30 yıllık araştırma 70 yaşında sağlıklı olmak için yenmesi gerek gıdaları ortaya koydu

Harvard Üniversitesi'nden bilim insanları, 100 bin kişinin verisini inceledi

Pek çok bilim insanı sağlıklı bir yaşam için meyve ve sebze tüketiminin önemini vurguluyor (Pexels)
Pek çok bilim insanı sağlıklı bir yaşam için meyve ve sebze tüketiminin önemini vurguluyor (Pexels)
TT

30 yıllık araştırma 70 yaşında sağlıklı olmak için yenmesi gerek gıdaları ortaya koydu

Pek çok bilim insanı sağlıklı bir yaşam için meyve ve sebze tüketiminin önemini vurguluyor (Pexels)
Pek çok bilim insanı sağlıklı bir yaşam için meyve ve sebze tüketiminin önemini vurguluyor (Pexels)

30 yıllık araştırmanın sonuçları, 70 yaşında sağlıklı olmak için nasıl beslenilmesi gerektiğini gösterdi. 

Hastalıklardan uzak sağlıklı bir yaşam sürme üzerinde, tüketilen gıdaların yanı sıra fiziksel aktivite, sigara kullanımı ve sosyal hayat gibi etkenlerin de önemli bir rol oynadığı biliniyor. Orta yaşlı kişilerin 70'lerine kadar tükettiği gıdaları takip eden yeni bir araştırma, beslenmenin ne kadar etkili olduğunu ortaya koydu. 

Amerikan Beslenme Derneği'nin 29 Haziran - 2 Temmuz'da düzenlenen yıllık toplantısında dün sunulan araştırmada yaklaşık 106 bin kişinin 30 yıllık verisi incelendi. 

En az 39 yaşında olan katılımcıları içerek çalışma 1986'da başladı. Katılımcılar 4 yılda bir, beslenme alışkanlıklarıyla ilgili kapsamlı bir ankete cevap verdi. 

Harvard Üniversitesi'nden araştırmacılar katılımcıların beslenme biçimlerini, yüksek besin değerine sahip 8 diyet üzerinden değerlendirdi.  

2016'ya gelindiğinde katılımcıların yaklaşık yarısının öldüğü ve sadece yüzde 9'unun sağlıklı yaşlandığı kaydedildi. Araştırmacılar hastalığı olmayan, fiziksel ve bilişsel sağlığı iyi durumda, en az 70 yaşındaki kişileri sağlıklı yaşlanmış olarak kabul etti. 

Genel olarak meyve, sebze, tam tahıl, doymamış yağ, kuruyemiş, baklagil ve az yağlı süt ürünlerini daha fazla tüketenlerin iyi yaşlanma ihtimalinin daha yüksek olduğu gözlemlendi. 

Daha çok trans yağ, sodyum, kırmızı ve işlenmiş et tüketen kişilerin sağlıklı yaşlanma olasılığıysa daha düşük çıktı.

Araştırmacılar sağlıklı beslenen kişilerin yaşlanınca fiziksel açıdan iyi durumda olma ihtimalinin yüzde 43 ila 84 daha yüksek olduğunu kaydetti. Çalışmanın başyazarı Anne-Julie Tessier bulguları şöyle değerlendiriyor:

Bu, orta yaşlarda yediklerinizin ne kadar iyi yaşlandığınız üzerinde önemli bir rol oynayabileceğine işaret ediyor.

Analizlerinde fiziksel aktivite, sigara ve alkol kullanımı, sosyoekonomik durum gibi faktörleri de hesaba kattıklarını söyleyen Tessier şöyle ekliyor:

Fiziksel aktivite gibi sağlığı etkilediği bilinen diğer bazı faktörleri de göz önüne aldıktan sonra bile, orta yaştaki sağlıklı beslenme alışkanlıklarıyla daha sonra sağlıklı bir yaşam sürme arasındaki ilişkinin gücü karşısında şaşırdık.

Öte yandan yeni araştırmanın, çoğu beslenme çalışması gibi katılımcıların kendi aktarımlarına dayanması gibi sınırlamaları var. 

Yine de sonuçlar, beslenmenin sağlıklı yaşlanmayla ilişkisini gösteren diğer bulgularla uyuşuyor. Johns Hopkins Üniversitesi Tıp Fakültesi'nden Dr. Lawrence Appel yer almadığı araştırma hakkında "Bu, yaşamın erken dönemlerinde sağlıklı beslenme davranışlarını onlarca yıl sonra daha iyi bir sağlık durumuyla ilişkilendiren diğer çalışmalar kervanına katılıyor" diyor. 

