Kedilerin karakteristik hareketinin en eski kanıtı Kudüs'te bulundu

Arkeologlar, kedinin güneşlendiğini tahmin ediyor.

3 santimetreye 3 santimetrelik pati izini bırakan kedinin, küçük bir hayvan olduğu düşünülüyor (Shimon Gibson)
3 santimetreye 3 santimetrelik pati izini bırakan kedinin, küçük bir hayvan olduğu düşünülüyor (Shimon Gibson)
TT

Kedilerin karakteristik hareketinin en eski kanıtı Kudüs'te bulundu

3 santimetreye 3 santimetrelik pati izini bırakan kedinin, küçük bir hayvan olduğu düşünülüyor (Shimon Gibson)
3 santimetreye 3 santimetrelik pati izini bırakan kedinin, küçük bir hayvan olduğu düşünülüyor (Shimon Gibson)

Arkeologlar, bir kedinin yoğurma hareketi yaparak bir nesneye bıraktığı en eski izi buldu. Kudüs'teki keşif, mutlu mutlu güneşlenen bir kediye işaret ediyor. 

ABD'deki Kuzey Karolina Üniversitesi Charlotte kampüsünden Prof. Shimon Gibson ve İsrail'deki Bar-İlan Üniversitesi'nden Dr. Rafael Lewis, Zion Dağı'nda yürüttükleri kazılarda üstünde pati izi olan bir testi parçası gördü.

Haaretz'in aktardığı üzere tesadüfen bulunan eser yaklaşık 1200 yıl önceye tarihlendi. Bu dönemde Kudüs, Emevi Hanedanı'ndan sonra gelen ve MS 750'de halifeliği üstlenen Abbasiler'in kontrolündeydi.

Bilim insanları zanaatkarın yeni yapılmış testiyi fırında pişirmeden önce güneşte kurumaya bıraktığı sırada kedinin izini bıraktığını düşünüyor. 

Hayvanın o esnada yoğurma hareketi yaptığının kanıtıysa ayrıntılarda gizli. 

Kedinin ön bacağının bir kısmının da izinin görülebildiği testide, tırnakların derine işlediği göze çarpıyor. 

Arkeologlar bu nedenle hayvanın çömlekte öylece oturmadığını, vücudunu esnettiğini tahmin ediyor. 

Ayrıca kediler koşarken tırnaklarını içeri çektiğinden, derin izlerin hayvan oradan geçerken yapılmış olması da mümkün görünmüyor.

Prof. Gibson, "Pati izi, küçük kedinin muhtemelen testinin kıvrımlı kenarına yaslandığını ve güneşin tadını çıkardığını gösteriyor" diyerek ekliyor:

Kudüs güneşini içine çekerken mırladığını tahmin ediyoruz.

Kedilerin yoğurma hareketini yapmasının birkaç nedeni var. Örneğin yavruyken annenin vücuduna doğru bu hareketi yaparak süt akışını hızlandırmaya çalışıyorlar.

Uzmanlar yetişkin kedilerin rahatlama amacıyla veya bölgelerini işaretlemek için yoğurma hareketi yaptığını söylüyor. 

Bu eylem dopamin salgılanmasına neden olduğu için Kudüs'teki testiye izini bırakan kedinin keyfinin yerinde olduğunu düşünülebilir. 

Ancak Prof. Gibson, hayvanın düşmek üzereyken kurumamış testiye pençelerini geçirmesinin de ihtimal dahilinde olduğunu ifade ediyor. 

Daha önce Roma İmparatorluğu döneminden kalma çeşitli tarihi eserlerde kedi ve köpeklerin pati izleri bulunmuştu. 

Ancak yeni bulgular, yoğurma hareketini gösteren en eski kanıta işaret ediyor. 

Prof. Gibson "Pati izleri bol miktarda mevcut ancak pençe ve yoğurma izleri yok" diyor. 

Independent Türkçe, Haaretz, Live Science, All That's Interesting



ABD, Çin'le "Büyük Güç Savaşı'na" hazırlanıyor

Çin, mayısta ve ekimde Tayvan'ın etrafında kapsamlı askeri tatbikatlar düzenlemişti (AFP)
Çin, mayısta ve ekimde Tayvan'ın etrafında kapsamlı askeri tatbikatlar düzenlemişti (AFP)
TT

ABD, Çin'le "Büyük Güç Savaşı'na" hazırlanıyor

Çin, mayısta ve ekimde Tayvan'ın etrafında kapsamlı askeri tatbikatlar düzenlemişti (AFP)
Çin, mayısta ve ekimde Tayvan'ın etrafında kapsamlı askeri tatbikatlar düzenlemişti (AFP)

Amerikan gazetesi New York Times (NYT), ABD ordusunun Çin'le olası bir savaşa hazırlandığını yazıyor. 

