Paris Hilton, DEHB'yle yaşama deneyimini paylaştı

Paris Hilton, gençliğinde çok konuşkan, enerjik ve dikkati dağınık olduğunu söyledi (AP)
Paris Hilton, gençliğinde çok konuşkan, enerjik ve dikkati dağınık olduğunu söyledi (AP)
TT

Paris Hilton, DEHB'yle yaşama deneyimini paylaştı

Paris Hilton, gençliğinde çok konuşkan, enerjik ve dikkati dağınık olduğunu söyledi (AP)
Paris Hilton, gençliğinde çok konuşkan, enerjik ve dikkati dağınık olduğunu söyledi (AP)

Paris Hilton, DEHB'sinin bir engel değil avantaj olduğuna inanıyor.

Hilton, Teen Vogue'da yazdığı kişisel bir denemede, dikkat eksikliği ve hiperaktivite bozukluğu deneyimini detaylandırarak, yaşlandıkça teşhisine bakış açısının nasıl değiştiğini anlattı.

Hilton, büyürken hayatındaki yetişkinlerin, özellikle de eğitimcilerin kendisinin yaklaşımına karşı çıktığını söyledi. Bunun sonucunda Hilton "yanlış anlaşılmış", okul sistemi kendisini "yüzüstü bırakmış" ve dolayısıyla Sorunlu Genç Endüstrisi isimli özel bir tesise yerleştirilmişti.

ABD'nin Ulusal Ruh Sağlığı Merkezi, DEHB'yi "İşlevselliği ya da gelişimi aksatan süregelen dikkatsizlik ve/veya hiperaktivite ve dürtüsellik belirtileri gösteren gelişimsel bir bozukluk" diye tanımlıyor.

43 yaşındaki DJ, gençliğinde zihninin hep anormal bir hızla ilerlediğini kabul etti. Hilton, "fazla enerjik", "fazla dikkati dağınık" ve "fazla konuşkan" olduğunu fark ediyordu.

Hilton, o zamanlar bunu bilmese de Provo Canyon Okulu'ndaki sorunlu genç programına alınmasına yol açan bu eğilimlerin hepsi DEHB belirtisiydi.

3 Ekim'de yayımlanan denemede Hilton, "Keşke biri 'Ona gerçekten neler oluyor?' sorusunu sorsaydı. Bunun yerine, yıllarca yanlış anlaşıldığımı, beynimin çalışma şekli yüzünden cezalandırıldığımı hissettim" diye itiraf etti.

Sosyetik isim, nihayet resmi bir teşhis alınca neler olduğunu anlamaya başladığı halde rahatlamış hissetmemişti. Aksine, teşhisi bir "etiket" gibi görüyordu.

Hilton şöyle dedi:

İlk başta, teşhis almak bir etiketmiş gibi hissettirdi. Beni sınırlayan bir şeydi, beni yapamadıklarımla, farklı kılan özelliklerimle tanımlayan bir şey gibiydi.

Hilton "Bu eskiden gizli tuttuğum bir şeydi, nasıl algılanacağına dair endişeleniyordum. İnsanlar fazla dağınık, fazla odaksız olduğumu veya başarmamın imkansız olduğunu düşünür müydü?" yazarak devam etti.

Ancak bu zorluklar, madalyonun bir yüzü. Diğer yüzünde çok güzel bir şey açığa çıkıyor: Yaratıcılık, tutku, dayanıklılık ve cesur, beklenmedik şekillerde düşünen bir zihin.

Bununla birlikte, iki çocuk annesi olan Hilton, artık DEHB'sini "süper gücü" gibi görüyor.

Bu, sık sık bize risk almamamızı söyleyen bir dünyadaki gizli silahım.

Hilton, hâlâ pek çok kişinin kendisinin de bir zamanlar sahip olduğu önyargılara inandığını ve hak verdiğini kabul etti. Toplumun insanlardan "kalıplara uymasını" beklediğini ama kendi deneyiminde en zenginleştirici anların, o sınırların dışına çıktığında ve farklılıklarını benimsediğinde yaşandığını dile getirdi.

Realite şov yıldızı "Trendleri öngörebilmemin sebebi DEHB, bu bana bir imparatorluk kurmak için gereken yaratıcılığı, sınırları zorlamak için ihtiyaç duyduğum azmi ve insanlarla daha derin bağlar kurabilmek için lazım olan empatiyi kazandırdı" yazdı.

