Trump seçilirse yönetimi nasıl değiştirecek?

Cumhuriyetçi lider, oy toplamak için İslamofobiyle arasına mesafe koymaya çalışıyor

Trump seçilirse yönetimi nasıl değiştirecek?
TT

Trump seçilirse yönetimi nasıl değiştirecek?

Trump seçilirse yönetimi nasıl değiştirecek?

Amerikan medya kuruluşu CNN, Cumhuriyetçi lider Donald Trump'ın 5 Kasım'da düzenlenecek başkanlık seçimlerini kazanması durumunda yönetimini nasıl şekillendireceğini inceledi. 

Haberde, Trump'ın Robert F. Kennedy Jr. ve Elon Musk gibi "heterodoks figürleri" belirli görevlere atayarak yönetimde "radikal bir değişikliğe gitmeyi planladığı" belirtiliyor. 

Sağlık sistemi Kennedy'ye emanet

New York'taki Madison Square Garden'da pazar günü düzenlediği mitingde Trump, Kennedy Jr.'ı sağlık ve gıda sisteminden sorumlu kişilerden biri olarak göreve alacağını söyledi. 

Kennedy Jr., "Make America Healthy Again" (Amerika'yı Yeniden Sağlıklı Yap) kampanyası kapsamında doğal yaşam alanlarını korumaya, gıdalardaki toksinleri temizlemeye ve sürdürülebilir tarıma öncelik vermek istediğini bildiriyor. 

Ancak haberde, Kennedy Jr.'ın sudaki bazı kimyasalların çocukları eşcinsel yaptığına dair komplo teorilerini savunduğu ve aşı karşıtı kampanya yürüttüğü de hatırlatılıyor. 

Siyasetçi, Trump'ın kendisine Tarım Bakanlığı, Hastalıkları Kontrol ve Önleme Merkezi (CDC) ve Ulusal Sağlık Enstitüleri (NIH) gibi kurumlarda "geniş yetki sahibi kılma" vaadinde bulunduğunu da öne sürdü. 

5 Kasım'da yapılacak başkanlık seçimleri için önce Demokrat Parti'den aday adayı olan Robert F. Kennedy Jr., parti içinde kendisine sansür uygulandığını ve ön seçimlerde hile yapıldığını savunarak yarışa bağımsız devam edeceğini duyurmuştu. Daha sonra da yarıştan çekildiğini ve Trump'ı destekleyeceğini açıklamıştı. 

Musk "sıfırdan başlama" politikası uygulayacak

Trump, kazanması durumunda bir Devlet Verimliliği Birimi (Department of Government Efficiency -DOGE) kuracağını ve başına Musk'ı geçireceğini söylemişti.

Analizde, Cumhuriyetçi lidere desteğiyle gündemden düşmeyen teknoloji milyarderi Elon Musk'ın, "federal hükümeti küçültme" planlarının başrol oyuncusu olabileceği yazılıyor. 

Musk'ın CEO'su olduğu Tesla ve SpaceX'in Amerikan devletiyle birçok anlaşması var. Milyardere verilecek böyle bir pozisyonun "çıkar çatışması" yaratabileceğine işaret edilirken, Musk'ın kripto parası DOGE'nin de ön plana çıkabileceği belirtiliyor.

Muhtemel yeni bir Trump yönetiminde federal bürokrasiyi baştan yapılandırma sözü veren Musk, bu ayki bir mitingde "Sıfırdan başlayalım" demişti. 

CNN, Kennedy ve Musk'a ne vaat ederse etsin Trump'ın bu radikal değişiklikleri kolayca uygulamaya koyamayabileceğine de dikkat çekiyor. Özellikle ABD Kongresi ve Senato'nun bazı adımları engelleyebileceği savunuluyor.

Trump, Arap ve Müslüman seçmenlerin desteğini istiyor

Diğer yandan Amerikan gazetesi New York Times, Trump'ın Arap ve Müslüman seçmenlerden oy toplamak için İslamofobiyle arasına mesafe koymaya çalıştığını yazıyor. 

Trump, seçim kampanyasında Demokrat rakibi ABD Başkan Yardımcısı Kamala Harris'in "birçok cihatçıyı ülkeye sokmak istediğini" öne sürmüş, Demokratların "ortabatı eyaletlerini Ortadoğu'ya çevirmeyi hedeflediğini" iddia etmişti.

Ancak Trump'ın son haftalarda bu yaklaşımını değiştirmeye çalıştığı yazılıyor. Cumhuriyetçi lider, Al-Arabiya televizyonuna geçen hafta yaptığı açıklamada şunları söylemişti: 

Birçok Arap arkadaşım var. Çok sıcakkanlı insanlar.

