Amazon yerlileri, sömürgecilikten önce "bahçe şehirlerde" ördek yetiştiriyormuş

Ördekler muhtemelen İspanyol öncesi dönemlerde Amazon Havzası'nda da bu şekilde tutuluyordu (Heiko Prümers/Alman Arkeoloji Enstitüsü)
Ördekler muhtemelen İspanyol öncesi dönemlerde Amazon Havzası'nda da bu şekilde tutuluyordu (Heiko Prümers/Alman Arkeoloji Enstitüsü)
TT

Amazon yerlileri, sömürgecilikten önce "bahçe şehirlerde" ördek yetiştiriyormuş

Ördekler muhtemelen İspanyol öncesi dönemlerde Amazon Havzası'nda da bu şekilde tutuluyordu (Heiko Prümers/Alman Arkeoloji Enstitüsü)
Ördekler muhtemelen İspanyol öncesi dönemlerde Amazon Havzası'nda da bu şekilde tutuluyordu (Heiko Prümers/Alman Arkeoloji Enstitüsü)

Arkeologlar, Bolivya'da kadim Amazon insanlarının çoğunlukla mısır tarımı yaparak ve Amerikan ördeği yetiştirerek geçindiği sömürge öncesi bir "bahçe şehir" olduğuna dair yeni kanıtlara ulaştı.

Pazartesi günü Nature Human Behaviour adlı akademik dergide yayımlanan araştırma, Amazon Havzası'ndaki yerli halkın sömürgeci istiladan önceki yaşamına daha fazla ışık tutuyor.

Çalışmada, Brezilya'daki São Paulo Üniversitesi'nden araştırmacılar, Bolivya'da bulunan yaklaşık 1300 yıllık insan ve hayvan kalıntılarını inceledi.

Amazon bölgesindeki ekin ve hayvanlara insan müdahalesinin, Avrupa tarafından sömürgeleştirilmeden öncesine dayandığını tespit ettiler.

Geçmişteki araştırmalar manyok, kabak, tatlı patates, Hint yer elması ve özellikle mısır gibi ürünlerin Amazon Havzası'nın birçok yerinde İspanyollar tarafından sömürgeleştirilmeden daha önce önem kazandığına dair ipucu vermişti.

Amazon Havzası'na ilişkin bakış açısı giderek değişiyor. Başlangıçta gıda üretimi için elverişsiz kabul edilen bölgenin daha sonra tarih boyunca büyük çaplı insan toplumlarını geçindirdiği düşünüldü, şimdiyse çeşitli ürünlere ve evcilleştirilmiş hayvanlara ev sahipliği yapan "bahçe şehirlerden" biri olduğu tahmin ediliyor.

Ancak şimdiye dek bölgedeki insanlar, hayvanlar ve ekinler arasındaki ilişkiye dair doğrudan kanıtlar eksikti.

Bu durum, özellikle Llanos de Mojos bölgesindeki büyük anıtsal höyükleriyle bilinen Casarabe halkının yaşadığı Bolivya Amazonlarında geçerliydi.

Yeni çalışma, MS 700'le 1400 arasında Llanos de Mojos'ta yaşamış 86 kişiyle (hem erkek hem kadın kalıntıları) memeliler, sürüngenler, kuşlar ve balıklar da dahil olmak üzere 68 hayvanın kemiklerini inceledi.
 

febrgthyju
Salvatierra yerleşiminin tören alanında yapılan kazılarda binlerce hayvan kemiği bulundu (Heiko Prümers/Alman Arkeoloji Enstitüsü)

Bilim insanları, kalıntıları incelenen tüm kişilerde mısırın yaygın bir beslenme öğesi olduğunu ve ekinin en yoğun tüketiminin büyük ihtimalle MS 700'le 800 arasında gerçekleştiğini keşfetti.

Son analiz, örneklemdeki Amerikan ördeklerinin de mısırla beslendiğini ortaya koydu.

Verilerden yola çıkan araştırmacılar, insanların bu hayvanları MS 800 kadar erken bir tarihte bölgede bilinçli bir şekilde beslendiğini ve MS 1100'e gelindiğinde evcilleştirdiğini söylüyor.

Yeni analizde, MS 800'den itibaren mısırın temel besin maddesi özelliğini istikrarlı bir şekilde kaybettiğine dair kanıtlar da var.
 

grbthyjukı
Kemik kalıntılarının yanı sıra kırık salyangoz kabukları, küçük yanık kil topakları ve kömür parçaları da görülüyor (Heiko Prümers/Alman Arkeoloji Enstitüsü)

Bu durum, Casarabe halkının tarım faaliyetlerini çeşitlendirmeye ya da diğer halklarla ticareti artırmaya çalıştığına işaret ediyor olabilir.

