Öfkeli izleyiciler "uygunsuz" dizi nedeniyle Netflix'e ateş püskürdü

Aboneliklerini iptal etmekle tehdit ediyorlar

Kurgusal biyografik drama Supersex, 6 Mart'ta yayın platformunda gösterime girdi (Netflix)
Kurgusal biyografik drama Supersex, 6 Mart'ta yayın platformunda gösterime girdi (Netflix)
TT

Öfkeli izleyiciler "uygunsuz" dizi nedeniyle Netflix'e ateş püskürdü

Kurgusal biyografik drama Supersex, 6 Mart'ta yayın platformunda gösterime girdi (Netflix)
Kurgusal biyografik drama Supersex, 6 Mart'ta yayın platformunda gösterime girdi (Netflix)

Öfkeli Netflix izleyicileri, yayın platformuna yeni eklenen müstehcen dizi nedeniyle "aboneliklerini iptal etmekle" tehdit ediyor.

Supersex, dünyanın en ünlü porno yıldızı Rocco Siffredi'nin hayatını anlatıyor.

7 bölümlük dizide Alessandro Borghi, tüm zamanların en üretken porno oyuncularından biri olan Siffredi rolünde. 

Netflix, dizinin 18 yaşından küçük izleyiciler için uygun olmadığı uyarısında bulundu. Ancak bu, izleyicilerin yayın platformundaki "uygunsuz" içerikten duydukları rahatsızlığı paylaşmalarını engellemedi. 

Dizinin saniyeler süren bir sahnesi, gizemli bir şekilde silinmeden önce 7 Mart'ta Netflix tarafından Instagram sayfasında paylaşıldı.

Kısa videoda dizinin başrolündeki İtalyan aktör Alessandro Borghi'nin birkaç kadınla yakınlaştığı görülüyordu. 

Silinmesinin sebebi şikayetler mi?

Paylaşım birkaç saat sonra Netflix'in Instagram hesabından kayboldu ancak platformun kullanıcılardan gelen şikayetler üzerine mi sildiği yoksa Netflix'in olumsuz hayran geri bildirimleri nedeniyle mi kaldırmayı tercih ettiği belirsiz.

Bazı Netflix kullanıcıları tartışmalı dizinin konusundan duydukları tiksintiyi paylaşırken bazıları da çocuklarını korumak için aboneliklerini tamamen iptal etmekle tehdit etti. 

"Çocuklarım bunu göremez"

Öfkeli bir kişi sosyal medyada şöyle yazdı:

Artık Netflix'te de porno mu var? Hesabımı iptal ediyorum, çocuklarım bunu göremez.

Bir başka ebeveynse şunları yazdı: 

Çocukların takip ettiği bir platform için bu uygunsuz değil mi?

Diğer kullanıcılar müstehcen içeriğin "normalleştirilmesi" karşısında dehşete düşerken, bir kişi şu yorumu yaptı: 

Artık pornoyu ana akım mı yapıyoruz? Bu gibi müstehcen içerikler konusunda hiçbir uyarı olmaması oldukça mide bulandırıcı. Eğer böyle şeyler yayınlamak istiyorsanız Netflix'te ayrı bir kategori olmalı.

"İki cinsiyetin de değerini düşürüyor"

Bir başkasıysa şunları yazdı: 

Bunun modern kültürde kabul görmesi gerçekten üzücü. Toplumumuzun ve neslimizin aşırı cinselleştirilmesi iç karartıcı ve her iki cinsiyetin de değerini düşürüyor.

Bir diğer izleyici de isyan etti:

Netflix'e neler oluyor? İyi şeyleri geri getirin.

Independent Türkçe, Daily Mail, Cinemablend



Ölüme yakın deneyimlerde zaman neden yavaşlıyor?

Ölüme yakın deneyim yaşayan bazı kişiler, sanki zaman ortadan kalkmış gibi hissettiğini söylüyor (Unsplash)
Ölüme yakın deneyim yaşayan bazı kişiler, sanki zaman ortadan kalkmış gibi hissettiğini söylüyor (Unsplash)
TT

Ölüme yakın deneyimlerde zaman neden yavaşlıyor?

Ölüme yakın deneyim yaşayan bazı kişiler, sanki zaman ortadan kalkmış gibi hissettiğini söylüyor (Unsplash)
Ölüme yakın deneyim yaşayan bazı kişiler, sanki zaman ortadan kalkmış gibi hissettiğini söylüyor (Unsplash)

Ölümle burun buruna gelen kişiler, yaşadıkları deneyim sırasında zamanın durmuş veya yavaşlamış gibi geldiğini sıkça bildiriyor. 

Başından böyle bir olay geçmeyen kişilerin aklına film sahneleri gelecektir. Örneğin bir trafik kazasında hayatını kaybetmekten kıl payı kurtulan bir karakter etrafına bakarken, sahne daha yavaş akıyor. 

Ölüme yakın deneyimler üzerine çalışan psikiyatr Bruce Greyson'ın 1980-1990'larda yaptığı çalışmalarda, bu türden deneyimler yaşayan kişilerin yaklaşık yüzde 70'i "zamanın durduğunu veya anlamını yitirdiğini" bildirmişti. 

Peki bu travmatik olaylar neden böyle bir etki yaratıyor ve zamanın nasıl algılandığı hakkında neler söylüyor? 

