Rönesans simyacısının laboratuvarında gizemli bir element bulundu

1546 doğumlu Tycho Brahe, o dönemin pek çok simyacısı gibi çalışmalarını gizli tutuyordu (Wikimedia Commons)
1546 doğumlu Tycho Brahe, o dönemin pek çok simyacısı gibi çalışmalarını gizli tutuyordu (Wikimedia Commons)
TT

Rönesans simyacısının laboratuvarında gizemli bir element bulundu

1546 doğumlu Tycho Brahe, o dönemin pek çok simyacısı gibi çalışmalarını gizli tutuyordu (Wikimedia Commons)
1546 doğumlu Tycho Brahe, o dönemin pek çok simyacısı gibi çalışmalarını gizli tutuyordu (Wikimedia Commons)

Rönesans döneminin ünlü simyacısı Tycho Brahe'nın laboratuvarının kalıntılarını inceleyen bilim insanları şaşırtıcı bulgularla karşılaştı. Gökbilimci ve simyacının ölümünden 180 yıl sonra keşfedilen bir element bulundu.

Danimarkalı gökbilimci Brahe, teleskobun icadından önce bir süpernova patlamasını tespit edince meşhur olmuştu. 1572'de gözlemlenen patlama, insan gözüyle saptanan en eski süpernovalardan biri. 

Gökbilimci, uzayın gizemlerini aydınlatma çabalarının yanı sıra simyayla da uğraşıyordu. Altın ve ilaç yapımına yoğunlaşan Rönesans dönemindeki simyacılar, çeşitli hastalıkları tedavi etmeye çalışıyordu.

Danimarka Kralı II. Frederik, Brahe'nın çalışmalarını yürütmesi için ona İsveç'teki Ven Adası'nı tahsis etmişti. Adada Brahe'nın yaşadığı kalenin yanı sıra Uraniborg Gözlemevi ve simya çalışmaları için bir laboratuvar kurulmuştu.

Bilim insanının 1601'deki ölümünden sonra yıkılan laboratuvarın içindekiler ve Brahe'nın nasıl çalışmalar yürüttüğü uzun zamandır merak konusuydu. 

Heritage Science adlı hakemli dergide 25 Temmuz'da yayımlanan çalışmada, Uraniborg'un yer aldığı alandan çıkarılan cam ve çanak çömlek parçalarının kimyasal analizi yapıldı. 

1988-1992 döneminde yürütülen başka bir çalışmada çıkarılan 5 parçayı inceleyen ekip, ilginç bulgular edindi. 

frgthy67
Tycho Brahe'nın yaşadığı ve çalıştığı Uraniborg ismini, Yunan mitolojisinde gökbilimin ilham perisi olduğuna inanılan Urania'dan alıyor (Wikimedia Commons)

Parçaların 4'ü, beklenenden daha yüksek yoğunlukta nikel, bakır, çinko, kalay, cıva, altın ve kurşun gibi elementler içeriyordu. 

Ancak en çarpıcı bulgu, parçaların içinde ve dışında saptanan tungsten elementiydi. Bazı minerallerde bulunan bu element, Brahe'nın ölümünden 180 yıl sonra 1781'de tespit edilmişti. 

Güney Danimarka Üniversitesi'nden Kaare Lund Rasmussen, yazarları arasında yer aldığı çalışma hakkında şöyle diyor:

Tungsten o zamanlar tanımlanmamıştı bile; Tycho Brahe'nın simya atölyesindeki bir parçada bulunmasından nasıl bir anlam çıkarmalıyız?

Rasmussen ve ekibinin halihazırda iki tahmini var: Tungsten, bir mineralden tesadüfen ayrılmış ve Brahe bunun farklı bir element olduğunu fark etmemiş olabilir. 

Ayrıca Brahe'nın tungstenle, kalay cevheri üzerine çalışırken olağandışı bir maddenin meydana geldiğini keşfeden Alman mineral bilimci Georgius Agricola'nın çalışmaları aracılığıyla da karşılaşma ihtimali var. Agricola, 1546'da bu maddeden volfram adıyla bahsediyor.

"Belki de Tycho Brahe bunu duymuştu ve tungstenin varlığından haberdardı" diyen Rasmussen şöyle ekliyor:

Ancak bu bildiğimiz veya yaptığım analizlere dayanarak söyleyebileceğimiz bir şey değil. Bu sadece örneklerde neden tungsten saptadığımızın muhtemel bir teorik açıklaması.

Kalıntılarda tungstenin bulunmasını "çok gizemli" diye tanımlayan Rasmussen, bu dönemde cıva ve altının tedavi amaçlı kullanıldığını söylüyor. 

