Netflix izleyicileri 100 tam puanlı dizinin ikinci sezonunu iple çekiyor

Dizinin başrollerinde Jeon So-nee, Koo Kyo-hwan, Lee Jung-hyun, Kwon Hae-ho ve Kim In-kwon yer alıyo (Netflix)
Dizinin başrollerinde Jeon So-nee, Koo Kyo-hwan, Lee Jung-hyun, Kwon Hae-ho ve Kim In-kwon yer alıyo (Netflix)
TT

Netflix izleyicileri 100 tam puanlı dizinin ikinci sezonunu iple çekiyor

Dizinin başrollerinde Jeon So-nee, Koo Kyo-hwan, Lee Jung-hyun, Kwon Hae-ho ve Kim In-kwon yer alıyo (Netflix)
Dizinin başrollerinde Jeon So-nee, Koo Kyo-hwan, Lee Jung-hyun, Kwon Hae-ho ve Kim In-kwon yer alıyo (Netflix)

Netflix izleyicileri, yayın devinin kütüphanesine eklenen yeni dizilerden birine övgüler yağdırıyor. 

Hayranlar yeni dizi için "10 üzerinden 10" yorumunu yaparken, 6 bölümlük gerilimin ikinci sezonunun bir an önce gösterime girmesi için adeta yalvarıyor.

İki projeden uyarlandı

Parasyte: The Grey insanların, vücutlarını konak olarak kullanan parazitlere karşı savaştığı bir Kore dizisi.

Eleştiri derleme sitesi Rotten Tomatoes'da 100 üzerinden 100 tam puan alan yeni gerilim, hem 2014-2015'te izleyiciyle buluşan anime serisi Parasyte: The Maxim'den hem de Hitoshi Iwaaki'nin 1989-1994'te yayımlanan Japon manga serisi Kiseiju'dan esinlendi.

Yönetmen Yeon Sang-ho, Netflix dizisi için ana hikayede birkaç değişiklik yaptı. En önemlisi de ana rolü bir erkeğe değil kadın oyuncuya verdi.

İki projenin uyarlaması 5 Nisan'da gösterime girdi ve pek çok izleyici 6 bölümlük diziyi sadece bir günde bitirdiklerini söyledi. 

Sosyal medyaya akın eden izleyiciler, dizinin inanılmaz hikayesinden duydukları memnuniyeti dile getirdi. 

Netflix, 18 yaşından küçükler için uygun olmadığını belirttiği dizinin konusunu kısaca şöyle özetliyor:

Tanımlanamayan parazitler insanları vahşi bir şekilde ele geçirip güç kazanmaya başlayınca insanlık bu büyüyen tehditle savaşmak zorunda kalır.

"Bir arada yaşamakla ilgili"

Yönetmen Yeon, diziyle ilgili verdiği Netflix'in hayran sitesi Tudum'a verdiği röportajda şöyle dedi:

Bana göre manga, bir arada yaşamakla ilgili. Ben de bu temayı yansıtmak istedim. İnsanların kendilerine benzemeyen diğer organizmalarla veya mutantlarla barış içinde bir arada yaşayıp yaşayamayacaklarını sorguladım. Baş karakter Su-in, insan dünyasıyla parazit dünyası arasındaki gri bölgede yer alıyor.

Bir film meraklısı Facebook'ta şöyle yazdı:

Bu dizi dün geldi. İzlemeye değer olduğuna dair dürüst yorumlar istiyorum.

Çok geçmeden dizinin hayranları Parasyte: The Grey'den övgü dolu yorumlarla bahsederek diziyi tavsiye etti.

Bir kişi diziyi çoktan indirdiğini söylerken diğeri "İkinci sezonu bekliyorum" diye ekledi.

"Bir oturuşta izledim"

Üçüncü bir izleyiciyse şöyle dedi:

Bugün tek seferde izledim. Beğenmeyi beklemiyordum ama beklenmedik şekilde iyiydi.

Başka bir izleyici ekledi:

Bir oturuşta izledim ve yeni bitirdim. Başından itibaren bağımlısı oldum. Çok iyi.

Bir diğeri "Dün gece izlemeye başladım ve bayıldım" dedi: 

Bence kesinlikle izlemeye değer. Ayrıca efektlerin de gerçekten iyi olduğunu düşünüyorum.

Başka bir Netflix kullanıcısı da şöyle yazdı:

Bayıldım! Yeni sezonu dört gözle bekliyorum!

