Yeni erotik gerilimin yönetmeni, seks sahnelerinin altından nasıl kalktığını anlattı

Yönetmen Halina Reijn, Entertainment Weekly'ye verdiği röportajda, Stanley Kubrick imzalı Gözleri Tamamen Kapalı'nın (Eyes Wide Shut) Babygirl'ü çekerken kendisine ilham verdiğini söylemişti (A24)
Yönetmen Halina Reijn, Entertainment Weekly'ye verdiği röportajda, Stanley Kubrick imzalı Gözleri Tamamen Kapalı'nın (Eyes Wide Shut) Babygirl'ü çekerken kendisine ilham verdiğini söylemişti (A24)
TT

Yeni erotik gerilimin yönetmeni, seks sahnelerinin altından nasıl kalktığını anlattı

Yönetmen Halina Reijn, Entertainment Weekly'ye verdiği röportajda, Stanley Kubrick imzalı Gözleri Tamamen Kapalı'nın (Eyes Wide Shut) Babygirl'ü çekerken kendisine ilham verdiğini söylemişti (A24)
Yönetmen Halina Reijn, Entertainment Weekly'ye verdiği röportajda, Stanley Kubrick imzalı Gözleri Tamamen Kapalı'nın (Eyes Wide Shut) Babygirl'ü çekerken kendisine ilham verdiğini söylemişti (A24)

A24'ün işyerinde geçen yeni erotik gerilimi Babygirl'de Nicole Kidman ve Harris Dickinson, insan kaynaklarının yüzünü kızartacak birkaç hamle yapıyor.

Senarist ve yönetmen Halina Reijn, yakınlık koordinatörü Lizzy Talbot'un varlığının, filmde "çok daha riskli" seks sahnelerinin altından başarıyla kalkmalarını sağladığını açıkladı.

Hollandalı sinemacı, IndieWire'a verdiği röportajda "Çok daha riskli görünen, daha uç seks sahnelerini yakınlık koordinatörleri sayesinde elde edebilirsiniz. 'Hayır, bırakın oyuncular kendileri bulsun' diye düşünmek, cinselliğin ne olduğuna ve ona nasıl yaklaşılacağına dair çok antika bir fikir" diyerek ekledi:

Ben buna gerçekten karşıyım. Ayrıca, 'Hayır, oyuncularım yakınlık koordinatörü istemedi' diyen insanlara da karşıyım. Bunun hiçbir anlamı yok. Bu aynı zamanda bir yönetmen olarak sizin ve herkesin güvenliği için. Ya bir yanlış anlaşılma olursa? Sette böyle bir kişinin olması harika bir şey.

49 yaşındaki yönetmen, sözlerini şöyle sürdürdü:

Ve eğer yeterince yaratıcı ve yetenekli bir yönetmenseniz, bunu başarabilirsiniz. Bana güvenin. Sadece kendi rahatsızlığınıza biraz katlanmanız gerekiyor ve sonra yepyeni bir yaratıcılık ve olasılıklar dünyasını keşfedeceksiniz.

Reijn'in açıklamaları, Altın Palmiye ödüllü Anora'nın yıldızı Mikey Madison'ın, rol arkadaşı Mark Eidelstein'la yakınlık koordinatörü kullanmayı reddettiklerini söylemesinin ardından geldi. 

Babygirl'de Kidman, kendisinden çok daha genç stajyeri Samuel'la ateşli bir ilişkiye başlayarak, hem evliliğini hem de işini tehlikeye atan CEO Romy rolünde.

Kidman, daha önce verdiği bir röportajda, canlandırdığı karakterin varoluşsal krizini anlatan filmdeki seks sahnelerini çekerken, yakınlık koordinatörü ve kapalı setin hayati önem taşıdığını söylemişti.

Babygirl, ABD'de 25 Aralık'ta gösterime girdi. Film, Türkiye'deki izleyicilerle 24 Ocak 2025'te buluşacak. 

