Joker 2'den Zavallılar'a 2024'te dikkat edilmesi gereken 24 film

Fiyaskoların ardından süper kahramanlar genellikle ara verirken, bu yıl kulağa gerçekten... iyi gelen orijinal fikirlerle ve devam filmleriyle dolup taşıyor?!

Günlüklerinize işaretleyin: Challengers, Ayı Paddington, Lisa Frankenstein, Joaquin Phoenix'in Joker'inin devamı, Dune: Çöl Gezegeni Bölüm İki ve Zavallılar (fotoğraftaki film) ön izlemesini yaptığımız 2024 filmleri arasında başı çekiyor (Atsushi Nishijima/Searchlight Pictures)
Günlüklerinize işaretleyin: Challengers, Ayı Paddington, Lisa Frankenstein, Joaquin Phoenix'in Joker'inin devamı, Dune: Çöl Gezegeni Bölüm İki ve Zavallılar (fotoğraftaki film) ön izlemesini yaptığımız 2024 filmleri arasında başı çekiyor (Atsushi Nishijima/Searchlight Pictures)
TT

Joker 2'den Zavallılar'a 2024'te dikkat edilmesi gereken 24 film

Günlüklerinize işaretleyin: Challengers, Ayı Paddington, Lisa Frankenstein, Joaquin Phoenix'in Joker'inin devamı, Dune: Çöl Gezegeni Bölüm İki ve Zavallılar (fotoğraftaki film) ön izlemesini yaptığımız 2024 filmleri arasında başı çekiyor (Atsushi Nishijima/Searchlight Pictures)
Günlüklerinize işaretleyin: Challengers, Ayı Paddington, Lisa Frankenstein, Joaquin Phoenix'in Joker'inin devamı, Dune: Çöl Gezegeni Bölüm İki ve Zavallılar (fotoğraftaki film) ön izlemesini yaptığımız 2024 filmleri arasında başı çekiyor (Atsushi Nishijima/Searchlight Pictures)

Jordan Peele'ın son filmi ve Bong Joon-ho'nun Parazit sonrası işinden, Coen kardeşlerden birinin lezbiyen polisiyesine işte Jacob Stolworthy'le Adam White'ın seçtiği, 2024'te görülmesi gereken 24 film

Süper kahramanlar ölmese de pelerinleri en azından bir jet motorunun içine çekildi ve böylece geçici olarak sersemlediler. 2024'te sinemayla ilgili dikkat edilmesi gereken bir şey varsa, o da elleriyle lazer sıkan maskeli kişilerin ve gökyüzüne uzanan CGI (Bilgisayar Üretimli İmgeleme) portalların görece eksikliği.

Çok azımızın Blue Beetle veya Ant-Man ve Wasp: Quantumania'yı izlemek istediği yönündeki şoke edici haberle birlikte, göremesek de halihazırda yılın en sinir bozucu filmi olan Deadpool 3 haricinde DC ve Marvel ara verdi. 

Öyleyse bu durum bizi nereye getiriyor? Kuşkusuz bu yıl da yeniden çekimler ve devam filmlerinden payına düşeni alacak ama en azından bu sefer kulağa eğlenceli geliyor. Dune: Çöl Gezegeni Bölüm İki (Dune: Part Two) sonunda vizyona girecek. 

Ti West ve Mia Goth seksi ve tuhaf ikili gösterimleri X ve Pearl'ü porno endüstrisi slasher'ı MaXXXine'le devam ettiriyor. Kasırga'nın (Twister) uzun süredir gelmeyen devam filminde Daisy Edgar-Jones devasa bir kasırgaya karşı... Kasırgalar! (Twisters) Gladyatör'ün (Gladiator) geciken devam filminde Paul Mescal yine (muhtemelen) devasa bir kaplana karşı... Gladyatör 2! (Gladiator 2)

Ve sonra Bong Joon-ho ve Marielle Heller'dan (Fury Road prequel'i Furiosa'yla) George Miller'a ve Barry Jenkins'e kadar auteur'lerin büyük bir heyecanla beklenen geri dönüşleri var. Sonuncusu kesinlikle kimsenin istemediği, CGI'la yapılmış Aslan Kral'ın (Lion King) devamını getiriyor olabilir ama bu Barry Jenkins, gerçekten ne kadar kötü bir şey çıkabilir ki?

Bu yıla yönelik iştahınızı kabartmak adına, 2024'te Birleşik Krallık'ta vizyona girmesi planlanan en heyecan verici 24 filmi seçtik.

Zavallılar (Poor Things)

Alasdair Gray'in eksantrik çok satan kitabının bu aşırı gerçeküstü uyarlamasında Emma Stone cinsel ve ruhsal bir yolculuğa çıkıyor. Frankenstein benzeri bir bilim insanı tarafından hayata döndürülen genç bir kadını canlandırıyor fakat doğmamış bebeğinin beyni kafasına yerleştirilmiş.

Stone'un buradaki performansı kıvrak, gösterişli ve neredeyse şoke edecek kadar cesur ve bu, (Sarayın Gözdesi [The Favourite] ve The Lobster'ın) yönetmeni Yorgos Lanthimos'la yakaladığı yaratıcı kimyanın bir kanıtı ki, nihayetinde Zavallılar tuhaf olduğu kadar tatlı ve narin hale de geliyor. (Türkiye'de 9 Şubat'ta gösterime girdi)

The Book of Clarence

MS 29 Kudüs'ünde kendi dinini kurmaya çalışan mazlum bir adamın (Lakeith Stanfield) etrafında dönen bu Kitâb-ı Mukaddes komedisi, Brian'ın Hayatı'na (Monty Python's Life of Brian) benziyor. Yönetmen Jeymes Samuel'in 2021 tarihli çılgınca pervasız The Harder They Fall'dan sonraki filmi olan bu yapım da, aynı derecede yıldızlarla dolu bir oyuncu kadrosuna sahip olmayı başardı: Görevlendirme listesinde James McAvoy, Omar Sy, David Oyelowo, Benedict Cumberbatch ve Stranger Things'den Caleb McLaughlin'in hepsi var. (Türkiye vizyon tarihi belirsiz)

İlgi Alanı (The Zone of Interest)

Jonathan Glazer sinemacılıkta muhtemelen en kıskanılacak kariyere sahip: Yıllarca ortadan kaybolduktan sonra 5 yıldızlı bir başyapıtla aniden karşımıza çıkıyor. İlgi Alanı; kara komedi filmi Sexy Beast (2000), Nicole Kidman'lı gizem Birth (2004) ve Scarlett Johansson'un yer aldığı, 2013 yapımı unutulmaz uzaylı filmi Derinin Altında'yla (Under the Skin) birlikte yalnızca dördüncü filmi oldu. Muhtemelen şimdiye kadarki en iddialı işi.

Auschwitz'in hemen yanındaki, bir Nazi komutanı tarafından yönetilen bir aile evinde, ev içi ritüeller ve aile kavgalarının arka fonunda gerçek silah sesleri ve çitin üzerinden yayılan dehşet çığlıkları var. Anlaşılır bir şekilde; bu korkunç, mide bulandırıcı ama görülmesi gereken bir iş; derin kötülüğü en gamsız ve gündelik haliyle tasvir ediyor. (23 Şubat)

Demir Pençe (The Iron Claw) 

Güreş dünyasının devleri Von Erich ailesinin hikayesi, ilgi çekici bir olasılık sunsa da beklentiyi artıranlar, Demir Pençe'nin yıldızları. Drama, Hollywood'un birbirinden farklı arenalarından üç önde gelen erkeği bir araya getiriyor: Zac Efron, Britanyalı yükselen yıldız Harris Dickinson ve ABD dizisi The Bear'da Şef Carmy rolüyle halihazırda izleyicileri etkileyen Jeremy Allen White. (22 Mart)

Kötülük Diye Bir Şey Yok (Aku wa sonzai shinai/Evil Does Not Exist)

2024'te gösterime girmesi planlanan festival ödüllü bir diğer filmse Japon yönetmen Ryûsuke Hamaguchi'nin son filmi Kötülük Diye Bir Şey Yok. 2022'de En İyi Film dalında aday gösterilen Drive My Car'la (Doraibu mai kâ) Oscar kazanarak taze başarı elde eden Hamaguchi'nin yeni filmi, cennet gibi bir köyü glamping (lüks kampçılık) tesisine dönüştürmeyi uman bir inşaat şirketinin gelişiyle huzurları tehdit edilen köylüleri konu alıyor. Film, Zavallılar'la Martin Scorsese'nin Dolunay Katilleri'ni (Killers of the Flower Moon) geride bırakarak BFI Londra Film Festivali'nde En İyi Film ödülünü kazandı. (Türkiye'de 1 Aralık 2023'te gösterime girdi)

Dune: Çöl Gezegeni Bölüm İki (Dune: Part Two)

Çok açık ki bu yıl bir sürü devam filmini beraberinde getirecek. Ancak bunların başında yer alan Dune: Çöl Gezegeni Bölüm İki planlanandan daha geç geliyor: İlk olarak Kasım 2023'te vizyona girmesi planlanıyordu ancak mücadele içindeki yazar ve oyuncuların grevleri Warner Bros'un gösterim tarihini 4 ay sonraya atmasına neden oldu.

