Neslinin 200 yıl önce tükendiği düşünülen balina türü görüntülendi

Araştırmacılar iklim değişikliğinin, genellikle Pasifik'te görülen balinalar için bir rota açtığını düşünüyor

1 Mart 2024'te Massachusetts kıyısındaki Nantucket Adası'nda görülen nadir bir gri balina (New England Akvaryumu)
1 Mart 2024'te Massachusetts kıyısındaki Nantucket Adası'nda görülen nadir bir gri balina (New England Akvaryumu)
TT

Neslinin 200 yıl önce tükendiği düşünülen balina türü görüntülendi

1 Mart 2024'te Massachusetts kıyısındaki Nantucket Adası'nda görülen nadir bir gri balina (New England Akvaryumu)
1 Mart 2024'te Massachusetts kıyısındaki Nantucket Adası'nda görülen nadir bir gri balina (New England Akvaryumu)

Atlantik Okyanusu'nda 200 yıl önce nesli tükendiği düşünülen bir balina türü, uzmanların "inanılmaz" derecede nadir bir olay diye tanımladıkları bir şekilde ABD'nin New England bölgesi kıyılarında görüldü.

Gri balina 1 Mart'ta New England Akvaryumu'ndaki bilim insanları tarafından Massachusetts eyaletindeki Nantucket Adası'nın yaklaşık 48 kilometre güneyinde su yüzeyine çıkıp inerken görüldü.

Araştırma uçağı yaklaşık 45 dakika boyunca daireler çizdi ve balina muhtemelen beslenmek için su yüzeyine tekrar tekrar çıkıp dalarken araştırmacılar da fotoğrafını çekti.

New England Akvaryumu'ndaki Anderson Cabot Okyanus Yaşamı Merkezi'nde yardımcı araştırmacı bilim insanı olan Orla O'Brien yaptığı basın açıklamasında, "Ne olduğunu yüksek sesle söylemek istemedim, çünkü çılgınca görünüyordu" dedi.

O'Brien görüntüleri aynı uçakta bulunan araştırma teknisyeni Kate Laemmle'ye gösterdi.

Laemmle, "Beynim gördüklerimi algılamaya çalışıyordu çünkü bu hayvan aslında bu sularda gerçekten bulunmamalıydı" dedi.

Atlantik Okyanusu'ndan yüzlerce yıl önce kaybolmuş bir hayvanı görmenin vahşi ve heyecan verici olduğunu düşünüp gülüyorduk!

Gri balinalar, sıklıkla ABD'nin diğer tarafında yani Kuzey Pasifik Okyanusu'nda görülürken, 18. yüzyılda Atlantik Okyanusu'nda kaybolmuştu. 

Bu durum yaklaşık 15 yıl önce, benekli gri ve beyaz balinaların hem Atlantik Okyanusu'nda hem de Akdeniz'de görülmeye başlamasıyla değişmişti.

Balinanın son olarak aralıkta Florida kıyılarında görüldüğü biliniyor. Bilim insanları geçen hafta daha kuzeyde görülen balinanın da aynı balina olduğunu düşünüyor. 

Bilim insanları bu değişimin iklim değişikliğinden kaynaklandığına inanıyor.

New England Akvaryumu, Kanada'daki Kuzey Buz Okyanusu üzerinden Atlantik ve Pasifik'i birbirine bağlayan Kuzeybatı Geçidi'nin son yıllarda yaz aylarında düzenli olarak buz tutmadığını açıkladı.

Buz tutmaması balinalara geçebilecekleri bir alan sağladı ki bu da son 200 yıldır mümkün olmayan bir şeydi.

Ulusal Okyanus ve Atmosfer İdaresi'nin Balıkçılık Birimi, gri balinanın yaklaşık 45 ton kiloya kadar çıkabildiğini ve yaklaşık 15 metre uzunluğa ulaşabildiğini söylüyor.

O'Brien, "Bu gözlem, her bir araştırmanın önemini vurguluyor. Kambur balina, gerçek balina ve oluklu balinaları görmeyi beklesek de okyanus dinamik bir ekosistem ve bulacağınız şeyleri asla bilemiyorsunuz" diye ekledi.

Atlantik Okyanusu'nda görülen bu gri balinalar, deniz türlerinin imkan bulduklarında iklim değişikliğine verdikleri hızlı tepkileri hatırlatıyor.