İnsanlar zamanı nasıl algılıyor?

Liverpool John Moores Üniversitesi'nde zaman psikolojisi üzerine çalışan Dr. Ruth Ogden, yıllar önce geçirdiği bir trafik kazasından sonra bu alana ilgi duymaya başlamış. 

Psikoloji hocası, Conversation için kaleme aldığı yazıda, başka bir araçla çarpıştıktan sonra adeta zaman durmuş gibi hissettiğini anlatıyor.  

15 yıl boyunca ölüme yakın deneyimlerde neden zamanın yavaşladığı ve zamanın nasıl algılandığı üzerine araştırmalar yürüten Dr. Ruth Ogden ulaştığı sonuçları şöyle açıklıyor:

Biz saniyeleri ve dakikaları mükemmel bir doğrulukla kaydeden saatler gibi değiliz. Bundan ziyade beynimiz, zamanı çevremizdeki dünyaya duyarlı bir şekilde algılamaya ayarlanmış gibi görünüyor.

Dr. Ogden, beynin duygusal ve fizyolojik uyarılmayı düzenleyen bazı bölgelerinin, aynı zamanda zamanın işlenmesinde de rol oynadığını ekliyor. 

Bu nedenle duygular yoğunlaştığı sırada beynin zaman algısı da etkileniyor. Örneğin keyifli vakit geçirirken zaman uçup gidiyor ve sıkıcı ortamlarda geçmek bilmiyor. 

Ölüme yaklaşınca zaman neden yavaşlıyor?

Ölüme yakın deneyimlerde zamanın neden yavaşladığı kesin olarak bilinmiyor. Bilim insanları bunun altında savaş ya da kaç tepkisinin yattığını düşünüyor. Evrimsel süreçte hayatta kalma içgüdüsü olarak gelişen bu tepki, tehdit anında ortaya çıkıyor.

Tehlike karşısında beyin daha hızlı çalıştığı için ölüme yakın deneyim yaşayan kişiler çevrelerinin daha yavaş hareket ettiğini görüyor. 

Psikoloji ve Ruh Sağlığı Sınır Alanları Enstitüsü'nden araştırmacı Marc Wittmann bu durumu şöyle açıklıyor:

Organizma çevresel uyaranları normalden daha hızlı işleyerek kişinin daha kolay tepki vermesini sağlıyor. Daha hızlı algılamak, düşünmek ve hareket etmek hayatta kalmak için avantaj demek.

Yaşlandıkça zaman daha mı hızlı akıyor?

Herkes ölüme yakın bir deneyim yaşamayabilir fakat birçok kişi yaşı ilerledikçe zamanın akıp gittiğinden yakınıyor. 

Geçmişe bakınca çocukken vakit daha yavaş akıyormuş gibi gelirken, yetişkinlikle beraber sanki göz açıp kapayıncaya kadar yıllar geçiyor.

Bilim insanları bu durumun birkaç nedeni olduğunu söylüyor. Örneğin çocukken bir yıl, yaşanan sürenin daha büyük bir kısmına tekabül ediyor. Nörolog Santosh Kesari "10 yaşındaki bir çocuk için bir yıl, hayatının yüzde 10'u. 60 yaşındaki biri için ise hayatının yüzde ikisinden daha azı" diyor. 

Ayrıca çocukken sürekli yeni şeylerle karşılaşmak, hafızada daha kalıcı etkiler bırakıyor. Kesari şu ifadeleri kullanıyor:

Zamanı unutulmaz olaylarla ölçüyoruz ve yaşlandıkça hatırlanmaya değecek daha az yeni şey yaşanıyor. Bu da çocukluğun daha uzun sürmüş gibi görünmesine yol açıyor.

Bilim insanın burada bahsettiği, zamanın o an içinde nasıl algılandığından ziyade, nasıl hatırlandığı. 

Yine de bazı çalışmalarda çocukken zamanın akışının daha yavaş algılandığı bulunmuştu. Nörobilimci Patricia Costello, çocukların gelişim aşamasında olduğunu belirterek "Sinirsel iletimleri yetişkinlere kıyasla fiziksel olarak daha yavaş. Bu da zamanın geçişini algılama biçimlerini etkiliyor" diyor:

Yetişkinliğe ulaşınca zaman devrelerimiz kablolamayı tamamlıyor ve zamanın geçişini doğru bir şekilde nasıl kodlayacağımızı deneyimlerimizle öğreniyoruz.

Yaşlanınca zamanın daha hızlı akıyormuş gibi gelmesi, büyük ölçüde yeni deneyimlerin azlığıyla ilişkilendiriliyor. Costello bu histen kurtulmak isteyenlere hayatlarına yenilik katmasını öneriyor.

Bilim insanı "Her şeyin çok hızlı geçip gittiği, kendi hayatımızı kaçırdığımız hissini nasıl durdurabiliriz? İş dönüp dolaşıp yeni şeyler öğrenmeye geliyor" diyerek ekliyor: 

Yeni bir beceri öğreniyor musunuz? Farklı bir şeyler pişiriyor musunuz? Mümkün olduğunca hayatınıza yenilik katmak, anıların öne çıkmasını sağlayacak ve bir bakıma zamanı uzatacaktır.

Independent Türkçe, Conversation, Psychology Today, NBC News