Denis Villeneuve'ün devam filminde geri dönen yıldız Timothée Chalamet'ye, Florence Pugh ve Elvis'in Austin Butler'ı eşlik edecek. Ve bu sefer Zendaya'nın gerçekten yapacak bir şeyi olacak! (1 Mart)

Canavar (Kaibutsu/Monster)

Son 10 yılda 8 (çok iyi) film çeken Japon yönetmen Hirokazu Koreeda, dünyanın en üretken yönetmenlerinden biri. Koreeda, Bebek Servisi'nin (Broker) vizyona girmesinden sadece bir yıl sonra (suç teşkil edecek kadar az izlenen Netflix dizisi The Makanai'den bahsetmiyorum bile) Canavar'la yine hedefi on ikiden vurdu. Hayatını kaybeden besteci Ryuichi Sakamoto'nun son film müziklerini içeren film, oğlunun davranışlarındaki rahatsız edici değişiklikleri fark ettikten sonra bir öğretmenle yüz yüze gelen bir anneyi (Sakura Andō) konu alıyor. Film, Cannes Film Festivali'nde En İyi Senaryo ödülünü kazandı. (Türkiye vizyon tarihi belirsiz)

Kaçak Kızlar (Drive-Away Dolls)

Coen Biraderler'in yarısı Ethan; Margaret Qualley ve Blockers'ın yıldızı Geraldine Viswanathan'ın gizemli bir evrak çantasını ele geçirerek Pedro Pascal, Matt Damon ve Colman Domingo gibi kişilerin oynadığı madrabaz ve suçlularla sürtüştüğü bu lezbiyen polisiyesini hem yönetti hem de filmin ortak yazarlarından biri oldu. Bazı filmler kendi kendilerini satmayı gerçekten başarır. (Türkiye vizyon tarihi belirsiz)

Lisa Frankenstein

Biraz havalı olan herkes, Megan Fox'ın kötü bir ruhun ele geçirdiği ve ergen erkekleri yiyen bir amigo kızı canlandırdığı, Diablo Cody imzalı Kana Susadım'daki (Jennifer's Body) dehayı kabul eder. Cody'nin (Robin Williams'ın kızı Zelda'nın yönetimindeki) yeni filmi, gayet aynı uzmanlıktan besleniyor gibi görünüyor. Başroldeki Kathryn Newton, Viktorya döneminden kalma bir ergeni yerel mezarlıktan 1989'da dirilten ve onunla ölümcül bir yolculuğa başlayan gotik bir yeni yetmeyi (ne kadar da Lydia Deetz'vari) canlandırıyor. (Türkiye vizyon tarihi belirsiz)

Mickey 17

Bong Joon-ho'nun sıradaki filminde büyük bir isim rol alıyor. 2020'de Koreli sinemacı, Oscarlarda En İyi Film ödülünü kazanıp İngilizce çekilmeyen ilk film olan Parazit'le (Gisaengchung/Parasite) dünya çapında beğeni toplamıştı. Mickey 17, Edward Ashton'un 2022 tarihli romanı Mickey7'den uyarlanan bir bilimkurgu gerilimi. Uzay yolculuğu yapan bir klonu canlandıran başroldeki Robert Pattinson'a Steven Yeun, Naomi Ackie, Toni Collette, Mark Ruffalo ve evet, Thomas Turgoose gibi etkileyici bir geniş kadro destek veriyor. (Türkiye vizyon tarihi belirsiz)

Challengers

İşçi sendikalarını her zaman destekleyeceğim. Ama oyuncuların grevi bu biseksüel üçlü ilişki romantik komedisinin gösterim tarihini Eylül 2023'ten Nisan'a ittiğinde kısa süreliğine Margaret Thatcher'a mı dönüştüm acaba? Maalesef evet. Zendaya, Josh O'Connor ve Batı Yakasının Hikayesi'nden (West Side Story) Mike Faist, tenis oynayan ve birlikte bir gece geçiren aşk üçgeninin üç köşesinde oynuyor. Yıllar sonra, bir Grand Slam şampiyonluk maçı için yeniden bir araya gelirler. Beni Adınla Çağır'la (Call Me by Your Name) Kemikler ve Her Şey'den (Bones ve All) sorumlu şehvetli İtalyan Luca Guadagnino kameranın arkasında. Bu 2023-2024'ün en seksi filmi olabilir mi? (26 Nisan)

Maymunlar Cehennemi: Yeni Krallık (Kingdom of the Planet of the Apes)

Yeniden başlatılan Maymunlar Gezegeni (Planet of the Apes) serisinin 2017'de vizyona giren parlak Maymunlar Cehennemi: Savaş'la (War for the Planet of the Apes) sona eriyor gibi görünmesinin üzerinden 7 yıl geçse de güçlü primatlar geri döndü.

Labirent: Ölümcül Kaçış (Maze Runner) filminin arkasındaki Wes Ball'un yönettiği Maymunlar Cehennemi: Yeni Krallık, önceki filmde yaşanan olayların üzerinden birkaç nesil geçtikten sonrasını işliyor. Proximus Caesar (Kevin Durand) liderliğindeki kuyruksuz maymunlar, insan teknolojisini arayan kıyıdaki bir maymun klanına öncülük ediyor. (10 Mayıs)

Twisters

En uzun süredir beklenmeyen devam filmi olabilecek Twisters'ın bu yıl gösterime girmesi bekleniyor. Bizden duymanız gerekiyorsa; film Bill Paxton, Helen Hunt ve Philip Seymour Hoffman'ın başrollerinde olduğu 1996 yapımı felaket filmi Kasırga'nın (Twister) devamı niteliğinde ve yönetmeniyse daha da şaşırtıcı: Munyurangabo (2007) ve Minari (2020) adlı bağımsız filmlerden 200 milyon dolarlık bir destana ilerleyen Lee Isaac Chung. Rüzgarlı yolculukta Daisy Edgar-Jones, Glen Powell ve In the Heights'ın yıldızı Anthony Ramos ona eşlik ediyor. (19 Temmuz)

Trap

Bahse girerim geçen yaz en az birkaç düzine kişi, Oppenheimer'ın gösterimlerini akıllarında tek bir düşünceyle terk etti: "Josh Hartnett bunda harika değil miydi?!" Artık Pearl Harbor posterlerini imzalatmaya hevesli, çığlık atan genç kızların serenat yapmadığı Hartnett, M. Night Shyamalan'ın bu çok gizli gerilim filminde yine tam bir film yıldızı modunda. Bir konserde geçen psikolojik korku filmi olarak tanımlanan Trap'te Hartnett, Shyamalan'ın kızı Saleka'nın canlandırdığı genç bir rock sanatçısıyla yolları kesişen, çocuğuna aşırı düşkün bir baba olarak başrolde. Shyamalan'ın son filmleri, çılgınca büyük riskler alıyor (Eşcinsel babaları terörize eden Ron Weasley! İnsanları yaşlandıran plajlar!), bu yüzden bu da kaçınılmaz bir ziyafet olacak. (2 Ağustos)

