Ortak sınavlarda "açık uçlu" soru dönemi başlıyor

26-27 Mart'ta yapılacak ülke geneli ortak sınavlarda ilk kez öğrencilerin cevapları kendi cümleleriyle yazacakları açık uçlu ve kısa cevaplı sorular kullanılacak.

AA
AA
TT

Ortak sınavlarda "açık uçlu" soru dönemi başlıyor

AA
AA

Milli Eğitim Bakanlığınca (MEB), öğrencilerin gelişimini takip etmek, müfredatın işlenmesinde okullar arasında bütünlük sağlamak ve uygulama birliği oluşturmak amacıyla 26-27 Mart'ta yapılacak ülke geneli ortak sınavlarda ilk kez öğrencilerin cevapları kendi cümleleriyle yazacakları açık uçlu ve kısa cevaplı sorular kullanılacak.

Sınavların değerlendirme işlemleri 6. sınıf Türkçe dersi için bağımsız iki puanlayıcı tarafından, diğer dersler için de okul müdürlüklerinin karar doğrultusunda zümreler, ilgili dersin öğretmenleri ya da komşu okul zümre öğretmenlerince yapılacak.

MEB Ölçme, Değerlendirme ve Sınav Hizmetleri Genel Müdürü Kemal Bülbül, 26-27 Mart 2024'te ülke genelinde ortak düzenlenecek ikinci dönem birinci yazılılarına yönelik AA muhabirinin sorularını yanıtladı.

Ölçmede esas amacın öğrenciye geri bildirim vermek ve sınıf genelinde eksik öğrenmeleri ortaya çıkarabilmek olduğunu vurgulayan Bülbül, "Bu amaçla yayımladığımız Milli Eğitim Bakanlığı Ölçme ve Değerlendirme Yönetmeliği'ne yansıyan hükümler doğrultusunda daha iyi bir ölçme yapabilmek için açık uçlu soru sistemine geçtik. Ortaokul ve liselerde, öğretmenler tarafından hazırlanan tüm sınavlarda sorular açık uçlu ya da kısa cevaplı sorulardan oluşacak şekilde oluşturulması esasını getirdik." hatırlatmasını yaptı.

"Yeni bir sınav uygulaması getirmedik"

Ortaokul ve liselerdeki ortak sınavların "ülke genelinde", "il ve ilçe genelinde" ve "okul genelinde" olmak üzere 3 şekilde yapılması esasını getirdiklerini anlatan Bülbül, "Burada yeni bir sınav uygulaması getirmedik. Ülke genelindeki ortak sınavlarla öğrencilerin ilan ettiğimiz kademelerdeki derslerinden birini bakanlık olarak yapıyoruz." dedi.

Öğrenciler cevapları kendi cümleleriyle yazacak

Bülbül, ilk dönem ülke geneli ortak yazılı sınavları planlandığı şekilde çoktan seçmeli sorularla yaptıklarını belirterek, 26-27 Mart'ta yapılacak ikinci dönem ülke geneli ortak sınavları da daha önce planlandıkları şekilde öğrencilerin cevapları kendi cümleleriyle yazacakları açık uçlu ve kısa cevaplı sorularla yapacaklarını bildirdi.

Bakanlıkça alınan karar gereği, ülke genelinde 6. sınıf Türkçe ve matematik dersleri ile 9. sınıf Türk dili ve edebiyatı ve matematik derslerinin ikinci dönem birinci yazılılarının bakanlık tarafından ortak yazılı sınavlar kapsamında yapılacağını anımsatan Bülbül, bu kapsamda sınav tarihlerinin de belirlendiğini söyledi.

Bülbül, 26 Mart 2024 Salı günü 6. sınıf Türkçe ile 9. sınıf Türk dili ve edebiyatı, 27 Mart 2024 Çarşamba günü ise 6. sınıf matematik ile 9. sınıf matematik derslerinden ülke genelinde ortak sınav yapılacağını dile getirdi.

Ülke geneli ikinci dönem ortak sınavlarda ilk dönemden farklı olarak; 6. sınıf Türkçe dersinde çoktan seçmeli soruların yanı sıra açık uçlu ve kısa cevaplı soruların sorulacağını aktaran Bülbül, 6. sınıf matematik, 9. sınıf Türk dili ve edebiyatı ile 9. sınıf matematik dersleri için ise açık uçlu ve kısa cevaplı soruların kullanılacağını anlattı.

