Yeni romantik komedi gösterime girmeden fırtına gibi

100 üzerinden 100 tam puan alan film, Amazon Prime'da gösterilecek

Filmde 41 yaşındaki Hathaway ve 29 yaşındaki Galitzine dışında Ella Rubin ve Annie Mumolo da rol alıyor (Amazon Prime Video)
Filmde 41 yaşındaki Hathaway ve 29 yaşındaki Galitzine dışında Ella Rubin ve Annie Mumolo da rol alıyor (Amazon Prime Video)
TT

Yeni romantik komedi gösterime girmeden fırtına gibi

Filmde 41 yaşındaki Hathaway ve 29 yaşındaki Galitzine dışında Ella Rubin ve Annie Mumolo da rol alıyor (Amazon Prime Video)
Filmde 41 yaşındaki Hathaway ve 29 yaşındaki Galitzine dışında Ella Rubin ve Annie Mumolo da rol alıyor (Amazon Prime Video)

Anne Hathaway'in yeni filmi, daha gösterime girmeden fırtınalar estirmeye başladı. Romantik filmde Hathaway, kendini beklenmedik bir aşk hikayesinin başrolünde bulan bir kadını canlandırıyor.

Eleştirmenler övgüler yağdırdı

41 yaşındaki Hathaway'in hayranları, yıldızın yeni filminin yayın platformundaki gösterim tarihinin onaylanmasıyla çılgına döndü. 

Amazon Prime'da 2 Mayıs'ta gösterime girecek Sen İhtimali (The Idea of You), boşanmış bir anneyle gezegendeki en ünlü erkek grubunun solisti arasındaki aşk hikayesini anlatıyor. 

Filmin eleştiri derleme sitesi Rotten Tomatoes'da 100 üzerinden 100 tam puan almasının ardından romantik komedi hayranları filme övgüler yağdırmaya başladı.

Film henüz dünya çapında gösterime girmediği için bu puan 9 eleştirmenin yorumlarına dayanarak elde edildi.

Hollywood Reporter, filmi "pamuk şekere" benzetirken Variety romantik komedinin müziklerini övdü. 

"Asla tepeden bakmıyor"

The Playlist'ten Matthew Monagle ise filmi şöyle değerlendirdi:

Sen İhtimali, aşk romanı uyarlamalarının doğru yapılışının bir örneği; kimya ve espri yoğunluğunun olağanüstü bir dengesi ve izleyicisine asla tepeden bakmıyor.

Slashfilm de romantik komediye övgüler yağdırdı:

Anne Hathaway'in muhteşem performansı ve Nicholas Galitzine'ın yıldızlaşan dönüşü sayesinde bu türün en iyi örneklerinden biri.

Robinne Lee'nin 2017 tarihli aynı adlı romanından uyarlanan filmde Hathaway'in canlandırdığı Solène, yeni boşandığı eski eşinin tatil planlarını iptal etmesinin ardından 16 yaşındaki kızını Coachella'ya götürüyor. 

Festivalde, gezegendeki en ateşli erkek grubu August Moon'un solisti Hayes Campbell'la tanışıyor ve beklenmedik bir aşk yaşamaya başlıyor.

İkili alışılmışın dışındaki aşklarını yaşarken, Solène de kariyerini ve kızını idare etmeyi öğrenmek zorunda kalıyor.

"Romantik komedi geri döndü"

Filmin bazı yerlerde kitaptan daha neşeli olabileceği yönündeki haberlere tepki gösteren bir sosyal medya kullanıcısı, eski adı Twitter olan X'e şunları yazdı: 

Sen İhtimali hakkındaki bu yorum çok ilginç... Bu gerçekten bir romantik komedi mi?

Başka bir kullanıcı da bu yoruma yanıt vererek "Romantik komedi geri döndü" ifadelerini kullandı.

