Uzaydaki ilk arkeolojik çalışma yapıldı

Bilim insanları Uluslararası Uzay İstasyonu'ndaki "tarihi eserleri" inceledi

İnsanların, uzayda da yaşadıkları alanları ihtiyaca göre şekillendirdiği görülüyor (NASA)
İnsanların, uzayda da yaşadıkları alanları ihtiyaca göre şekillendirdiği görülüyor (NASA)
TT

Uzaydaki ilk arkeolojik çalışma yapıldı

İnsanların, uzayda da yaşadıkları alanları ihtiyaca göre şekillendirdiği görülüyor (NASA)
İnsanların, uzayda da yaşadıkları alanları ihtiyaca göre şekillendirdiği görülüyor (NASA)

Bilim insanları uzaydaki ilk arkeolojik çalışmayı yaptı. Uluslararası Uzay İstasyonu'nda (UUİ) yürütülen çalışmanın gelecekteki istasyonların tasarımına katkı sağlaması bekleniyor. 

1998'de fırlatılan UUİ, bugüne kadar 23 farklı ülkeden en az 270 kişiye ev sahipliği yaptı. Dünya'ya pek benzemeyen bu ortamda yaşayan kişilerin çevrelerini kullanırken yeni yöntemler geliştirmesi gerekiyor.

Örneğin yerçekiminin çok düşük olması yeryüzünde mümkün olmayan deneylerin yürütülmesine imkan sağladığı gibi gündelik aktivitelerin bile çok detaylı planlanmasını zorunlu kılıyor. 

İnsanların bu ortama nasıl adapte olduğunu anlamak isteyen araştırmacılar, Uluslararası Uzay İstasyonu Arkeoloji Projesi'ni başlattı. Arkeolojik yöntemlere başvuran bu proje, astronotların istasyondaki alanları nasıl kullandığını ve zaman içindeki değişimi inceliyor.

Bilim insanları arkeolojide kullanılan ve kürekle çukur açma testi denen bir tekniğe başvurdu. Bu yöntemde bir kazı alanında belirli aralıklarla çukurlar açılarak tarihi eserlerin dağılımı saptanıyor. Ardından daha fazla kalıntı barındırdığı düşünülen çukurlarda daha kapsamlı çalışmalar yapılıyor.

UUİ'de çukur kazmak pek mümkün olmadığı için proje ekibi 2022'de istasyonda 6 bölge seçerek astronotlardan iki ay boyunca her gün bu alanların fotoğrafını çekmesini istedi. Uzay aracındaki malzemeler de tarihi eser olarak değerlendirildi.

Bu bölgelerin ikisine dair bulgular, PLOS One adlı hakemli dergide 7 Ağustos Çarşamba günü yayımlanan bir makalede açıklandı. 

Alanlardan biri ekipman bakımına ayrılırken diğeri de tuvaletle egzersiz ekipmanlarının yakınında yer alıyor.

Araştırma ekibi kendi geliştirdikleri bir görsel analizi programıyla, artırılmış gerçeklik başlığı, yapışkanlı not kağıdı, kalem ve eldiven gibi toplamda 5 bin 438 "tarihi eser" belirledi. 

Ardından bilim insanları bunları astronotların çektiği fotoğraflarla karşılaştırarak alanların nasıl kullanıldığını tespit etmeye çalıştı. 
 

xcsdvfgt
Ekipman bakımı alanında neredeyse hiç bakım yapılmıyor (NASA / Uluslararası Uzay İstasyonu Arkeoloji Projesi)

Sonuçlar UUİ'deki alanların amacı dışında kullanıldığını gösteriyor. Örneğin tuvalet ve egzersiz ekipmanının yakınındaki alana kişisel bakım malzemeleri ve nadiren kullanılan bir bilgisayar konmuştu. 

Ekipman bakımına ayrılan alan da benzer şekilde depo olarak kullanılırken, kendi amacına hizmet etmiyordu. 

Bu durumun, alanların işlevselliğine bakan astronotların bunların nasıl kullanılacağına dair karşılıklı bir anlaşmaya varabildiğine işaret ettiğini belirten araştırmacılar ekliyor:

Ayrıca istasyon zamanın bir noktasında donup kalmamış. Farklı kişilerin işlerin nasıl yapılacağına dair farklı fikirleri var.