Pilotlamanın analizlerinden sonra nihai sınav sorularına karar veriliyor

Genel Müdür Bülbül, ülke geneli ortak yazılı sınav sorularının nasıl hazırlandığına ilişkin soru üzerine, şu bilgileri paylaştı:

"Bakanlıkça ülke genelinde ortak yapılacak yazılı sınav soruları Genel Müdürlüğümüzde görevli alan uzmanlarınca hazırlanmaktadır. Bu sorular, 20 Şubat 2024'te 'odsgm.meb.gov.tr' adresinde yayımlanan konu soru dağılım tablolarındaki konu ve kazanımlara uygun olarak hazırlanmakta, hazırlanan sorular örneklem olarak seçilen okullarda pilotlanmakta ve gerekli analizler yapılarak nihai sınav sorularına karar verilmektedir."

Değerlendirme yapacak öğretmenlere puanlama eğitimleri verilecek

Genel Müdür Bülbül, "açık uçlu soruların kullanıldığı ve ülke geneli ortak yapılan sınavların değerlendirme işlemlerinin nasıl yapılacağına ilişkin soruyu yanıtlarken, sınavların değerlendirilmesinde önemli detayların bulunduğunu belirtti. Bülbül, şunları söyledi:

"Bakanlığımız, ilk defa bu yıl açık uçlu ve kısa cevaplı soruların yer aldığı ülke geneli ortak yazılı sınavlar yapacak. Bu kapsamda ortak sınavların değerlendirme işlemleri iki şekilde yapılacak. 6. sınıf Türkçe dersi ortak yazılı sınavının puanlama işlemleri, ülke genelinde ortak olacak. Burada açık uçlu soruların değerlendirilmesinde görev alacak öğretmenlere puanlama eğitimleri verilecek ve her bir öğrenci cevabı sistem üzerinden bağımsız iki puanlayıcı tarafından puanlanacak. Öğrenci cevabına yönelik tutarsız bir puanlama olması durumunda ise cevap üst puanlayıcı rolündeki görevli tarafından değerlendirilecek ve nihai karar verilecektir. Böylelikle puanlama işlemlerinde hata payımız olmayacak.

Ülke genelinde ortak yapılacak ve açık uçlu ve kısa cevaplı soruların kullanıldığı diğer sınavların '6. sınıf matematik, 9. sınıf Türk dili ve edebiyatı ile 9. sınıf matematik' değerlendirme işlemleri ise okul müdürlüklerinin alacağı karar doğrultusunda eğitim kurumu sınıf, alan zümreleri, ilgili dersin öğretmenleri ya da komşu okul eğitim kurumu sınıf, alan zümre öğretmenleri tarafından yapılacak."

Bülbül, sınav uygulamasının görevli öğretmenlerce nasıl yapılacağına ilişkin "Bu durumu birinci dönem tecrübe ettik ve hiçbir sorun yaşamadık. 6. sınıf Türkçe dersi ortak yazılı sınavına ait öğrenci cevap kağıtlarının basımı ise il ölçme değerlendirme merkezi müdürlüklerince yapılacak." bilgisini verdi.

Sonuçlar nasıl öğrenilecek

Genel Müdür Bülbül, Türkçe dersi 6. sınıf ortak yazılı sınav sonuçlarının "ortakyazilisinav.meb.gov.tr" adresinde okul müdürlüklerinin erişimine açılacağını ve alan öğretmenlerince e-Okul sistemine işleneceğini bildirdi.

Bülbül, 6. sınıf matematik, 9. sınıf Türk dili ve edebiyatı ile 9. sınıf matematik derslerinin ortak yazılı sınav sonuçlarının ise ilgili dersin öğretmenlerince e-Okul sistemine işleneceğini ve öğrencilere bildirileceğini sözlerine ekledi.



ABD, Sudan'daki savaşı sona erdirmek için üç aşamalı bir plan önerdi

Kenya'nın başkenti Nairobi'den Sudan'daki savaşın sona ermesi çağrısında bulunan barış aktivistleri, 1 Aralık 2025 (Reuters)
Kenya'nın başkenti Nairobi'den Sudan'daki savaşın sona ermesi çağrısında bulunan barış aktivistleri, 1 Aralık 2025 (Reuters)
TT

ABD, Sudan'daki savaşı sona erdirmek için üç aşamalı bir plan önerdi

Kenya'nın başkenti Nairobi'den Sudan'daki savaşın sona ermesi çağrısında bulunan barış aktivistleri, 1 Aralık 2025 (Reuters)
Kenya'nın başkenti Nairobi'den Sudan'daki savaşın sona ermesi çağrısında bulunan barış aktivistleri, 1 Aralık 2025 (Reuters)

Basın kaynakları, Sudan krizine yönelik Amerikan çözüm önerisinin askeri, insani ve siyasi olmak üzere üç aşamayı içerdiğini açıkladı.