Independent Türkçe, Deadline, IndieWire, Entertainment Weekly



Uçaklar için "köpekbalığı derisi" geliştirildi

MicroTau'nun köpekbalığı derisinden esinlenen film kaplaması ABD Hava Kuvvetleri'nin Lockheed Martin C-130J aracına uygulandı (MicroTau)
MicroTau'nun köpekbalığı derisinden esinlenen film kaplaması ABD Hava Kuvvetleri'nin Lockheed Martin C-130J aracına uygulandı (MicroTau)
TT

Uçaklar için "köpekbalığı derisi" geliştirildi

MicroTau'nun köpekbalığı derisinden esinlenen film kaplaması ABD Hava Kuvvetleri'nin Lockheed Martin C-130J aracına uygulandı (MicroTau)
MicroTau'nun köpekbalığı derisinden esinlenen film kaplaması ABD Hava Kuvvetleri'nin Lockheed Martin C-130J aracına uygulandı (MicroTau)

Köpekbalığı derisinden ilhamla uçaklara film kaplama geliştiren Avustralyalı bilim insanları, sürükleme kuvvetini azaltabileceklerini ve havayolu endüstrisinde milyarlarca dolarlık yakıt tasarrufu sağlayabileceklerini iddia ediyor.

Delta Air Lines, Avustralya merkezli havacılık şirketi MicroTau'yla işbirliği yaparak yakıt verimliliğini artırmak üzere uçaklara uygulanabilecek özel bir filmin kullanımını araştırdı.

Avustralya Ulusal İmalat Tesisi'yle (ANFF) birlikte geliştirilen teknoloji, köpekbalıklarının suda sorunsuzca süzülmesini sağlayan, üst üste binmiş binlerce küçük pula sahip derisini taklit ediyor.

Araştırmacılar yapay film kaplamanın da benzer şekilde uçakların türbülansı azaltmasına, uçuş hızını artırmasına ve yakıt maliyetlerini düşürmesine katkı sağladığını söylüyor.

Bir uçağın içinde ilerlediği hava, uçağın yüzeyini ovalayıp direnç yaratan, saç tokası girdabı (hairpin vortex) adlı küçük girdaplar oluşturur.

Yeni film kaplamasının üzerinde, bu girdaplardan daha dar olan ve girdapların uçak yüzeyinin yakınında oluşmasını engelleyen küçük oluklar var.

İşin zor kısmı filmi sürtünmeye dirençli hale getiren bu tür minik olukların olduğu bölümler oluşturmaktı.

Özel lazer üretim teknolojisini kullanan MicroTau, köpekbalığı derisi benzeri deseni hafif bir malzemeyle hızla üretip bunları kendinden yapışkanlı yamalar haline getirerek bu engeli aştı.

Şirket film kaplamanın, mevcut ulaşım araçlarına uyarlanabilen ölçeklenebilir bir çözüm sunarak taşımacılık endüstrilerinin karbon ayak izini en aza indirebileceğini belirtiyor.

Firma bu teknoloji sayesinde ticari havacılık ve nakliye şirketlerinin yakıt maliyetlerinde 34 milyar doların üzerinde tasarruf sağlayabileceğini ve yüzlerce milyon ton civarında karbondioksit emisyonunu azaltabileceğini iddia ediyor.

MicroTau, örneğin filmin Airbus A380 gibi bir uçağa uygulanması halinde, Sidney'den Los Angeles'a uçuş başına 5 bin dolardan fazla yakıt ve 18 tondan fazla karbondioksit emisyonu tasarrufu sağlanabileceğini ifade ediyor.

Şirket, bu rakamın bir uçağın ömrü boyunca milyonları bulabileceğini dile getiriyor.

MicroTau, kaplamayı Lockheed Martin'in devasa C-130J nakliye uçakları ve Boom Supersonic'in şık XB-1 prototipi de dahil bir dizi hava aracında halihazırda test ediyor.

New Scientist'e konuşan Boom Supersonic sözcüsü "Yamalar gözle görülür bir bozulma olmadan bu koşullara rahatlıkla dayandı" diyor.

Delta'nın Sürdürülebilir Gökyüzü Laboratuvarı Direktörü Sangita Sharma ise CBC News'a yaptığı açıklamada şu ifadeleri kullanıyor:

Köpekbalığı derisini taklit eden teknoloji, bu mikro oluklardan yararlanarak yüzeydeki bir tür sürükleme kuvvetini azaltıyor. Yüzeydeki bu sürükleme kuvveti yüzde 4'e varan bir yakıt avantajı sağlayabilir.

Sharma'ya göre havayolu şirketleri bu sayede yılda 15 milyar litre yakıt tasarrufu yapabilir. 

Avustralya merkezli şirket, teknolojinin daha da geliştirilmesiyle havayolu şirketlerinin verimliliği yüzde 10'a kadar artırmasını sağlamayı umuyor.

Independent Türkçe