Ryan Reynolds, Marvel'ın Deadpool ve Wolverine tavsiyesini paylaştı

"Deadpool & Wolverine" (Marvel Studios)
"Deadpool & Wolverine" (Marvel Studios)
TT

Ryan Reynolds, Marvel'ın Deadpool ve Wolverine tavsiyesini paylaştı

"Deadpool & Wolverine" (Marvel Studios)
"Deadpool & Wolverine" (Marvel Studios)

Ryan Reynolds, Marvel patronu Kevin Feige'in kendisine verdiği ve Deadpool & Wolverine'i çekerken aklından çıkmayan tavsiyeyi paylaştı.

Filmle gişede muazzam başarı elde eden aktör, yapımcı ve ortak yazar, Disney'in kendisinden 15 dereceli (15 yaş altındakilerin ancak bir ebeveyn eşliğinde izleyebileceği içerik -çn.) filmden çıkarmasını istediği "tüm filmde bir satır olduğunu" söyledi ancak bunun ne olduğuna dair sessiz kaldı. Ancak stüdyonun bunu istemekte "haklı" olduğuna inandığını belirtti.

Reynolds, 2018 yapımı Deadpool 2'nin ardından gelen filmi yapmasının neden bu kadar uzun sürdüğünü açıklayarak, üzerinden iki ay geçen vizyona girişini değerlendirdi.

17 Eylül Salı günü New York'ta Fast Company İnovasyon Festivali'nde toplanan izleyicilere "Bu filmlerden birini yapmayalı 6 yıl olmuştu çünkü kontrolü bırakamıyorsunuz, her sahne bir şey yapmalı ya da bir şey hissettirmeli" dedi.

Marvel Sinematik Evreni (MSE) kapsamında gösterime giren filmleri denetleyen Feige'nin "akıldan çıkmayan" sözleri bu baskıyı daha da artırmış.

Reynolds, "Kulağa çok bilgiççe gelen ve muhtemelen sesli söylenmemesi gereken bir şey söyledi ama aslında, tuhaf bir şekilde, yaratıcılık kaynağı görevi gördü" dedi ve ekledi:

'Her sahneyi harika yap' dedi. Ben de 'Sağ ol Kev. Kulağa hoş geliyor' dedim.

Aktör, filmin prodüksiyonu devam ederken Feige'in sözlerinin "aklından çıkmadığını", çünkü bir şeyi "harika" yapmanın "zor" olduğunu söyledi.

Reynolds ayrıca Marvel'ın sahibi olan Disney'in "her sayfada kırmızı kalemli bir avukat gibi" davranacağından endişe ettiğini ama aslında Marvel ve Disney'in "harika ortaklar" olduğunu söyledi.

Film muazzam bir hit haline gelirken, pek çok eleştirmen meta esprilerin ve beklenmedik kameoların "sıkıcı" hale geldiğinden şikayet etti ve The Independent, filmin izleyicisini "kullandığını" savundu.

Ancak Reynolds bu görüşe katılmıyor ve kalabalığa filmin "insanların bu deneyimden, en azından, içeri girdiklerinden biraz daha iyi bir şekilde çıkması ve en fazla da sadece mutlu olup bu seyir zevkini hissetmesi için tasarlandığını" söyledi.

Filmi seyirciyle birlikte izlemeninse "hayatının zirve anı" olduğunu belirtti.

Independent Türkçe



ABD'deki en eski mezar taşının sırrı çözüldü

Bilim insanları, Amerika'daki en eski mezar taşının büyük ihtimalle Belçika'dan geldiğini düşünüyor (International Journal of Historical Archaeology)
Bilim insanları, Amerika'daki en eski mezar taşının büyük ihtimalle Belçika'dan geldiğini düşünüyor (International Journal of Historical Archaeology)
TT

ABD'deki en eski mezar taşının sırrı çözüldü

Bilim insanları, Amerika'daki en eski mezar taşının büyük ihtimalle Belçika'dan geldiğini düşünüyor (International Journal of Historical Archaeology)
Bilim insanları, Amerika'daki en eski mezar taşının büyük ihtimalle Belçika'dan geldiğini düşünüyor (International Journal of Historical Archaeology)

Amerika'daki kolonilerle bağlantılı ticaret rotalarına daha fazla ışık tutan yeni bir çalışma, ABD'de bilinen en eski mezar taşının İngiliz bir şövalyeye ait olduğunu ve muhtemelen Belçika'dan geldiğini ileri sürdü.

