Güneş'in manyetik alanı hakkında şoke edici bulgular ortaya çıktı

Araştırma, Güneş'in bu gizeminin nispeten yüzeye yakın bir bölgede oluştuğunu ortaya koyuyor.

Fotoğraf: AFP
Fotoğraf: AFP
TT

Güneş'in manyetik alanı hakkında şoke edici bulgular ortaya çıktı

Fotoğraf: AFP
Fotoğraf: AFP

Bilim insanları, Güneş'in manyetik alanını anlama arayışlarında şoke edici bulgular elde etti.

Yeni araştırma, yüzyıllardır bilim insanlarını düşündüren bir gizem olan bu etkinin, yıldızımızın yüzeyine nispeten yakın bir yerde başladığını öne sürüyor.

Dünya'daki yaşam için önemine ve nispeten yakınlığına rağmen Güneş hakkında hâlâ birçok gizem bulunuyor. Bu gizemlere manyetik alanı ve tam olarak nereden geldiği de dahil.

Galileo, yıldız üzerindeki manyetik Güneş aktivitesini işaret eden Güneş lekelerini 1612'ye kadar belgelemişti. O zamandan beri, o ve onu takip eden araştırmacılar Güneş'in manyetik alanının tam olarak nereden geldiği konusunda şaşkınlık içinde. 

Araştırmacılar daha önce manyetik alanın Güneş'in derinliklerinde, yaklaşık 210 bin kilometre altında oluştuğuna inanıyordu.

Ancak yeni çalışma, bu değerin abartılmış olabileceğini öne sürüyor. Yeni araştırmaya göre manyetik alan sadece 32 bin 187 kilometre aşağıda başlıyor olabilir.

Araştırmacılar Nature adlı bilimsel dergide yayımlanan bulguların, bilim insanlarının gece gökyüzünde Kuzey Işıkları'nın görünmesine neden olan güçlü Güneş fırtınalarını daha doğru bir şekilde tahmin etmelerine yardımcı olabileceğini söyledi.

Bu fırtınalar aynı zamanda Dünya yörüngesindeki uyduları, elektrik şebekelerini ve radyo iletişimini tahrip ederek yıkıma da neden olabiliyor. Bu nedenle bu olayların ne zaman meydana geleceğini bilmek dünyanın dört bir yanındaki ülkelerin potansiyel zararlara karşı hazırlıklı olmasını sağlayabilir.

ABD'deki Northwestern Üniversitesi Mühendislik Bilimleri ve Uygulamalı Matematik Bölümü'nden yardımcı doçent Daniel Lecoanet şöyle dedi:

Güneş'in manyetik alanının kökenini anlamak, Galileo'dan bu yana çözülememiş bir soru ve Dünya'yı vurabilecek patlamalar gibi gelecekteki Güneş aktivitesini tahmin etmek için önemli.

Lecoanet şöyle ekledi:

Güneş dinamiklerinin birçok yönü gizemini korusa da çalışmamız teorik fizikteki çözülmemiş en eski sorunlardan birini aydınlatma yolunda büyük adımlar atıyor ve tehlikeli Güneş aktivitesinin daha iyi tahmin edilmesinin önünü açıyor.

Güneş'in yüzeyinde ortaya çıkan Güneş lekeleri ve patlamaları, dinamo hareketi adı verilen bir süreçle iç kısımda üretilen manyetik alandan kaynaklanıyor.

Daha fazla bilgi edinmek için araştırmacılar, Güneş'in manyetik alanını simüle etmek üzere son teknoloji kullanılarak oluşturulmuş modeller geliştirdi.

Bu modeller, Güneş'in yüzey katmanları içindeki süper sıcak iyonize gazın (plazma olarak bilinir) akışındaki değişikliklerin aynı bölgelerde manyetik alanlar oluşturmak için yeterli olduğunu gösterdi.

Buna karşılık araştırmacılar, daha derin katmanlardaki değişikliklerin, Güneş'in ekvatoru yerine kutuplarına yakın yerlerde yoğunlaşan daha az gerçekçi manyetik alanlar ürettiğini belirtti.

Modeller ayrıca Güneş lekelerinin Güneş'in manyetik aktivitesiyle nasıl bağlantılı olduğunu da gösterebildi.

Araştırmacılar simülasyonlarda görülen kalıpların, Galileo'dan bu yana gökbilimciler tarafından gözlemlenen Güneş lekelerinin yerleri ve zaman ölçekleriyle örtüştüğünü söyledi.