ABD Başkanı Donald Trump’ın Afrika'dan Sorumlu Kıdemli Danışmanı Massad Boulos, Sudan’daki çatışmaların durdurulmasına ilişkin üç aşamalı bir yol haritası sundu. Al Arabiya - Al Hadath kanalına konuşan özel kaynaklar, dün aktarılan bu önerinin kapsamlı bir ateşkes süreci, insani erişimin açılması ve siyasi geçiş planını içerdiğini bildirdi.

Askeri başlık, ülkede ateşkesin sağlanmasını, insani yardımın tüm bölgelere ulaşabilmesi için gerekli koridorların açılmasını ve temel hizmetlerin yeniden işlemesini hedefliyor. Ayrıca ateşkesi izlemek üzere uluslararası bir komite kurulması, sahadaki denetim mekanizmalarının uygulanması ve sivillerin korunması da önerinin bir parçası. Bu düzenlemelerin, ateşkes sonrası dönemde olası ihlallerin hızla ele alınmasına katkı sağlayacağı belirtiliyor.

Eski rejim ve Müslüman Kardeşler’e yer yok

Siyasi yol haritası ise sürecin sivil güçler tarafından yürütülmesini, eski rejim unsurları ile İslamcı grupların sürecin dışında bırakılmasını öngörüyor. Bu aşama, tarafların ateşkese onay vermesiyle başlayacak ve insani yardımların güvence altına alınmasını da içerecek tam kapsamlı bir barış sürecine kapı aralayacak.

Önerinin bir diğer önemli maddesi ise kapsamlı askeri reform programı. Buna göre, Sudan ordusu ve güvenlik kurumlarında Müslüman Kardeşler’e bağlı unsurların tasfiyesi, silahlı grupların entegrasyonu veya dağıtılması ve tüm bu yapıların yeniden düzenlenmesi öngörülüyor. Sürecin sonunda birleşik, profesyonel ve sivil otoriteye bağlı bir güvenlik yapısının ortaya çıkması hedefleniyor. Şarku’l Avsat’ın Independent Arabia’dan aktardığı habere göre Amerikan planında, bu reformun yalnızca ordu ile Hızlı Destek Kuvvetleri (HDK) tarafından belirlenemeyeceği, tüm Sudanlıları ilgilendiren ulusal bir süreç olması gerektiği vurgulanıyor.

Boulos, geçtiğimiz eylül ayında Sudan hükümeti ve HDK heyetlerine, ülkede süren savaşı sona erdirmeyi amaçlayan bütüncül bir süreç kapsamında ateşkes içeren bir yol haritası sunmuştu. Ancak Boulos 25 Kasım’da yaptığı açıklamada, Sudan’daki çatışmanın iki tarafının da ateşkes önerisine onay vermediğini belirterek, tarafları ‘ön koşulsuz’ şekilde Washington’ın planını kabul etmeye çağırdı. Bu adımın, şiddetin durdurulmasına ve siyasi sürecin yeniden başlaması için uygun koşulların oluşturulmasına katkı sağlayacağı ifade edildi.

Sudan’daki savaşa insani ara verilmesinin hayat kurtarmak açısından zorunlu olduğunu vurgulayan Boulos, bu adımın sürdürülebilir bir diyalog ve ülkede sivil yönetime geçiş yolunda kritik bir aşama olduğunu söyledi.


