Kızıl saçlılar gerçekten daha fazla mı acı çekiyor?

Doktorların, hastaların genlerine bakarak ağrıkesici vermesi mümkün (Unsplash)
Doktorların, hastaların genlerine bakarak ağrıkesici vermesi mümkün (Unsplash)
TT

Kızıl saçlılar gerçekten daha fazla mı acı çekiyor?

Doktorların, hastaların genlerine bakarak ağrıkesici vermesi mümkün (Unsplash)
Doktorların, hastaların genlerine bakarak ağrıkesici vermesi mümkün (Unsplash)

Kızıl saçlıların, dişçide ve doğumhanede daha fazla acı çektiği uzun zamandır söylenegelir. 

Bilim haberleri sitesi Live Science bunun gerçek olup olmadığı sorusunun peşine düştü.

2023'te Anesthesiology and Perioperative Science adlı bilimsel dergide yayımlanan gözden geçirme makalesinde yer alan anestezistlerin beyanı, kızılların hem acıya hem de ağrıkesicilere daha duyarlı olduğunu ortaya koyuyor. 

Oxford Üniversitesi Hastaneleri'nden anestezi uzmanı Jaideep Pandit, yapılan araştırmaların kızılların belirli acı türlerine karşı hassas olduğunu, diğerlerindeyse öne çıkan bir istisna sunmadıklarını söylüyor. 

Bir araştırmaya göre, kızıllar ısıyla ilişkili acılara karşı daha duyarlı ve lidokain adlı ağrıkesiciye de daha az yanıt veriyorlar. 

Bir başka araştırmaysa elektrik şoku kaynaklı acıların kızılları daha az etkilediğini ortaya koyuyor. 

Kızıl saçlıların yüzde 20 oranında daha fazla genel anestezi ilacına ihtiyaç duyduğunu gösteren veriler var. Diğer yandan opioidlere ve morfinle fentanil gibi mu-opioidlere karşı da daha hassaslar. 

2015'teki bir araştırma işleri daha da karıştırıyor zira anestezi ve ağrıkesiciler konusunda kızıllarla diğerleri arasında bir fark olmadığı da orada ortaya konuyor. 

Massachusetts Genel Hastanesi'nden Dr. David Fisher ise kızılların hem bazı acıları daha yoğun yaşadığını hem de acı eşiklerinin daha yüksek olduğunu söylüyor. 

Kızıl tüylü farelerle araştırma yapan Fisher, insanlarda da farelerde de aynı sonucu bulmuş: Belli bir noktaya kadar acı hissetmeyip, o noktadan sonra diğerlerinden daha yoğun acı çekmişler. 

Fisher bunun gerekçesini açıklamanın zor olduğunu zira bilim dünyasının insanlarda tek bir genetik sebep belirlemekte güçlük çektiğini vurguluyor. 

Saç, deri ve göz rengindeki pigmentleri üretmede önemli olan MC1R genindeki mutasyonlar, kızıl saçı beraberinde getiriyor. Fisher ve ekibi, bu gen haricinde kızıl tüylü farelerde bir farklılık görmedi. 

Albino farelere bu geni aktardıklarında onların da acı eşiklerinde farklılık saptandı.

Fisher ve ekibi, MC1R'in melanositlerdeki bir proteini değiştirdiğini ve böylece kızıl tüylü farelerde POMC adlı maddenin de daha az üretildiğini söylüyor. 

Anestezi uzmanı Jaideep Pandit, daha az POMC'nin daha yüksek acı eşiği, daha fazla acıya duyarlılık, opioidlerin etkisinin artışı, opioid olmayan ağrıkesicilerin etkisininse azalışı anlamına geldiğini belirtiyor. 

Kızıl saçlıların niye böyle evrimleştiği bilinmese de uzmanlar artık bu ilişkiyi doğruladı. 
Independent Türkçe, Live Science, Snopes



FDA'den 30 yıl sonra bir ilk: Sağlıklı gıda listesi değişti

Artık tüm yağlara karşı çıkılmıyor (AP)
Artık tüm yağlara karşı çıkılmıyor (AP)
TT

FDA'den 30 yıl sonra bir ilk: Sağlıklı gıda listesi değişti

Artık tüm yağlara karşı çıkılmıyor (AP)
Artık tüm yağlara karşı çıkılmıyor (AP)

ABD'de satılan gıdalardaki "sağlıklı" ibaresine dair yeni bir düzenleme yapan Gıda ve İlaç Dairesi (FDA) 30 yıl önce yayımladığı gıda yönergesinde ilk kez değişikliğe gitti.

Amerikan marketlerindeki ürünler, beslenmeye bağlı kronik hastalıkları azaltmak için etiketleniyor.

"Sağlıklı" olduğu iddiasını taşıyan gıdaların belirlenen oranlarda meyve, sebze, tahıl, süt ürünleri ya da protein içermesi gerekiyor.

Dün yeni düzenlemeleri duyuran FDA, gıdalara sonradan eklenen şekerleri tarihinde ilk kez kısıtladı. Sodyum ve doymuş yağlara da sınırlama getirildi. 

Şekerli kahvaltılık gevrekler, çok tatlı yoğurtlar, beyaz ekmek ve bazı granola barları artık "sağlıklı" etiketini taşıyamayacak. 

Zeytinyağı, somon, yumurta, su, meyve ve sebzelereyse bu etiket yapıştırılabilecek. 

Eskiden tüm yağlara karşı çıkan FDA artık doymuş yağları kısıtlama çağrısı yapıyor. Avokado, zeytinyağı, somon, chia ve kinoa gibi sağlıklı tohumlar ve kuruyemişler de bu doğrultuda öneriliyor.

FDA Başkanı Robert Califf bu güncellemeyle birlikte bir açıklama yayımlayarak gıdanın toplumun geleceğindeki rolünü vurguladı:

Beslenme bilgisine erişimi iyileştirmek toplum sağlığı açısından önemli bir çaba. Böylece FDA halkın sağlıklı yeme alışkanlıklarını oluşturmasına yardımcı oluyor.

FDA'nın üst düzey yetkililerinden Jim Jones da ABD'nin en zengin ülkeler arasında en düşük yaşam süresi beklentisine sahip olduğunu hatırlattı.

Üreticilerin yeni kurallara uymaları için önlerinde iki ay var. 

Tufts Üniversitesi'nden beslenme uzmanı Dr. Dariush Mozaffarian, "40 yıl önceki bilime" dayanan eski yönergenin "korkunç derecede geçersiz" kaldığını ve ilk olarak 2022'de önerilen değişikliğin sonunda gerçekleşmesinin çok önemli olduğunu vurguladı. 

FDA'ya göre Amerikalıların dörtte üçünden fazlası sebze, meyve ve süt ürünleri bakımından yetersiz besleniyor. 

Toplumun yüzde 77'sinin doymuş yağ, yüzde 63'ünün ilave şeker, yüzde 90'ının da sodyum sınırlarını aştığı tahmin ediliyor.

Bu kadar sağlıksız beslenme de kalp hastalığı ve diyabet gibi kronik hastalıklara yol açıyor. 

Independent Türkçe, ScienceAlert, AP, AFP