Beterböcek Beterböcek (Beetlejuice 2)

Onlarca yıl sürmüş gibi hissettiren geliştirme sürecinden sonra, Tim Burton'ın en iyi filmi Beterböcek'in devamı 2024'te gelecek ve hayranları Michael Keaton'ın asi biyo-şeytan kovucusuyla 36 yıl sonra yeniden bir araya getirecek. İlk filmde yer alıp geri dönecek yıldızlar arasında olan Winona Ryder ve Catherine O’Hara, Lydia ve Deelia Deetz'i canlandırırken, Wednesday'le çıkış yapan Jenna Ortega da Lydia'nın kızını oynayacak. Bu sefer Beterböcek'in Monica Bellucci tarafından hayat verilen bir eşi de olacak. (6 Eylül)

Joker: Folie à Deux

Todd Phillips'in Joker'inin 2019'un en büyük filmlerinden biri haline gelmesiyle birlikte Joker: Folie à Deux de büyük bir heyecanla beklenmeye başladı. Bu sefer işleri daha da ilginç hale getiren şeyse, devam filminin Lady Gaga'nın da başrollerden birinde yer alacağı bir müzikal olacağı gerçeği. Bir Yıldız Doğuyor (A Star is Born) ve Gucci Ailesi (House of Gucci) gibi filmlerde oynayan şarkıcı, Joaquin Phoenix'in Joker'inin karşısında Harley Quinn karakterini canlandıracak. Filmin ilk yapımın devasa başarısını (Küresel gişe hasılatı 1 milyar doları aştı) yakalayıp yakalayamayacağı henüz belli değil ama kuşkusuz ki Warner Bros'un umutları çok büyük. (4 Ekim)

Ayı Paddington Peru'da (Paddington in Peru)

Dünyanın yeni bir Paddington filmine ihtiyacı var ve neyse ki 2024'te tam olarak bunu elde edeceğiz. Hugh Bonneville, Julie Walters, Olivia Colman ve Antonio Banderas'ın canlı aksiyon rollerinde göründüğü, gönülleri ısıtacağından emin olunan devam filminde Ben Whishaw, Peru kökenleri keşfedilecek ayıyı seslendirmek için geri dönüyor. Ayı ve manevi ailesinin Peru'ya yaptığı yolculuk, Amazon yağmur ormanlarında kaotik bir hâl alınca işler beceriksizce sarpa saracak (En nihayetinde bu Paddington). (Birleşik Krallık'ta 8 Kasım 2024'te gösterime girecek filmin Türkiye'deki vizyon tarihiyse 17 Ocak 2025)

Alto Knights

Sıkı Dostlar'ın (Goodfellas) yazarının kaleminden çıkan ve Robert De Niro'nun iki rakip İtalyan-Amerikan mafya patronunu birden canlandırdığı bir gangster draması mı? Tabii, neden olmasın! Yağmur Adam (Rain Man) ve Kardeş Gibiydiler'in (Sleepers) yönetmeni Barry Levinson'ın Alto Knights adlı filmi, gangsterler Vito Genovese ve Frank Costello arasındaki rekabeti konu alırken halihazırda 80 yaşındaki De Niro her ikisini de oynuyor. Debra Messing, Cosmo Jarvis ve Euphoria'nın oyuncularından Kathrine Narducci de yer alacak. (15 Kasım)

Nosferatu

Robert Eggers, çok şaşırtan ilk filmi The Witch'in sonrasında aynı derecede etkileyici The Lighthouse ve Kuzeyli'yi (The Northman) çekerek hızla takip edilmesi gereken bir yönetmen haline geldi. Dördüncü filminde bir tutku projesiyle uğraşıyor: Werner Herzog'un 1979'daki çabasının ardından 1922 yapımı Alman Dışavurumculuğu filmi Nosferatu'nun ikinci yeniden yapımı. Bu filmde hem The Idol'dan Lily-Rose Depp'i hem de vampir baş karakter rolünde Bill Skarsgård'ı oynatıyor. (Birleşik Krallık'ta 25 Aralık'ta gösterime girecek filmin Türkiye'deki vizyon tarihiyse 3 Ocak 2025)

Coyote vs. Acme

Warner Bros, Batgirl'de yaptığı gibi sağlam bir vergi indirimi karşılığında filmi sonsuza dek bir kasaya kilitlemeye çalışana kadar bu canlı aksiyon/animasyon melezi kimsenin dikkatini çekmemişti. Ancak Coyote vs. Acme'nin neredeyse yok edilmesi endüstride öylesine bir tepkiye yol açtı ki, film artık açık artırmayla diğer stüdyolara pazarlanmaya çalışılıyor. Şu anda herhangi birinin kapıp kapmayacağı belli değil ama en azından bir anda adı tanındı ki bu kısmen arzulanmasına yetebilir. Ayrıca, bu olay örgüsüne bir göz atın: Will Forte, (Looney Tunes'la şöhret kazanan) Acme Corporation'ın sayısız silahlarından herhangi biri halihazırda Road Runner'ı gerçekten yok etmediği için, Wile E. Coyote tarafından bu şirkete tazminat davası açmak için tutulan bir avukatı canlandırıyor. Bu filmi görememeyi hayal edebiliyor musun?! (Türkiye vizyon tarihi belirsiz)

I Saw the TV Glow

Kuşkusuz ki I Saw the TV Glow, Twitter'ın sinemayla ilgili kısmının otomatik kelime üreticisi olsa onun yaratacağı bir şeymiş gibi görünüyor: En sevdikleri TV şovu iptal edildikten sonra gerçeklikle yüzleşerek çöken gençler hakkındaki A24 destekli ve Emma Stone'un yapımcılığını üstlendiği bir gizem filmi. Ha bir de Phoebe Bridgers ve Fred Durst var. Film aynı zamanda yönetmen Jane Schoenbrun'un çıkış yapmasını sağlayan 2021 yapımı kült filmi We're All Going to the World's Fair'den sonraki işi ve bu da benzer şekilde internet dilini konuşan ve akıllara durgunluk veren bir gerilim filmi olacağını düşündürüyor. Ludistler (19. yüzyıl Birleşik Krallık'ında makineleri kırarak işlerini kaybetmemeyi amaçlayan işçileri tanımlayan bu ifade, sonrasında teknoloji düşmanları için de kullanılmaya başlandı -çn.) uzak durarak akıllıca davranıyor olabilir. (18 Ocak'ta Sundance Film Festivali'nde prömiyerini yapan filmin Türkiye'deki vizyon tarihi belirsiz)

Megalopolis

Francis Ford Coppola, 2011 yapımı az izlenen Twixt'ten bu yana bir film yönetmediği için Megalopolis çok ama çok önemli. Dahası, şarap imparatorluğundan gelen parayı kullanarak kendi cebinden 120 milyon dolar harcadı, bu yüzden muhtemelen birer bilet almamızı isteyebilir. Bu bilimkurgu draması, onun için uzun zamandır sahip olduğu bir tutku projesi ki Megalopolis kelimesini en az 1982'den beri dudağından düşürmedi. Yıllar boyunca bu projeyle adı geçen isimler arasında Leonardo DiCaprio, Paul Newman, Robert De Niro ve James Gandolfini yer aldı. Gerçek kadro (Adam Driver, Aubrey Plaza, Forest Whitaker, Nathalie Emmanuel ve ee, Shia LaBeouf) o kadar yüksek voltajlı değilse de bunun yılın en ilgi çekici filmlerinden biri olduğu inkar edilemez. Hikayenin, fütüristik bir New York'ta geçtiği ve sevgilisiyle babasının karşıt görüşleri arasında kalan genç bir kadın etrafında döndüğü bildiriliyor. (Türkiye vizyon tarihi belirsiz)

