Ünlü yönetmen, neden gotik klasik yerine 1922 yapımı filmi uyarladı?

25 yaşındaki Lily-Rose Depp (solda), Nosferatu'da filme adını veren kan emiciyle karanlık bir bağ kuran Ellen Hutter karakterini canlandırıyor (Universal Pictures)
25 yaşındaki Lily-Rose Depp (solda), Nosferatu'da filme adını veren kan emiciyle karanlık bir bağ kuran Ellen Hutter karakterini canlandırıyor (Universal Pictures)
TT

Ünlü yönetmen, neden gotik klasik yerine 1922 yapımı filmi uyarladı?

25 yaşındaki Lily-Rose Depp (solda), Nosferatu'da filme adını veren kan emiciyle karanlık bir bağ kuran Ellen Hutter karakterini canlandırıyor (Universal Pictures)
25 yaşındaki Lily-Rose Depp (solda), Nosferatu'da filme adını veren kan emiciyle karanlık bir bağ kuran Ellen Hutter karakterini canlandırıyor (Universal Pictures)

Robert Eggers, gençliğinde Nosferatu'yu hem lise sahnesinde yönetmiş hem de oyunda rol almıştı. Henüz bir öğrenciyken başlayan uzun yolculuğun ardından ünlü sinemacı, neden Nosferatu'nun kaynak materyalini beyazperdeye uyarlamak yerine filmi yeniden çekmeye karar verdiğini açıkladı.

Bram Stoker'ın 1897 tarihli Drakula (Dracula) romanından uyarlanan 1922 tarihli sessiz film Nosferatu: Bir Dehşet Senfonisi (Nosferatu: A Symphony of Horror) ya da kısaca Nosferatu, bir emlakçının karısına kafayı takan vampir Kont Orlok'u konu alıyor. 

Eggers, Kont Orlok rolünde Bill Skarsgård'ın yer aldığı Nosferatu hikayesini yeniden çeken son yönetmen.

ScreenRant'a konuşan Eggers, Stoker'ın sevilen romanını uyarlamak yerine neden F.W. Murnau'nun Nosferatu'sunu yeniden çekmeyi tercih ettiğini açıkladı. 

41 yaşındaki Eggers, romanı çok sevse de geçtiği Viktorya döneminin etkisini fazla taşıdığını düşündüğünü itiraf etti. 

"Murnau'nun uyarlamasında basit bir peri masalı var"

Yönetmen ayrıca kadın kahramana odaklanarak, anlatılacak çok daha ilgi çekici bir hikaye yarattığını düşünüyor.

Demek istediğim, romanı ne kadar sevsem de Viktorya Dönemi'yle biraz fazla doldurulmuş. Bence Murnau'nun uyarlamasında basit bir peri masalı var. Aslında Stoker'ın romanının özündeki bu basit peri masalının, onu bu kadar uyarlanabilir ve çok yönlü kılan ve geçen yüzyıl boyunca insanlara bu kadar ilham veren şey olduğunu düşünüyorum.

"Murnau'nun filminde gerçekten sevdiğim bir şey de kadın kahramanın başrolde olmasıydı" ifadesini kullanan sinemacı ekledi:

Tüm filmin onun gözünden anlatılmasının daha heyecan verici olacağını düşündüm çünkü duygusal ve psikolojik olarak bir emlakçıyla ilgili bir maceradan daha karmaşık. Ürkütücü bir korku filmi olduğu kadar gotik bir romantizm, bir aşk ve saplantı hikayesi.

Filmin geniş oyuncu kadrosunda ayrıca Lily-Rose Depp ve Nicholas Hoult'un yanı sıra adı sık sık James Bond'la yan yana anılan Aaron Taylor-Johnson ve popüler dizi The Crown'un 28 yaşındaki yıldızı Emma Corrin yer alıyor. 

Eggers daha önce 2015 tarihli Cadı (The Witch) ve 2019 yapımı Deniz Feneri'ni (The Lighthouse) de çekmişti.

Nosferatu, Türkiye'de 3 Ocak 2025'te gösterime girecek.