Henüz ilk aşamalarındaki çalışma, insanların tamamen yabancı bir ortama nasıl adapte olduğunu ortaya koyuyor. 

Aynı zamanda arkeolojik yöntemlerin yeryüzüyle sınırlı kalmak zorunda olmadığını da gösterirken, bulgular ileride yapılacak istasyonların tasarımında işe yarayabilir. 

Araştırma ekibi "Bu deney, Dünya dışında gerçekleştirilen ilk arkeolojik çalışma" diyerek ekliyor:

Bir alandan örnek almaya yönelik geleneksel bir yöntemi tamamen yeni bir tür arkeolojik bağlama uyarlayarak UUİ mürettebatının uzay istasyonunun farklı alanlarını tasarımlardan ve görev planlarından farklı şekillerde nasıl kullandığını gösteriyoruz. Gelecekteki uzay istasyonlarının mimarları ve planlayıcıları bu çalışmadan değerli dersler çıkarabilir.

Araştırmacılar farklı arkeolojik yöntemlerin de uzay çalışmalarında kullanılabileceğini düşünüyor.

Independent Türkçe, Popular Science, IFL Science, PLOS One



Netflix izleyicileri seçti: 2025'in en büyük hayal kırıklığı hangisi?

İlk sezonda aşklarını kanıtlayan agnostik podcast sunucusu Joanne ve yakışıklı haham Noah, ikinci sezonda hayatlarını ve ailelerini bir araya getirerek yeni bir sınavdan geçiyor (Netflix)
İlk sezonda aşklarını kanıtlayan agnostik podcast sunucusu Joanne ve yakışıklı haham Noah, ikinci sezonda hayatlarını ve ailelerini bir araya getirerek yeni bir sınavdan geçiyor (Netflix)
TT

Netflix izleyicileri seçti: 2025'in en büyük hayal kırıklığı hangisi?

İlk sezonda aşklarını kanıtlayan agnostik podcast sunucusu Joanne ve yakışıklı haham Noah, ikinci sezonda hayatlarını ve ailelerini bir araya getirerek yeni bir sınavdan geçiyor (Netflix)
İlk sezonda aşklarını kanıtlayan agnostik podcast sunucusu Joanne ve yakışıklı haham Noah, ikinci sezonda hayatlarını ve ailelerini bir araya getirerek yeni bir sınavdan geçiyor (Netflix)

Netflix izleyicileri, bu yıl yayımlanan yapımlar arasından "en hayal kırıklığı yaratan dizileri" seçti. Listede yer alan bir dizi ise aldığı görece yüksek puanlara rağmen tepkilerin odağına yerleşti.

Bir Reddit kullanıcısı, diğer izleyicilere "2025'in en kötü ya da en hayal kırıklığı yaratan Netflix dizileri hangileri?" sorusunu yöneltti. Kullanıcı, paylaşımında "Bu yıl Netflix'te iyi diziler olduğu kadar, platformun sömürdüğü ya da çok kötü şekilde ürettiği için insanları öfkelendiren pek çok yapım da var" ifadelerini kullandı.

Aynı izleyici, kendi tercihini Squid Game'in üçüncü sezonundan yana yaparken, "Siz ne düşünüyorsunuz? Lütfen oylayın ve paylaşın" çağrısında bulundu.

Romantik drama "izlenemez" diye nitelendirildi

Tartışmada en çok öne çıkan yapımlardan biri ise sürpriz biçimde Nobody Wants This'in ikinci sezonu oldu. Bazı izleyiciler diziyi "izlenemez" diye nitelendirdi.

Romantik drama türündeki dizi, 2024'te yayımlanan ilk sezonuyla hem eleştirmenlerin hem de izleyicilerin beğenisini kazanmıştı. 

Dizi, agnostik bir podcast yayıncısı olan Joanne'in (Kristen Bell), haham Noah'yla (Adam Brody) yaşadığı ilişkiyi konu alıyordu. Derin bağlarına rağmen çift, birbirinden son derece farklı yaşam tarzları nedeniyle ilişkilerini sürdürmekte zorlanıyordu. Bu çatışma, ilk sezonda ele alınmış ve yapım Rotten Tomatoes'ta eleştirmenler nezdinde yüzde 95'lik etkileyici bir başarı yakalamıştı.

