Kirsten Dunst, Örümcek-Adam'daki içler acısı öpücüğü anlattı

Oyuncu 2002 yapımı gişe canavarı filmde Tobey Maguire'la birlikte rol almıştı

Fotoğraf: Reuters
Fotoğraf: Reuters
TT

Kirsten Dunst, Örümcek-Adam'daki içler acısı öpücüğü anlattı

Fotoğraf: Reuters
Fotoğraf: Reuters

Kirsten Dunst, 2002 yapımı Örümcek-Adam'daki (Spider-Man) öpüşme sahnesini çekerken yaşadığı "içler acısı" deneyim hakkında konuştu.

Dunst, gişe canavarı süper kahraman filminde Peter Parker'ın (Tobey Maguire) aşık olduğu Mary-Jane Watson'ı canlandırmıştı.

Söz konusu sahnede Peter (nam-ı diğer Örümcek Adam) bir ağdan baş aşağı sarkarken, ayakta MJ'le dudak dudağa öpüşürken görülüyor.

ITV'nin sohbet programı The Jonathan Ross Show'un 30 Mart Cumartesi yayımlanacak bölümüne katılan Dunst, bu sahnenin çekimini anlattı.

[Filmin yönetmeni] Sam Raimi'nin ilham almam için bana ünlü öpüşmeleri içeren bir kitap verdiğini hatırlıyorum ama aynı zamanda, aslında bunu yapmak biraz içler acısı olsa da, gerçekten özel olmasını istiyordu.

"Bardaktan boşanırcasına yağmur yağıyordu, hava buz gibiydi, Tobey nefes alamıyordu, bu yüzden neredeyse onu hayata döndürüyor gibiydim" diye espri yaptı.

Dunst'ın seyirci karşısına çıkacağı sıradaki yapım, ABD'nin yeni bir iç savaş yaşadığı yakın gelecekteki bir dünyada geçen aksiyon filmi İç Savaş (Civil War).

Ünlü oyuncu, sunucu Jonathan Ross'a "Gerçekten Amerika'da bir iç savaşın ortasına düşüyorsunuz" dedi. 

New York'tan Amerika'nın taşrasına, başkanın fotoğrafını çekmek ve onunla röportaj yapmak için bir tür yolculuğa çıkıyorsunuz. O faşist bir başkan, üçüncü döneminde.

Filmde ayrıca Dunst'la evli olan, Fargo ve Friday Night Lights'ın yıldızı Jesse Plemons da rol alıyor.

Kocasıyla birlikte çalışmak hakkında konuşan Dunst şunları söyledi: 

[Başlangıçta] rol için seçilen başka bir aktör program nedeniyle filmde yer alamadı. Senaryoyu okurken bile o sahne tüyler ürperticiydi ve onun oynayış biçimi... o sahnede olanlar gerçekten filmi yörüngesine oturtuyor ve filmi ateşliyor. Bu konuda çok rahat davranıyor ki bu da sahneyi daha da tüyler ürpertici kılıyor.

Dunst ve Plemons 2015'te FX'in suç draması Fargo'nun ikinci sezonunu birlikte çekerken tanışmıştı. İkili 2016'da ilişki yaşamaya başlamış ve 2022'de evlenmişti.

Dunst, "Fargo'nun ikinci sezonunu birlikte çektik ve o zaman bir bakıma yaratıcı ruh ikizi olduk. Yaratıcı olarak birbirimize çok aşık olduk ve bir yıl sonra da birlikte ilişkiye başladık. Onunla çalışmayı çok seviyorum. O benim en sevdiğim aktör" dedi.

