Uzmanlar sıradaki pandemiye grip virüsünün yol açmasını bekliyor

Her yıl yaklaşık 1 milyar kişi mevsimsel grip geçiriyor (Pexels)
Her yıl yaklaşık 1 milyar kişi mevsimsel grip geçiriyor (Pexels)
TT

Uzmanlar sıradaki pandemiye grip virüsünün yol açmasını bekliyor

Her yıl yaklaşık 1 milyar kişi mevsimsel grip geçiriyor (Pexels)
Her yıl yaklaşık 1 milyar kişi mevsimsel grip geçiriyor (Pexels)

Bulaşıcı hastalık uzmanları bir sonraki pandeminin influenza virüsünden kaynaklanacağını düşünüyor. 

57 ülkeden 187 katılımcıyla yapılan bir ankette hangi patojenin sıradaki pandemiye yol açacağı sorusunda influenzayı uzmanların yüzde 57'si birinci, yüzde 17'si de ikinci sıraya koydu.

Travel Medicine and Infectious Disease adlı hakemli dergide yayımlanan araştırmayı yürüten Dr. Jon Salmanton-García, virüsün sürekli geliştiği ve evrimleştiğini gösteren çalışmalar nedeniyle böyle bir beklenti olduğunu söylüyor. Köln Üniversitesi'nden Dr. Salmanton-García "İnfluenza her kış ortaya çıkıyor" diyor.

Bu salgınların küçük pandemiler olduğunu söyleyebiliriz. Bunlar az çok kontrol altına alınıyor çünkü bunlara neden olan farklı varyantlar yeterince öldürücü değil. Ama bu sonsuza kadar böyle gitmeyecek.

Öte yandan Kovid-19 pandemisi sayesinde dünyanın artık çok daha hazırlıklı olduğunu belirten Dr. Salmanton-García, "Kovid-19 pandemisinde bir solunum yolu virüsü pandemisine nasıl yaklaşılacağına dair pek çok şey öğrendik" diyor:

Bunlar arasında sosyal mesafe, el temizliği, yüz maskeleri, aşılamaya yeniden odaklanma ve sağlık kurumlarına güven yer alıyor. Buna paralel şekilde kurumlar da çok şey öğrendi. Hayati önem taşıyan hazırlık ve gözetim faaliyetleri artık daha iyi finanse ediliyor.

Uzmanların sıradaki pandemi tahminlerinde grip virüsünü, henüz bilinmeyen bir hastalığı ifade eden X Hastalığı izledi. Bu patojen katılımcıların yüzde 21'inin ilk, yüzde 14'ünün de ikinci sırasında yer aldı. SARS-CoV-2 ise uzmanların yüzde 8'inin birinci, yüzde 16'sının da ikinci sırasındaydı.

Araştırmanın detayları 27-30 Nisan'da Barselona'da düzenlenecek Avrupa Klinik Mikrobiyoloji ve Enfeksiyon Hastalıklar Derneği (ESCMID) toplantısında anlatılacak.

Perşembe günü Dünya Sağlık Örgütü kuş gribinin insanlara bulaşma riskinin yüksek endişe yarattığını açıklamıştı. 2020'den beri dolaşımda olan ve milyonlarca kuşun ölümüne yol açan A(H5N1) varyantının memelilere sıçraması bu endişenin en temel nedeni. 

İnsanlarda "olağanüstü derecede" yüksek ölüm oranına sahip virüs ABD'nin 12 eyaletinde sığırlara bulaşırken, ineklerle yakın teması olan bir insan da enfekte olmuştu. 

Independent Türkçe, Guardian, MedicalXpress, Travel Medicine and Infectious Disease



Büyük keşfin ardından bilim insanlarından "yoga hapı" adımı

Fotoğraf: Unsplash
Fotoğraf: Unsplash
TT

Büyük keşfin ardından bilim insanlarından "yoga hapı" adımı

Fotoğraf: Unsplash
Fotoğraf: Unsplash

Çığır açan bir beyin devresi keşfi, anksiyete ve stres bozuklukları için yeni tedavilere ve potansiyel olarak yoganın faydalarını sağlayan bir hapa önayak olabilir.

ABD'deki Salk Enstitüsü'nden araştırmacılar, farelerin beyinlerinde istemli nefes alma ve duygusal düzenlemenin arkasındaki yolu keşfetti.