Nightbitch

Hillbilly Elegy, Sevgili Evan Hansen (Dear Evan Hansen), Penceredeki Kadın (The Woman in the Window) ve Manhattan'da Sihir'in (Enchanted) çok kötü, hızla unutulan devam filmi derken Amy Adams'ın şansı son birkaç yılda pek yaver gitmedi. Nightbitch her şeyi tersine çevirebilir mi? Rachel Yoder'ın bestseller kitabının bu uyarlamasının Bir Genç Kızın Gizli Defteri (Diary of a Teenage Girl), Can You Ever Forgive Me? ve A Beautiful Day in the Neighbourhood'la üçte üç yapan Marielle Heller'dan gelmesi iyi bir işaret. boşluk Aynı zamanda bu kadar ilginç bir önermeye sahip olması da olumlu bir işaret: Adams kendisini bir köpeğe dönüşmüş halde bulan ev hanımı bir anneyi canlandırıyor. Köpek dişlerini, kuyruğunu, çiğ et merakını düşünün. Bu yıl bir ara ABD'de Hulu'da, Birleşik Krallık'taysa Disney+' ta gösterime gireceği düşünülen bu film, büyülü gerçekçi bir eğlence sunabilir. Ya da Sharp Objects'ten sonra birinin Adams'a büyü yaptığına dair daha fazla kanıt. Bunu zaman gösterecek. (Türkiye vizyon tarihi belirsiz)

Unfrosted: The Pop-Tart Story

Jerry Seinfeld, Amerikan komedisinde o kadar efsanevi bir statüye sahip ki inanılmaz derecede ünlü birçok kişinin Netflix'teki Pop-Tart filminde rol almayı kabul etmesi iyiye işaret olmak zorunda değil. Kim onun dünyasına bir süreliğine dalmak istemez ki? Bununla birlikte Amerikan kahvaltı atıştırmalıklarının kökenine dair bu hikaye, tartışmasız 2024 'ün en çılgın oyuncu kadrosuna sahip: Hugh Grant, Melissa McCarthy, Jon Hamm, Peter Dinklage ve Christian Slater'ın hepsi tayfada. Dişlerinize kötü gelen bir Air düşünün. (3 Mayıs)

Independent Türkçe



Stephen King'den Netflix'in maliyetli bilimkurgu dizisine büyük övgü

Netflix, 3 Cisim Problemi'nin 8 bölümden oluşan ilk sezonuna toplam 160 milyon dolar harcadı (Netflix)
Netflix, 3 Cisim Problemi'nin 8 bölümden oluşan ilk sezonuna toplam 160 milyon dolar harcadı (Netflix)
TT

Stephen King'den Netflix'in maliyetli bilimkurgu dizisine büyük övgü

Netflix, 3 Cisim Problemi'nin 8 bölümden oluşan ilk sezonuna toplam 160 milyon dolar harcadı (Netflix)
Netflix, 3 Cisim Problemi'nin 8 bölümden oluşan ilk sezonuna toplam 160 milyon dolar harcadı (Netflix)

Sosyal medyayı aktif olarak kullanan ünlü yazar Stephen King, Twitter'daki 7 milyonu aşkın takipçisine sık sık film, dizi ve kitap önerilerinde bulunuyor.

"Olağanüstü"

Efsanevi korku yazarı, bu kez Netflix'in 21 Mart'ta gösterime giren "olağanüstü" bilimkurgu uyarlaması 3 Cisim Problemi'nden (The 3 Body Problem) övgüyle söz etti. 

Game of Thrones'un dizi sorumluları David Benioff ve D.B. Weiss'ın, Cixin Liu'nun aynı adlı ve 2008 tarihli roman serisinden uyarladıkları bilimkurgu, 1960'ların Çin'inde verilen vahim bir kararın, uzay ve zamanda yankılanarak günümüzde bir grup bilim insanını gezegene yönelik varoluşsal bir tehditle yüzleşmeye zorlamasını konu alıyor. 

Dizinin oyuncu kadrosunda Jovan Adepo, John Bradley, Rosalind Chao, Liam Cunningham, Eiza González, Jess Hong, Marlo Kelly, Alex Sharp, Benedict Wong ve Jonathan Pryce yer alıyor.

"İlk temas sahneleri hayranlık uyandırıcı" 

Amerikalı yazar, sosyal medya hesabında 3 Cisim Problemi'yle ilgili incelemesini paylaşarak, diziyi "olağanüstü, geniş kapsamlı, düşündürücü, sürükleyici" diye nitelendirdi. King, "ilk temas" sahnelerinin özellikle "hayranlık uyandırıcı" olduğunu da sözlerine ekledi.

O (It), Göz (Carrie) ve Medyum (The Shining) gibi meşhur korku romanlarının yazarı King'in paylaşımının tamamı şöyle: 

3 CİSİM PROBLEMİ (Netflix): Olağanüstü bilim kurgu dizisi: Geniş kapsamlı, düşündürücü, sürükleyici. 'İlk temas' sahneleri tüyler ürpertici ve hayranlık uyandırıcı.

Hem eleştirmenler hem de izleyiciler beğendi

3 Cisim Problemi, bir buçuk ay önce yayın platformunda gösterime girdiğinde, hem eleştirmenler hem de izleyiciler tarafından beğenilmişti.

Game of Thrones'un 8. sezonunun kötü karşılanmasının ardından, Weiss ve Benioff'un senaryosuyla ilgili ve bir sonraki uyarlamanın kalitesi hakkında büyük endişeler vardı. Ancak ikilinin yeni dizisinin ilk sezonu bu endişeleri neredeyse tamamen ortadan kaldırdı. 

Eleştirmenler, Weiss ve Benioff'u yoğun ve karmaşık kaynak malzeme olağanüstü bir hevesle ele aldıkları ve güçlü bir başlangıç yaptıkları için övdü. 

Baby Reindeer'ı da övmüştü

76 yaşındaki King, son olarak çok konuşulan yeni dizi Baby Reindeer üzerine geçen hafta bir makale kaleme almıştı. King, 7 bölümlük diziyi şimdiye kadar izlediği "en iyi şeylerden biri" diye tanımlamıştı.

Independent Türkçe, ScreenRant, NME, Times


İki ödüllü dizinin yıldızları yeni biyografik filmde buluşuyor

Succession'ın final bölümü, gösterime girdiği 28 Mayıs 2023 akşamında rekor izlenme sayısına ulaşarak tarih yazmıştı (HBO)
Succession'ın final bölümü, gösterime girdiği 28 Mayıs 2023 akşamında rekor izlenme sayısına ulaşarak tarih yazmıştı (HBO)
TT

İki ödüllü dizinin yıldızları yeni biyografik filmde buluşuyor

Succession'ın final bölümü, gösterime girdiği 28 Mayıs 2023 akşamında rekor izlenme sayısına ulaşarak tarih yazmıştı (HBO)
Succession'ın final bölümü, gösterime girdiği 28 Mayıs 2023 akşamında rekor izlenme sayısına ulaşarak tarih yazmıştı (HBO)

The Bear'ın yıldızı Jeremy Allen White'ın biyografik filmde Bruce Springsteen'i canlandıracağı haberlerinden tam bir ay sonra, "Patron" (The Boss) lakaplı rock yıldızının "menajeri" de bulundu. 

Variety'nin haberine göre, Succession'ın yıldızı Jeremy Strong, Deliver Me From Nowhere adlı filmde Jon Landau'yu canlandırmak üzere anlaştı.

2023 tarihli kitaptan uyarlanacak

Film, Springsteen'in 1982 tarihli meşhur albümü Nebraska'nın yapım sürecini anlatacak ve Warren Zanes'in 2023 tarihli aynı adlı kitabından beyazperdeye uyarlanacak.

Kitap, Springsteen'in albümün yaratım sürecindeki sanatsal yolculuğunu anlatıyor.

Springsteen'in 1980 tarihli çift albümü The River'ın devamı olan Nebraska'nın, E Street Band'le birlikte çok satan bir rock kaydı olması bekleniyordu. 

Nebraska bunun yerine, 4 kanallı bir kayıt cihazında yapılmış ve sadeleştirilmiş bir solo albüm oldu. 

Springsteen'in 1982'de çıkan albümü Nebraska, sanatçının diskografisindeki daha karanlık ve daha içe dönük eserlerden.