Ancak ekimde yayımlanan ikinci sezon için tablo tersine döndü. İzleyiciler, dizinin "cazibesini kaybettiğini" savunurken, eleştirmenler de yeni sezonun seyirciye taze bir hikaye sunmak yerine ilk sezonun olay örgüsünü tekrar ettiğini belirtti.

Sonuç olarak ikinci sezon, izleyicilerden yüzde 53'lük bir puan alabildi. Eleştirmenler ise daha cömert davranarak diziye yüzde 79'luk beğeni puanı verdi. Bu tablo, dizinin genel eleştirmen ortalamasını yüzde 87'ye düşürdü; bu hâlâ saygın bir oran olsa da izleyici tepkilerini yumuşatmaya yetmedi.

"Kimse üçüncü sezonu istemiyor"

Sosyal medya tartışmasında bir izleyici, "İlk sezonu çok sevmiştim. İkinci sezon aynı hikayeyi tekrar edip durdu" derken, bir diğeri şöyle yazdı: 

Birinci sezon harikaydı, ikinci sezon ise izlenemezdi. Kimse üçüncü sezonu istemiyor.

Başka bir kullanıcı ise, "İkinci sezon inanılmaz derecede kötüydü, ortada doğru düzgün bir hikaye yoktu. Ben bu diziyi bıraktım" ifadelerini kullandı. 

Bir başka izleyici de "Üç bölüm dayanabildim ve bıraktım. İlk sezon mükemmeldi. Yazık oldu" dedi. 

Tartışmaya katılan son bir kullanıcıysa, "Katılıyorum, ikinci sezon berbattı. Joanne dayanılmaz bir karaktere dönüştü" diye yazdı.

Tüm bu sert eleştirilere rağmen Nobody Wants This, gelecek yıl üçüncü sezonuyla ekrana dönmeye hazırlanıyor. Yeni sezonun, dizinin ilk sezonundaki beğeni düzeyini yakalayıp yakalayamayacağı ise şimdiden merak konusu.

Independent Türkçe, Daily Record, Mirror


Ünlü oyuncu 8 yaşındaki kızından aldığı kariyer tavsiyesini anlattı

Andrew Davis imzasını taşıyan 2003 yapımı Kuyu'da Sigourney Weaver'a (ortada) Jon Voight (sağda) ve Shia LaBeouf (solda) gibi isimler eşlik etmişti (Buena Vista Pictures Distribution)
Andrew Davis imzasını taşıyan 2003 yapımı Kuyu'da Sigourney Weaver'a (ortada) Jon Voight (sağda) ve Shia LaBeouf (solda) gibi isimler eşlik etmişti (Buena Vista Pictures Distribution)
TT

Ünlü oyuncu 8 yaşındaki kızından aldığı kariyer tavsiyesini anlattı

Andrew Davis imzasını taşıyan 2003 yapımı Kuyu'da Sigourney Weaver'a (ortada) Jon Voight (sağda) ve Shia LaBeouf (solda) gibi isimler eşlik etmişti (Buena Vista Pictures Distribution)
Andrew Davis imzasını taşıyan 2003 yapımı Kuyu'da Sigourney Weaver'a (ortada) Jon Voight (sağda) ve Shia LaBeouf (solda) gibi isimler eşlik etmişti (Buena Vista Pictures Distribution)

Sigourney Weaver, kariyerine dair yerinde bir tavsiyeyi beklenmedik bir kaynaktan aldığını anlattı.

Yaratık (Alien) serisinin yıldızı, Vanity Fair'a verdiği röportajda, kızı Shar'ın kendisine 2003 yapımı Kuyu'daki (Holes) kötü karakteri canlandırmasını önerdiğini söyledi.

Weaver, "Kuyu'nun benim için özel bir yeri var çünkü kızım Shar, o dönem yaklaşık 8 yaşındaydı ve okulda bu kitabı okuyordu" diyerek anlattı:

Bir gün yanıma geldi ve 'Anne, kitabımda gerçekten korkunç bir kadın var, onu sen oynamalısın' dedi.

5 Oscar adayı Sisteki Goriller'le (Gorillas in the Mist) de tanınan Weaver, bu önerinin kendisini duygulandırdığını dile getirdi. 

"Kitaptan bir adım geri çekilip bana, 'Gerçekten berbat bir karakter var ve onu sen oynamalısın' diyebilmesiyle gurur duymuştum" ifadelerini kullanan Üç Oscar adayı yıldız ekledi: 

Sanırım bundan keyif alacağımı biliyordu.

