Vietnam’daki mahsul kıtlığı nedeniyle küresel kahve tedariği tehdit altında

Kenya’nın Nyeri ilçesindeki bir kahve üreticisi kahve çekirdeklerini boşaltıyor (Reuters)
Kenya’nın Nyeri ilçesindeki bir kahve üreticisi kahve çekirdeklerini boşaltıyor (Reuters)
TT

Vietnam’daki mahsul kıtlığı nedeniyle küresel kahve tedariği tehdit altında

Kenya’nın Nyeri ilçesindeki bir kahve üreticisi kahve çekirdeklerini boşaltıyor (Reuters)
Kenya’nın Nyeri ilçesindeki bir kahve üreticisi kahve çekirdeklerini boşaltıyor (Reuters)

Mahsulün azalmasının yanı sıra artan yerel ve küresel talebin arz üzerinde baskı yaratması nedeniyle, dünyanın hazır içecekler ve espressoda kullanılan Robusta çeşidinin en büyük üreticisi olan Vietnam’dan daha da az kahve alması bekleniyor.

Şarku’l Avsat’ın Bloomberg’ten aktardığı habere göre, Vietnam Kahve Kakao Birliği Başkan Yardımcısı Do Ha Nam, Ho Chi Minh şehrinde düzenlenen bir konferansta konuya değindi.

Do Ha Nam, ülkenin mevcut mahsulden, bir önceki yılki 1,78 milyon tona kıyasla, 1,6 milyon ila 1,7 milyon ton kahve çekirdeği üretmesinin beklendiğini söyledi. 

Bir önceki mahsulden elde edilen stoğun neredeyse tükendiğini de vurguladı.

Bu tahminler, halihazırda günlük içecek fiyatlarının artmasıyla karşı karşıya olan kahve tüketicileri için kötü haber.

Bu yılın başlarında, Londra’daki Robusta vadeli işlemleri, arz eksikliği nedeniyle en az 2008’den bu yana en yüksek seviyesine ulaştı. 

Yalnızca geçen ay yüzde 10’dan fazla artış göstererek, ocak ayından bu yana en büyük artışı kaydetti.

Aynı zamanda ülkenin en büyük ihracatçılarından Intimex Group’un Başkanı olan Nam’a göre, Vietnam’daki tarım alanları, özellikle Dak Lac ve Dak Nong gibi kilit eyaletlerde daralıyor ve bazı bölgelerde verim de düşüyor.

Kahve ağaçları

Nam, çiftçilerin durian ve avokado gibi daha karlı mahsuller için kahve ağaçlarını kesmesi nedeniyle, Tarım Bakanlığı’nın önceki 700 bin hektarlık tahminiyle karşılaştırıldığında, ülkedeki toplam kahve alanının muhtemelen yaklaşık 600 bin hektar olduğunu söyledi.

Vietnam Kahve Kakao Birliği Başkanı Nguyen Nam Hai ise aynı konferansta, Vietnam’ın ihracatının 2023-2024 sezonunda, bir önceki yıl kaydedilen 1,66 milyon tondan yüzde 15 oranında düşebileceğini dile getirdi.

Söz konusu yetkili, kasım sonu itibarıyle hasadın yüzde 50 oranında tamamlandığını, yerel fiyatların da geçen yıla göre yüzde 40’ın üzerinde arttığını ifade etti.

Nam Hai’ye göre, herhangi bir zaman çerçevesi belirtmeden, hazır kahve tesisleri tam kapasiteye ulaştığında, yerel çekirdek tüketimi mevcut 260 bin tondan, yılda 350 bin ila 400 bin tona yükselebilir.



