NASA, birbirine çok yakın süper kütleli kara delikler tespit etti

"Böyle bir şey görmeyi beklemiyorduk"

Birbirine hızla yaklaşan galaksiler, muhtemelen 100 milyon yılın ardından birleşecek (NASA/ESA)
Birbirine hızla yaklaşan galaksiler, muhtemelen 100 milyon yılın ardından birleşecek (NASA/ESA)
TT

NASA, birbirine çok yakın süper kütleli kara delikler tespit etti

Birbirine hızla yaklaşan galaksiler, muhtemelen 100 milyon yılın ardından birleşecek (NASA/ESA)
Birbirine hızla yaklaşan galaksiler, muhtemelen 100 milyon yılın ardından birleşecek (NASA/ESA)

NASA, bugüne dek görülmemiş derecede birbirine yakın iki süper kütleli kara delik tespit etti. 

Kara delikler normalde karanlık uzayda görünmez halde olsa da çevrelerindeki cisimleri içine çekip parçalarken ortaya çıkan ışık sayesinde onları yakalamak mümkün. 

Aktif galaksi çekirdeği denen kara deliklerse, çevrelerindeki gaz ve tozu yutarak muazzam seviyede ışık açığa çıkarıyor. 

Galaksilerin merkezindeki bu yapılar, bazen galaksinin tamamındaki yıldızların ışığını gölgede bırakabiliyor.

Hubble Uzay Teleskobu, 800 milyon ışık yılı uzakta yer alan, MCG-03-34-64 adlı birleşen galaksilerin merkezinde bu türden iki kara delik saptadı. 

Birbirine 300 ışık yılı gibi çok yakın bir mesafede olan kara delikler de birleşme aşamasındaydı.

Gökbilimciler, Hubble'ın galaksi merkezinden fırlayan üç ışık çizgisi gözlemlemesi sonucu bu tespiti yaptı.

Harvard-Smithsonian Astrofizik Merkezi'nden Anna Trindade Falcão "Böyle bir şey görmeyi beklemiyorduk" diyerek ekliyor: 

Bu yakın evrende sık rastlanan bir manzara değil ve bize galaksinin içinde başka bir şeyler döndüğünü gösterdi.

Falcão ve ekip arkadaşları, Hubble'ın optik dalga boyundaki gözleminin ardından NASA'nın Chandra Gözlemevi'ni kullanarak galaksiyi X ışını altında da inceledi. 

Bulgularını hakemli dergi The Astrophysical Journal'da 9 Eylül'de yayımlayan ekip, iki ışık kaynağının birbirine çok yakın süper kütleli kara delikler olduğu sonucuna vardı. 

Araştırmacılar, tespitlerini doğrulamak adına ABD'nin New Mexico eyaletindeki Very Large Array isimli radyo teleskobunun arşivine de başvurdu. Bu sayede bulgular üç ayrı dalga boyunda desteklendi.

fd bd
Hubble Uzay Teleskobu, MCG-03-34-064 galaksisinin merkezindeki beyaz bir elips içine gömülü üç farklı parlak nokta ortaya çıkardı (NASA/ESA)

Daha önce radyo teleskopları kullanan gökbilimciler, birbirine daha yakın süper kütleli kara delikler gözlemlese de bunlar farklı dalga boylarında doğrulanmamıştı. 

Falcão "Optik, X-ışını ve radyo dalga boylarında parlak ışık görününce pek çok şey elenerek bunların yalnızca yakın kara delikler olarak açıklanabileceği sonucuna varılabilir" diye açıklıyor: 

Tüm parçaları bir araya getirdiğimizde, aktif galaksi çekirdeği ikilisinin bir resmini elde ediyoruz.

Galaksinin merkezindeki üçüncü ışık kaynağının nereden geldiğini henüz bilmeyen ekip, daha fazla veriye ihtiyaç duyulduğunu belirtiyor. 

NASA'nın açıklamasında iki kara deliğin bir zamanlar kendi galaksilerinin merkezinde yer aldığı ve ev sahiplerinin birleşmesi sonucu birbirine yaklaştığı ifade ediliyor.

Bu tür olayların, galaksi birleşmelerinin daha sık yaşandığı evrenin ilk dönemlerinde çok daha yaygın olduğu tahmin ediliyor.

Bilim insanları, ikili birbirinin etrafında döndükçe uzay-zaman dokusunda kütleçekimsel dalga denen dalgalanmalar yaratacağını söylüyor. Kütleçekimsel dalgalar da kara deliklerin birbirine gittikçe daha hızlı yaklaşmasına yol açacak.

