Evrenin ilk zamanlarındaki Kırmızı Canavarlar bilim insanlarını şoke etti

Bilim insanları, James Webb Uzay Teleskobu görüntülerinde kırmızı görünen devasa galaksilere "Kırmızı Canavarlar" diyor (NASA/CSA/ESA)
Bilim insanları, James Webb Uzay Teleskobu görüntülerinde kırmızı görünen devasa galaksilere "Kırmızı Canavarlar" diyor (NASA/CSA/ESA)
TT

Evrenin ilk zamanlarındaki Kırmızı Canavarlar bilim insanlarını şoke etti

Bilim insanları, James Webb Uzay Teleskobu görüntülerinde kırmızı görünen devasa galaksilere "Kırmızı Canavarlar" diyor (NASA/CSA/ESA)
Bilim insanları, James Webb Uzay Teleskobu görüntülerinde kırmızı görünen devasa galaksilere "Kırmızı Canavarlar" diyor (NASA/CSA/ESA)

James Webb Uzay Teleskobu (JWST), evrenin ilk zamanlarında beklenmedik derecede büyük galaksiler keşfetti. "Kırmızı Canavarlar" denen gökadalar, galaksi oluşumuna dair bilinenlere meydan okuyor.

Gökbilimciler evrenin ilk galaksilerinin karanlık maddeden oluşan büyük haleler içinde ortaya çıktığını düşünüyor. Standart modelde evrenin yüzde 27'sini meydana getirdiği varsayılan karanlık madde, ışıkla etkileşime geçmediği için gözlemlenemeyen bir madde türü.

Karanlık madde halelerinin gazı yakalayarak aralarında kütleçekimsel bağ bulunan yapılara dönüştürdüğü kabul ediliyor.

Ancak NASA'nın Avrupa ve Kanada uzay ajanslarıyla birlikte geliştirdiği JWST'nin son verileri, galaksi oluşumuna dair bu teoriyi sorgulamaya açıyor.

Önde gelen hakemli dergi Nature'da dün (13 Kasım) yayımlanan çalışmayı yürüten ekip, inceledikleri 36 galaksinin mevcut modellerle örtüştüğünü kaydetti. 

Diğer yandan JWST, yaklaşık 13,8 milyar yıl önce gerçekleştiği kabul edilen Büyük Patlama'dan sonraki 1 milyar yıl içinde neredeyse Samanyolu büyüklüğünde üç galaksi saptadı.

Bilim insanları, yüksek seviyede toz içermeleri sonucu görüntülerde kırmızı renge bürünmeleri nedeniyle bu devasa gökadalara "Kırmızı Canavarlar" diyor. 

Galaksilerin yavaş bir süreçle geliştiğini ve Samanyolu kadar büyümesi için milyarlarca yıl geçmesi gerektiğini düşünen bilim insanları bu gözlemler karşısında şoke oldu.

Avustralya'daki Swinburne Teknoloji Üniversitesi'nden Ivo Labbé, bunun "100 kiloluk küçük bir çocuk bulmaya" benzediğini söylüyor. Çalışmanın yazarlarından Labbé, Kızıl Canavarlar'ın galaksi oluşum teorileri hakkında yeni sorular ortaya çıkaracağını düşünüyor:

Mevcut modeller, evrenin çok erken dönemlerinde yıldız oluşumunun nasıl bu kadar yüksek verimle gerçekleşebildiğini açıklamakta yetersiz kalıyor.

Faaliyete geçtiği 2021 Aralık'tan beri evrenin ilk yılları hakkında gökbilimcilerin ufkunu genişleten JWST, gittikçe daha fazla soru işaretine de yol açıyor.

Evrenin bu döneminin sanıldığından daha gelişmiş olduğuna dair gözlemleri, mevcut modelleri sorgulamaya açıyor. 

Galaksi oluşumu teorilerinin gözden geçirilmesi gerekebileceğine işaret eden son bulgulardan biri de Şili'deki Atacama Büyük Milimetre/Milimetre-altı Dizisi (ALMA) gözlemevinden gelmişti. 

Bilim insanları, evren henüz 700 milyon yaşındayken beklenmedik derecede düzenli bir galaksi keşfetmişti.

