Netflix'in hit dizisinde ayrılık rüzgarı

Romantik komedinin yıldızı 5. sezonda oynamayabilir

Emily in Paris'in ilk sezonu 2020'de yayımlanmış ve uzun süre Netflix'in en çok izlenen yapımlarından biri olmuştu (Netflix)
Emily in Paris'in ilk sezonu 2020'de yayımlanmış ve uzun süre Netflix'in en çok izlenen yapımlarından biri olmuştu (Netflix)
TT

Netflix'in hit dizisinde ayrılık rüzgarı

Emily in Paris'in ilk sezonu 2020'de yayımlanmış ve uzun süre Netflix'in en çok izlenen yapımlarından biri olmuştu (Netflix)
Emily in Paris'in ilk sezonu 2020'de yayımlanmış ve uzun süre Netflix'in en çok izlenen yapımlarından biri olmuştu (Netflix)

Lucas Bravo'nun Emily in Paris'teki geleceğiyle ilgili bazı tereddütleri var.

Netflix'in popüler dizisinde şef Gabriel'i canlandıran aktör, karakterin restoranının vegan olmasını önerse de fikir reddedilmiş. 

Bu hamlenin ardından Bravo, romantik komediye dönüp dönmemesi konusunda kararsız.

36 yaşındaki oyuncu, Fransa merkezli köklü gazete Le Figaro'ya verdiği yakın tarihli röportajda Emmy adayı dizinin, adının duyulmasını sağladığını ancak bir aktör olarak kendisini "kamçılamadığını" söyledi.

Fransız aktör, "Emily in Paris, kartopu etkisi yaratarak bazı insanlarla tanışmamı ve kalıcı bir şeyler kurmaya çalışmamı sağladı" dedi.

Dizide Lily Collins'in canlandırdığı Emily'yle bir dargın bir barışık ilişki yaşayan Gabriel'i oynayan aktör, romantik komedinin "iyi bir eğlence" ve "bir kaçış" sunduğunu söylese de derinlikten yoksun olduğunu itiraf etti.

"Hiç özgürlüğüm yok"

Bravo, "Söylediklerim hakkında biraz farkındalık yaratma ihtiyacı hissediyorum" diyerek bir aktör olarak neyi başarmayı umduğunu açıkladı. 

Netflix, dizinin 5. sezonuna onay verse de Gabriel karakterinin hikayenin bir parçası olup olmayacağı henüz belli değil.

4. sezonun sonunda Emily, Roma'ya taşınmıştı. Bu da Bravo'nun diziden sorunsuz bir şekilde ayrılmasını kolaylaştırabilir. 

Bravo, "Bu, senaryoya bağlı olacak" diyerek belirsizliği vurguladı.

Gerçekten hiç özgürlüğüm yok ve insanlar bana başka bir yerde farklı projeler vermeye başladıkça, bunun tadına varıyorum.

Sözlerine "Hayat kısa" diyerek devam eden aktör ekledi: 

Bu dizinin çekimleri 5 ay sürüyor. Beni kamçılamayan bir şey anlatmak için diğer projeleri feda etmek ister miyim?

Independent Türkçe, Le Figaro, Daily Mail



Harvard araştırması: Uzaylıların yaşamak için gezegene ihtiyacı olmayabilir mi?

Bilim insanları zorlu koşullarda hayatta kalabilecek yaşam formlarını arıyor (Unsplash)
Bilim insanları zorlu koşullarda hayatta kalabilecek yaşam formlarını arıyor (Unsplash)
TT

Harvard araştırması: Uzaylıların yaşamak için gezegene ihtiyacı olmayabilir mi?

Bilim insanları zorlu koşullarda hayatta kalabilecek yaşam formlarını arıyor (Unsplash)
Bilim insanları zorlu koşullarda hayatta kalabilecek yaşam formlarını arıyor (Unsplash)

Bilim insanları hayatta kalmak için bir gezegene ihtiyaç duymayan yaşam formlarının uzayda süzülüyor olabileceğini öne sürdü. 