Mısır, MS 500'de Casarabe kültürünün ortaya çıkmasından önce de Bolivya Amazonlarında yetiştiriliyordu ama bilim insanları, mısırın insanların temel besin maddesi haline gelerek büyük ihtimalle bu kültürün genişlemesine önemli katkılar sağladığını söylüyor.

Araştırmacılar "Elimizdeki veriler, sömürge öncesi dönemde insanların hayvanları nasıl yönettiğini doğrudan gösteren kanıtlar da dahil olmak üzere Amazon ekosistemleriyle insanların etkileşimlerine dair içgörüler sunarak insanlık tarihini daha iyi anlamamızı sağlıyor" yazdı.
Independent Türkçe



Ateşli silahın zorunlu olduğu şehir: Vahşi Batı'daymış gibi yaşamıyoruz

Ateşli silah yasası, Kennesaw kentinin kültürünün bir parçası (Reuters)
Ateşli silah yasası, Kennesaw kentinin kültürünün bir parçası (Reuters)
TT

Ateşli silahın zorunlu olduğu şehir: Vahşi Batı'daymış gibi yaşamıyoruz

Ateşli silah yasası, Kennesaw kentinin kültürünün bir parçası (Reuters)
Ateşli silah yasası, Kennesaw kentinin kültürünün bir parçası (Reuters)

Son dönemde artan silahlı saldırılarla gündemden düşmeyen ABD'de bir şehir, silah sahibi olmayı zorunlu kılan yasasıyla dikkat çekiyor.

ABD'nin güney eyaletlerinden Georgia'daki Kennesaw kentindeki zorunlu silah yasası 1982'de getirildi. 

Kanuna göre kentin ve sakinlerinin emniyetini sağlamak amacıyla, şehirde ikamet eden her hanehalkı reisinin mühimmatıyla birlikte bir ateşli silah bulundurması gerekiyor. 

Birleşik Krallık'ın kamu yayıncısı BBC'nin konuştuğu Kennesaw Belediye Başkanı Derek Easterling, yasanın güvenliği sağlama amacıyla uygulandığını belirterek şunları söylüyor: 

Bu tabancaları Vahşi Batı'daki gibi belinize takıp dolaşmıyorsunuz. Kapınızı çalıp 'Silahınızı göreyim' demiyoruz.

Ağır suçtan hüküm giymiş kişilerle zihinsel veya fiziksel engelli vatandaşlar yasadan muaf tutuluyor.

Easterling, yürürlüğe girdiği 1982'den beri yasanın ihlali nedeniyle biri hakkında gözaltı ya da hukuki işlem yapılmadığını belirtiyor. Belediye başkanı, "Bu sembolik bir yasa değil. Sadece gösteriş olsun diye çıkarılmadı" diye ekliyor.

Bazıları için "gurur kaynağı" niteliğindeki bu yasa, diğerleri açısından "utanç verici" olarak görülüyor.

Kennesaw Polis Teşkilatı verilerine göre 2023'te hiç cinayet işlenmedi fakat silah kullanılan iki intihar vakası yaşandı.

Kentteki Baptist Kilisesi'nde görevli Blake Weatherby, şiddet olaylarının az yaşanmasının nedeninin silah yasası olmadığını savunuyor: 

Kennesaw'da ateşli silahlarla işlenen suçların az olmasının sebebi silahlar değil, silah sahiplerinin tutumudur.

Illinois eyaletindeki Morton Grove, ateşli silah bulundurmayı yasaklayan ilk ABD kentiydi. Bunun ardından Keensaw'da çıkarılan yasa o dönem de tartışma yaratmıştı. 

Silah dükkanı sahibi James Rabun ise tabancaların koleksiyon parçasına dönüştüğünü söylüyor: 

İnsanlar ateşli silahları kendilerini savunmak için satın alıyor. Fakat birçok kişi onları sanat eseri gibi sergiliyor ya da Bitcoin gibi seviyor.

ABD'nin Wisconsin eyaletinde 16 Aralık'ta gerçekleşen okul saldırısı, ülkede ateşli silahlara yönelik güvenlik politikalarını tekrar gündeme taşımıştı.

Abundant Life adlı Hıristiyan okulunda 15 yaşındaki Natalie Rupnow'un düzenlediği silahlı saldırıda, iki kişi ölmüş, 6 kişi de yaralanmıştı. Rupnow da olay yerinde kendini vurmuştu.

Independent Türkçe, BBC, CNN