çocuklara karşı bir şeyler hissettiğini söylemesi ve cevap verenlerin yüzde 48'inin 54 yaşın üzerinde olması gibi "endişe verici" örüntüler bulundu.

Soruların yöneltildiği her 15 erkekten biri "kimse öğrenmezse" 14 yaşından küçük bir çocukla cinsel temas kurabileceğini itiraf ederken, her 25 erkekten biri de 10 yaşından küçük çocuklar için aynı şeyi söyledi.

Bir katılımcının 18 yaşından küçük biriyle cinsel ilişkiye girebileceğini söyleme olasılığı, 65 yaşın üzerindeyse 10 kat daha yüksekti.

18 ila 65 yaşındaki 1900'den fazla erkeğin sorgulandığı anket, türünün dünyadaki en büyük çocuğa yönelik cinsel istismar suçunu önleme araştırması.

Çalışma, kadınlara yönelik cinsel şiddetin yaygın doğasının mağdurlarla olduğu kadar fail düzeyinde de incelenmesi gerektiğini söyleyenler tarafından memnuniyetle karşılandı.

Jesuit Social Services örgütüne bağlı Stop it Now!'ın Avustralya kolunun yöneticisi Georgia Naldrett, "İstismarın bu raporda ortaya konan yaygınlığı son derece endişe verici" dedi. 

Ayrıntılı ve kanıta dayalı önerilerimiz, endişe verici davranışları başlamadan önce ele alan, sorunlu düşünce ve davranışları bildiren erkek çocuklarına ve erkeklere daha erken müdahale eden ve çocuklara cinsel istismarda bulunmuş olanların yeniden suç işleme riskini azaltan girişimlere yatırım yapılması çağrısında bulunuyor. Bu alanlara yapılacak yatırımlar çocukların zarar görmekten korunmasını sağlayabilir.

Rapor, katılımcıların yüzde 3'ünün bir çocukla cinsel temasta bulunduğunu ortaya koydu. Araştırmacılar, "18 yaşından büyükken 18 yaşından küçük biriyle cinsel ilişkiye girdiniz mi?" sorusuna "Evet" yanıtını verenlerin yüzde 95'inden fazlasının 24 yaşından büyük olduğunu belirtti. Avustralya'da rıza yaşı 16.

Çocuklara ve gençlere karşı cinsel eğilimler beslediğini söyleyenlerin evli, yüksek gelirli, iyi bir sosyal desteğe sahip olma ve çocuklarla çalışma ihtimali daha yüksek.

Her 10 kişiden biri, reşit olmayan çocukları içeren çevrimiçi pornografiye erişim dahil 18 yaşın altındaki bir çocuğa cinsel istismarda bulunduğunu itiraf etti.

Ankette çevrimiçi davranışlar da belirlendi; çocuklara ve gençlere en çok ilgi duyanların kripto para birimine sahip olma, internette zaman geçirme ve şiddet içeren porno ve hayvanlarla cinsel ilişkiye girilmesini izlemekle ilgilenme olasılığı iki kat daha fazla.

Fakat araştırmaya göre bu kişilerin cinsel istismar mağduru olma veya travmatik çocukluk deneyimleri yaşama olasılığı da daha yüksek.

Yardım isteyenler cinsel istismarda bulunduklarını itiraf ederken, yardım istemeyenlerin eğilimleri doğrultusunda hareket etme olasılıkları daha düşük göründü.

Independent Türkçe



Akıllı telefonlardaki sistem, ayda 300 deprem tespit etti

Fotoğraf: Unsplash
Fotoğraf: Unsplash
TT

Akıllı telefonlardaki sistem, ayda 300 deprem tespit etti

Fotoğraf: Unsplash
Fotoğraf: Unsplash

Bilim insanları, Android akıllı telefonları gerçek zamanlı deprem dedektörlerine dönüştüren yeni bir sistem geliştirerek büyük bir sarsıntıdan önce halkı daha hızlı uyarma potansiyeline sahip bir yol buldu.