Artan nefret, İsveç'teki kadınları siyasetten uzaklaştırıyor

Ülkenin ilk ve tek kadın başbakanı Magdalena Andersson, Kasım 2021-Ekim 2022'de bu görevi sürdürdü (AFP)
Ülkenin ilk ve tek kadın başbakanı Magdalena Andersson, Kasım 2021-Ekim 2022'de bu görevi sürdürdü (AFP)
TT

Artan nefret, İsveç'teki kadınları siyasetten uzaklaştırıyor

Ülkenin ilk ve tek kadın başbakanı Magdalena Andersson, Kasım 2021-Ekim 2022'de bu görevi sürdürdü (AFP)
Ülkenin ilk ve tek kadın başbakanı Magdalena Andersson, Kasım 2021-Ekim 2022'de bu görevi sürdürdü (AFP)

İsveç Toplumsal Cinsiyet Eşitliği Ajansı, kadın siyasetçilere yönelik nefret, tehdit ve tacizin arttığını ve bu durumun kadınları korkutarak siyasetten uzaklaştırdığını bildirdi. 

İskandinav devletine bağlı kurum, bu durumun "demokrasiye yönelik büyük bir tehdit" oluşturduğu uyarısında bulundu.

52 yaşındaki Anna-Karin Hatt'ın ekimde Merkez Parti liderliğinden çekilmesi sonrasında kadınların İsveç siyasetindeki rolüne dair tartışma başladı. 

Bu görevi yalnızca 5 ay sürdürebilen Hatt, aldığı tehditleri istifasına gerekçe gösterirken şu ifadeleri kullanmıştı:

Sürekli tetikte olmak zorunda kaldığını ve tamamen güvende olmadığını hissetmek… Evde bile böyle… Bu durum, beni düşündüğümden çok daha fazla etkiledi.

Guardian, üç yıl önce bir erkeğin, aynı görevi üstlenen Annie Lööf'ü hedef alan bir suikast planı düzenlemekten hüküm giydiğini hatırlattı. 

Birleşik Krallık gazetesi için Hatt'ın kararını yorumlayan Lööf, "Anlattığını anlıyorum, ne hissettiğini biliyorum" dedi.

fgthy
10 milyonu aşkın nüfusuyla İsveç, dünyada en yüksek eşitlik standartlarına sahip ülkeler arasında gösteriliyor (Reuters)

Ülkedeki araştırmacılar, siyasi sahnenin son yıllarda daha kutuplaşmış ve bölünmüş bir hale geldiğine dikkat çekiyor. Bu durumun toplumsal tartışmayı ve kanun yapımını zorlaştırdığı bildiriliyor. 

İsveç Toplumsal Cinsiyet Eşitliği Ajansı yöneticilerinden Line Säll, bu siyasi ortamın "pek çok grubu korkuttuğunu" ve kadınların politikaya atılmadan önce "iki kere düşündüğünü" aktardı.

İfade özgürlüğü ve cinsiyet eşitliği konusunda dünyanın en önde gelen ülkeleri arasında sayılan İsveç'te istatistikler bu iddiaları yalanlıyor. 

İsveç Ulusal Suç Önleme Konseyi'nin bu yıl siyasetçilerin güvenliğine dair yaptığı anket, seçilmiş kadınların yüzde 26,3'ünün üstlendikleri pozisyonlar yüzünden tehdit ve tacizlere maruz kaldıklarını ortaya koydu. Erkeklerdeyse bu oran yüzde 23,6 olarak ölçüldü.

Savunmasız hissetmede fark daha da büyüdü. Kadınların yüzde 32,7'si, erkeklerinse yüzde 24'ü bu tarz hisler yaşadığını bildirdi. 

Cinsiyetten bağımsız olarak yabancı kökenlilerde bu oran yüzde 31,5 çıkarken, aileleri de İsveç geçmişine sahip olanlarda yüzde 24,1. 

Katılımcılar, başta sosyal medya olmak üzere çeşitli platformlardaki görünürlüklerini azaltmak zorunda kaldıklarını söyledi. 

Guardian, konuyla ilgili haberinde İsveç'teki bilgi edinme özgürlüğü yasalarının pek çok yurttaşın adres gibi özel bilgilerinin internette açık bir şekilde gösterilmesine neden olduğunu bildirdi. 

Bu durumun siyasetçilerin savunmasız hissetmesinde etkili olduğuna işaret edildi. 