Gökbilimciler JWST ve ALMA'nın yardımıyla bu döneme dair gizemleri çözmeyi umuyor. Yeni çalışmanın başyazarı Mengyuan Xiao, "Bu galaksileri daha derinlemesine inceledikçe evrenin en erken dönemlerini şekillendiren koşullar hakkında yeni bilgiler sunacaklar" diyerek ekliyor:

Kırmızı Canavarlar, evrenin erken dönemlerine ilişkin araştırmalarımızda yeni bir dönemin sadece başlangıcı.

Independent Türkçe, Phys.org, Mashable, Yahoo News, Nature



Ünlü yönetmen gişe canavarını çekmeyi reddettiğine pişman değil

Senaryosu Tom Hedley tarafından kaleme alınan Flashdance, En İyi Şarkı dalında Oscar kazanmıştı (Paramount Pictures)
Senaryosu Tom Hedley tarafından kaleme alınan Flashdance, En İyi Şarkı dalında Oscar kazanmıştı (Paramount Pictures)
TT

Ünlü yönetmen gişe canavarını çekmeyi reddettiğine pişman değil

Senaryosu Tom Hedley tarafından kaleme alınan Flashdance, En İyi Şarkı dalında Oscar kazanmıştı (Paramount Pictures)
Senaryosu Tom Hedley tarafından kaleme alınan Flashdance, En İyi Şarkı dalında Oscar kazanmıştı (Paramount Pictures)

David Cronenberg, elinden kaçan, daha doğrusu elinin tersiyle tüm gücüyle ittiği bir projeyle ilgili verdiği kararla gurur duyuyor: Flashdance.

Kanadalı sinemacı, bu yıl 29 Kasım'da başlayıp 7 Aralık'a dek sürecek Marakeş Film Festivali'ne katıldı.

Pazar günü festival kapsamında hayranlarının karşısına çıkan ve uzun yıllara yayılan kariyerinden bahseden usta sinemacı, "Yapımcılar Don Simpson ve Jerry Bruckheimer'ın Flashdance'i yönetmek için benim doğru kişi olduğuma tamamen ikna olmalarına şaşırabilirsiniz" diyerek ekledi:

Gerçekten, neden benim çekmem gerektiğini düşündüklerini bilmiyorum ve sonunda 'Hayır' demek zorunda kaldım. Onlara 'Eğer yönetirsem filminizi mahvederim' dedim!

O yıl iki film birden çekti

Flashdance, geceleri bir barda dans eden, gündüzleriyse bir inşaat firmasında kaynakçı olarak çalışan Alex Owens'ın hikayesini anlatıyordu. 

Film, gösterime girdiği yıl olan 1983'ün en çok hasılat elde eden üçüncü yapımı olmuştu. 

1980'lerin Hollywood klasiklerinden biri olarak kabul edilen filmin başrollerini Jennifer Beals ve Michael Nouri paylaşmıştı.

Flashdance'in yönetmen koltuğunda Adrian Lyne otururken, Cronenberg aynı yıl Ölüm Bölgesi (The Dead Zone) ve Videodrome'u çekmişti.

"Kendime Kan Baronu diyordum"

81 yaşındaki üretken sinemacı, "Çalışmalarım korkunç, çökmüş ve ahlaksız olduğu için saldırıya uğradı" derken bir yandan gülümsüyordu: 

Bunların hepsi iyi şeyler.

Şey (The Thing) ve Sinek (The Fly) filmlerinin yönetmeni, "Kendime o zamanlar Kan Baronu diyordum" diye ekledi: 

Ama en azından Kral olduğumu söylemedim, çok mütevazıydım.

Son filmi festivalde izleyiciyle buluştu

Cronenberg'in bilimkurgu türündeki yeni filmi The Shrouds, Cannes'dan sonra Marakeş Film Festivali'nde de izleyicilerle buluştu. 

Bilimkurgu draması, eşinin ölümünden sonra teselli bulamayan tanınmış bir iş insanının, insanların ölen sevdiklerinin mezarlarında çürümesini izlemesini mümkün kılan tartışmalı bir teknoloji icat etmesini konu alıyor.

Independent Türkçe, Variety, AV Club