ABD'deki Massachusetts Teknoloji Enstitüsü Matematik Bölümü'nden araştırmacı bilim adamı Keaton Burns şöyle dedi:

Bu sonucun tartışmalı olabileceğini düşünüyorum. Topluluğun çoğu, Güneş'in derinliklerinde dinamo hareketi bulmaya odaklanmış durumda. Artık gözlemlerle daha iyi örtüşüyor gibi görünen farklı bir mekanizma olduğunu gösteriyoruz.

Ajanslardan da yararlanılmıştır.

Independent Türkçe



Bilim insanları dilin haritasını çıkardı

Fotoğraf: Unsplash
Fotoğraf: Unsplash
TT

Bilim insanları dilin haritasını çıkardı

Fotoğraf: Unsplash
Fotoğraf: Unsplash

Diliniz kilo vermenizde anahtar olabilir mi? Yeni araştırma sayesinde bilim insanları bunun mümkün olabileceğini söylüyor.

Araştırmacılar ilk kez dilin ve şekerli tatları alan tat reseptörünün üç boyutlu yapısının haritasını çıkardı.

Bu reseptörler tatlı tadı veren çok sayıda farklı kimyasal maddeyi algılayabiliyor ve ekşi ya da acı tatlar için kullanılanlar gibi diğer reseptörlerin aksine çok hassas olmayacak şekilde evrimleşmiş. Bu da enerji ihtiyacımız nedeniyle şekerli gıdalara yönelmemize ve onları arzulamamıza neden oluyor.

Çarşamba günü yapılan açıklamaya göre, bu tatlı tat reseptörünün daha iyi anlaşılması, onu düzenleyecek ve şekere olan iştahımızı değiştirebilecek şeylerin keşfedilmesini sağlayabilir.

Columbia Üniversitesi ve Howard Hughes Tıp Enstitüsü'nde doktora sonrası araştırmacı olan Dr. Juen Zhang yaptığı açıklamada, "Şekerin obezitede oynadığı öncü rol göz ardı edilemez" dedi.

Bugün şekerin yerine kullandığımız yapay tatlandırıcılar, şeker yeme arzumuzu anlamlı şekilde değiştirmiyor. Artık reseptörün neye benzediğini bildiğimize göre, daha iyi bir şey tasarlayabiliriz.

Zhang, Cell adlı akademik dergide yayımlanan bulguların ortak baş yazarı.

Bu dönüm noktasına ulaşmak için Zhang ve ortak yazarları üç yıl çalıştı.

Reseptörü analiz etmek için kriyo-elektron mikroskopi adılı tekniği kullandılar. Dilin ve tatlı reseptörünün 3 boyutlu yapısının görüntülerini yakalamak için elektron ışınları ateşlediler.

İki ana yarıdan oluşan reseptör, sinekkapan bitkisine benzeyen bir bileşen içeriyor. Bağlanma cebi adı verilen bu parçanın yapısını bilmek, bazı insanların tatlılara karşı neden bu kadar hassas olduğunun daha iyi anlaşılmasını sağlayabilir.

Columbia Zuckerman Enstitüsü'nde baş araştırmacı ve çalışmanın ortak yazarı Dr. Anthony Fitzpatrick, "Bu reseptörün bağlanma cebini kesin bir şekilde tanımlamak, işlevini anlamak için kesinlikle hayati önem taşıyor" dedi.

"Tam şeklini bilerek, tatlandırıcıların neden ona bağlandığını ve reseptörü aktive eden veya işlevini düzenleyen daha iyi molekülleri nasıl geliştirebileceğimizi veya keşfedebileceğimizi anlayabiliriz" diye ekledi.

Tatlı tat reseptörü ağızda bulunmasına rağmen, vücudun her yerinde mevcut. Dolayısıyla, haritalar metabolizmayı inceleyen ek araştırmaları destekleyebilir. Bu araştırma, obeziteye karşı süregelen mücadeleye inanılmaz derecede yardımcı olabilir.

Obezite, her 5 çocuktan birini ve her 5 yetişkinden ikisini etkilediği ABD'de üstesinden gelinmesi gereken büyük bir sorun. Dahası, çok fazla şeker tüketmek kalp çevresinde ve karın bölgesinde daha fazla yağ birikimiyle ilişkilendiriliyor ki bu da kişinin sağlığı açısından riskli bir durum.

Fitzpatrick laboratuvarında araştırma teknisyeni ve çalışmanın ortak yazarı Andrew Chang, "İnsanlara yardımcı olabilmek için bilim anlayışımızı ileriye taşımaya çalışıyoruz" dedi.

Independent Türkçe