Google, ABD Jeoloji Araştırmaları Kurumu (US Geological Survey/USGS) ve diğer araştırmacıların geliştirdiği sistem, milyonlarca telefondan alınan verileri kullanarak bir depremden kaynaklanan en erken sarsıntı sinyallerini tespit ediyor.

Bir cihaz kümesi aynı yer hareketini kaydettiğinde, sistem bunu işaretleyerek yakın bölgelerdeki diğer cihazlara uyarı gönderiyor.

Science'ta yayımlanan çalışma, ağın ayda 300'den fazla deprem tespit ettiğini ortaya koydu. Uyarıların gönderildiği bölgelerde, daha sonra depremi hissettiğini bildiren kişilerin yüzde 85'i uyarıyı aldığını söyledi. Yüzde 36'sı sarsıntı başlamadan önce, yüzde 28'i sarsıntı sırasında ve yüzde 23'ü de sarsıntıdan sonra uyarı almış.

Çalışmada sistemin, geleneksel sismik sensörlerin yerini almasa da yoğun bilimsel ağlara sahip olmayan bölgelerde ölçeklenebilir, düşük maliyetli bir erken uyarı aracı sunabileceği belirtiliyor. Yazarlar bunun özellikle akıllı telefonların yaygın ancak sismometrelerin nadir bulunduğu, gelişmekte olan ülkeler için umut vaat ettiğini söylüyor.

Google yaptığı açıklamada, sistemin insanlara "uyarı vererek sarsıntı başlamadan önce birkaç değerli saniye" kazandırabileceğini ifade ediyor.

Bu saniyeler bir merdivenden inmek, tehlikeli nesnelerden uzaklaşmak ve korunmak için yeterli zamanı sağlayabilir.

Uyarılar, deprem sırasında daha yıkıcı olan S dalgalarından önce gelen ve hızlı hareket eden P dalgalarının saptanmasına dayanıyor. Yeterli sayıda telefon P-dalgalarını tespit ederse sistem, sarsıntıyı hissetmesine belki de birkaç saniye kalan kullanıcılara uyarılar gönderiyor. Bu saniyeler korunmak, bir ameliyatı durdurmak ya da kritik altyapıyı duraklatmak için yeterli olabilir.

2020'de çıkmaya başlayan Android Deprem Uyarı Sistemi halihazırda Birleşik Devletler, Japonya, Yunanistan, Türkiye ve Endonezya gibi çeşitli ülkelerde kullanılıyor. Doğrudan Android işletim sistemine yerleştirilen teknoloji, kullanıcıların ayrı bir uygulama indirmesini gerektirmiyor.

cdfgthy
Harita, Android'in deprem uyarı sisteminin aktif olduğu ülkeleri (açık yeşil) gösteriyor. Kırmızı ve sarı sırasıyla güçlü (MMI 5+) ve hafif (MMI 3-4) sarsıntıların yaşandığı alanlar. Gri noktalar uyarı verilmeyen algılamaları gösteriyor. Kaliforniya, Oregon ve Washington'daki uyarılar (koyu yeşil) ShakeAlert'ten geliyor (Google)

Araştırmacılar doğruluk oranı bilimsel sensörler kadar yüksek olmasa da akıllı telefonlardan gelen uyarıların en çok işe yaradığı yerlerin, telefon yoğunluğu ve güvenilir veri bağlantıları yüksek seviyedeki kentsel alanlar olduğunu tespit etti. 

Çalışma, MyShake uygulaması gibi daha önceki kitle kaynaklı deprem uygulamalarının üzerine inşa edilse de milyonlarca cihaza gömülü olması sisteme fayda sağlıyor.

Yazarlar, "Kitle kaynaklı sistemlerin giderek daha önemli hale geleceğine inanıyoruz" ifadelerini kullanıyor. 

Geleneksel sensörleri kişisel cihazlardan gelen verilerle birleştirerek daha dayanıklı, kapsayıcı erken uyarı sistemleri oluşturmak mümkün.

Independent Türkçe