Henry Kissinger'ın Prenses Diana'ya nasıl kur yaptığı ortaya çıktı

Britanyalı yazar, Kissinger'ın "Korkarım ben dış politika konusunda uzman değilim" diyen Diana'ya verdiği yanıtı açıkladı

Diana ve Kissinger'ın 1995'te New York'taki yardım gecesinde karşılaşması (AFP/Pool)
Diana ve Kissinger'ın 1995'te New York'taki yardım gecesinde karşılaşması (AFP/Pool)
TT

Henry Kissinger'ın Prenses Diana'ya nasıl kur yaptığı ortaya çıktı

Diana ve Kissinger'ın 1995'te New York'taki yardım gecesinde karşılaşması (AFP/Pool)
Diana ve Kissinger'ın 1995'te New York'taki yardım gecesinde karşılaşması (AFP/Pool)

Britanyalı yazar Jonathan Aitken, 100 yaşında hayatını kaybeden ABD'nin eski dışişleri bakanı Henry Kissinger'ın Galler Prensesi Diana'yı etkilemek için çeşitli numaralar yaptığını yazdı.

ABD'li diplomat Kissinger, 29 Kasım'da hayatını kaybetti. 

Aitken 30 Kasım'da Daily Mail'de yayımlanan, "Sevgili dostum Kissinger ve Diana acayip şekilde flört etti ve o güzel kadınlar için çok çekiciydi" başlıklı yazısında ünlü politikacıyla ilgili anılarını yazdı.

"20. yüzyılın en tartışmalı ve yaratıcı devlet adamlarından biriydi" diyen Aitken, Kissinger'ı "eğlenceli ve karizmatik" biri olarak tarifledi.

Şişman ve gözlüklü olmasına rağmen onun kadınlar için karşı konulamaz bir cazibesi olduğunu söyleyen Aitken, 1995'te verilen bir akşam yemeğinde Diana'yla Kissinger'ın arasında geçen anları kaleme aldı. 

Birleşik Krallık'ta 1989 ila 1995'te Dışişleri Bakanlığı yapan Douglas Hurd'ın resmi konutunda verdiği özel akşam yemeğine, 1997'de hayatını kaybeden Prenses Diana ve Henry Kissinger da katılmıştı.

Aitken, dönemin iki popüler isminin karşılaşmasını şöyle anlattı:

Davette Henry'nin Diana'yı etkilemek için cazibesini ve derinden gelen büyüleyici bas sesini nasıl kullandığını gördüm. Diana'nın da kirpiklerini titreterek Kissinger'a söylediği ilk sözlerin şöyle olduğunu hatırlıyorum: 'Korkarım ben dış politika konusunda uzman değilim'

Aitken bu sözlerin karşısında Henry'nin centilmen bir şekilde, "Endişelenmeyin hanımefendi. Bu, çoğu öğrencinin lisans eğitiminde asla bitiremediği bir konudur. Fakat karizmanız, birçok yabancı devlet adamını sizin ilkleri başarabileceğinize ikna etmeye yetecektir" diye cevap verdiğini belirtti.

Görsel kaldırıldı.
Yazara göre, Kissinger'ın "Güç en büyük afrodizyaktır" sözüne şaşılmaması gerekiyor (AFP)

Adı savaş suçlarıyla anılan Kissinger, Nazilerin iktidarda olduğu 1938'de baskılar nedeniyle Yahudi ailesiyle birlikte ABD'ye göç etti.

Kissinger, 1969 ila 1975'te Beyaz Saray Ulusal Güvenlik Danışmanı, 1973 ila 1977'de Dışişleri Bakanı olarak görev yaptı.

Richard Nixon ve Gerald Ford'un iktidarda olduğu dönemde dışişleri bakanlığı yapan Kissinger, dünya kamuoyunda da tartışmalı bir isim.

ABD'nin Vietnam, Kamboçya ve Laos'ta işlediği savaş suçlarının mimarı olarak gösterilen Kissinger, Arjantin ve Şili'deki askeri darbelere de destek verdiği için eleştirildi.