Rasmussen'in de ortak yazarı olduğu 2016 tarihli bir çalışmada, Brahe'nın saç ve kemik örneklerinde aşırı derecede altın bulunmuştu. 

Simyacı, zamanını altın yapımından çok veba, cüzzam, frengi ve ateş gibi sağlık sorunlarının çözümüne harcıyordu.

Independent Türkçe, CNN, Science Alert, Heritage Science, Archaeometry



Irkçılık karşıtı hareket ters tepti: Radikal sağcı gruplar güç kazanıyor

Heykelin kaldırılmasına ilişkin tartışmalar 2020’den beri devam ediyor (@destroystatue/@Move_Silent_Sam/Twitter)
Heykelin kaldırılmasına ilişkin tartışmalar 2020’den beri devam ediyor (@destroystatue/@Move_Silent_Sam/Twitter)
TT

Irkçılık karşıtı hareket ters tepti: Radikal sağcı gruplar güç kazanıyor

Heykelin kaldırılmasına ilişkin tartışmalar 2020’den beri devam ediyor (@destroystatue/@Move_Silent_Sam/Twitter)
Heykelin kaldırılmasına ilişkin tartışmalar 2020’den beri devam ediyor (@destroystatue/@Move_Silent_Sam/Twitter)

ABD'nin Edenton kentinde başlatılan ırkçılık karşıtı program, ırkçıları güçlendirdi.

Kuzey Carolina’daki tarihi Edenton kentinde bir Konfederasyon askerine ait anıtın kaldırılması için başlatılan süreç tam tersi bir etki yarattı.

Washington Post’un (WP) haberine göre nüfusunun yaklaşık yüzde 60’ının siyah vatandaşlardan oluştuğu kentte anıtın kaldırılması için başlatılan ırkçılık karşıtı hareket, Konfederasyon destekçilerinin yeniden örgütlenmesine yol açtı.

ABD’de kuzeydeki Washington yönetiminden ayrıldığını ilan eden 11 güney eyaleti, 1861'den 1865'e kadar ayakta kalan Amerika Konfedere Devletleri’ni kurmuştu. Kuzey Carolina da Konfederasyon’a katılan eyaletlerdendi. Amerikan İç Savaşı bu iki taraf arasında yaşanmış, Konfederasyon’un yıkılması ve köleliğin kaldırılmasıyla sonuçlanmıştı.

Edenton’daki Konfederasyon anıtı, 1909’da yapılmış ve eskiden köle pazarının kurulduğu sahil kenarındaki bir meydana 1961’de taşınmıştı.

Irkçılık karşıtı gruplar, “Bu anıtı kaldırın” yazılı pankartlarla her cumartesi meydanda protesto düzenliyor. Ancak haberde, gösterilerin artmasıyla Konfederasyon Gazileri Derneği (Sons of Confederate Veterans) gibi uzun süredir faaliyet göstermeyen grupların tekrar faaliyete geçtiği de ifade ediliyor.

Beyaz üstünlükçü grubun üyelerinden Mike Dean, anıtın Amerikan tarihinin bir parçası olduğunu belirterek protestoları şu sözlerle eleştiriyor: 

Bunların Marksist olduğunu anlamalısınız. Marksistler tarihi yok etmek ister.

Eylemcilerden Debra Miller ise anıtı kaldırmanın “tarihi değiştirmek değil düzeltmek” anlamına geleceğini savunuyor:

Bu heykel, yıllar boyunca tanık olduğum önyargıların simgesi, yok olduğunu görmeyi tercih ederim.

Diğer yandan Konfederasyon devletlerinin Amerikan İç Savaşı’ndaki asıl meselesinin ırkçılıktan ziyade adalet ve refah arayışı üzerine kurulu olduğunu savunan “Kayıp Dava” (Lost Cause) ideolojisi de yeniden canlanıyor.

WP’nin analizinde, ABD Başkanı Donald Trump’ın askeri üslere eski Konfederasyon askerlerinin adını vermeyi önerdiği anımsatılıyor. Trump ayrıca Konfederasyon anıtlarının federal mülk olarak yeniden restore edilmesinin önünü açan bir kararname de imzalamıştı.

Konfederasyon yanlılarından Ron Toppin, büyük bir Trump destekçisi olduğunu belirterek “Onun seçilmesi tüm ülkeyi daha iyi hale getirdi. Amerika’yı geri aldık” ifadelerini kullanıyor.

Independent Türkçe, Washington Post, The Assembly