Nature Neuroscience adlı akademik dergide kısa süre önce yayımlanan çalışmalarında, beynin daha karmaşık bölgeleriyle nefes almanın duygusal durumla koordinasyonunu sağlayan ilkel beyin sapının nefes alma merkezi arasındaki bağlantıları ortaya çıkardılar.

Nefes almak çoğunlukla otomatik olsa da insanlar ve bazı hayvanlar soluk almayı yavaşlatarak kendi kendilerini sakinleştirebiliyor. Bu yaklaşım farkındalık ve yoga gibi uygulamaların ana parçalarından biri.

Beynin nefes almayı tam olarak nasıl düzenlediği ve bunun anksiyeteyi ve kişinin duygusal durumunu nasıl etkilediği çok az anlaşılmış durumda. Bilim insanları şimdiye kadar sadece beyin sapındaki bilinçaltı nefes alma mekanizmalarının tam olarak anlaşıldığını söylüyor.
 

cyju
Fare beyninde nefes almayı düzenleyen nöronlar (Salk Enstitüsü)

Yeni çalışmada araştırmacılar, duygusal düzenleme ve nefes almayı birbirine bağlayan, bilinçli yukarıdan aşağıya mekanizmaları bulmak için yola çıktı.

İlk olarak farklı beyin bölgeleri arasındaki bağlantıları araştırmak için bir beyin bağlantı veri tabanını değerlendirdiler. Analiz, anterior singulat korteks adı verilen frontal bir bölgeyi, daha sonra hemen altındaki medullaya bağlanan bir ara beyin sapı bölgesine bağlayan potansiyel bir solunum devresini ortaya çıkardı.

Önceki çalışmalar, medullanın aktif olduğunda nefes almayı başlattığını ancak beyin sapı bölgesinden gelen sinyallerin bu aktiviteyi engellediği ve nefes almayı yavaşlattığını ortaya koymuştu.

Araştırmacılar, belirli duyguların veya davranışların beyin sapı bölgesinin aktivasyonuna yol açabileceğini, bunun da medulladaki aktiviteyi azaltabileceğini ve nefesi yavaşlatabileceğini varsaydı.

Teoriyi test etmek için, farelerde koklama, yüzme ve içme gibi aktivitelerin yanı sıra korku ve endişe uyandıran koşullar sırasında nefes alış verişleri değiştiğinde beyin aktivitesini kaydettiler.

Araştırmacılar, korteks ve beyin sapı bölgesi arasındaki bağlantı aktive edildiğinde, farelerin daha sakin olduğunu ve daha yavaş nefes aldığını buldu.

Kaygı uyandıran durumlardaysa bu iletişim azaldı ve nefes alma hızları arttı.

Araştırmacılar bu yolu takip ederek, farelerin beyninin ön korteksinde beyin sapına bağlanan ve nefes alma gibi temel işlevleri yöneten bir grup nöron keşfetti.

Araştırmacılar, bu bağlantının farelerin nefes alış verişlerini mevcut davranışları ve duygusal durumlarıyla koordine etmelerini sağladığını söylüyor.

Bağlantının daha ileri analizleri, bilim insanlarının ilaçlarla hedeflenebileceğine inandığı yeni bir dizi beyin hücresi ve molekülü ortaya çıkardı.

Araştırmacılar bulguların anksiyete, stres ve panik bozukluğu olan insanlar için uzun vadeli çözümlere yol açabileceğini söylüyor.

Çalışmanın ortak yazarı Jinho Jhang, "Bulgularımız beni düşündürdü: Bu nöronları aktive edecek ve panik bozukluğunda nefesimizi kendi kendimize yavaşlatacak veya hızlı solumayı önleyecek ilaçlar geliştirebilir miyiz?" dedi.

Çalışmanın başka bir yazarı Sung Han, "Bu bulguları bir yoga hapı tasarlamak için kullanmak istiyorum. Kulağa aptalca gelebilir ve çalışmamızın pazarlanabilir bir ilaca dönüştürülmesi yıllar alacak ancak artık nefes almayı anında yavaşlatabilecek ve huzurlu, meditatif bir durumu başlatabilecek ilaçlar üretmek için potansiyel olarak hedeflenebilir bir beyin devresine sahibiz" dedi.

Independent Türkçe