Filmde Weaver, Green Lake isimli ıslah kampının başındaki Louise Walker karakterini canlandırmıştı. Walker, bir grup çocuğu, kayıp bir kanun kaçağının hazinesini bulma planı kapsamında sürekli çukur kazmaya zorlayan acımasız bir yöneticiydi.

Weaver, canlandırdığı karakterle ilgili şöyle dedi: 

Bir çocuğun gözünden bakıldığında tam anlamıyla kabus gibiydi.

76 yaşındaki Weaver, kariyerine hız kesmeden devam ediyor. Ünlü oyuncu şu sıralar Avatar: Ateş ve Kül'de (Avatar: Fire and Ash) izleyici karşısına çıkıyor. 

Independent Türkçe, Entertainment Weekly, Vanity Fair


Avatar serisi 6 milyar doları geçti, Cameron rekorları zorluyor

71 yaşındaki üç Oscarlı yönetmen James Cameron, Avatar: Ateş ve Kül'de izleyicileri farklı bir Na'vi kabilesiyle tanıştırıyor (20th Century Studios)
71 yaşındaki üç Oscarlı yönetmen James Cameron, Avatar: Ateş ve Kül'de izleyicileri farklı bir Na'vi kabilesiyle tanıştırıyor (20th Century Studios)
TT

Avatar serisi 6 milyar doları geçti, Cameron rekorları zorluyor

71 yaşındaki üç Oscarlı yönetmen James Cameron, Avatar: Ateş ve Kül'de izleyicileri farklı bir Na'vi kabilesiyle tanıştırıyor (20th Century Studios)
71 yaşındaki üç Oscarlı yönetmen James Cameron, Avatar: Ateş ve Kül'de izleyicileri farklı bir Na'vi kabilesiyle tanıştırıyor (20th Century Studios)

James Cameron'ın Avatar evrenine dönüşü, gişede güçlü bir karşılık bulmaya devam ediyor.

Çeyrek asır içinde üçüncü kez sinemaseverler, Pandora'ya uzanan yeni bir yolculuk için dünya genelinde salonlara akın ediyor. Bu kez yolculuğun adresi, Avatar evreninin yeni filmi Ateş ve Kül (Avatar: Fire and Ash).

Cameron imzalı yapım, pazar günü itibarıyla küresel gişede yaklaşık 760,4 milyon dolara ulaştı. Bu toplamın 542,7 milyon doları uluslararası pazarlardan elde edildi.

Filmin ikinci hafta sonunda denizaşırı gişeye eklediği hasılat 181,2 milyon dolar oldu. Bu tablo, yüzde 25'lik bir düşüşe işaret ederken; Çin hariç tutulduğunda kayıp yüzde 15'le sınırlı kaldı. Bazı kilit pazarlarda ise artış kaydedildi.

20th Century Studios ve Disney ortak yapımı bilimkurgu üçlemesinin üçüncü halkası, 2025'in dünya genelinde en çok hasılat yapan 5. yapımı konumunda. Avatar serisinin üç filmi toplamda ise küresel ölçekte 6 milyar dolar barajını aşmayı başardı.

Ateş ve Kül, Çin'de de 100 milyon dolar eşiğine dayanmış durumda. Film, bugün itibarıyla 99,6 milyon dolarlık hasılatla bu sınıra çok yaklaşırken, 2025'te Çin pazarında bu başarıya ulaşan yalnızca ikinci Hollywood yapımı olmaya hazırlanıyor. İlk sırada ise yine Disney imzalı Zootropolis 2 (Zootopia 2) bulunuyor.

Avatar: Ateş ve Kül, Jake ve Neytiri'nin oğulları Neteyam'ın ölümünün ardından gelişen olaylara odaklanıyor. Film, aynı zamanda Kül Halkı diye bilinen ve Mangkwan adlı ateş klanına liderlik eden Varang karakteriyle yeni ve ürkütücü bir tehdidi tanıtıyor. 

Başrolleri paylaşan Sam Worthington ve Zoe Saldaña'nın yanı sıra Stephen Lang, Jack Champion, Sigourney Weaver ve Britain Dalton kadroya geri dönerken; Oona Chaplin ve David Thewlis seriye yeni katılan isimler arasında yer alıyor.

Independent Türkçe, Entertainment Weekly, Deadline