Uzmanlara göre beyin sağlığı için en önemli besin nedir?

Uzmanlara göre beyin sağlığı için en önemli besin nedir?
TT

Uzmanlara göre beyin sağlığı için en önemli besin nedir?

Uzmanlara göre beyin sağlığı için en önemli besin nedir?

Ne yediğiniz, Alzheimer gibi hastalıklardan korunma yeteneğiniz de dahil olmak beyin fonksiyonunuzu etkiler.

Ayçiçeği çekirdeği ve tam tahıllar gibi daha fazla fayda sağlayan belirli gıdalar bulunuyor.

Şarku’l Avsat’ın CNBC’den aktardığı habere göre Harvard beslenme uzmanı Dr. Uma Naidoo ve Harvard eğitimli sinir bilimci Lisa Genova, özellikle yeşil yapraklı sebzelerin sağlıklı bir beynin anahtarı olduğunu söyledi.

Uzmanlar genel olarak yeşil yapraklı sebzeler yemenin genel sağlık, özellikle de beyniniz için gerekli olduğu konusunda hemfikir.

Doktorların ve uzmanların önerdiği yapraklı sebzelerin başında lahana, ıspanak, marul, pazı, Çin lahanası (Çin lahanası) ve hardal yeşillikleri geliyor.

Uzmanlara göre yeşil yapraklı sebzeler açısından zengin bir beslenmenin beyin için faydalı olmasının üç nedeni şu;

1. B vitaminleri açısından zengin

Wayne State Üniversitesi Tıp Fakültesi’nde yapılan bir araştırmaya göre, genellikle depresyon ve demans gibi durumlar B vitamini eksikliğiyle ilişkilidir.

Naidoo, yeşil yapraklı sebzelerin harika bir B9 vitamini kaynağı olduğunu söyleyerek, şunları ekledi;

“Folik asit olarak da bilinen vitamin, beyin ve nörolojik sağlığı, optimal nörotransmiter fonksiyonunu ve dengeli psikolojik sağlığı desteklemek için önemli bir vitamindir.”

Naidoo, ruh hallerini iyileştirmek isteyen hastalarına ilk olarak yeşil yapraklı sebzeleri öneriyor.

2. Beyni güçlendiren besinler açısından zengindirler

Yeşil yapraklı sebzeler aynı zamanda folat, lutein ve beta-karoten gibi beyni güçlendiren besinlerle de doludur.

Lutein, yaşlılarda beyin fonksiyonunda ve beyin yapısında bir iyileşme ile ilişkilendirilmiştir.

Sistematik bir incelemede, beta-karoten takviyeleri almanın ‘sözlü ve bilişsel hafızayı’ güçlendirdiği görüldü.

3. Lif doludurlar

Complementary Therapies in Medicine dergisinde 2021’de yayınlanan bir araştırmada, besinsel lif olarak da bilinen diyet lifi alımının artmasının depresyona yakalanma olasılığının azalmasıyla ilişkili olduğunu ortaya çıktı.

Dr. Naidoo, beslenme yoluyla, özellikle de bitki bazlı gıdalardan daha fazla lif almanızı önererek, yeşil yapraklı sebzelerin lif açısından yoğun olduğuna vurgu yaptı.



Dinozorlar asteroit çarpmasa da yok olmaya mahkum muydu?

Dinozorlar asteroit çarpmasa da yok olmaya mahkum muydu?
TT

Dinozorlar asteroit çarpmasa da yok olmaya mahkum muydu?

Dinozorlar asteroit çarpmasa da yok olmaya mahkum muydu?

Dinozorların asteroit çarpmasından önce çöküşe geçtiği teorisinin doğru olmadığı öne sürüldü.

Milyonlarca yıl boyunca yeryüzüne hükmeden dinozorların soyu, 66 milyon yıl önce Dünya'ya çarpan bir göktaşının etkisiyle tükenmişti. 

Bugüne kadar bulunan bazı fosiller, dinozorların bu olaydan önce sayı ve çeşitlilik açısından gerilediğine işaret ediyordu. Özellikle göktaşından önceki yıllarda fosil sayısının azalması bu teoriyi destekliyordu. Bazı bilim insanları, asteroit gezegene çarpmasa bile bu sürüngelerin yok olma sürecine girdiğine inanıyordu. 

University College London'dan paleontolog Chris Dean "Dinozorların asteroit çarpmadan önce de yok olmaya mahkum olup olmadığı 30 yılı aşkın süredir tartışılan bir konu" diyor.

Dean ve ekip arkadaşları bu soruya yanıt bulmak için 66 milyon ila 84 milyon yıl önce Kuzey Amerika'da yaşamış 4 dinozor türüne ait 8 binden fazla fosili inceledi. 

Bulguları hakemli dergi Current Biology'de dün (8 Nisan) yayımlanan çalışmada dinozor çeşitliliğinin yaklaşık 76 milyon yıl önce zirveye ulaştığı ve ardından kitlesel yok oluşa kadar azaldığı bulundu. Bu eğilim, dinozorların soyu tükenmeden önceki 6 milyon yılda daha belirgindi. 

Ancak araştırmacılar, paleontologların asteroit çarpmasından önceki yıllarda ne kadar araziye erişebildiğini ve bu bölgelerde kaç kazı çalışması yapıldığını hesaplayınca, bilim insanlarının elinde pek örnek olmadığını tespit etti. Ekip, bu döneme ait jeolojik kayıtların açığa çıkmadığını veya üstünün bitki örtüsüyle kaplı olduğunu buldu.

Ayrıca çevresel koşullar veya diğer faktörlerin bu düşüşü açıklayamadığını söylüyorlar. Geliştirdikleri modellere göre dinozorların sayısı, göktaşı çarpmasına kadar stabildi. 

Bilim insanlarına göre dinozorlar kitlesel yok oluştan önce muhtemelen çökmeye başlamamıştı. Bu izlenimin, döneme ait fosillerin iyi korunmamış ya da bulunmasının zor olmasından kaynaklandığını düşünüyorlar. 

Makalenin bir diğer yazarı Alfio Alessandro Chiarenza, "Dinozorlar muhtemelen kaçınılmaz bir yok oluşa mahkum değildi" diyerek ekliyor: 

Eğer o asteroit olmasaydı, hâlâ bu gezegeni memeliler, kertenkeleler ve hayatta kalan torunları olan kuşlarla paylaşıyor olabilirlerdi.

Diğer yandan bazı bilim insanları yeni çalışmanın, dinozorların türlerinin azalmaya başladığı teorisini çürütmediğini savunuyor.

Reading Üniversitesi'nden Manabu Sakamoto'nun araştırmasına göre dinozorların yaşadığı 175 milyon yıl boyunca, yeni dinozor türlerinin ortaya çıkma hızı genel olarak yavaşlamıştı ve yeni türlerinin gelişmesinden çok daha fazla sayıda türün nesli tükeniyordu. 

Sakamoto, yeni araştırma mevcut fosillerde sapma olduğunu öne sürmesine karşın dinozor çeşitliliğindeki bu uzun vadeli düşüşün geçerliliğini koruduğunu söylüyor: 

Bu iki durum aynı anda geçerli olabilir.

Independent Türkçe, Live Science, New Scientist, Current Biology