Kayda değer bir Arap ve Müslüman topluluğuna sahip kritik eyaletlerden Michighan'da cumartesi günkü mitingde de Trump, bu topluluktan liderlerle bir araya geldikten sonra şu ifadeleri kullanmıştı:

Ne istiyorlar biliyor musunuz? Barış istiyorlar. Onlar harika insanlar.

Independent Türkçe, CNN, New York Times 

 



Lübnan, İsrail'den gelecek büyük çaplı bir saldırı endişesi ile yaşıyor

 İşgal altındaki Golan Tepeleri'nde, Suriye'nin güneyini gören bir gözetleme noktasında duran İsrail askeri, 25 Mart (AFP)
İşgal altındaki Golan Tepeleri'nde, Suriye'nin güneyini gören bir gözetleme noktasında duran İsrail askeri, 25 Mart (AFP)
TT

Lübnan, İsrail'den gelecek büyük çaplı bir saldırı endişesi ile yaşıyor

 İşgal altındaki Golan Tepeleri'nde, Suriye'nin güneyini gören bir gözetleme noktasında duran İsrail askeri, 25 Mart (AFP)
İşgal altındaki Golan Tepeleri'nde, Suriye'nin güneyini gören bir gözetleme noktasında duran İsrail askeri, 25 Mart (AFP)

İsrail’in geniş çaplı bir saldırı hazırlığında olduğu yönündeki iddiaların gölgesinde yaşayan Lübnan’da, Mısır gerilimi düşürmek ve ülkenin İsrail kaynaklı herhangi bir askeri tırmanıştan korunmasını sağlamak amacıyla diplomatik girişimlerini yoğunlaştırdı. Bu çerçevede Mısır Başbakanı Mustafa Medbuli’nin gelecek hafta Beyrut’u ziyaret etmesi öngörülüyor.

Mısır’ın Beyrut Büyükelçisi Ala Musa, Cumhurbaşkanı Joseph Avn ile görüşmesinin ardından yaptığı açıklamada, “Üzerinde çalıştığımız konu, gerilimin azaltılması ve Lübnan’ın saldırıların şiddetinde herhangi bir artıştan korunmasıdır. Asıl hedef budur. Sürecin, birçok engelin aşılmasında kullanılabilecek bir ivme yaratmak için adım adım ilerlemesi gerekiyor” dedi.

Öte yandan İsrail, diplomatik çabalara sahadaki gerilim ve geniş çaplı savaş tehditleriyle karşılık verdi. İsrail medyası, Lübnan hükümeti ve ordusunun yıl sonuna kadar belirlenen süre içinde Hizbullah’ın silahsızlandırılmasında başarısız olması halinde, İsrail ordusunun Lübnan genelinde Hizbullah hedeflerine yönelik kapsamlı bir saldırı planladığını yazdı.

Aynı zamanda İsrail, Lübnan’ın güneyindeki askeri gerilimi artırdı. İsrail güçleri, sivil müzakerelerin iki hafta önce başlamasından bu yana ilk kez, sınırdan yaklaşık 40 kilometre uzaklıktaki Zahrani bölgesinin de aralarında bulunduğu Litani Nehri’nin kuzeyindeki bölgeleri hedef aldı.


BM raporu: Batı Şeria'daki yerleşim faaliyetleri 2017'den bu yana en yüksek seviyesine ulaştı

İsrail Maliye Bakanı Bezalel Smotrich, Batı Şeria'daki Ma'ale Adumim yerleşiminin genişletilmesine ilişkin bir haritayı gösteriyor (AFP)
İsrail Maliye Bakanı Bezalel Smotrich, Batı Şeria'daki Ma'ale Adumim yerleşiminin genişletilmesine ilişkin bir haritayı gösteriyor (AFP)
TT

BM raporu: Batı Şeria'daki yerleşim faaliyetleri 2017'den bu yana en yüksek seviyesine ulaştı

İsrail Maliye Bakanı Bezalel Smotrich, Batı Şeria'daki Ma'ale Adumim yerleşiminin genişletilmesine ilişkin bir haritayı gösteriyor (AFP)
İsrail Maliye Bakanı Bezalel Smotrich, Batı Şeria'daki Ma'ale Adumim yerleşiminin genişletilmesine ilişkin bir haritayı gösteriyor (AFP)

AFP'nin dün gördüğü BM Genel Sekreteri'nin raporuna göre, İsrail'in işgal altında bulunan Batı Şeria'daki yerleşim genişlemesi, BM'nin 2017'de izlemeye başlamasından bu yana 2025'te rekor seviyeye ulaştı.