Araştırmacılar muhtemelen 100 milyon yıl boyunca yakınlaşmaya devam edecek kara deliklerin nihayetinde birleşeceğini söylüyor. 

Independent Türkçe, Space.com, CNN, NASA, The Astrophysical Journal



Küçük kertenkeleler, doğal "dalış tüpü" sayesinde yem olmaktan kurtuluyor

Dr. Swierk, çok fazla hayvan tarafından avlanan su anollerine "ormanın nuggetları" diyor (Lindsey Swierk)
Dr. Swierk, çok fazla hayvan tarafından avlanan su anollerine "ormanın nuggetları" diyor (Lindsey Swierk)
TT

Küçük kertenkeleler, doğal "dalış tüpü" sayesinde yem olmaktan kurtuluyor

Dr. Swierk, çok fazla hayvan tarafından avlanan su anollerine "ormanın nuggetları" diyor (Lindsey Swierk)
Dr. Swierk, çok fazla hayvan tarafından avlanan su anollerine "ormanın nuggetları" diyor (Lindsey Swierk)

Su anolü denen bir kertenkele türünün, burun deliklerinde oluşturduğu bir baloncuk sayesinde hayatta kalabildiği ortaya kondu. Su altında en az 20 dakika kalmalarını sağlayan baloncuk sayesinde avcılardan kaçarak yem olmaktan kurtuluyorlar. 

Kalem uzunluğundaki su anolleri akarsu ve şelalelerin yakınlarındaki kaya ve bitkilerin etrafında yaşıyor. Kuşlardan yılanlara kadar çeşitli hayvanlara yem olan bu kertenkeleler, hayatta kalabilmek için kamuflaj gibi beceriler geliştirmiş.

Ayrıca tehlike durumunda suya atlayan bu hayvanlar, burun deliklerinin üstünde bir baloncuk oluşturarak gizleniyor. Bilim insanları bu özelliğin farkında olsa da baloncukların su altında daha uzun süre kalmalarını sağlayıp sağlamadığı net değildi.

New York'taki Binghamton Üniversitesi'nde anoller üzerine çalışan Dr. Lindsey Swierk, "Suyun altında çok uzun süre kalabildiklerini biliyoruz" diyerek ekliyor: 

Bu baloncuğun solunumda gerçekten işlevsel bir rolü olup olmadığını bilmiyorduk.

Bu belirsizliği gidermek isteyen Dr. Swierk, 30 su anolü yakalayarak bir deney yürüttü. 

Su anolleri suya girdikten sonra nefes vererek küçük bir baloncuk üretiyor. Kertenkelenin derisinin hidrofobik olması yani sudan kaçınması sayesinde baloncuk büyüyerek muhtemelen hayvanın nefes almasını sağlıyor. 

Biology Letters adlı hakemli dergide dün (18 Eylül) yayımlanan çalışmayı yürüten Dr. Swierk, yakaladığı su anollerinin yarısının burnuna nemlendirici sürerek baloncuk oluşturmalarını engelledi. 

Daha sonra hayvanları akvaryuma bırakan bilim insanı, baloncuk üretebilenlerin su altında yüzde 32 daha uzun süre kaldığını gözlemledi. 

Bulgular, bu kertenkele türünün baloncukları hayatta kalmak için kullandığına işaret ediyor.

Dr. Swierk makalede, "Yarı suda yaşayan anollerin içinde ve hidrofobik vücut yüzeyinde taşınan fazla hava, insanların dalış tüpü gibi çalışıp ekstradan hava sağlayarak dalış süresini uzatıyor" diye yazıyor.

Çalışmadaki anoller suda birkaç dakika kaldı ancak doğadakilerin en az 20 dakika kalabildiği biliniyor. 

Avcılarla karşılaşan su anolleri ilk başta olduğu yerde kalarak kamuflajının kendisini gizlemesini umuyor. Eğer bunda başarılı olmazsa kayalardaki çatlaklara saklanmayı deniyor.

Dr. Swierk suya dalmanın son seçenek olduğunu ama diğerlerinden çok daha etkili bir strateji olduğunu belirtiyor:

Suyun altına girmelerinden sonra, akıntının hareketli yüzeyinde tespit edilmeleri çok zor oluyor.

Independent Türkçe, Science Alert, Guardian, Biology Letters