74 yaşındaki Springsteen'in, uzun süredir menajerliğini yapan Jon Landau'yla birlikte yeni film projesinde yer aldığı bildiriliyor.

Çekimler sonbaharda başlıyor

Şarkıcının hayranlarının heyecanla beklediği filmin çekimleri sonbaharda başlayacak.

Springsteen'i canlandıracak olan White, FX dizisi The Bear'de hayat verdiği Carmen "Carmy" Berzatto karakteriyle, Komedi Dizilerinde En İyi Erkek Oyuncu dalında Emmy ödülünü evine götürmüştü.

Strong ise kısa süre önce An Enemy of the People adlı oyundaki başarısıyla ilk kez Tony adayı oldu. 

45 yaşındaki aktör, Succession'daki Kendall Roy rolüyle üç kez Emmy'ye aday gösterildi ve 2020'de ödülün sahibi oldu. 

Independent Türkçe, Variety, Daily Mail


"AstraZeneca aşısını "ticari nedenlerle" geri çekiyor"

"AstraZeneca, aşısının trombositopeni sendromuna neden olmuş olabileceğini söyledi.
"AstraZeneca, aşısının trombositopeni sendromuna neden olmuş olabileceğini söyledi.
TT

"AstraZeneca aşısını "ticari nedenlerle" geri çekiyor"

"AstraZeneca, aşısının trombositopeni sendromuna neden olmuş olabileceğini söyledi.
"AstraZeneca, aşısının trombositopeni sendromuna neden olmuş olabileceğini söyledi.

İngiliz ilaç üreticisi AstraZeneca dün (Çarşamba) salgının patlak vermesi sırasında üretilen ilk aşılardan biri olan Kovid-19 aşısı Vaxifria'nın "ticari nedenlerle" ve güncellenmiş doz fazlalığı nedeniyle geri çekildiğini duyurdu.

Bu gelişme, AstraZeneca'nın şubat ayında koronavirüs aşısının trombositopeni sendromu nedeniyle "bazı alıcılarda nadir görülen yan etkilere neden olabileceğini" kabul ettiği haberinden günler sonra meydana geldi. Bu itiraf, şirketin pandemi sırasında yapılan aşılanmanın ardından meydana gelen çok sayıda ölümle ilgili suçlamalara ve tazminat talep eden davalara verdiği yanıtın bir parçasıydı.

Aşının bu potansiyel komplikasyonları Birleşik Krallık'ta en az 81 ölümle ilişkilendirildi. Ancak üretici, aşının geri çekilmesi kararının davayla ilgili olduğu haberlerini reddetti.

Aşının geri çekilmesiyle ilgili olarak bir AstraZeneca sözcüsü AFP’ye göre şunları söyledi: “O zamandan eri varyantlar için çok sayıda (Covid-19) aşı geliştirildiği göz önüne alındığında, güncellenmiş aşıların fazlası mevcut. Bu durum, artık üretilmeyen ve tedariki duran Vaxifria'ya olan talebin azalmasına yol açtı. Şimdi bu bölümü bitirmek ve Kovid salgınına önemli bir katkıda bulunmak için ileriye dönük net bir yol belirlemek üzere organizatörler ve ortaklarımızla birlikte çalışacağız."


Bilim insanları yanıtladı: Beethoven kurşun zehirlenmesi geçirdi mi?

17 Aralık 1770'de doğan Beethoven, hayatının sonlarına doğru işitme yetisini kaybetmişti (AFP)
17 Aralık 1770'de doğan Beethoven, hayatının sonlarına doğru işitme yetisini kaybetmişti (AFP)
TT

Bilim insanları yanıtladı: Beethoven kurşun zehirlenmesi geçirdi mi?

17 Aralık 1770'de doğan Beethoven, hayatının sonlarına doğru işitme yetisini kaybetmişti (AFP)
17 Aralık 1770'de doğan Beethoven, hayatının sonlarına doğru işitme yetisini kaybetmişti (AFP)

Bilim insanlarının yaptığı araştırmada, Ludwig van Beethoven'ın gerçekten de kurşun zehirlenmesi geçirdiği ortaya çıktı. Fakat Alman bestecinin bundan dolayı öldüğüne dair iddiaların asılsız olduğu belirtildi. 

ABD'nin prestijli Harvard Üniversitesi'nden bilim insanları, Beethoven'a ait iki tutam saçı inceledi. 

Hakemli dergi Clinical Chemistry'de 6 Mayıs'ta yayımlanan çalışmada, saç tutamlarındaki kurşunun yanı sıra arsenik ve cıva miktarı da ölçüldü.

Saç örneğindeki kurşun miktarının, sağlıklı bir kişi için üst sınır kabul edilenden 64 kat daha fazla olduğu tespit edildi. Diğer tutamdaysa miktarın 95 kat daha fazla olduğu ortaya çıktı. Ayrıca arsenik ve cıva seviyelerinin de yüksek olduğu belirtildi.

Araştırmacılar, 19. yüzyıl saç örneklerindeki kurşun seviyelerinden yola çıkarak Beethoven'ın kanındaki kurşun miktarının desilitre başına 69 ila 71 mikrogram olabileceğini hesapladı.

Bilim insanları, çalışmada "Bu tür kurşun seviyeleri genellikle gastrointestinal rahatsızlıklar ve böbrek hastalıklarının yanı sıra işitme yetisinde zayıflamayla ilişkilendirilir. Ancak bu miktar, tek başına ölüm nedeni olacak kadar yüksek değil" ifadelerini kullandı. 

Araştırmacılar, 19. yüzyılda kurşundan üretilen kapların kullanıldığına ve bazı tıbbi durumlarda kurşun bazlı tedaviler uygulandığına dikkat çekerek, Beethoven'ın saç tutamlarındaki yüksek miktarın bununla ilişkili olabileceğini söyledi.

Alman besteci, hepatit B enfeksiyonunun yol açtığı ve içki tüketimi nedeniyle kötüleşen bir karaciğer rahatsızlığı sonucunda 56 yaşında yaşamını yitirmişti. 2023'te yapılan bir araştırmada, Beethoven'ın lupustan muzdarip olduğuna işaret eden genetik bulgular da saptanmıştı. 

Independent Türkçe, Science Alert, Phys.org


75 yaşındaki adam eşini öldürdüğünü itiraf etti: "Çok masraflıydı"

75 yaşındaki Ronnie Wiggs hakkında kaç yıl hapis cezası istendiği henüz açıklanmadı (Independence Missouri Polis Teşkilatı)
75 yaşındaki Ronnie Wiggs hakkında kaç yıl hapis cezası istendiği henüz açıklanmadı (Independence Missouri Polis Teşkilatı)
TT

75 yaşındaki adam eşini öldürdüğünü itiraf etti: "Çok masraflıydı"

75 yaşındaki Ronnie Wiggs hakkında kaç yıl hapis cezası istendiği henüz açıklanmadı (Independence Missouri Polis Teşkilatı)
75 yaşındaki Ronnie Wiggs hakkında kaç yıl hapis cezası istendiği henüz açıklanmadı (Independence Missouri Polis Teşkilatı)

72 yaşındaki eşini öldüren Amerikalı, onun tıbbi masraflarını karşılayamadığı için bu cinayeti işlediğini söyledi. 

ABD'nin Missouri eyaletinde yaşayan Ronnie Wiggs, pazartesi günü görülen duruşmada, diyalize giden eşi Ellen Wiggs'i öldürdüğünü itiraf etti.

Mahkeme kayıtlarına göre cinayetten yargılanan 75 yaşındaki Ronnie, cuma günü Kansas şehrindeki Centerpoint Medical Center'da diyalize giden eşini hastanede boğarak öldürdü.

Hastane görevlileri, Ellen'ın boynunda kızarıklık ve morluklar gördüklerini söyledi. Yaşlı kadının acil bakıma alındığı ancak tüm müdahalelere rağmen kurtarılamadığı aktarıldı. 

Bazı hastane çalışanları, binadan çıkan Ronnie'nin "Ben yaptım, evet, onu öldürdüm. Boğarak öldürdüm" dediğini duyduklarını savundu.