BM Genel Sekreteri Antonio Guterres, Güvenlik Konseyi üyelerine gönderdiği belgede, "İşgal altındaki Batı Şeria'da, Doğu Kudüs de dahil olmak üzere, İsrail yerleşimlerinin devam eden genişlemesini kınıyorum. Bu durum gerilimleri körüklemeye, Filistinlilerin topraklarına erişimini engellemeye ve bağımsız, demokratik, bütünleşik ve tam egemen bir Filistin devletinin kurulma olasılığını tehdit etmeye devam ediyor" ifadelerini kullandı.

İsrail'in 1967'de işgal edip ilhak ettiği Doğu Kudüs'te yaklaşık üç milyon Filistinli yaşıyor; bunların yanı sıra Birleşmiş Milletler'in uluslararası hukuka göre yasadışı saydığı yerleşim yerlerinde de yaklaşık 500 bin İsrailli bulunuyor.

Batı Şeria'daki yerleşim faaliyetleri hem sağcı hem de solcu çeşitli İsrail hükümetleri döneminde devam etmiştir.

Bu yerleşim faaliyetleri, özellikle 7 Ekim 2013'te Hamas'ın güney İsrail'de gerçekleştirdiği benzeri görülmemiş saldırının ardından Gazze'de savaşın başlamasından bu yana, mevcut hükümetin döneminde önemli ölçüde yoğunlaştı.


Uyuşturucu yüklü teknelere yapılan saldırıların ardından... ABD'nin Latin Amerika'daki kuvvetlerinin komutanı istifa etti

Amiral Alvin Holsey (Reuters)
Amiral Alvin Holsey (Reuters)
TT

Uyuşturucu yüklü teknelere yapılan saldırıların ardından... ABD'nin Latin Amerika'daki kuvvetlerinin komutanı istifa etti

Amiral Alvin Holsey (Reuters)
Amiral Alvin Holsey (Reuters)

Karayipler'deki büyük askeri yığılmayı ve uyuşturucu taşıdığı iddia edilen teknelere yönelik saldırıları denetleyen ABD'li amiral, göreve başlamasının üzerinden bir yıl geçtikten sonra dün istifa etti.

Amiral Alvin Holsey, ekim ayının ortasında Orta ve Güney Amerika'da faaliyet gösteren Amerikan kuvvetlerini denetleyen ABD Güney Komutanlığı'nın başından ayrılma niyetini açıkladı.

Şarku'l Avsat'ın AFP'den aktardığına göre Holsey, teknelere yapılan saldırılar konusunda endişesini dile getirdi, ancak ne kendisi ne de Pentagon erken istifasının nedenini açıklamadı.

Amiral, devir teslim töreninde yaptığı konuşmada, demokrasiye ve insan haklarına inanan ülkeleri desteklemenin önemini vurguladı.

Şöyle dedi: “Her zaman ideallerimizi paylaşan, demokrasi, hukukun üstünlüğü ve insan hakları değerlerimizi paylaşan ortakların yanında olmalıyız.”

Amerika Birleşik Devletleri, uyuşturucu kaçakçılığıyla mücadele çabalarının bir parçası olarak Karayip bölgesine çok sayıda savaş gemisi konuşlandırdı ve geçen eylül ayından bu yana uyuşturucu taşıdığını söylediği teknelere saldırılar düzenleyerek yaklaşık 90 kişiyi öldürdü.

Amerika Birleşik Devletleri "uyuşturucu teröristleriyle" savaş halinde olduğunu iddia ediyor, ancak uzmanlar, bilinen kaçakçıları hedef alsalar bile, teknelere yönelik saldırılarının yargısız infaz teşkil ettiğini savunuyor.

2 Eylül'de gerçekleştirilen ilk saldırı oldukça tartışmalıydı, çünkü ilk saldırıdan sağ kurtulan iki kişi daha sonraki bir baskında öldürüldü.

ABD'nin askeri yığılmasıyla birlikte bölgedeki gerilimler arttı ve Venezuela Devlet Başkanı Nicolás Maduro, Washington'u uyuşturucu ticaretini rejimini devirmek için bahane olarak kullanmakla suçladı.

Alvin Holsey'nin yerine, General Iván Petus geçti.

Donald Trump, geçen ocak ayında Beyaz Saray'a döndüğünden beri, şubat ayında Genelkurmay Başkanı'nı hiçbir açıklama yapmadan görevden alması da dahil olmak üzere, orduda kapsamlı bir yeniden yapılanma gerçekleştirdi.

Demokratlar, yönetimin geleneksel olarak tarafsızlığıyla bilinen orduyu siyasallaştırmaya çalıştığını iddia ediyor.