Bakteriler, mevsim değişimini öngörerek hazırlık yapıyor

Siyanobakteriler, dünyanın neredeyse her yerinde yaşayabiliyor (Wikimedia Commons)
Siyanobakteriler, dünyanın neredeyse her yerinde yaşayabiliyor (Wikimedia Commons)
TT

Bakteriler, mevsim değişimini öngörerek hazırlık yapıyor

Siyanobakteriler, dünyanın neredeyse her yerinde yaşayabiliyor (Wikimedia Commons)
Siyanobakteriler, dünyanın neredeyse her yerinde yaşayabiliyor (Wikimedia Commons)

Bakterilerin mevsimlerin değiştiğini önceden sezerek hazırlık yaptığı ortaya çıktı. 

Bitki ve hayvanların, günlerin uzunluğuna bakarak yaşanacak çevresel değişiklikleri fark edebildiği uzun zamandır biliniyor. 

Karmaşık organizmalar, fotoperiyodizm denen bu özellik sayesinde, örneğin günlerin kısalmasından yola çıkarak kışın geldiğini anlayıp buna göre hazırlık yapıyor.

Ancak bakterilerde böyle bir beceri bugüne kadar gözlemlenmemişti. 

Hakemli dergi Science'ta 5 Eylül'de yayımlanan çalışmayı yürüten ekip, mavi-yeşil alg diye de bilinen siyanobakteriler üzerinde bir dizi deney yaptı. 

Araştırmacılar, Synechococcus elongatus türündeki bir grup bakteriyi, yapay bir ortamda farklı sürelerde ışığa maruz bıraktı. 

Bu sayede bazıları uzun, bazıları kısa, bazıları da gece-gündüz uzunluğunun eşit olduğunu günler deneyimledi. Ardından bakterileri iki saat boyunca buza koyan ekip, hayatta kalma oranlarını takip etti.

8 saat aydınlık, 16 saat karanlığa maruz bırakılarak kısa günler yaşatılan bakterilerin hayatta kalma oranı yüzde 75 olarak kaydedildi. Bu oran diğer grupların yaklaşık üç katıydı. 

Bilim insanları bakterilerin kendini soğuğa hazırlaması için bir günün yeterli olmadığını da gözlemledi. Bakterilerin hayatta kalma oranı 6 ila 8 kısa günün ardından kayda değer derecede artıyordu. 

Araştırmacılar ayrıca bakterilerin biyolojik saatini düzenleyen genleri devre dışı bırakarak aynı deneyi yürüttü. Bu durumda, bakterilerin önceden maruz kaldığı gün uzunlukları hayatta kalma oranları üzerinde bir fark yaratmadı.

Makalenin başyazarı Dr. Luísa Jabbur bulguları şöyle açıklıyor:

Doğadaki bakterilerin, biyolojik saatlerini kullanarak gün uzunluğunu ölçtüğünü ve kısa gün sayısı sonbahardaki gibi belirli bir noktaya ulaştığında, yaklaşan kışın zorluklarına karşı farklı bir fizyolojiye 'geçtiğini' görüyoruz.

Daha önceki çalışmalarda bakterilerin gece-gündüz uzunluklarını takip etmelerini sağlayan bir tür biyolojik saate sahip olduğu bulunmuştu. Ancak bu saatin, mevsimleri öngörüp hazırlık yapmaya yaradığı ilk kez kaydediliyor.

Ekip ayrıca bakterilerin bu bilgileri "çocuklarına" da aktardığını tahmin ediyor ancak bunu nasıl yaptıklarını anlamak için daha fazla çalışmaya ihtiyaç var. 

Fotosentez yaparak yaşayan siyanobakteriler, en az 2 milyar yıldır varlığını sürdürüyor. Dr. Jabbur, bu kadar eski ve basit bir organizmanın fotoperiyodizme sahip olmasından dolayı, bu özelliğin sanılandan çok daha önce evrimleştiğini düşünüyor. 

Araştırmacılar ayrıca fotoperiyodizmin, aşırı ışık ve sıcağın yarattığı stresle başa çıkmak için mevcut mekanizmalar yardımıyla evrimleşmiş olabileceği görüşünde.

Makalenin bir diğer yazarı Prof. Carl Johnson da bulguların, sirkadiyen ritmin evrimi hakkında fikir verdiğini düşünüyor.

Uyku düzeni ve hormon üretimi gibi süreçleri düzenleyen sirkadiyen ritim, 24 saatlik döngü içinde metabolizmanın işleyişini düzenleyen bir biyolojik saat.