ındependent Türkçe



İzleyiciler Netflix'teki gerçek suç dramasını bir oturuşta bitiriyor

Aynı adlı kurmaca olmayan kitaba dayanan DNA Dedektifi, polis ekiplerinin İsveç'i sarsan çifte cinayeti çözmek için zamana karşı yarışını anlatıyor (Netflix)
Aynı adlı kurmaca olmayan kitaba dayanan DNA Dedektifi, polis ekiplerinin İsveç'i sarsan çifte cinayeti çözmek için zamana karşı yarışını anlatıyor (Netflix)
TT

İzleyiciler Netflix'teki gerçek suç dramasını bir oturuşta bitiriyor

Aynı adlı kurmaca olmayan kitaba dayanan DNA Dedektifi, polis ekiplerinin İsveç'i sarsan çifte cinayeti çözmek için zamana karşı yarışını anlatıyor (Netflix)
Aynı adlı kurmaca olmayan kitaba dayanan DNA Dedektifi, polis ekiplerinin İsveç'i sarsan çifte cinayeti çözmek için zamana karşı yarışını anlatıyor (Netflix)

Gerçek suç meraklıları, büyük övgü toplayan İsveç dizisi DNA Dedektifi'nin (The Breakthrough) yayına girmesiyle ekran başına kilitlendi.

Prömiyeri, geçen hafta başında Netflix'te yapılan 4 bölümlük dizi, İsveç'in en kötü şöhretli davalarından birini ele alıyor.

16 yıl boyunca çözülemeyen cinayetler

Dizi, 2004'te güpegündüz işlenen çifte cinayetle sarsılan Linköping'de, yıllar süren soruşturma sırasında katilin izini süren dedektiflerin hikayesini anlatıyor.

Tam 16 yıl boyunca çözülemeyen bu dava, DNA teknolojisi kullanılarak nihayet çözüldüğünde Avrupa'da bir ilke imza atılmıştı.

DNA teknolojisi, dedektifleri 2020'de katile götürmüştü.  

Başrollerini Peter Eggers ve Mattias Nordkvist'in paylaştığı dizinin yönetmenliğini The Bridge'le tanınan Lisa Siwe, senaristliğini ise Oskar Söderlund üstlendi.

56 yaşındaki Siwe, Netflix'e yaptığı açıklamada, "Bu, bir suçla ilgili kurgusal bir drama dizisi olsa da her şeyden önce bir insan trajedisinin tasviri. Odağımızı failden ziyade kurbanlara ve soruşturmaya veriyoruz" diyerek eklemişti: 

Bu, korkunç şeyler yaşandığında yola devam edebilmek için gereken şefkat ve birbirimize gösterdiğimiz özen hakkında bir hikaye.

Prömiyerinden bu yana izleyiciler, DNA Dedektifi'ni yayın devinde en çok izlenenler arasında üst sıralara taşıdı.

"Suç dramalarına farklı bir yaklaşım"

Gerçek suç dramasını izleyenler, görüşlerini paylaşmak üzere sosyal medyaya akın etti.

Bir izleyici diziyi bir oturuşta bitirdiğini söyleyerek ekledi: 

DNA Dedektifi, gerçek bir hikayeye dayanan İsveç yapımı bir mini dizi. Dizide çifte cinayet ve 20 yıl sonra DNA'nın suçu nasıl çözdüğü anlatılıyor. Çok beğendim. Benden tam destek!

Bir başka hayransa dizinin gerçekçi havasına dikkat çekti: 

DNA Dedektifi suç dramalarına farklı bir yaklaşım getiriyor. Aksiyon dolu sekanslara yer vermiyor ve sürprizler sadece şaşırtmak için kullanılmıyor.

Bir izleyici de "Bu, yıllardır gördüğüm en iyi gerçek suç dizilerinden biri" diyerek ekledi:

Abartılı olay örgüleri yok. Sadece gerçek insanlar ve uzun süredir hayatımızda olan bir teknoloji. Sonra bir dönüm noktası yaşanıyor. Tercihen dizi daha uzun olabilirdi ve katilin geçmişi hakkında daha fazla bilgi verebilirdi. Ama yine de iyi. Hem de çok iyi.

Independent Türkçe, Mirror, Daily Mail, Tudum