John Wick 4'ün nefes kesen sahnesiyle ilgili "kral" itirafı

Dünya çapında 440 milyon dolar hasılat yapan John Wick 4, eleştiri derleme sitesi Rotten Tomatoes'da 100 üzerinden 94 gibi yüksek bir puan almayı başarmıştı (Lionsgate)
Dünya çapında 440 milyon dolar hasılat yapan John Wick 4, eleştiri derleme sitesi Rotten Tomatoes'da 100 üzerinden 94 gibi yüksek bir puan almayı başarmıştı (Lionsgate)
TT

John Wick 4'ün nefes kesen sahnesiyle ilgili "kral" itirafı

Dünya çapında 440 milyon dolar hasılat yapan John Wick 4, eleştiri derleme sitesi Rotten Tomatoes'da 100 üzerinden 94 gibi yüksek bir puan almayı başarmıştı (Lionsgate)
Dünya çapında 440 milyon dolar hasılat yapan John Wick 4, eleştiri derleme sitesi Rotten Tomatoes'da 100 üzerinden 94 gibi yüksek bir puan almayı başarmıştı (Lionsgate)

John Wick serisinin yönetmeni Chad Stahelski, filmin en nefes kesici sahnelerinden birinin hayata geçirilmesinde gerçek bir kralın parmağı olduğunu açıkladı. 

Keanu Reeves'in canlandırdığı meşhur suikastçı, geçen bahar 4. kez geri dönmüş ve şimdiye kadarki en aksiyon dolu bölümde Yüksek Şura'yı devirip özgürlüğünü kazanmak için savaşmıştı. 

John Wick 4'te (John Wick: Chapter 4) beğeni toplayan sadece aksiyon sahneleri değil. Sinematografi ve yerinde çekimler de devam filminin epik sunumuna katkıda bulundu.

Stahelski, Josh Horowitz'in Happy Sad Confused podcast'ine konuk oldu ve John Wick 4'ün çarpıcı sahnelerine değindi.

Yönetmen, bir kraliyet figürünün, prodüksiyonun çölde gün doğumunu yakalamasına yardımcı olduğunu da açıkladı.

Bu, Akabe ve Rum Vadisi'nin dışındaki Ürdün çölünde gerçek bir gün doğumu, yani dijital değil. Bununla gurur duyuyorum. Ürdün Kralı bu gün doğumu çekimini yapabilmemiz ve çölün ortasına gitmemiz için bize ödünç helikopter verdi.

Popüler aksiyon serisinin 2014'te gösterime giren ilk filmi, Hollywood'da pek sık görülmeyen bir aksiyon seviyesi ve tarzına sahip olmasının yanı sıra son derece mütevazı bir bütçeyle çekilmesiyle de sürpriz bir hit olmuştu. 

Ancak Stahelski'nin aksiyonun ötesine geçen hedefleri olduğu daha ilk filmden belliydi. Bu hedefler, her biri bir öncekinden daha görkemli olan John Wick filmlerinde daha da belirgin hale geldi.

John Wick 4 geniş manzaralar, nefes kesici gerçek mekanlar, aksiyon türünde pek de alışık olunmayan sinematografi ve set tasarımıyla fark yarattı.

Filmin açılışındaki çöl sekansı, David Lean imzalı başyapıt Arabistanlı Lawrence'ı (Lawrence of Arabia) anımsatırken, diğer aksiyon sahnelerinde Japonya, Berlin ve Fransa'daki gerçek mekanlar çarpıcı bir şekilde kullanıldı. 

Örneğin filmin finalindeki Sacré Coeur sekansı tamamen 222 basamaklı merdivende şekilleniyordu ve çekimlerin tamamı Paris'te gerçekleşti.

Independent Türkçe, ScreenRant, Happy Sad Confused



Doğadaki balıkların insanları ayırt edebildiği ortaya çıktı

Çalışmanın yazarı Maëlan Tomasek, Akdeniz'de gerçekleştirilen deneyde "gönüllü" bir balıkla birlikte (Maëlan Tomasek)
Çalışmanın yazarı Maëlan Tomasek, Akdeniz'de gerçekleştirilen deneyde "gönüllü" bir balıkla birlikte (Maëlan Tomasek)
TT

Doğadaki balıkların insanları ayırt edebildiği ortaya çıktı

Çalışmanın yazarı Maëlan Tomasek, Akdeniz'de gerçekleştirilen deneyde "gönüllü" bir balıkla birlikte (Maëlan Tomasek)
Çalışmanın yazarı Maëlan Tomasek, Akdeniz'de gerçekleştirilen deneyde "gönüllü" bir balıkla birlikte (Maëlan Tomasek)

Akdeniz'deki bir araştırma istasyonundaki bilim insanları, bazı yabani balıkların insanları ayırt edebildiğini ve daha önce kendilerini besleyen dalgıçları tanıyıp hedef alabildiğini buldu.