Ronnie'nin polise verdiği ifadede suçunu kabul ettiği belirtildi. Buna göre Ronnie, böbrek yetmezliğinden muzdarip eşine daha fazla bakım veremediğini, hastane masraflarını karşılayamadığını ve Ellen'ı bu yüzden öldürdüğünü söyledi. 

Ayrıca Ronnie, eşini daha önceden iki kez öldürmeye çalıştığını da itiraf etti. Polise verdiği ifadede, eşinin bir dönem rehabilitasyon merkezinde tedavi gördüğünü ve burada uyurken onu öldürmeye çalıştığını anlattı. Ancak Ronnie, eşinin uyanarak kendisini durdurduğunu ifade etti. 

Bunun ardından başka bir hastaneye sevk edilen Ellen'ı tekrar öldürmeye çalıştığını belirten Ronnie, bunda da başarısız olduğunu söyledi. 

Amerikan gazetesi New York Times'ın aktardığına göre Ronnie, 250 bin dolarlık kefaletle tutuklu bulunuyor. Olayla igili ikinci duruşma perşembe günü düzenlenecek.

Independent Türkçe, New York Times, CBS News


Depremlerin ardındaki sebep, Ay'ı oluşturan çarpışma olabilir

Dünya'yla çarpışan Theia'nın kalıntılarının yerin altında olduğu iddia ediliyor (NASA)
Dünya'yla çarpışan Theia'nın kalıntılarının yerin altında olduğu iddia ediliyor (NASA)
TT

Depremlerin ardındaki sebep, Ay'ı oluşturan çarpışma olabilir

Dünya'yla çarpışan Theia'nın kalıntılarının yerin altında olduğu iddia ediliyor (NASA)
Dünya'yla çarpışan Theia'nın kalıntılarının yerin altında olduğu iddia ediliyor (NASA)

Ay'ın oluşmasına yol açan çarpışmanın, levha tektoniğinin de meydana gelmesine zemin hazırlamış olabileceği öne sürüldü. Bilim insanlarına göre aşağı yukarı Mars kadar bir cismin yaklaşık 4,5 milyar yıl önce Dünya'ya çarpması sadece uyduyu yaratmakla kalmadı, ardında devasa bloklar da bıraktı. Deprem ve yanardağlara yol açmanın yanı sıra Dünya'da yaşamı mümkün kıldığı düşünülen levha tektoniğini, bu blokların tetiklediği düşünülüyor.

Biri Büyük Okyanus'un derinliklerinde, diğeri de Afrika kıtasının altındaki iki blok 1980'lerde keşfedildiğinden beri gizemini büyük ölçüde koruyor. Her biri Ay'ın iki katı büyüklüğündeki bu blokların etraflarındaki mantodan farklı bir maddeden oluşması, nereden geldiklerine dair sorulara yol açıyor. 

Geçen yıl yayımlanan bir araştırmada, düşük kesme hızlı büyük bölgeler (large low-velocity provinces / LLVP) diye bilinen blokların 4,5 milyar yıl önce Dünya'ya çarptığı düşünülen Theia adlı gezegenin kalıntıları olduğu öne sürülmüştü. Çalışmaya göre Theia'nın büyük bir kısmı Dünya tarafından emilirken, kalan kısmı da Ay'ı meydana getirdi. 

Geophysical Research Letters adlı hakemli dergide dün yayımlanan araştırmada buradan yola çıkan ekip, su altındaki blokların bu çarpışmadan 200 milyon yıl sonra manto yükselmesini tetiklemiş olabileceğini buldu. Bilgisayar modellemesi kullanan bilim insanları manto yükselmesinin yol açtığı yitim zonu denen süreçle Dünya'nın düz kabuğunun kırılarak yuvarlak levhaların aşağıya indiğini düşünüyor. 

Makalenin yazarlarına göre bu süreç modern levha tektoniğinin yükselişinin yanı sıra Dünya'da bulunan en eski mineraller olan zirkon kristallerinin neden en az 4 milyar yıl önce yitim zonuna maruz kalmış gibi göründüğünü de açıklayabilir. 

Kaliforniya Teknoloji Enstitüsü'nden yerbilimci Qian Yuan, ortak yazarı olduğu çalışma hakkında şöyle diyor:

Eğer durum buysa, devasa çarpışma sadece Ay'ımızın oluşmasını sağlamakla kalmadı, aynı zamanda Dünya'mızın başlangıç koşullarını da belirledi.

Öte yandan bazı bilim insanları bu sürecin, modern levha tektoniğine yol açtığı veya Dünya'nın bütün kabuğunun bir yenilenme sürecine girmesini tetiklediği düşüncesine şüpheyle yaklaşıyor. Maryland Üniversitesi'nden yerbilimci Michael Brown, 2,5 ila 4 milyar yıl öncesine kadar süren Arkeen dönemdeki tektonik duruma dair yeterince veri olmadığını söyleyerek şöyle ekliyor: 

Yani felsefi açıdan bakıldığında, bilinmediği ve bilinemez olduğu neredeyse kesin. Bence bu nokta bazen gözden kaçıyor.

Dünya'daki iklimi yaşanabilir kılan karbon döngüsünü sağladığı düşünülen levha tektoniği, bu nedenle pek çok bilim insanı tarafından yaşamın olmazsa olmaz bir parçası olarak görülüyor. Fakat geçen yıl yayımlanan bir araştırmada Dünya'daki yaşamın ilk izlerinin ortaya çıktığı yaklaşık 3,9 milyar yıl öncesinde levha tektoniği hareketinin gerçekleşmediği öne sürülmüştü.

Kaliforniya Üniversitesi'nden T. Mark Harrison, levha tektoniğinin yaşamın oluşumuna katkı sağladığını belirtse de şöyle ekliyor: 

Benim neslim bilimde geriye kalan belki de en ilginç soruyu, yaşamın nasıl ve hangi koşullar altında ortaya çıktığını çözemedi.

Independent Türkçe, Washington Post, Popular Science, Geophysical Research Letters


Aralıklı orucun kronik karaciğer iltihaplanmasını önlediği görüldü

Aralıklı oruç, genellikle kilo vermek isteyenler tarafından uygulanıyor (Pexels)
Aralıklı oruç, genellikle kilo vermek isteyenler tarafından uygulanıyor (Pexels)
TT

Aralıklı orucun kronik karaciğer iltihaplanmasını önlediği görüldü

Aralıklı oruç, genellikle kilo vermek isteyenler tarafından uygulanıyor (Pexels)
Aralıklı oruç, genellikle kilo vermek isteyenler tarafından uygulanıyor (Pexels)

Aralıklı orucun karaciğer iltihaplanması ve kanserinin önüne geçebildiği bulundu. 

Genetik özellikler ve aşırı kilo gibi sebeblerden kaynaklanan, alkole bağlı olmayan karaciğer yağlanması tedavi edilmediğinde nonalkolik steatohepatit (NASH) gibi daha ileri bir seviyeye taşınabiliyor. Karaciğerin iltihaplandığı NASH, kansere de neden olabiliyor. 

Alman Kanser Araştırma Merkezi ve Tübingen Üniversitesi'nden araştırmacılar, son yıllarda popülarite kazanan aralıklı orucun bu hastalıklar üzerindeki etkisini inceledi. 

Cell Metabolism adlı bilimsel dergide dün yayımlanan çalışma kapsamında fareler 32 hafta boyunca yağ ve şeker ağırlıklı beslendi. Ardından bir grup fare bu şekilde beslenmeye devam ederken diğer gruba 5-2 aralıklı oruç uygulandı: Haftanın 5 günü boyunca yemek yiyen fareler, peş peşe olmayan iki gün bir şey yemeden sadece su içti. 

Oruç tutmadıkları günlerde yüksek kalorili gıdalarla beslenen fareler kilo almadı, daha az karaciğer hastalığı belirtisi gösterdi ve karaciğer hasarını gösteren biyobelirteç seviyeleri daha düşüktü. Bu hayvanların NASH'e karşı direnç gösterdiği kaydedildi. 