Independent Türkçe



Sihirli mantarların ömrü uzatabileceği keşfedildi

Çalışma, psilosibinin güçlü bir yaşlanma karşıtı araç olabileceğini ve hatta bazı yaşlı farelerin daha koyu tüylerinin yeniden çıktığını gösteriyor (AFP)
Çalışma, psilosibinin güçlü bir yaşlanma karşıtı araç olabileceğini ve hatta bazı yaşlı farelerin daha koyu tüylerinin yeniden çıktığını gösteriyor (AFP)
TT

Sihirli mantarların ömrü uzatabileceği keşfedildi

Çalışma, psilosibinin güçlü bir yaşlanma karşıtı araç olabileceğini ve hatta bazı yaşlı farelerin daha koyu tüylerinin yeniden çıktığını gösteriyor (AFP)
Çalışma, psilosibinin güçlü bir yaşlanma karşıtı araç olabileceğini ve hatta bazı yaşlı farelerin daha koyu tüylerinin yeniden çıktığını gösteriyor (AFP)

Emory Üniversitesi'nde yapılan yeni bir çalışma, sihirli mantarların aktif bileşeni psilosibinin yaşam süresini uzatabileceğini öne sürüyor.

Üniversitenin Atlanta'daki tıp fakültesinden bilim insanları, psilosibinin hücrelerin ömrünü uzattığını ve yaşlı farelerin hayatta kalma oranlarını yükselttiğini keşfetti.

Geçen hafta hakemli dergi Nature'da yayımlanan çalışmada psilosibin "halüsinojenik mantarların ürettiği, doğal yolla oluşan psikedelik bileşik" diye tanımlanıyor.

Araştırmacılar psikiyatrik ve nörodejeneratif rahatsızlıkların tedavisinde psilosibine yönelik ilginin arttığına dikkat çekse de bu çalışma, bileşiğin aktif formu psilosinin yaşlı farelerde yaşam süresini uzattığına dair ilk deneysel kanıtı sunuyor.

Psilosibinin oksidatif stresi azalttığını, DNA hasarını önlediğini ve telomer uzunluğunu korumaya katkı sağladığını gösteren veriler sunan çalışma, bileşiğin güçlü bir yaşlanma karşıtı araç olabileceğini öne sürüyor. Bütün bunlar yaşlanma sürecini yavaşlatmaya yardımcı oluyor.

Hatta beyaz tüylü yaşlı fareler tedaviden sonra daha genç görünüme kavuştu ve siyah tüyleri yeniden çıktı.

Emory Üniversitesi'nden çalışmanın ortak yazarı Louise Hecker, Fox News Digital'a yaptığı açıklamada, "Psilosibin yaşlanmaya eşlik eden 'yıpranmayı' yavaşlatıyor gibi görünüyor" diyor.

 Fareler ve hücreler hem daha sağlıklı hem de belirgin biçimde daha uzun yaşıyor.

Çalışma bunun insanlarda da işe yarayabileceğini öne sürse de çok daha fazla teste ihtiyaç var. Yayın kuruluşuna konuşan Hecker, araştırmacıların "İnsanlar için en uygun doz protokolleri neler? Optimum fayda için tedaviye başlamanın en uygun yaşı ne?" gibi soruları yanıtlaması gerektiğini söylüyor.

Hecker "Tedavinin artık istenen etkiyi yaratmayacağı belirli bir yaş var mı?" diye devam ediyor.

Uzun süreli tedaviyle ilişkili potansiyel zararlar veya yan etkiler var mı? Etki mekanizmaları neler? Tüm bu soruların titizlikle araştırılması gerekiyor.

Oregon'da ABD'nin ilk yasal psilosibin inziva merkezinin kurucusu Gabe Charambides, bulguları "ikna edici" diye nitelendirse de insan kullanımının, farelerdekinden daha sıkı bir tarama, hazırlık ve güvenlik gerektirdiğini vurguluyor.

Psilosibin terapisinden en fazla fayda sağlayabilecek kişilerin çocukluk travması, boşanma, işini kaybetme veya yas gibi büyük yaşam olaylarından sonra "sıkışmış" hisseden veya ruh sağlığını iyileştirmek isteyen kişiler olduğunu da ekliyor.

Charambides, inzivaya katılan misafirlerinin kronik ağrı ve migren gibi fiziksel şikayetlerde rahatlama bildirdiğini ancak biyolojik test yapılmadığını söylüyor.

Klinik aşama için doğal psikedelik ilaç geliştiren Kanada merkezli Filament Health şirketinden Ryan Moss, daha önce Fox News Digital'a yaptığı açıklamada psikedeliklerin güvenli ve kontrollü bir ortamda uygulanması gerektiğini vurgulamıştı.

Moss, "Psikedelik deneyimler bazen anksiyete, halüsinasyon ve paranoyaya yol açabilir" demişti. 

Geleneksel psikedelikleri kullanan bazı hastalar klinik deneyler sırasında olumsuz kardiyovasküler olaylar yaşadıklarını bildiriyor.

Klinik deneylere katılanların iyi hazırlanmasını ve eğitimli profesyoneller tarafından yakından izlenmesini tavsiye ediyor.

Independent Türkçe için çeviren: Büşra Ağaç