Japonya'da keşfedilen otçul dinozor, ismini cücelerden aldı

Bir sanatçının Sasayamagnomus saegusai çizimi (Carleton Üniversitesi)
Bir sanatçının Sasayamagnomus saegusai çizimi (Carleton Üniversitesi)
TT

Japonya'da keşfedilen otçul dinozor, ismini cücelerden aldı

Bir sanatçının Sasayamagnomus saegusai çizimi (Carleton Üniversitesi)
Bir sanatçının Sasayamagnomus saegusai çizimi (Carleton Üniversitesi)

Japonya'da keşfedilen yeni bir otobur dinozor türüne küçük boyutları nedeniyle cücelerin adı verildi.

Bilim insanları, yaklaşık 1 m uzunluğunda ve 10 kg ağırlığındaki hayvanın Jurassic Park filmlerinde yer alan triceratops'un atası olduğunu söyledi.

Ancak fosil örneğinin genç ve büyüme sürecindeki bir bireye ait olması, yetişkin dinozorun daha büyük olabileceğine işaret ediyor.

Bu türe Sasayamagnomus saegusai adı verildi. Cins adı, Japonya'nın doğusunda "Sasayama'nın toprağı altındaki gizli hazineleri koruyan küçük insansı ruh" anlamına geliyor.

S. saegusai, büyük boynuzları ve başlarındaki kalkansı yapılarla bilinen, ceratopsian adı verilen otçul dinozor grubuna ait. Asya'da bulunan türünün en doğudaki dinozoru.

Bu küçük dinozorun, büyük boynuzlar ve başlarındaki kalkansı yapılar gibi torunlarının tanınabilir özelliklerinden yoksun olduğu görülüyor.

Daha önceki bazı çalışmalar bu dinozor grubunun ilk olarak Asya'da çeşitlendiğini ve daha sonra Kuzey Amerika'ya yayıldığını öne sürmüştü.

Kıtalar arasındaki dağılımlarının belirli zamanı ve şekli belirsizdi.

Papers in Palaeontology akademik dergisinde ayrıntılı olarak açıklanan son keşif, Ceratopsian'ın bugün Asya ve Kuzey Amerika'yı oluşturan kara parçalarına yayılma zaman çizelgesini iyileştiriyor.

Bilim insanları artık bu dinozorların, kıtaları yaklaşık 110 milyon yıl önce, Aptiyen döneminin sonlarında veya Albiyen döneminin başlarında geçtiğine inanıyor. "Burada, Japonya'nın güneybatısındaki Albiyen Ohyamashimo Formasyonu'ndan yeni, erken dallanan bir neoceratopsian olan Sasayamagnomus saegusai'yi tanımlıyoruz ve Asya'daki ceratopsianların en doğudaki fosil kaydını temsil ediyoruz" diye yazdılar.

Dinozor muhtemelen 110 milyon yıl önce Avrasya'nın doğu kısmıyla Kuzey Amerika'nın Bering kara köprüsüyle birbirine bağlandığı dönemde bu bölgede yaşadı.

xs
Triceratops sürüsü bataklıktan geçiyor (Bart Bus)

Bu dönemde gezegen aşırı bir küresel ısınma geçiriyor ve Kuzey Kutbu'nda bile çok büyük ormanlar oluşuyordu.

Bilim insanları, "Arktik bölgesinde geniş ormanların gelişmesini sağlayan küresel ısınmanın eş zamanlı olarak meydana gelmesi ve Bering kara köprüsünün ortaya çıkması, muhtemelen neoceratopsianların Asya'dan Kuzey Amerika'ya göçünü kolaylaştırmada önemli bir rol oynadı" diye yazdı.

Independent Türkçe



Ortadoğu'daki sıcaklık artışı, kadınlarda kanser ölümlerini tetikledi

İran'da hava sıcaklıklarının 50 dereceyi bulması üzerine Ağustos 2023'te iki gün tatil ilan edilmişti (AFP)
İran'da hava sıcaklıklarının 50 dereceyi bulması üzerine Ağustos 2023'te iki gün tatil ilan edilmişti (AFP)
TT

Ortadoğu'daki sıcaklık artışı, kadınlarda kanser ölümlerini tetikledi

İran'da hava sıcaklıklarının 50 dereceyi bulması üzerine Ağustos 2023'te iki gün tatil ilan edilmişti (AFP)
İran'da hava sıcaklıklarının 50 dereceyi bulması üzerine Ağustos 2023'te iki gün tatil ilan edilmişti (AFP)

İlk bulguları bugün Frontiers in Public Health adlı akademik dergide yayımlanan araştırma, artan hava sıcaklıklarının kadınların kanser oranlarına etkisini gözler önüne serdi. 

Ortadoğu ve Kuzey Afrika ülkelerinde 21 yılda görülen sıcaklık değişimlerinin kadınlarda kanseri önemli ölçüde etkilediği bulundu.

17 ülkede yapılan araştırma Bahreyn, Birleşik Arap Emirlikleri, Cezayir, Fas, Filistin, Irak, İran, Katar, Kuveyt, Libya, Lübnan, Tunus, Suriye, Suudi Arabistan, Mısır, Umman ve Ürdün'ü kapsadı. 

Meme, yumurtalık, rahim ve rahim ağzı kanserlerinden kaynaklanan hastalık ve ölümlerin kayda değer ölçüde arttığı tespit edildi.

1998-2019 dönemindeki her bir santigrat derecelik artışın yüz bin kişideki kanser tanısı sayısını 173'ten 280'e çıkardığı saptandı. Ölümlerse yüz bin kişide 171'den 332'ye çıktı. 

En çok yumurtalık kanseri vakalarında artış görüldü. 

Araştırma makalesinin yazarları iklim değişimiyle birlikte ultraviyole radyasyonun (UV) ve hava kirleticilerin arttığını, bunların da kanser riskini beraberinde getirdiğini vurguladı.

Bilim insanları, etkin kanser taraması ve tedavisinin yapılamadığı yerlerde bu araştırmayı gerçekleştirmenin ayrı bir önem taşıdığını da ifade etti. 

Kahire Amerikan Üniversitesi'nden Wafa Abuelkheir Mataria, baş yazarlarından olduğu makale hakkında "Bu bölgedeki kadınlar hem tarama ve tedavide kültürel, yasal ve ekonomik engellerle mücadele ediyor hem de çevresel kanserojenlerle daha fazla karşı karşıya. Bulgularımız, iklim değişikliğine adaptasyon stratejileri ulusal ölçekteki kanser politikalarına uyarlanırken cinsiyete de özen gösterilmesi ihtiyacının altını çiziyor" dedi. 

Independent Türkçe, Washington Post, Frontiers