Bir diğeriyse şunları yazdı: 

Görünüşe göre kaynak materyali değiştirmişler ve kitabın tonuyla filmin romantik komedi olması için oynamışlar...

Kitabı okumuş üçüncü bir kullanıcı da şu yorumda bulundu: 

Senaryo çok basit ve tatlı, umarım gerçekten öyledir. Kitapta okuduğum bazı bölümler dehşet vericiydi.

Filmlerin konularının genellikle dayandıkları kaynak malzemeden farklı olabileceğini söyleyen başka bir gönderiyse şöyle diyordu: 

Olabilecek en iyi şeylerden biri kitap uyarlamalarının her zaman asıllarından farklı olmasıdır, bu yüzden umalım da izlemesi keyifli bir şey olsun.
Independent Türkçe, Daily Mail, Rotten Tomatoes, The Playlist, Slashfilm



Ölüme yakın deneyimlerde zaman neden yavaşlıyor?

Ölüme yakın deneyim yaşayan bazı kişiler, sanki zaman ortadan kalkmış gibi hissettiğini söylüyor (Unsplash)
Ölüme yakın deneyim yaşayan bazı kişiler, sanki zaman ortadan kalkmış gibi hissettiğini söylüyor (Unsplash)
TT

Ölüme yakın deneyimlerde zaman neden yavaşlıyor?

Ölüme yakın deneyim yaşayan bazı kişiler, sanki zaman ortadan kalkmış gibi hissettiğini söylüyor (Unsplash)
Ölüme yakın deneyim yaşayan bazı kişiler, sanki zaman ortadan kalkmış gibi hissettiğini söylüyor (Unsplash)

Ölümle burun buruna gelen kişiler, yaşadıkları deneyim sırasında zamanın durmuş veya yavaşlamış gibi geldiğini sıkça bildiriyor. 

Başından böyle bir olay geçmeyen kişilerin aklına film sahneleri gelecektir. Örneğin bir trafik kazasında hayatını kaybetmekten kıl payı kurtulan bir karakter etrafına bakarken, sahne daha yavaş akıyor. 

Ölüme yakın deneyimler üzerine çalışan psikiyatr Bruce Greyson'ın 1980-1990'larda yaptığı çalışmalarda, bu türden deneyimler yaşayan kişilerin yaklaşık yüzde 70'i "zamanın durduğunu veya anlamını yitirdiğini" bildirmişti. 

Peki bu travmatik olaylar neden böyle bir etki yaratıyor ve zamanın nasıl algılandığı hakkında neler söylüyor? 

İnsanlar zamanı nasıl algılıyor?

Liverpool John Moores Üniversitesi'nde zaman psikolojisi üzerine çalışan Dr. Ruth Ogden, yıllar önce geçirdiği bir trafik kazasından sonra bu alana ilgi duymaya başlamış. 

Psikoloji hocası, Conversation için kaleme aldığı yazıda, başka bir araçla çarpıştıktan sonra adeta zaman durmuş gibi hissettiğini anlatıyor.  

15 yıl boyunca ölüme yakın deneyimlerde neden zamanın yavaşladığı ve zamanın nasıl algılandığı üzerine araştırmalar yürüten Dr. Ruth Ogden ulaştığı sonuçları şöyle açıklıyor:

Biz saniyeleri ve dakikaları mükemmel bir doğrulukla kaydeden saatler gibi değiliz. Bundan ziyade beynimiz, zamanı çevremizdeki dünyaya duyarlı bir şekilde algılamaya ayarlanmış gibi görünüyor.

Dr. Ogden, beynin duygusal ve fizyolojik uyarılmayı düzenleyen bazı bölgelerinin, aynı zamanda zamanın işlenmesinde de rol oynadığını ekliyor. 

Bu nedenle duygular yoğunlaştığı sırada beynin zaman algısı da etkileniyor. Örneğin keyifli vakit geçirirken zaman uçup gidiyor ve sıkıcı ortamlarda geçmek bilmiyor. 