Prof. Johnson şu ifadeleri kullanıyor:

Fotoperiyodizmin bu kadar eski ve basit organizmalarda evrimleşmesi ve gen ifadesi sonuçlarımızın, muhtemelen Dünya'daki yaşamın çok erken dönemlerinde evrimleşen stres tepki yollarına işaret etmesi, bu özelliğin sirkadiyen saatlerden önce evrimleştiğini düşündürüyor.

Independent Türkçe, New Scientist, Science Daily, Science



İzleyiciler Netflix'teki gerçek suç dramasını bir oturuşta bitiriyor

Aynı adlı kurmaca olmayan kitaba dayanan DNA Dedektifi, polis ekiplerinin İsveç'i sarsan çifte cinayeti çözmek için zamana karşı yarışını anlatıyor (Netflix)
Aynı adlı kurmaca olmayan kitaba dayanan DNA Dedektifi, polis ekiplerinin İsveç'i sarsan çifte cinayeti çözmek için zamana karşı yarışını anlatıyor (Netflix)
TT

İzleyiciler Netflix'teki gerçek suç dramasını bir oturuşta bitiriyor

Aynı adlı kurmaca olmayan kitaba dayanan DNA Dedektifi, polis ekiplerinin İsveç'i sarsan çifte cinayeti çözmek için zamana karşı yarışını anlatıyor (Netflix)
Aynı adlı kurmaca olmayan kitaba dayanan DNA Dedektifi, polis ekiplerinin İsveç'i sarsan çifte cinayeti çözmek için zamana karşı yarışını anlatıyor (Netflix)

Gerçek suç meraklıları, büyük övgü toplayan İsveç dizisi DNA Dedektifi'nin (The Breakthrough) yayına girmesiyle ekran başına kilitlendi.

Prömiyeri, geçen hafta başında Netflix'te yapılan 4 bölümlük dizi, İsveç'in en kötü şöhretli davalarından birini ele alıyor.

16 yıl boyunca çözülemeyen cinayetler

Dizi, 2004'te güpegündüz işlenen çifte cinayetle sarsılan Linköping'de, yıllar süren soruşturma sırasında katilin izini süren dedektiflerin hikayesini anlatıyor.

Tam 16 yıl boyunca çözülemeyen bu dava, DNA teknolojisi kullanılarak nihayet çözüldüğünde Avrupa'da bir ilke imza atılmıştı.

DNA teknolojisi, dedektifleri 2020'de katile götürmüştü.  

Başrollerini Peter Eggers ve Mattias Nordkvist'in paylaştığı dizinin yönetmenliğini The Bridge'le tanınan Lisa Siwe, senaristliğini ise Oskar Söderlund üstlendi.

56 yaşındaki Siwe, Netflix'e yaptığı açıklamada, "Bu, bir suçla ilgili kurgusal bir drama dizisi olsa da her şeyden önce bir insan trajedisinin tasviri. Odağımızı failden ziyade kurbanlara ve soruşturmaya veriyoruz" diyerek eklemişti: 

Bu, korkunç şeyler yaşandığında yola devam edebilmek için gereken şefkat ve birbirimize gösterdiğimiz özen hakkında bir hikaye.

Prömiyerinden bu yana izleyiciler, DNA Dedektifi'ni yayın devinde en çok izlenenler arasında üst sıralara taşıdı.

"Suç dramalarına farklı bir yaklaşım"

Gerçek suç dramasını izleyenler, görüşlerini paylaşmak üzere sosyal medyaya akın etti.

Bir izleyici diziyi bir oturuşta bitirdiğini söyleyerek ekledi: 

DNA Dedektifi, gerçek bir hikayeye dayanan İsveç yapımı bir mini dizi. Dizide çifte cinayet ve 20 yıl sonra DNA'nın suçu nasıl çözdüğü anlatılıyor. Çok beğendim. Benden tam destek!

Bir başka hayransa dizinin gerçekçi havasına dikkat çekti: 

DNA Dedektifi suç dramalarına farklı bir yaklaşım getiriyor. Aksiyon dolu sekanslara yer vermiyor ve sürprizler sadece şaşırtmak için kullanılmıyor.

Bir izleyici de "Bu, yıllardır gördüğüm en iyi gerçek suç dizilerinden biri" diyerek ekledi:

Abartılı olay örgüleri yok. Sadece gerçek insanlar ve uzun süredir hayatımızda olan bir teknoloji. Sonra bir dönüm noktası yaşanıyor. Tercihen dizi daha uzun olabilirdi ve katilin geçmişi hakkında daha fazla bilgi verebilirdi. Ama yine de iyi. Hem de çok iyi.

Independent Türkçe, Mirror, Daily Mail, Tudum