Independent Türkçe



Kardiyologlardan uyarı: Yüksek protein diyeti tansiyon ve kolesterolü etkiliyor

Mevcut beslenme kılavuzları genellikle proteinin günlük alınan kalorinin yüzde 10 ila 35'ini oluşturmasını öneriyor (AFP)
Mevcut beslenme kılavuzları genellikle proteinin günlük alınan kalorinin yüzde 10 ila 35'ini oluşturmasını öneriyor (AFP)
TT

Kardiyologlardan uyarı: Yüksek protein diyeti tansiyon ve kolesterolü etkiliyor

Mevcut beslenme kılavuzları genellikle proteinin günlük alınan kalorinin yüzde 10 ila 35'ini oluşturmasını öneriyor (AFP)
Mevcut beslenme kılavuzları genellikle proteinin günlük alınan kalorinin yüzde 10 ila 35'ini oluşturmasını öneriyor (AFP)

Yeni bir çalışma, özellikle günlük kalorinin yüzde 22'sinden fazlasının proteinden geldiği yüksek proteinli beslenme biçimlerinin, ateroskleroz gelişimine yani atardamarların sertleşmesine katkıda bulunarak kalp sağlığı sorunlarına yol açabileceği uyarısında bulunuyor.

Pittsburgh Üniversitesi'nden araştırmacılar hem hayvan hem de küçük ölçekli insan deneylerini kullanarak fazla proteinin, özellikle de et ve yumurta gibi hayvansal kaynaklarda bulunan lösin adlı amino asidin, arteriyel plak oluşumunda rol oynayan temel bağışıklık hücreleri makrofajlarda mTOR sinyalini tetiklediğini keşfetti.

Hakemli dergi Nature Metabolism'de çarşamba günü yayımlanan çalışmanın başyazarı Dr. Babak Razani, "Yaklaşık yüzde 22 kilokalori protein içeren yemekler yemek, protein ve lösinin riski artırdığı eşik noktasına denk geliyor" diyor.

Ancak tüm uzmanlar aynı fikirde değil. Razani'nin ekibinin 2020'de yaptığı bir çalışma, yüksek proteinli beslenme biçimlerini kardiyovasküler hastalık riskinin artmasıyla ilişkilendirmişti.

2023'te insanlar üzerinde yapılan daha büyük bir çalışmada, yüksek ve standart seviyede protein içeren diyetler arasında kardiyovasküler çıktılar açısından istatistiksel olarak anlamlı bir fark bulunmamıştı.

Araştırmada yer almayan kardiyolog Dr. Stephen Tang, çalışmanın herhangi bir sonuca varılamayacak kadar küçük ölçekli olduğunu iddia ediyor. Yine de bu çalışmanın, kalp uzmanlarının bitki ağırlıklı beslenme biçimlerine giderek daha fazla yöneldiğine dair artan kanıtlara işaret ettiğine değiniyor.

Medical News Today'e konuşan Tang, "Ben olsam farklı bir şey yapmazdım" diyor. 

Ancak bu çalışma, yüksek proteinin doğru yol olmadığına dair daha fazla kanıt sunuyor. Kardiyologlar genellikle proteine değil, kolesterol ve yüksek tansiyona odaklanır. Bu çalışma, bitki temelli beslenmenin kalp sağlığına iyi geldiğini doğruluyor.

1984'te yapılan bir çalışmada ekmek, sebze, meyve, kuruyemiş, fasulye ve makarna gibi gıdalardan elde edilenler bitkisel protein diye tanımlanmıştı. Bunlardan daha fazla tüketen kadınların sağlıklı yaşlanma olasılığı yüzde 46 daha fazlayken, hayvansal proteinlere bel bağlayanların yaşlandıkça sağlıklı kalma ihtimali yüzde 6 daha azdı.

Mevcut beslenme kılavuzları genel olarak proteinin günlük kalorinin yüzde 10 ila 35'ini oluşturmasını tavsiye ederken, alt sınırı vücut ağırlığının bir kilogramı başına yaklaşık 0,8 gram (enerjinin yaklaşık yüzde 11'i) olarak belirlemek çoğu yetişkin için yeterli.

Amerikan Kalp Derneği de protein niteliğinin kritik olduğunu belirtiyor. Fasulye, mercimek, kuruyemiş, tohumlar ve omega-3 bakımından zengin yağlı balıklar gibi bitki bazlı proteinleri tercih edip kırmızı ve işlenmiş etlerle doymuş yağ tüketimini sınırlandırmayı öneriyor.

Harvard araştırmacıları da aşırı proteinin doğası gereği zararlı olmadığını ancak hayvansal proteine fazla bel bağlamanın bitkisel proteine kıyasla kolesterolü ve ölüm riskini artırabileceğini ifade ediyor.

Independent Türkçe