Uzayda mahsur kalan astronot, Starliner'dan "tuhaf sesler" geldiğini söyledi

Boeing aracının cuma günü Uluslararası Uzay İstasyonu'ndan ayrılması bekleniyor

Starliner'ın yaşadığı sorunlar arasında helyum sızıntısı ve itici arızası yer alıyor (NASA/AP)
Starliner'ın yaşadığı sorunlar arasında helyum sızıntısı ve itici arızası yer alıyor (NASA/AP)
TT

Uzayda mahsur kalan astronot, Starliner'dan "tuhaf sesler" geldiğini söyledi

Starliner'ın yaşadığı sorunlar arasında helyum sızıntısı ve itici arızası yer alıyor (NASA/AP)
Starliner'ın yaşadığı sorunlar arasında helyum sızıntısı ve itici arızası yer alıyor (NASA/AP)

Uluslararası Uzay İstasyonu'nda (UUİ) mahsur kalan NASA astronotlarından biri, Boeing'in Starliner kapsülünden "tuhaf sesler" geldiğini söyledi. 

Starliner uzay aracıyla haziranda UUİ'ye giden Sunita Williams ve Butch Wilmore, kapsüldeki teknik arızalardan dolayı ziyaretlerini uzatmak zorunda kaldı. 

Bir hafta sonra dönmeleri bekleniyordu fakat ikili, muhtemelen şubatta yeryüzüne ayak basacak.

NASA nihayetinde Starliner'ın astronotları taşımak için güvenli olmadığına ve SpaceX aracıyla dönmelerine karar vermişti. 

Boeing kapsülünün de boş bir şekilde 6 Eylül Cuma günü istasyonu terk ederek Dünya'ya dönmesi planlanıyor.

Cumartesi günü Wilmore, NASA'nın Houston ekibiyle iletişime geçerek Starliner'dan "tuhaf sesler" geldiğini söyledi.

NASA Space Flight forumu kullanıcısı meteorolog Rob Dale'in paylaştığı ses kaydını, teknoloji sitesi Ars Technica haberleştirdi. 

Kayıtta Wilmore "Starliner'la ilgili bir sorum var" diyerek ekliyor:

Hoparlörden tuhaf bir ses geliyor… Sesi neyin çıkardığını bilmiyorum.

Ardından tekrar eden bir çarpma sesi duyuluyor. 

Houston ekibi, Wilmore'a sesin bir sonarın çıkardığı titreşimlere benzediğini söyledi. 

Starliner hoparlöründen gelen sese neyin yol açtığı henüz belli değil ancak ilk akla geldiği kadar ciddi bir sorun olmayabilir. Uzay ortamında bu tür tuhaf durumların yaşandığı önceden görülmüştü.

Çin'in 2003'teki ilk insanlı uzay uçuşu sırasında astronot Yang Liwei yörüngedeyken demir bir kovaya tahta bir çekiçle vurulması gibi bir ses duyduğunu söylemişti. Daha sonra sese, uzay aracının iç ve dış dış duvarları arasındaki basınç farkının neden olduğu ortaya çıkmıştı.  

Halihazırda Starliner'ın cuma günü UUİ'deki park yerinden çıkması ve boşalan yere SpaceX'in Dragon aracının gelmesi planlanıyor. En erken 24 Eylül'de fırlatılacak araç, iki astronotu istasyona götürecek.

6 ayın ardından şubatta yapılacak görev değişiminde Wilmore ve Williams'ın Dünya'ya dönmesi bekleniyor. 

Independent Türkçe, Ars Technica, Verge, NASA Space Flight



İlk kuşların nasıl uçmaya başladığı tartışması noktalandı

UV ışığı altında incelenen fosil, daha önceki Arkeopteriks örneklerinde görülmeyen yumuşak dokuları açığa çıkardı (Delaney Drummond/Field Müzesi)
UV ışığı altında incelenen fosil, daha önceki Arkeopteriks örneklerinde görülmeyen yumuşak dokuları açığa çıkardı (Delaney Drummond/Field Müzesi)
TT

İlk kuşların nasıl uçmaya başladığı tartışması noktalandı

UV ışığı altında incelenen fosil, daha önceki Arkeopteriks örneklerinde görülmeyen yumuşak dokuları açığa çıkardı (Delaney Drummond/Field Müzesi)
UV ışığı altında incelenen fosil, daha önceki Arkeopteriks örneklerinde görülmeyen yumuşak dokuları açığa çıkardı (Delaney Drummond/Field Müzesi)

Dinozorlar ve kuşlar arasındaki bağlantıyı ortaya koyan Arkeopteriks cinsine ait fosil, uzun zamandır devam eden bir tartışmayı noktaladı. Bilim insanları Arkeopteriks'in uçabildiğini tespit etti. 