Independent Türkçe, Guardian, AP


Yıldız isimden kendisini meşhur eden Scorsese'ye eleştiri: Film değil dizi olmalıydı

Amerikalı yıldız Jodie Foster, Kuzuların Sessizliği'ndeki (The Silence of the Lambs) çaylak FBI Ajanı Clarice Starling rolündeki performansıyla En İyi Kadın Oyuncu Oscar'ını kazanmıştı (Orion Pictures)
Amerikalı yıldız Jodie Foster, Kuzuların Sessizliği'ndeki (The Silence of the Lambs) çaylak FBI Ajanı Clarice Starling rolündeki performansıyla En İyi Kadın Oyuncu Oscar'ını kazanmıştı (Orion Pictures)
TT

Yıldız isimden kendisini meşhur eden Scorsese'ye eleştiri: Film değil dizi olmalıydı

Amerikalı yıldız Jodie Foster, Kuzuların Sessizliği'ndeki (The Silence of the Lambs) çaylak FBI Ajanı Clarice Starling rolündeki performansıyla En İyi Kadın Oyuncu Oscar'ını kazanmıştı (Orion Pictures)
Amerikalı yıldız Jodie Foster, Kuzuların Sessizliği'ndeki (The Silence of the Lambs) çaylak FBI Ajanı Clarice Starling rolündeki performansıyla En İyi Kadın Oyuncu Oscar'ını kazanmıştı (Orion Pictures)

Oscar ödüllü oyuncu ve yönetmen Jodie Foster, Martin Scorsese'nin 2023 tarihli epik filmi Dolunay Katilleri'nin (Killers of the Flower Moon) üç buçuk saatlik bir sinema filmi yerine 8 saatlik bir dijital platform dizisi olarak daha iyi işleyeceğini söyledi.

Foster, hafta sonunda onur ödülüne layık görüldüğü Marakeş Film Festivali'nde katıldığı bir sahne söyleşisinde sinemanın geleceğine ve özellikle True Detective deneyiminin ardından dijital platformlarda anlatı üretimine nasıl baktığına dair değerlendirmelerde bulundu.

Foster, ABD'de kapsamlı hikayelerin artık sinema yerine daha çok dijital platformlarda hayat bulduğunu söyleyerek şöyle devam etti:

Dijital platformlar artık, ana akım sinemanın sunduğu anlatım olanaklarının çok ötesine geçebiliyor. Amerika'da gerçek anlatılar artık internet tabanlı platformlarda hayat buluyor. Sinemalarda gördüğünüz şey büyük gişe hedefleyen süper kahraman filmleri ama gerçek hikaye anlatıcılığı dijital platformlarda.

Sektörün iki ayrı uçta ilerlediğini söyleyen Foster, bir yanda ana akım Hollywood filmlerinin, diğer yanda ise Avrupa'daki bağımsız sinema geleneğini anımsatan daha küçük yapımların bulunduğuna dikkat çekti. Ancak üçüncü bir alan olarak dijital platformlarda benzersiz bir özgürlük sunduğunu vurguladı:

8 saatlik hikayeler anlatabiliyorsunuz, hatta 5 sezon boyunca bir karakterin her yönünü keşfedebiliyorsunuz. Bunu geleneksel bir sinema filminde gerçekleştirmeniz mümkün değil. Bu özgürlüğe bayılıyorum.

63 yaşındaki Foster, Scorsese'nin David Grann'ın kitabından uyarlanan ve Osage Ulusu'nun gerçek hikayesini anlatan epik bir suç dramasını da bu bağlamda örnek gösterdi. 

Foster'a göre Scorsese, o dönemde Amerika Yerlileri'nin yaşadığı deneyimi derinlemesine anlatmayı hedefliyordu. Ancak film, sonunda Leonardo DiCaprio ve Robert De Niro'nun canlandırdığı iki karakter arasındaki ilişkiye odaklanan bir yapıya dönüştü:

Herkes Amerika Yerlileri'nin hikayesinin anlatılacağını düşünerek çok heyecanlanmıştı fakat izleyicinin karşısına, çoğu yerli kadının öldürüldüğü bir anlatı çıktı.

Foster, film ekibinin "Bu bir film, yeterli zaman yoktu" yanıtının da kendi içinde sorunlu olduğunu belirtti:

Aslında zaman da imkan da vardı. O hikayeyi 8 saatlik bir mini diziye dönüştürmek mümkün olabilirdi. Erkeklerdeki toksik maskülenliği ayrıntılı incelemek istiyorsanız bunu yapabilirdiniz. Ama ikinci bölüm tamamen yerli karakterlere odaklanabilirdi.

Foster, Martin Scorsese'nin kült filmi Taksi Şoförü'ndeki (Taxi Driver) ergen hayat kadını rolüyle, henüz 14 yaşındayken ilk Oscar adaylığını kazanmıştı.

Independent Türkçe, Deadline, ScreenRant