Evrendeki yaşam arayışı çalışmalarının büyük bir kısmı, hayatın yeşerdiği bilinen tek yerdeki özelliklere odaklanıyor: Dünya. 

Diğer yandan bugüne kadar bulunan yaklaşık 6 bin ötegezegenin çok azı Dünya'ya benzer özellikler sergiliyor. 

Bu nedenle son yıllarda bilinmeyen yaşam formlarına yönelik çalışmalar artıyor. 

Harvard Üniversitesi'nden Robin Wordsworth ve Edinburgh Üniversitesi'nden Charles Cockell, yeni bir çalışmada standart tanıma uymayan ortamlarda ortaya çıkma ihtimali olan yaşam biçimlerini inceledi. 

Ön baskı sunucusu arXiv'de çıkan çalışma, hakemli dergi Astrobiology'de de yayımlanma onayı aldı. 

Bilim insanları fotosentez yaparak hayatta kalan basit organizmaların ekstrem koşullarda, hatta belki de bir gezegene ihtiyaç duymadan yaşama ihtimali olduğunu savunuyor. 

Wordsworth, bilinçli olmayan yaşamın sınırlarını araştırmayı amaçladıklarını söyleyerek ekliyor: 

Gezegenlerin yarattığı kütleçekimin dışında var olan basit yaşam formları önünde herhangi bir fiziksel sınırlama olmadığını gösterebildik ki bu başlangıçta beklediğimiz bir sonuç değildi.

Aslında bu düşünce, ilk başta göründüğü kadar imkansız değil. En azından su ayılarının, uzayın zorlu koşullarında hayatta kalabildiği biliniyor. 

Yaşamı mümkün kılan kütleçekim kuvveti, atmosfer, sıcaklık ve besin kaynağı gibi çeşitli parametreleri inceleyen araştırmacılar, uzayda yaşayacak bu basit organizmaların koruyucu bir zar veya kabuğa gereksinim duyacağını söylüyor.

Bu sayede uzay ortamına karşı iç basınçlarını sağlayabilecekler. Ancak bu basınç farkı çok yüksek olmadığı için mikroskobik organizmaların bunu yapması mümkün görünüyor. 

Ayrıca suyu sıvı halde tutmak için belirli bir sıcaklığa ihtiyaç var. Dünya'da bu atmosferdeki sera gazı etkisiyle mümkün olurken, uzay boşluğundaki küçük bir kolonide böyle bir şey pek beklenemez. 

Fakat bilim insanlarının örnek verdiği gibi Sahra gümüş karıncaları, hangi dalga boylarındaki ışığı emip hangilerini yansıtacaklarını seçerek iç sıcaklıklarını düzenleyebiliyor. Uzaydaki kolonide de benzer bir beceri gelişirse sıcaklığı kontrol edebilirler. 

Üstesinden gelmesi çok daha zor engellerden biriyse hafif elementlerin uçup gitmesi. Koloninin kütleçekim kuvveti olmadan bunu yapmanın bir yolunu bulması gerekiyor. 

Son olarak biyolojik koloninin mümkün olduğunca fazla ışığa erişebilmesi için yıldızının yaşanabilir bölgesinde yer alması lazım. 

Karbon veya oksijen gibi diğer kaynaklara gelince, koloninin bir asteroit gibi sabit bir kaynakla başlaması ve daha sonra çeşitli bileşenleri arasında kapalı bir döngü içinde geri dönüşüm sistemine geçmesi, varlığını uzun vadede sürdürmesini sağlayabilir. 

Bilim insanları bu özelliklere sahip organizmalardan oluşan kolonilerin uzayda var olabileceğini tahmin ediyor. 

Yeni çalışma bu türden canlıların var olduğunu söylemese de evrende yaşam arayışında önemli bir noktaya dikkat çekiyor: Beklenmetik ortamlarda farklı yaşam formları mevcut olabilir ve yapılan araştırmalar bunları da kapsayan işaretleri içermeli.

Indepdendent Türkçe, Space.com, Phys.org, arXiv