NYT, ABD Kara Kuvvetleri'nin kapsamlı bir dönüşüme giderek, Çin'le muhtemel bir savaşa hazırlandığını, gerekli görüldüğünde çeşitli Asya ülkelerine asker çıkararak Pekin güçleriyle çatışmayı hedeflediğini bildiriyor.

Haberde, Pentagon'un "Büyük Güç Savaşı" adını verdiği bu senaryoyla ilgili şu değerlendirmeler paylaşılıyor: 

Her ikisi de nükleer süper güç konumunda olan dünyanın en güçlü iki ordusunu doğrudan çatışmaya sokacak bu savaş, muhtemelen Kuzey Kore ve Rusya da dahil ABD'nin diğer nükleer düşmanlarını da içine çekecek.

NYT, Amerikan Kara Kuvvetleri'nin Afganistan ve Ortadoğu'da 20 yıldır çatışmalara girdikten sonra "hantallaştığını" ve kendini dönüştürmeye çalıştığını belirtiyor. 

Analizde, Cumhuriyetçi lider Donald Trump'la Demokrat rakibi ABD Başkan Yardımcısı Kamala Harris'in, Rusya-Ukrayna savaşına yaklaşımlarındaki farklılığa dikkat çekilirken, 5 Kasım'da düzenlenecek başkanlık seçimlerini kim kazanırsa kazansın "ABD'nin Çin'le savaşa karşı hazırlığı sürdüreceği" ifade ediliyor.

Pekin'in son dönemde Hint-Pasifik hattında nüfuzunu artırdığına işaret edilen haberde, Çin'in Tayvan'ı işgaliyle büyük bir savaşın patlak verebileceği belirtiliyor. Amerikan istihbarat yetkilileri, Pekin'in 2027'ye kadar böyle bir hamle yapabileceğini iddia etmişti. Tayvan da bu yönde açıklamalar yapmıştı. Pekin ise iddiaları "provokasyon" diye niteleyerek reddetmişti.

Washington merkezli düşünce kuruluşu Stratejik ve Uluslararası Çalışmalar Merkezi'nden Seth Jones, Washington'ın böyle bir durumda tarafsız kalamayacağını belirterek şu yorumları paylaşıyor: 

Çin'in Tayvan'ı başarılı şekilde işgal etmesi, bölge genelinde büyük dalgalanmalara yol açacaktır. Böyle bir durumda bölgede baskın askeri güç muhtemelen ABD değil Çin olacaktır.

Jones, bu senaryoda ABD'nin Pasifik'teki müttefiklerinin Washington'a duyduğu güvenin sarsılacağına dikkat çekiyor. Analist, ABD'nin korumasından vazgeçen Güney Kore ve Japonya'nın, Çin'e karşı nükleer silah geliştirmeye başlayabileceğini savunuyor. 

Amerikan ordusunun paylaştığı rakamlara göre aktif görev yapan 450 bin askerin dörtte birinden fazlası halihazırda Pasifik'te konuşlandırılmış durumda. Bu birlikler sadece Japonya, Güney Kore ve Filipinler'dekileri değil, aynı zamanda Alaska, Hawaii, Washington, Oregon ve Kaliforniya'dakileri de kapsıyor. 

Çin - Tayvan gerginliği

II. Dünya Savaşı sonrasında Çin'de Milliyetçi Parti ve Komünist Parti arasındaki iç savaş Komünist Parti'nin zaferiyle sonuçlanmıştı. Mağlubiyetin ardından Milliyetçi Parti liderleri Tayvan'a sığınmıştı.

Soğuk Savaş nedeniyle Batı'yla ilişkilerini koparan Çin'i 1970'lerin başına kadar Birleşmiş Milletler'de (BM) Tayvan ya da resmi adıyla Çin Cumhuriyeti temsil ediyordu.

BM'nin 1971'de aldığı Çin Halk Cumhuriyeti'ni tanıma kararı gerginliği yeni bir boyuta taşımıştı. Kararın ardından Tayvan, BM'den çıkarılmıştı.

Pekin yönetimi, "tek Çin" ilkesini benimseyerek Tayvan'ın kendi topraklarının parçası olduğunu savunuyor. Buna göre Çin, boğaz ve çevresindeki askeri varlığının yanı sıra Tayvan'ın ülkelerle diplomatik ilişkiler kurmasına, BM'de ve diğer uluslararası kuruluşlarda temsil edilmesine karşı çıkıyor.

Tayvan ise o günden bu yana bağımsızlık arayışını farklı biçimlerde sürdürüyor.

Independent Türkçe, New York Times, Asia Nikkei