İlk örnekleri 1861'de Almanya'da keşfedilen Arkeopteriks, tüyleri nedeniyle ilk başta kuş sanılmıştı. Ancak keskin dişlere sahip çenesi ve uzun kemikli kuyruğu gibi dinozorlara benzeyen özellikleri de vardı. 

"İlk kuş" diye de bilinen bu cins, kuşlar ve dinozorlar arasındaki bağlantıyı ortaya çıkarmasıyla tanınıyor. 

Öte yandan yaklaşık 150 milyon yıl önce yaşayan Arkeopteriks'in uçup uçamadığı uzun zamandır tartışma konusuydu. Bilim insanları bu dinozora ait fosilleri inceleyerek kuşların ilk nasıl uçmaya başladığını anlamaya çalışıyordu. 

ABD'nin Şikago kentindeki Field Müzesi'nde tutulan son derece iyi korunmuş fosil örneği, bu soru işaretinin giderilmesini sağladı. Yıllarca özel koleksiyoncuların elindeki örnek 2022'de müze tarafından alınmıştı. 

Müzede çalışan Dr. Jingmai O'Connor ve ekip arkadaşları, bilgisayarlı tomografiyle fosili tarayarak iskeletin dijital bir haritasını oluşturdu. Araştırmacılar UV ışığı kullanarak yumuşak doku kalıntılarını açığa çıkarmayı da başardı.

Diğerlerinin aksine bu örnekteki kemiklerin üç boyutlu olarak korunması sayesinde hayvanın kafatası daha detaylıca incelendi. Ekip böylece tarih öncesi kuşların kafatasından modern kuşlarınkine geçişin ilk işaretlerini saptadı.

Önde gelen hakemli dergi Nature'da dün (14 Mayıs) yayımlanan çalışmadaki en kritik bulguysa Arkeopteriks'in kanatlarında gizliydi. 

Cinsin önceki örneklerinde sadece iki kat kanat tüyü varken, bu örnekte üç kat vardı. Üst kol kemiği üzerindeki bu tüyler kanattan vücuda doğru düzgün bir aerodinamik hat oluşturarak modern kuşların uçmasını sağlıyor. 

Bilim insanları uçamayan tüylü dinozorlarda olmayan bu tüylerin, Arkeopteriks'in uçmasını sağladığını belirtiyor. 

Dr. O'Connor "Arkeopteriks tüyleri olan ilk dinozor ya da 'kanatları' olan ilk dinozor değil. Ancak tüylerini uçmak için kullanabilen bilinen en eski dinozor olduğunu düşünüyoruz" diyerek ekliyor:

Kuşlarla yakın akraba olan ancak tam olarak kuş olmayan tüylü dinozorlarda bu tüyler eksik. Onların kanat tüyleri dirsekte bitiyor. Bu da bize kuş olmayan bu dinozorların uçamadığını, ancak Arkeopteriks'in uçabildiğini gösteriyor.

Öte yandan hayvanda göğüs kemiğinin olmamasından dolayı çok iyi uçamadığı düşünülüyor. Araştırmacılar Arkeopteriks'in tavuklar gibi kısa süren uçuşlar yaptığını ancak çoğunlukla yerde kaldığını tahmin ediyor.

Bilim insanları iyi korunmuş son örnek üzerine çalışmayı sürdürerek Arkeopteriks hakkında daha fazla bilgi edinmeyi planlıyor.

O'Connor "Vücudun koruduğumuz hemen hemen her parçasından heyecan verici ve yeni bir şeyler öğreniyoruz. Ve bu çalışma gerçekten de buzdağının sadece görünen kısmı" diyor.

Independent Türkçe, Science Alert, New York Times, Guardian, Nature