Öte yandan sınırsızca beslenen ilk gruptaki fareler kilo aldı, vücut yağları arttı ve kronik karaciğer iltihabına yakalandı. 

Bu bulguları aralıklı oruca bağlayan araştırmacılar 5-2 diyetin, 6-1'e göre; 24 saatlik orucun da 12 saate göre daha iyi sonuç verdiğini saptadı. 

Bilim insanları ayrıca NASH görülen farelerin 4 ay boyunca aralıklı oruç tuttuktan sonra kan değerlerinin iyileştiğini, karaciğerlerindeki yağlanma ve iltihaplanmanın azaldığını kaydetti. 

Araştırmanın yazarlarından Mathias Heikenwälder, bulguları şöyle değerlendiriyor:

Bu bize 5-2 aralıklı orucun hem NASH ve karaciğer kanserinin önlenmesinde hem de yerleşik kronik karaciğer iltihabının tedavisinde büyük bir potansiyele sahip olduğunu gösteriyor.

Bu değişimlere yol açan mekanizmayi inceleyen araştırmacılar, bu beslenme biçiminin yarattığı koruyucu etkiden iki proteinin sorumlu olduğunu tespit etti: PPAR-alpha ve PCK1. Yağ asitlerinin parçalanmasını artırmak ve yağ birikimini engellemek için beraber çalışan bu proteinler farelerde devre dışı bırakıldığında, aralıklı oruç iltihaplanmayı da fibrosisi de engelleyemedi. 

Bu proteinler NASH'li insanlardan alınan doku örneklerinde de düşük seviyelerde görülüyor. PPAR-alpha'nın etkilerini taklit eden bir ilaç farelere verildiğinde, aralıklı orucun metabolizma üzerindeki etkilerinin bir kısmını yaratmayı başardı. Öte yandan PCK1 etkilerini taklit eden bir ilaç henüz yok. 

Heikenwälder, "Uzun vadede sıkı bir diyete sadık kalamayan insanlar her zaman olacak" diyerek şöyle ekliyor:

Bu nedenle orucun koruyucu etkilerini tam olarak taklit etmek için hangi ilaç kombinasyonlarını kullanabileceğimizi araştırmaya devam etmek istiyoruz.

Independent Türkçe, New Atlas, Science Daily, Cell Metabolism


İspermeçet balinalarının karmaşık "alfabesi" ortaya çıktı

En büyük beyinli hayvan olan ispermeçet balinalarının boyu 18 metreye ulaşabiliyor (AP)
En büyük beyinli hayvan olan ispermeçet balinalarının boyu 18 metreye ulaşabiliyor (AP)
TT

İspermeçet balinalarının karmaşık "alfabesi" ortaya çıktı

En büyük beyinli hayvan olan ispermeçet balinalarının boyu 18 metreye ulaşabiliyor (AP)
En büyük beyinli hayvan olan ispermeçet balinalarının boyu 18 metreye ulaşabiliyor (AP)

İspermeçet balinalarının karmaşık bir "alfabeye" sahip olduğu ortaya çıktı. Okyanusun derinlerindeki bu canlıların iletişim kurma biçimi insanların dillerine benzer özellikler taşıyor.

Son derece sosyal canlılar olan ispermeçet balinaları birlikte yüzüp avlanmanın yanı sıra birbirlerinin yavrularına da bakıyor. Bütün bunları karanlıkta yapan hayvanlar güçlü iletişim yollarına ihtiyaç duyuyor. 

İspermeçet balinaları koda denen tıklama sesleriyle iletişim kuruyor. Mors alfabesine benzeyen bu seslerin en az 9 bin örneğini inceleyen araştırmacılar, bu memeli türünün esasen "fonetik bir alfabe" kullandığını ortaya koydu.

Massachusetts Teknoloji Enstitüsü'nden (MIT) bilim insanları, CETI Projesi (Deniz Memelileri Çeviri Girişimi) adlı girişimle işbirliği yaparak Dominika İspermeçet Balinası Projesi'nin Karayipler'de kaydettiği 60'dan fazla balinanın sesini makine öğrenimiyle analiz etti. Balinaların çıkardığı tıklama sesinin sayısı, ritmi ve temposunun değiştiği ve farklı farklı kodalar oluşturduğu bulundu. 

Kodaların süresinin de değiştiği görülürken balinaların, kelimelerin sonuna gelen ekler gibi bazen fazladan bir tıklama sesi çıkardığı kaydedildi. Nature Communications adlı hakemli dergide dün yayımlanan araştırmada kodaların, insan dilindeki kelimelere benzer bir yapıya sahip olduğu da tespit edildi. 

MIT ve CETI Projesi'nden Jacob Andreas, ortak yazarı olduğu çalışma hakkında "Gördüğümüz tüm bu farklı kodalar aslında nispeten basit bir dizi küçük parçanın birleştirilmesiyle oluşturuluyor" diyor. 

İnsanlar anlamsız seslerden kelimeler, kelimelerden de cümleler oluşturduğu iki seviyeli bir kombinasyonla iletişim kuruyor. Araştırmacılar ispermeçet balinalarının da böyle bir mekanizmayla önce kodaları, ardından da bu kodalarla farklı kombinasyonları oluşturduğunu söylüyor. 

Dominika İspermeçet Balinası Projesi'nden biyolog Shane Gero, "İnsan dili pek çok açıdan benzersiz, evet" diyerek şöyle ekliyor:

Fakat bilim ilerledikçe balinalar da dahil diğer türlerde insanlara özgü olduğu düşünülen birçok kalıp, yapı ve unsurun yanı sıra hayvanların iletişiminde belki de insanların sahip olmadığı özellik ve unsunlar bulacağımızdan şüpheleniyorum.

Araştırmanın ortak yazarı Gero, balinaların ya savunma amaçlı ya da yiyecek bulma ve yavrulara bakma gibi işler için iletişim kurduğunu düşünse de bu canlıların birbirine ne dediği henüz bilinmiyor. CETI Projesi halihazırda daha fazla kayıt toplayarak hayvanların davranışlarıyla sesler arasında bağlantı kurmaya çalışıyor.

Fakat bu çalışmalarda bağlam büyük önem taşırken Gero bunu "Eğer Kuzey Amerika'nın İngilizce konuşan toplumunu sadece dişçi muayenehanesinde inceleseydik, iletişim sistemlerinin en önemli parçasının 'kanal tedavisi' ifadesi olduğu sonucuna varırdık" diye açıklıyor: 

Karşımızda kapsamlı bir resim olmadığı için yanılırdık.

Araştırmacılar bu çalışmaların sadece ispermeçet balinaları veya diğer hayvanlarla değil, insanların bir gün uzaydaki farklı yaşam formlarıyla karşılaşması haline onlarla da iletişim kurmasına zemin hazırladığını düşünüyor. 

Makalenin başyazarı Pratyusha Sharma, "Mesele, insan normlarından son derece farklı bir şekilde etkileşime giren, tamamen farklı bir çevreye ve iletişim protokollerine sahip bir türü anlamakla ilgili" diyor: 

Çalışmamız esasen 'yabancı (uzaylı) bir uygarlığın' nasıl iletişim kurabileceğini deşifre etmeye temel oluşturarak tamamen yabancı iletişim biçimlerini anlamaya yarayacak algoritma veya sistemler kurmaya yönelik fikirler sağlayabilir.

Independent Türkçe, Popular Science, Reuters, NPR, Nature Communications


27 yıllık gerilim nasıl gelmiş geçmiş en iyi film ilan edildi?

Kim Basinger, Los Angeles Sırları'ndaki başarılı performansıyla En İyi Yardımcı Kadın Oyuncu dalında Oscar'ın sahibi olmuştu (Warner Bros)
Kim Basinger, Los Angeles Sırları'ndaki başarılı performansıyla En İyi Yardımcı Kadın Oyuncu dalında Oscar'ın sahibi olmuştu (Warner Bros)
TT

27 yıllık gerilim nasıl gelmiş geçmiş en iyi film ilan edildi?