Arkeologlar, mezar taşının bir şövalyeye ait olduğunu ve 1627'de Amerika'daki ilk kalıcı İngiliz yerleşim yeri olan Virginia eyaletinin Jamestown kentine yerleştirildiğini biliyordu. Ancak siyah kireçtaşından yapılan levhanın Avrupa'nın tam olarak neresinden geldiği net değildi.

Yakın zamanda International Journal of Historical Archeology isimli akademik dergide yayımlanan çalışma, mezar taşının oyma ve kakmalarını inceleyerek kökeninin izini sürdü.

Bilim insanları, mezar taşında bir zamanlar muhtemelen bir kalkan, açılmış bir parşömen ve zırhlı bir adam tasvirinin pirinç kakmalarını barındıran, oyulmuş bir girinti olduğunu tespit etti.

Tarihi kayıtlar, 17. yüzyılda Jamestown'da, 1618'de Sör Thomas West ve Sör George Yeardley olmak üzere iki şövalyenin hayatını kaybettiğine işaret ediyor.

Sör Yeardley'nin üvey torunu, 1680'lerde kendisi için siyah kireçtaşındakiyle aynı yazıtlara sahip bir mezar taşı sipariş etmişti.

Araştırmacılar bu sebeple, 1627'den kalan mezar taşının Sör George Yeardley'ye ait olduğundan şüphelendi.

1588'de İngiltere, Southwark'ta doğan Sör Yeardley, Bermuda yakınlarında bir gemi kazasından sağ çıkarak 1610'da Jamestown'a gelmişti.

Sör Yeardley 1617'de İngiltere'ye döndüğünde, I. James onu şövalye ilan etmişti. Sör Yeardley, 1621'de Jamestown'a dönmüş ve 1627'de orada hayatını kaybetmişti.

Bilim insanları, mezar taşından parçalar inceledi ve birçoğu Kuzey Amerika'da olmayan küçük fosil mikroplar tespit etti. Araştırmacılar, mikrop fosillerinin günümüzde Belçika ve İrlanda'yı oluşturan bölgelerde birlikte bulunduğunu söyledi.  

Mezar taşının kaynağını daha da daraltarak, o dönemde bu tür kireçtaşlarının en yaygın kaynağı olduğu bilinen Belçika'yla sınırlandırdılar.

Bilim insanları "Bu nedenle, şövalyenin mezar taşı Avrupa'dan ithal edilmiş olmalı. Tarihi kanıt Belçika'ya işaret ediyor, oradan gemiyle Londra'ya ve Jamestown'a taşınmış" diye yazdı.

Mezar taşının Belçika'da taş ocağından çıkarılıp kesildiğini, Maas Nehri'nden Manş Denizi'ni geçerek Londra'ya taşındığını, burada oyulduğunu ve pirinç kakmaların yerleştirildiğini, sonrasında da Jamestown'a gönderildiğini tahmin ediyoruz.

Bulgular, koloni döneminde Avrupa ve Jamestown'ı birbirine bağlayan ticaret ağlarının kapsamını gösteriyor.

öıüaoçzd
Virginia'daki Jamestown kazı alanı (Marcus Key et al International Journal of Historical Archaeology)

Çalışmada, bu simsiyah taşların o dönemde Avrupa'da "en çok rağbet gören ve en pahalı" taşlar olduğu belirtiliyor.  

Araştırmacılar "Londra'da yaşadıktan sonra Virginia'ya gelen başarılı sömürgeciler, son İngiliz modalarından haberdar olur ve bunları kolonilerde taklit etmeye çalışırdı" dedi.

Bulgular, ilk Amerikan kolonilerinin en zorlu dönemlerinde bile bazı sömürgecilerin kendilerini anmak için ne kadar çaba sarf edebildiğini gösteriyor.

Independent Türkçe