ABD'deki Mount Sinai Hastanesi'nden, yeni çalışmada yer almayan Dr. R. Sean Morrison da sağlıklı yaşlanmanın yolunu şöyle açıklıyor:

Uzun zamandır bildiğimiz gibi sağlıklı yaşlanmanın temelinde sağlıklı beslenmek, egzersiz yapmak, tütün ürünlerinden uzak durmak, güneş kremi kullanmak, yeterince uyumak ve sosyal faaliyetlere katılmak yatıyor.

Independent Türkçe, BBC Science Focus, NBC News, Amerikan Beslenme Derneği



Tamponlardaki "yüksek risk" ortaya kondu

Araştırmacılar 16 metalin tamponlarda kayda değer seviyede bulunduğunu saptadı (Unsplash)
Araştırmacılar 16 metalin tamponlarda kayda değer seviyede bulunduğunu saptadı (Unsplash)
TT

Tamponlardaki "yüksek risk" ortaya kondu

Araştırmacılar 16 metalin tamponlarda kayda değer seviyede bulunduğunu saptadı (Unsplash)
Araştırmacılar 16 metalin tamponlarda kayda değer seviyede bulunduğunu saptadı (Unsplash)

Regl ürünü olarak kullanılan tamponların kurşun ve arsenik gibi zararlı maddeler içerdiği tespit edildi. 

Türkiye'de regl olan kişiler çoğunlukla ped tercih etse de tampon kullanımı da azımsanmayacak seviyede. Konuşmamız Gerek Derneği'nin 2022 tarihli bir araştırmasında bu oranın yaklaşık yüzde 20 olduğu bulunmuştu.  

ABD'li araştırmacılar bu hijyenik ürünlerin ne kadar hijyenik veya sağlıklı olduğuna dair yeterince araştırma yapılmamasından yola çıkarak kapsamlı bir çalışma yürüttü. 

Bilim insanları Eylül 2022 - Mart 2023 döneminde ABD, Birleşik Krallık ve Yunanistan'daki dükkanlardan ve iki büyük internet satıcısından toplam 14 markanın tamponlarını satın aldı. En çok satın alınan tamponları tercih eden araştırmacılar toplam 30 ürünü inceledi. 

Ürünlerin 16 ayrı metali içerip içermediğini test eden ekip, bulgularını Environment International adlı bilimsel dergide çarşamba günü yayımlanan makalede paylaştı. 

Analiz sonucunda 16 metale de kısmen rastlanırken; arsenik, kadmiyum, krom, kurşun ve vanadyumunsa bütün ürünlerde bulunduğu ortaya çıktı. Bilim insanları kurşun, kadmiyum ve arseniğin yüksek oranlarda görüldüğünü saptadı. 

Araştırmacılar kendilerini en çok endişelendiren bulgunun, bütün ürünlerde kurşun çıkması olduğunu söylüyor. Kurşuna herhangi bir seviyede maruz kalmanın zararlı olduğuna dikkat çeken ekip, bu metalin kana karışmasının ciddi sağlık sorunları yaratacağını belirtiyor. 

Kemiklerde depolanan kurşun; beyin, kalp ve böbrekler gibi kritik organları etkilemesinin yanı sıra üreme ve gelişimle ilgili sorunlara da yol açabiliyor. 

İnorganik arsenik kansere, kadmiyum da böbrek sorunlarına neden olurken bu iki metal kalp ve damar hastalıklarıyla ilişkilendiriliyor. Çalışmanın kıdemli yazarı Kathrin Schilling bulguları şöyle değerlendiriyor:

Zehirli metaller her yerde bulunmasına ve bunlara düşük seviyelerde her an maruz kalmamıza rağmen çalışmamız, metallerin menstrüel ürünlerde de yer aldığını ve bu ürünleri kullanan kadınların bunlara maruz kalma açısından daha yüksek risk altında olabileceğini açıkça gösteriyor.

Öte yandan araştırmacılar endişelenmek için erken olduğunu vurguluyor. Zararlı metallerin regl kanına karıştığına dair henüz bir bulgu yok. Yeni çalışmaların bu metallerin yaratabileceği tehlikelere ışık tutması bekleniyor. 

Ekip zehirli metallerin bu ürünlere çeşitli yollarla girmiş olabileceğini ifade ediyor. Örneğin tampon üretiminde kullanılan pamuk, metalleri toprak ve sudan emmiş olabilir. Kalsiyum, kobalt, krom, bakır, nikel ve çinko gibi metallerinse mikropları önleme veya kokuyu bastırma amacıyla eklenmesi muhtemel.

Makalenin başyazarı Jenni Shearston "Üreticilere, ürünlerini metaller ve özellikle de zehirli metaller açısından test etme gerekliliği getileceğini umuyorum" diyor:

Halkın bu yönde bir çağrı yaptığını ya da tampon ve diğer menstrüel ürünlere daha iyi etiketler konmasını talep ettiğini görmek heyecan verici olur.

Independent Türkçe, New Atlas, Daily Mail, Environment International, Konuşmamız Gerek Derneği