Kim Basinger, Los Angeles Sırları'ndaki başarılı performansıyla En İyi Yardımcı Kadın Oyuncu dalında Oscar'ın sahibi olmuştu (Warner Bros)
Kim Basinger, Los Angeles Sırları'ndaki başarılı performansıyla En İyi Yardımcı Kadın Oyuncu dalında Oscar'ın sahibi olmuştu (Warner Bros)

Eleştiri derleme sitesi Rotten Tomatoes, geçen günlerde Tüm Zamanların En İyi 300 Filmi listesini paylaştı. 

Neredeyse 30 yıllık bir gerilim olan Los Angeles Sırları (L.A. Confidential), Kazablanka (Casablanca) ve Baba (The Godfather) gibi onlarca klasik filmi geride bırakmayı başararak Rotten Tomatoes tarafından sürpriz bir şekilde tüm zamanların en iyi filmi ilan edildi. 

Romanın yazarı filmden nefret etti

Curtis Hanson'ın 1997 yapımı neo-noir suç filmi Los Angeles Sırları, James Ellroy'un 1990 tarihli aynı adlı romanından uyarlanmıştı. Yazar Ellroy, ironik bir şekilde filmden nefret etmişti

Hikaye 1953 Los Angeles'ında geçiyor ve polis yolsuzluğuyla Hollywood şöhretinin kesiştiği noktada Melekler Şehri'ni merkeze alıyor.

1950'lerin başında Los Angeles polisi, bir dizi yolsuzluk skandalının ardından umutsuzca imajını temizlemeye ve halkın güvenini yeniden kazanmaya çalışıyor. 

Polisler Los Angeles'ın köhne yeraltı dünyasında gezinirken gangsterlerle, Hollywood yıldızlarıyla ve milyoner iş insanlarıyla karşılaşıyor.

Polislerin kendileri de çoğu zaman peşlerine düştükleri suçlular kadar kirli. 

Yozlaşma, şiddet, cinsellik ve baştan çıkarma

Filmde yozlaşma, şiddet, cinsellik ve baştan çıkarma var. Bu denge, Los Angeles Sırları'nı Rotten Tomatoes'un listesinde üst sıralara taşımayı başardı.

Rotten Tomatoes, sıralamasını belirlemek için titiz bir metodoloji kullandı. Hem sinema yazarları hem de izleyiciler tarafından büyük beğeni kazanan filmler arasında sıralama yapıldı. Bu seçimde, yapımların eleştirmenlerden aldığı yorum sayısı, izleyici puanı oylarının sayısı ve vizyon yılı gibi faktörler incelendi.

Bol yıldızlı kadro

Los Angeles Sırları, En İyi Film de dahil olmak üzere 9 Akademi Ödülü'ne aday gösterilmiş ve bunlardan iki tanesini kazanmayı başarmıştı.

Filmin oyuncu kadrosunda Kevin Spacey, James Cromwell, Russell Crowe, Kim Basinger ve Guy Pearce gibi yıldızlar yer alıyordu.

Rotten Tomatoes'a göre tüm zamanların en iyi 10 filmi şöyle sıralanıyor:

1. Los Angeles Sırları (1997)
2. Baba (1972)
3. Kazablanka (1942)
4. Yedi Samuray (Seven Samurai, 1954)
5. Parazit (Parasite, 2019)
6. Schindler'in Listesi (Schindler's List, 1993)
7. Top Gun: Maverick (2022)
8. Oyuncak Hikayesi 2 (Toy Story 2, 1999)
9. Çin Mahallesi (Chinatown, 1974)
10. Rıhtımlar Üzerinde (On The Waterfront, 1954)

Independent Türkçe, ScreenRant, Rotten Tomatoes


Hiç kimsenin beğenmediği film Netflix'te zirveye oynuyor

Yimou Zhang'ın yönettiği film, gösterime girdiğinde eleştirmenler tarafından yerden yere vurulmuştu (Universal Pictures)
Yimou Zhang'ın yönettiği film, gösterime girdiğinde eleştirmenler tarafından yerden yere vurulmuştu (Universal Pictures)
TT

Hiç kimsenin beğenmediği film Netflix'te zirveye oynuyor

Yimou Zhang'ın yönettiği film, gösterime girdiğinde eleştirmenler tarafından yerden yere vurulmuştu (Universal Pictures)
Yimou Zhang'ın yönettiği film, gösterime girdiğinde eleştirmenler tarafından yerden yere vurulmuştu (Universal Pictures)

2017'de gişede fiyaskoyla sonuçlanan canavar filmi, Netflix'te en çok izlenen yapımlar arasına girdi. 

Başrolünde Matt Damon'ın yer aldığı Amerika-Çin ortak yapımı Çin Seddi (The Great Wall), ABD'nin Netflix listesinde 4. sırada yer alıyor.

Oyuncu kadrosu yıldızlarla dolu

Damon, Çin Seddi'nin ardındaki ürkütücü sırları keşfeden bir paralı askeri canlandırıyor. Filmde ayrıca Pedro Pascal, Willem Dafoe, Andy Lau ve Kenny Lin rol alıyor.

Netflix, 16 yaşından küçüklere uygun olmadığını belirttiği filmin konusunu şöyle özetliyor:

Song hanedanı döneminde Çin'de barut arayışı içinde olan Avrupalı tüccarlar, ülkenin kahramanları ile zalim canavarlar arasında efsanevi bir savaşın yaşandığını keşfeder.

Çin Seddi, 1 Mayıs'tan bu yana Netflix'te izlenebiliyor. Canavar filmi, eleştiri derleme sitesi Rotten Tomatoes'daki yüzde 35'lik puanına rağmen dünya çapında gişede yaklaşık 335 milyon dolar kazanmıştı. Ancak bu hasılat, filmin fiyaskoyla sonuçlanmasını engelleyemedi.

335 milyon dolar kurtarmaya yetmedi

Deadline, Çin Seddi'nin 150 milyon dolarlık yüksek bütçesi nedeniyle gişe performansının yeterli gelmediğini yazmıştı. Haberde, filmin hayal kırıklığı yaratan gişesinin Legendary ve Universal'a 75 milyon dolara mal olduğu öne sürülmüştü.

Çin Seddi, 2015'te Yeni Zelanda ve Çin'in Quindao kentinde çekildi. Film, ne eleştirmenleri ne de sinemaseverleri mutlu edebildi. 

Matt Damon'ın filmi, Rotten Tomatoes'daki 238 yoruma göre 100 üzerinden yalnızca 35 puan alabildi. 

Filmin izleyici skoru da farklı olamadı. 10 binden fazla izleyicinin yorumlarına göre sadece 42 puan elde etti.

Bazı eleştirmenler, Damon'ın rolünün Çin kökenli birine verilmesi gerektiğine inandıkları için oyuncu seçimini eleştirmişti.

Damon ise Pekin'de düzenlediği bir basın toplantısında William rolünün "her zaman Avrupalı olması gerektiği" konusunda ısrar etmişti.

"Irkçı efsaneyi sürdürmeyi bırakmalıyız"

Hustlers'ın yıldızı Constance Wu, filmin fragmanının yayımlanmasının ardından "Dünyayı sadece beyaz bir adamın kurtarabileceğine dair ırkçı efsaneyi sürdürmeyi bırakmalıyız" şeklinde tweet atarak sosyal medyada bir çılgınlığa neden olmuştu.

Rolling Stone'dan Peter Travers, "Çinli usta Zhang Yimou ve Hollywood yıldızı Matt Damon'ın ortaya çıkardığı tek şeyin ihtişam hayalleri kuran B seviyesinde bir yaratık filmi olması ne kadar kötü" diye yazmıştı.

Vox yazarı Alissa Wilkinson da eğlenceli bulmadığı film için sert bir eleştiri kaleme alarak şöyle demişti:

Büyük. Göz kamaştırıcı. Çin hakkında. Ve kesinlikle bir efsane hakkında. Ayrıca kafasında tek bir düşünce yok ama dişlek canavarlardan oluşan orduları var.

Independent Türkçe, Daily Mail, Vox, Rolling Stone, Deadline, Rotten Tomatoes