Ölüme yaklaşınca zaman neden yavaşlıyor?

Ölüme yakın deneyimlerde zamanın neden yavaşladığı kesin olarak bilinmiyor. Bilim insanları bunun altında savaş ya da kaç tepkisinin yattığını düşünüyor. Evrimsel süreçte hayatta kalma içgüdüsü olarak gelişen bu tepki, tehdit anında ortaya çıkıyor.

Tehlike karşısında beyin daha hızlı çalıştığı için ölüme yakın deneyim yaşayan kişiler çevrelerinin daha yavaş hareket ettiğini görüyor. 

Psikoloji ve Ruh Sağlığı Sınır Alanları Enstitüsü'nden araştırmacı Marc Wittmann bu durumu şöyle açıklıyor:

Organizma çevresel uyaranları normalden daha hızlı işleyerek kişinin daha kolay tepki vermesini sağlıyor. Daha hızlı algılamak, düşünmek ve hareket etmek hayatta kalmak için avantaj demek.

Yaşlandıkça zaman daha mı hızlı akıyor?

Herkes ölüme yakın bir deneyim yaşamayabilir fakat birçok kişi yaşı ilerledikçe zamanın akıp gittiğinden yakınıyor. 

Geçmişe bakınca çocukken vakit daha yavaş akıyormuş gibi gelirken, yetişkinlikle beraber sanki göz açıp kapayıncaya kadar yıllar geçiyor.

Bilim insanları bu durumun birkaç nedeni olduğunu söylüyor. Örneğin çocukken bir yıl, yaşanan sürenin daha büyük bir kısmına tekabül ediyor. Nörolog Santosh Kesari "10 yaşındaki bir çocuk için bir yıl, hayatının yüzde 10'u. 60 yaşındaki biri için ise hayatının yüzde ikisinden daha azı" diyor. 

Ayrıca çocukken sürekli yeni şeylerle karşılaşmak, hafızada daha kalıcı etkiler bırakıyor. Kesari şu ifadeleri kullanıyor:

Zamanı unutulmaz olaylarla ölçüyoruz ve yaşlandıkça hatırlanmaya değecek daha az yeni şey yaşanıyor. Bu da çocukluğun daha uzun sürmüş gibi görünmesine yol açıyor.

Bilim insanın burada bahsettiği, zamanın o an içinde nasıl algılandığından ziyade, nasıl hatırlandığı. 

Yine de bazı çalışmalarda çocukken zamanın akışının daha yavaş algılandığı bulunmuştu. Nörobilimci Patricia Costello, çocukların gelişim aşamasında olduğunu belirterek "Sinirsel iletimleri yetişkinlere kıyasla fiziksel olarak daha yavaş. Bu da zamanın geçişini algılama biçimlerini etkiliyor" diyor:

Yetişkinliğe ulaşınca zaman devrelerimiz kablolamayı tamamlıyor ve zamanın geçişini doğru bir şekilde nasıl kodlayacağımızı deneyimlerimizle öğreniyoruz.

Yaşlanınca zamanın daha hızlı akıyormuş gibi gelmesi, büyük ölçüde yeni deneyimlerin azlığıyla ilişkilendiriliyor. Costello bu histen kurtulmak isteyenlere hayatlarına yenilik katmasını öneriyor.

Bilim insanı "Her şeyin çok hızlı geçip gittiği, kendi hayatımızı kaçırdığımız hissini nasıl durdurabiliriz? İş dönüp dolaşıp yeni şeyler öğrenmeye geliyor" diyerek ekliyor: 

Yeni bir beceri öğreniyor musunuz? Farklı bir şeyler pişiriyor musunuz? Mümkün olduğunca hayatınıza yenilik katmak, anıların öne çıkmasını sağlayacak ve bir bakıma zamanı uzatacaktır.

Independent Türkçe, Conversation, Psychology Today, NBC News