Kardiyologlardan uyarı: Yüksek protein diyeti tansiyon ve kolesterolü etkiliyor

Mevcut beslenme kılavuzları genellikle proteinin günlük alınan kalorinin yüzde 10 ila 35'ini oluşturmasını öneriyor (AFP)
Mevcut beslenme kılavuzları genellikle proteinin günlük alınan kalorinin yüzde 10 ila 35'ini oluşturmasını öneriyor (AFP)
TT

Kardiyologlardan uyarı: Yüksek protein diyeti tansiyon ve kolesterolü etkiliyor

Mevcut beslenme kılavuzları genellikle proteinin günlük alınan kalorinin yüzde 10 ila 35'ini oluşturmasını öneriyor (AFP)
Mevcut beslenme kılavuzları genellikle proteinin günlük alınan kalorinin yüzde 10 ila 35'ini oluşturmasını öneriyor (AFP)

Yeni bir çalışma, özellikle günlük kalorinin yüzde 22'sinden fazlasının proteinden geldiği yüksek proteinli beslenme biçimlerinin, ateroskleroz gelişimine yani atardamarların sertleşmesine katkıda bulunarak kalp sağlığı sorunlarına yol açabileceği uyarısında bulunuyor.

Pittsburgh Üniversitesi'nden araştırmacılar hem hayvan hem de küçük ölçekli insan deneylerini kullanarak fazla proteinin, özellikle de et ve yumurta gibi hayvansal kaynaklarda bulunan lösin adlı amino asidin, arteriyel plak oluşumunda rol oynayan temel bağışıklık hücreleri makrofajlarda mTOR sinyalini tetiklediğini keşfetti.

Hakemli dergi Nature Metabolism'de çarşamba günü yayımlanan çalışmanın başyazarı Dr. Babak Razani, "Yaklaşık yüzde 22 kilokalori protein içeren yemekler yemek, protein ve lösinin riski artırdığı eşik noktasına denk geliyor" diyor.

Ancak tüm uzmanlar aynı fikirde değil. Razani'nin ekibinin 2020'de yaptığı bir çalışma, yüksek proteinli beslenme biçimlerini kardiyovasküler hastalık riskinin artmasıyla ilişkilendirmişti.

2023'te insanlar üzerinde yapılan daha büyük bir çalışmada, yüksek ve standart seviyede protein içeren diyetler arasında kardiyovasküler çıktılar açısından istatistiksel olarak anlamlı bir fark bulunmamıştı.

Araştırmada yer almayan kardiyolog Dr. Stephen Tang, çalışmanın herhangi bir sonuca varılamayacak kadar küçük ölçekli olduğunu iddia ediyor. Yine de bu çalışmanın, kalp uzmanlarının bitki ağırlıklı beslenme biçimlerine giderek daha fazla yöneldiğine dair artan kanıtlara işaret ettiğine değiniyor.

Medical News Today'e konuşan Tang, "Ben olsam farklı bir şey yapmazdım" diyor. 

Ancak bu çalışma, yüksek proteinin doğru yol olmadığına dair daha fazla kanıt sunuyor. Kardiyologlar genellikle proteine değil, kolesterol ve yüksek tansiyona odaklanır. Bu çalışma, bitki temelli beslenmenin kalp sağlığına iyi geldiğini doğruluyor.

1984'te yapılan bir çalışmada ekmek, sebze, meyve, kuruyemiş, fasulye ve makarna gibi gıdalardan elde edilenler bitkisel protein diye tanımlanmıştı. Bunlardan daha fazla tüketen kadınların sağlıklı yaşlanma olasılığı yüzde 46 daha fazlayken, hayvansal proteinlere bel bağlayanların yaşlandıkça sağlıklı kalma ihtimali yüzde 6 daha azdı.

Mevcut beslenme kılavuzları genel olarak proteinin günlük kalorinin yüzde 10 ila 35'ini oluşturmasını tavsiye ederken, alt sınırı vücut ağırlığının bir kilogramı başına yaklaşık 0,8 gram (enerjinin yaklaşık yüzde 11'i) olarak belirlemek çoğu yetişkin için yeterli.

Amerikan Kalp Derneği de protein niteliğinin kritik olduğunu belirtiyor. Fasulye, mercimek, kuruyemiş, tohumlar ve omega-3 bakımından zengin yağlı balıklar gibi bitki bazlı proteinleri tercih edip kırmızı ve işlenmiş etlerle doymuş yağ tüketimini sınırlandırmayı öneriyor.

Harvard araştırmacıları da aşırı proteinin doğası gereği zararlı olmadığını ancak hayvansal proteine fazla bel bağlamanın bitkisel proteine kıyasla kolesterolü ve ölüm riskini artırabileceğini ifade ediyor.

Independent Türkçe