Independent Türkçe, ScreenRant, Deadline



"Hz. Süleyman'ın madenlerinin" sırrı çözüldü

Dr. Omri Yagel ve ekip arkadaşları, yüzlerce yıllık tesislerden aldıkları örnekleri analiz etti (Tel Aviv Üniversitesi)
Dr. Omri Yagel ve ekip arkadaşları, yüzlerce yıllık tesislerden aldıkları örnekleri analiz etti (Tel Aviv Üniversitesi)
TT

"Hz. Süleyman'ın madenlerinin" sırrı çözüldü

Dr. Omri Yagel ve ekip arkadaşları, yüzlerce yıllık tesislerden aldıkları örnekleri analiz etti (Tel Aviv Üniversitesi)
Dr. Omri Yagel ve ekip arkadaşları, yüzlerce yıllık tesislerden aldıkları örnekleri analiz etti (Tel Aviv Üniversitesi)

Hz. Süleyman'la ilişkilendirilen madenlerin, çevreye neredeyse hiç zarar vermediği tespit edildi. 

Bilim insanları, Sanayi Devrimi öncesi metalurji uygulamalarının doğaya ve insan sağlığına etkisine dair yaklaşık 1990'lardan beri fikir ayrılığı yaşıyor. 

Bazıları Tunç ve Demir çağlarındaki faaliyetlerin küresel çapta yeni kirleticiler ortaya çıkardığını, diğerleri de bunların çevreye çok az zarar verdiğini savunuyor. 

Tel Aviv Üniversitesi'nden araştırmacılar bu tartışmayı noktalamak adına İsrail'deki Timna Vadisi'nde yer alan iki bakır üretim tesisini inceledi. 

Demir Çağı'ndan kalma tesislerden biri, Yahudi İncili ve Eski Ahit'e göre eski İsrail Kralı Süleyman döneminden kalmıştı. Hz. Süleyman aynı zamanda İslam peygamberleri arasında yer alıyor. 

Bu tesis MÖ 10. yüzyılda kullanılırken, diğeri bundan 1500 yıl daha eskiydi. 

Araştırmacılar iki alandan da yüzlerce toprak örneği toplayıp analiz ederek bölgedeki ağır metal yoğunluğunun haritasını çıkardı. 

Çalışmaya liderlik eden Prof. Erez Ben-Yosef, bölgede daha sonra modern madencilik örneklerine rastlanmadığı ve kuru iklim sayesinde topraktaki metaller kaybolmadığı için Timna Vadisi'nin bu tür bir araştırmaya elverişli olduğunu söylüyor. 

Bulguları hakemli dergi Scientific Reports'ta yayımlanan çalışmada iki bakır üretim tesisinin de çevreye minimum düzeyde zarar verdiği kaydedildi. Ayrıca toprak kirliliği metalin işlendiği fırınların yakın çevresiyle sınırlıydı. 

Metalurji sektörünün en büyük kirleticilerinden olan kurşunun örneklerdeki oranı, milyonda 200 parçanın altındaydı. Prof. Ben-Yosef şöyle diyor:

Kıyaslamak gerekirse ABD Çevre Koruma Ajansı, endüstriyel alanlardaki işçiler için milyonda 1200, yerleşim alanlarındaki çocuklar için de milyonda 200 parça seviyesindeki kurşun yoğunluğunu güvenli kabul ediyor.

Ayrıca ağır metallerin, cüruf gibi endüstriyel atıkların içinde muhafaza edildiği ve çevreye sızarak tehlike yaratmadığı bulundu.

Bilim insanları bu tesislerin ne o dönemki ne de bugünkü halklara risk oluşturduğunu söylüyor. 

Bulgular, Sanayi Devrimi öncesi metalurji faaliyetlerinin sanıldığı gibi küresel bir etki yaratmadığını gösteriyor.

Makalenin ortak yazarı Dr. Omri Yagel, "İklim değişikliği gibi, çağımızın ciddi çevresel sorunlarıyla yüzleşen araştırmacılar olarak genellikle geçmişte benzer sorunlar arama eğilimindeyiz ya da çevresel zararın, tarım devriminden bu yana insan faaliyetlerinin kaçınılmaz bir sonucu olduğunu varsayıyoruz" diyerek ekliyor: 

Ancak ihtiyatlı davranmalıyız. Yerdeki birkaç cüruf parçasını 'kirlilik' diye nitelendirsek de bu yerel atıkları, bölgesel veya küresel çevre kirliliğiyle karıştırmamalıyız.

Independent Türkçe, IFLScience, Newsweek, Scientific Reports