Independent Türkçe, Daily Mail, Rotten Tomatoes



Otizmde devrim niteliğinde gelişme

Fotoğraf: Unsplash
Fotoğraf: Unsplash
TT

Otizmde devrim niteliğinde gelişme

Fotoğraf: Unsplash
Fotoğraf: Unsplash

Araştırmacılar, otizmin 4 alt tipini keşfederek bu genetik durumun altında yatan biyolojiyi anlamaya yönelik "dönüştürücü bir adım" attı.

Princeton Üniversitesi ve Simons Vakfı'ndan bilim insanları, otizm kohort çalışması SPARK'taki 5 bin çocuğun verilerini analiz ederek bireyleri özellik kombinasyonlarına göre gruplandırdı.

Araştırmacılar belirli özelliklerle ilgili genetik bağlantılar aramak yerine, sosyal etkileşimlerden tekrarlayan davranışlara ve gelişimsel kilometre taşlarına kadar 230'dan fazla özelliği her bir kişide değerlendirdi.

Bu analiz sayesinde otizmin farklı genetik varyasyon modellerine sahip 4 alt tipini tanımlamayı başardılar.

Flatiron Enstitüsü'nde yardımcı araştırmacı bilim insanı ve çalışmanın ortak başyazarı Natalie Sauerwald, "Otizmin tek bir biyolojik hikayesi değil, birden fazla farklı anlatısı olduğunu görüyoruz" diyor.

Bu, geçmişteki genetik çalışmaların neden genellikle yetersiz kaldığını açıklamaya katkı sağlıyor; aslında birbirine karışmış birden fazla farklı bulmacaya baktığımızı fark etmeden bir yapbozu çözmeye çalışıyorduk. Bireyleri ilk başta alt tiplere ayırana kadar resmin tamamını, genetik örüntüleri göremedik.

Bu 4 alt tip Sosyal ve Davranışsal Zorluklar, Gelişimsel Gecikmeyle Birlikte Karma OSB (Otizm Spektrum Bozukluğu), Orta Derecede Zorluklar ve Geniş Çaplı Etkilenme olarak belirlendi.

İlk tip, otizmi olmayan çocuklarla benzer bir hızda gelişimsel kilometre taşlarına ulaşan fakat genellikle dikkat eksikliği ve hiperaktivite bozukluğu, anksiyete veya depresyon gibi eşlik eden sorunlar yaşayan çocukları kapsıyor.

İkinci tipte gelişimsel kilometre taşlarına ulaşmada gecikme görülürken eşlik eden rahatsızlıklara dair herhangi bir belirtiye rastlanmıyor.

Üçüncü tip olan Orta Derecede Zorluklar'da otizmle ilgili temel davranışlar olsa da diğer gruplar kadar güçlü değil. Otizmi olmayan çocuklarla benzer bir hızda kilometre taşlarına ulaşıyor ve eşlik eden rahatsızlıklar görülmüyor.

4. tipte en uç ve geniş kapsamlı zorluklar yaşanıyor.

Katılımcıların yüzde 37'sinin yer aldığı birinci ve yüzde 34'ünün bulunduğu üçüncü tip en yaygın gruplar. Yüzde 19'unu içeren ikinci ve yüzde 10'unun olduğu 4. tiplerse en nadir olanlar. 

Bulgular, genetik farklılıkların "yüzeyde benzeyen klinik görünümlerin ardındaki farklı mekanizmalara işaret ettiğini" vurguluyor.

Örneğin hem Geniş Çaplı Etkilenme hem de Karma OSB gruplarındaki çocuklar gelişimsel gecikme ve zihinsel engellilik gibi bazı önemli özellikleri paylaşıyor. Ancak ilk grupta, ebeveynlerden geçmeyen de novo mutasyonların en yüksek oranı görülürken, ikinci grubun nadir kalıtsal genetik varyantları taşıma olasılığı daha fazla.

Bulgular otizmin sadece 4 alt tipi olduğu anlamına gelmiyor; en az 4 tane bulunduğunu ve bunların hem klinik seviyede hem de genom düzeyinde araştırmalar için anlamlı olduğunu gösteren veri odaklı bir çerçevenin keşfedilmesini sağlıyor.

Otizmle mücadele eden ailelerin, çocuklarının hangi otizm alt tipine sahip olduğunu bilmesi yeni bir netlik, kişiye özel bakım, destek ve topluluk imkanı sunabilir.

Independent Türkçe