Everest'te ölüm rekoru kırıldı

Dağın zirvesine ilk kez 70 yıl önce ulaşılmıştı

8 bin 849 metre yüksekliğindeki dağın son 800 metresi "ölüm bölgesi" olarak adlandırılıyor (Reuters)
8 bin 849 metre yüksekliğindeki dağın son 800 metresi "ölüm bölgesi" olarak adlandırılıyor (Reuters)
TT

Everest'te ölüm rekoru kırıldı

8 bin 849 metre yüksekliğindeki dağın son 800 metresi "ölüm bölgesi" olarak adlandırılıyor (Reuters)
8 bin 849 metre yüksekliğindeki dağın son 800 metresi "ölüm bölgesi" olarak adlandırılıyor (Reuters)

Dünyanın en yüksek dağı Everest, tarihinin en ölümcül tırmanış sezonunu geride bıraktı.

İlk olarak 70 yıl önce zirvesine ulaşılan dağda, bu yıl 18 kişinin hayatını kaybetmesi rekor olarak kayıtlara geçti.

Hava basıncının düşmesi ve yüksek irtifada oksijen seviyesinin azalmasından kaynaklanan akut dağ hastalığının ölümlerin yaklaşık yarısının nedeni olduğu belirtildi.

Ölümlerin bir diğer nedeninin de dağdaki değişken hava koşulları olduğu ifade edildi. 

2023'teki can kayıplarıyla birlikte Everest'in tırmanış tarihinde hayatını kaybedenlerin toplam sayısı 317'ye ulaştı.

Bir önceki rekor 17 ölümle, 2014 sezonunda kaydedilmişti.

Birleşik Krallık merkezli Guardian gazetesi, mayısta yayımladığı haberde Nepal hükümetinin bu yıl 479 kişiye Everest'e tırmanış izni verdiğini aktarmıştı. 

Nepal Ulusal Dağ Rehberleri Birliği Başkanı Ang Norbu, gazeteye yaptığı açıklamada her geçen yıl daha fazla tecrübesiz dağcının bölgeye geldiğini ve hiç tecrübesi olmayan kişilerin zirveye tırmanmaya çalıştığını söylemişti.

Nepal hükümetinden izin belgesi almadan Everest'e tırmanılamıyor. 15 bin dolar ödenerek alınabilen belge Asya ülkesinin önemli gelir kaynaklarından biri.

Uzmanlar ve tecrübeli dağcılar son yıllarda Everest'in bir turizm güzergâhı olarak görüldüğünü ve heyecan arayan zenginlerin zirveye ulaşmak için rehberlere 60 bin dolara kadar ödeme yaptığını belirtiyor.

Independent Türkçe



Guatemala'daki "kan mağarası"nda vahşi Maya ritüelinin izleri ortaya çıktı

Yucatán Yarımadası'ndaki bir mağarada Mayalara ait çanak çömlek bulundu (Medina-Elizalde/Eurekalert)
Yucatán Yarımadası'ndaki bir mağarada Mayalara ait çanak çömlek bulundu (Medina-Elizalde/Eurekalert)
TT

Guatemala'daki "kan mağarası"nda vahşi Maya ritüelinin izleri ortaya çıktı

Yucatán Yarımadası'ndaki bir mağarada Mayalara ait çanak çömlek bulundu (Medina-Elizalde/Eurekalert)
Yucatán Yarımadası'ndaki bir mağarada Mayalara ait çanak çömlek bulundu (Medina-Elizalde/Eurekalert)

Arkeologlar Guatemala'daki bir mağarada, yağmur tanrısını yatıştırmak için insanların kurban edildiği vahşi bir Maya ritüelinden kalan parçalanmış kafataslarını ortaya çıkardı.

Cueva de Sangre ya da "kan mağarası" ilk kez 1990'larda Petén'deki arkeolojik kazı alanında yapılan bir araştırma sırasında keşfedilmişti.

Travmatik yaralanma izleri taşıyan kemikler zemine dağılmış halde bulunsa da yakın zamana kadar iyice incelenmemişlerdi.

Araştırmacılar, Maya halkının yaklaşık iki bin yıl önce mağarayı insan kurban etme ritüelleri için kullandığını gösteren kanıtlar sundu.

Aralarında Kaliforniya Eyalet Üniversitesi'nden Michele Bleuze'in de bulunduğu araştırmacılar, kemiklerin ritüel amaçlı parçalara ayrıldığına dair izler buldu.

Örneğin bir kafatası parçasının bir tarafında balta gibi bir aletle vurulduğunu gösteren bir iz var. Bir bebeğin kalça kemiğindeki benzer bir iz de muhtemelen ölüm anına yakın vakitte meydana gelmiş.

Araştırmacılar kemiklerin gömülmeyip yere saçılmış olmasının ve bazılarının tuhaf bir şekilde dizilmesinin, ritüelde kullanıldıklarına işaret ettiğini söylüyor.

Dahası arkeologlar, mağarada obsidyen bıçaklar ve kırmızı aşıboyası gibi ritüellerde kullanıldığı bilinen şeyler buldu.

Mağara alanı toplamda "yetişkin ve çocuklara ait 100'den fazla insan kemiği parçası" içeriyordu.

Araştırmacılar şöyle yazıyor:

Amerikan Yerlileri kozmolojisinde kutsal, canlı Dünya'nın önemi nedeniyle, insan kalıntılarının yeraltı boşluklarında biriktirilmesi Mezoamerika'da özel bir kültürel öneme sahipti.

Kemiklerdeki yaraların vahşi doğasını ve mağaradaki yüksek yoğunluğunu göz önüne alan araştırmacılar, Cueva de Sangre'nin yaklaşık MÖ 400 ila MS 250'de Mayaların ritüel amaçlı insan kurban etme alanı olduğu sonucuna vardı.

Bilim insanları "Mevcut iskelet unsurlarının türleri, travma, kemiklerin dizilişi ve kemiklerdeki değişiklikler, mağaradaki kalıntıların kurban niteliği taşıdığını güçlü bir şekilde destekliyor" diye yazıyor.

Mağaraya, bir su birikintisine açılan bir geçide inen küçük bir açıklıktan ulaşılabiliyor. Antik Mayalar için mağara muhtemelen sadece marttan mayısa kadar süren kurak mevsimde açıktı, sonrasında yağmurlar mağarayı erişilemez hale getirmiş olmalı.

Araştırmacılar, insan kurban edilen vahşi ritüellerin muhtemelen Maya yağmur tanrısı Chaac'ı yatıştırmak için yapıldığını ancak bu tür uygulamaların doğasını daha iyi anlamak için kemiklerin DNA analizinin yapılması gibi daha fazla çalışmaya ihtiyaç duyulduğunu söylüyor.

Gelecekteki araştırmaların, İspanyolların fethinden önce Orta Amerika'daki yaşama da daha fazla ışık tutabileceğini belirtiyorlar.

Independent Türkçe