Hakemli dergi Biology Letters'ta salı günü yayımlanan çalışmada bazı yabani balıkların görsel ipuçlarını kullanarak belirli insanları, dalış takımları yüzlerini kapatsa bile tanıdığı tespit edildi.

Daha önceki laboratuvar çalışmaları, okçu balığı gibi tutsak balıkların kontrollü ortamlarda insan yüzlerini tanıyabildiğini göstermişti.

Ancak Almanya'daki Max Planck Hayvan Davranışları Enstitüsü'nden (MPI-AB) araştırmacılar, yabani balıkların da aynı şeyi yapabileceğine dair çok az kanıt olduğunu söylüyor.

Bilim insanları bunu test etmek için Akdeniz'de suyun 8 metre altında, yabani balıkların dalgıçlara alıştığı bir araştırma sahasında bir dizi deney yürüttü.

Çalışmanın ortak yazarı Katinka Soller deneylerin ilk aşamasında, parlak kırmızı bir yelek giyerek yerel balıkların dikkatini çekmeye çalıştı ve 50 metre boyunca yüzerken balıkları besledi.

Yavaş yavaş yeleği çıkarıp sade bir dalış kıyafeti giydi, yemleri sakladı ve balıkları ancak kendisini 50 metre boyunca takip ettikten sonra besledi.

Bilim insanlarına göre balıklar, çalışmaya istedikleri gibi gelip giden "gönüllüler"di.

Özellikle iki tür Sparidae balığının çalışmaya katılmaya istekli olduğunu söylüyorlar.

12 günlük eğitimden sonra 20 balık Soller'ı takip etti ve araştırmacı, balıkların çoğunu fiziksel özelliklerinden tanıyabildi.

Soller şöyle diyor:

Sırtında iki parlak gümüş pul olan Bernie ve kuyruk yüzgecinden bir ısırık alınmış Alfie vardı.

Araştırmacılar deneyin bir sonraki aşamasında aynı balıkların Soller'ı, başka bir dalgıç olan çalışmanın kıdemli yazarı Maëlan Tomasek'ten ayırıp ayıramayacağını test etti.

Araştırmacılar Dr. Tomasek'in dalış takımının, dalgıç elbisesi ve yüzgeçlerin bazı renkli kısımlarıyla "önemli ölçüde farklılık gösterdiğini" söylüyor.

Bu kez dalgıçlar aynı noktadan başlayıp farklı yönlere doğru yüzdü ancak Dr. Tomasek kendisini takip eden balıkları hiç beslemedi.

Bilim insanları, balıkların ilk gün her iki dalgıcı da eşit şekilde takip ederken, Soller'ın peşinden giden balık sayısının ikinci günden itibaren kayda değer derecede arttığını görünce şaşırdı.

Daha sonra hayvanlar üzerinde bireysel olarak çalışmak için büyük gruptan 6 balığa odaklanan araştırmacılar, bu balıkların "güçlü pozitif öğrenme eğrileri" gösterdiğini buldu.

Bulgular, balıkların her iki dalgıcın da bilincinde olduğuna ve her birini deneyerek Katinka'nın yüzmenin sonunda ödül verdiğini öğrendiğine işaret ediyor.

Öte yandan bilim insanları deneyi birbirinin aynısı olan dalış kıyafetlerini giyerek tekrarlayınca balıkların onları ayırt edemediğini söylüyor.

Araştırmacılar bu gözleme dayanarak balıkların dalış takımındaki farklılıkları (yüksek ihtimalle renk ipuçlarını) dalgıçlarla ilişkilendirdiğinden şüpheleniyor.

Dr. Tomasek şöyle diyor:

Neredeyse tüm balıklar renkli görüşe sahip, bu nedenle Sparidae balıklarının vücuttaki renk bölgelerine dayanarak doğru dalgıcı ayırt etmeyi öğrenmesi şaşırtıcı değil.

Soller "Yüzümüze yaklaştıklarını ve vücudumuzu incelediklerini zaten gözlemlemiştik. Sanki biz onları değil de onlar bizi inceliyormuş gibiydi" ifadelerini kullanıyor.

Independent Türkçe