Independent Türkçe

 



Uzmanlardan aşırı işlenmiş bebek mamaları uyarısı

Fotoğraf: Unsplash
Fotoğraf: Unsplash
TT

Uzmanlardan aşırı işlenmiş bebek mamaları uyarısı

Fotoğraf: Unsplash
Fotoğraf: Unsplash

Uzmanlar, "çocukları ömür boyu obeziteye hazırlayan" aşırı işlenmiş bebek mamalarının "süpermarket raflarını ele geçirdiği" uyarısında bulundu.

Leeds Üniversitesi'ndeki araştırmacıların yürüttüğü çalışma, reyonları dolduran bebek maması ürünlerinin üçte birinin, uzun vadeli sağlık sorunlarıyla ilişkilendirilen aşırı işlenmiş gıda (UPF) olarak sınıflandırıldığını ortaya koydu.

Araştırmacılar ayrıca, endüstriyel olarak üretilen gıda ürünlerinde doğal içerikleri öne çıkaran "yanıltıcı" etiketler konusunda ebeveynleri uyardı.

Ekip, önde gelen markalara ait 600 bebek maması ürününü analiz etti ve bebek atıştırmalıklarının şaşırtıcı bir şekilde yüzde 87'sinin, bebek kahvaltılık gevreklerinin ise yüzde 79'unun UPF olarak sınıflandırıldığını tespit etti. Bu, sözkonusu gıdaların genellikle ev yemeklerinde bulunmayan malzemelerle endüstriyel teknikler kullanılarak üretildiği anlamına geliyor.

Ayrıca, bebekler için pazarlanan popüler atıştırmalıklarda "endişe verici eğilimler" buldular. Bunlar arasında "erimiş" şişirilmiş atıştırmalıklar ve meyve bazlı çiğnemelik ve barlar da var.

Çalışmanın yazarları, Birleşik Krallık hükümetine UPF'ler konusunda daha sıkı düzenlemeler getirmesi çağrısında bulunarak, sunulan gıdaların "küçük çocukların büyürken yemesi gerekenlere çok az benzediğini" söylüyor.

Çalışmanın baş araştırmacısı ve Leeds Üniversitesi'nde çocuk beslenmesi uzmanı olan Dr. Diane Threapleton şunları söyledi:

Bebek reyonunda aşırı işlenmiş atıştırmalıklar, tatlılar, kahvaltılık gevrekler ve hatta öğünlerin baskın olduğunu görüyoruz. Bunlar genellikle sağlıklı, organik veya 'ilave şeker içermez' iddialarıyla pazarlanıyor ancak küçük çocukların büyürken yemesi gereken gıdalara çok az benzeyen içeriklere sahipler ve yoğun işleme tabi tutuluyorlar. Bu ürünler, bebekleri en başından itibaren aşırı işlenmiş, aşırı tatlı yiyeceklere istek duymaya itiyor. Bu, hükümetin daha sağlıklı bir nesil yetiştirme konusunda ciddi olduğunu göstermesi için gerçek bir fırsat. Bebek maması reyonunun mevcut durumu kabul edilemez ve artık gözardı edilmemeli.

Çalışmaları, hükümetin "yanıltıcı" etiketlere sahip şekerli atıştırmalıkların satışını engellemek için "acilen" harekete geçmesi gerektiğini belirten Obezite Sağlık İttifakı (OHA) tarafından destekleniyor.

OHA Direktörü Katharine Jenner şunları söyledi:

Hükümetin 10 Yıllık Sağlık Planı, obeziteyi sona erdirmek için büyük bir hedeften bahsediyor ancak erken çocukluk dönemindeki açığı kapatmadığımız sürece asla bu hedefi yakalayamayız. Sağlıklı bir yaşam doğumdan itibaren başlar, bebeklerimize ve küçük çocuklarımıza gelişimlerini ve uzun vadeli sağlıklarını olumsuz etkileyen aşırı işlenmiş gıdalar veriyoruz. Bebek maması reyonu, çocukları ömür boyu kötü beslenme alışkanlıklarına, obeziteye ve diş çürümesine sürükleyen şekerli, aşırı işlenmiş atıştırmalıklarla dolu. Birleşik Krallık bir ağız sağlığı krizinin pençesindeyken, hükümetin bebek maması şirketlerinin yanıltıcı etiketlere sahip yüksek şekerli gıdaları satmasını acilen sınırlaması gerekiyor. Bu ürünler, çocuklarının sağlığını her şeyin üstünde tutmak isteyen ebeveynlerin ve bakıcıların iyi niyetlerini gölgeliyor.

Independent Türkçe