İzleyiciler Netflix'teki gerçek suç dramasını bir oturuşta bitiriyor

Aynı adlı kurmaca olmayan kitaba dayanan DNA Dedektifi, polis ekiplerinin İsveç'i sarsan çifte cinayeti çözmek için zamana karşı yarışını anlatıyor (Netflix)
Aynı adlı kurmaca olmayan kitaba dayanan DNA Dedektifi, polis ekiplerinin İsveç'i sarsan çifte cinayeti çözmek için zamana karşı yarışını anlatıyor (Netflix)
TT
20

İzleyiciler Netflix'teki gerçek suç dramasını bir oturuşta bitiriyor

Aynı adlı kurmaca olmayan kitaba dayanan DNA Dedektifi, polis ekiplerinin İsveç'i sarsan çifte cinayeti çözmek için zamana karşı yarışını anlatıyor (Netflix)
Aynı adlı kurmaca olmayan kitaba dayanan DNA Dedektifi, polis ekiplerinin İsveç'i sarsan çifte cinayeti çözmek için zamana karşı yarışını anlatıyor (Netflix)

Gerçek suç meraklıları, büyük övgü toplayan İsveç dizisi DNA Dedektifi'nin (The Breakthrough) yayına girmesiyle ekran başına kilitlendi.

Prömiyeri, geçen hafta başında Netflix'te yapılan 4 bölümlük dizi, İsveç'in en kötü şöhretli davalarından birini ele alıyor.

16 yıl boyunca çözülemeyen cinayetler

Dizi, 2004'te güpegündüz işlenen çifte cinayetle sarsılan Linköping'de, yıllar süren soruşturma sırasında katilin izini süren dedektiflerin hikayesini anlatıyor.

Tam 16 yıl boyunca çözülemeyen bu dava, DNA teknolojisi kullanılarak nihayet çözüldüğünde Avrupa'da bir ilke imza atılmıştı.

DNA teknolojisi, dedektifleri 2020'de katile götürmüştü.  

Başrollerini Peter Eggers ve Mattias Nordkvist'in paylaştığı dizinin yönetmenliğini The Bridge'le tanınan Lisa Siwe, senaristliğini ise Oskar Söderlund üstlendi.

56 yaşındaki Siwe, Netflix'e yaptığı açıklamada, "Bu, bir suçla ilgili kurgusal bir drama dizisi olsa da her şeyden önce bir insan trajedisinin tasviri. Odağımızı failden ziyade kurbanlara ve soruşturmaya veriyoruz" diyerek eklemişti: 

Bu, korkunç şeyler yaşandığında yola devam edebilmek için gereken şefkat ve birbirimize gösterdiğimiz özen hakkında bir hikaye.

Prömiyerinden bu yana izleyiciler, DNA Dedektifi'ni yayın devinde en çok izlenenler arasında üst sıralara taşıdı.

"Suç dramalarına farklı bir yaklaşım"

Gerçek suç dramasını izleyenler, görüşlerini paylaşmak üzere sosyal medyaya akın etti.

Bir izleyici diziyi bir oturuşta bitirdiğini söyleyerek ekledi: 

DNA Dedektifi, gerçek bir hikayeye dayanan İsveç yapımı bir mini dizi. Dizide çifte cinayet ve 20 yıl sonra DNA'nın suçu nasıl çözdüğü anlatılıyor. Çok beğendim. Benden tam destek!

Bir başka hayransa dizinin gerçekçi havasına dikkat çekti: 

DNA Dedektifi suç dramalarına farklı bir yaklaşım getiriyor. Aksiyon dolu sekanslara yer vermiyor ve sürprizler sadece şaşırtmak için kullanılmıyor.

Bir izleyici de "Bu, yıllardır gördüğüm en iyi gerçek suç dizilerinden biri" diyerek ekledi:

Abartılı olay örgüleri yok. Sadece gerçek insanlar ve uzun süredir hayatımızda olan bir teknoloji. Sonra bir dönüm noktası yaşanıyor. Tercihen dizi daha uzun olabilirdi ve katilin geçmişi hakkında daha fazla bilgi verebilirdi. Ama yine de iyi. Hem de çok iyi.

Independent Türkçe, Mirror, Daily Mail, Tudum



Ünlü yönetmene 81 milyon dolarlık davadan iyi haber

Fotoğraf: AFP
Fotoğraf: AFP
TT
20

Ünlü yönetmene 81 milyon dolarlık davadan iyi haber

Fotoğraf: AFP
Fotoğraf: AFP

Apple TV+ dizisi Servant için bağımsız bir filmden intihal yapmakla ilişkili dava açılan yönetmen M. Night Shyamalan tüm suçlamalardan aklandı.

Bir federal yargıç Kaliforniya'nın Riverside kentinde 7 gün süren duruşmanın ardından Altıncı His (The Sixth Sense) filminin yapımcısı lehine oybirliğiyle karar verdi.

İtalyan asıllı yönetmen Francesca Gregorini, Shyamalan ve işbirlikçilerinin 2013 yapımı The Truth About Emanuel adlı filminden anlatı unsurlarını aldıklarını iddia ederek 81 milyon dolara kadar tazminat talep etmişti.

Film, bir oyuncak bebeğe kendi çocuğuymuş gibi davranan bir kadınla bu yanılsamayı sürdüren bir dadının öyküsünü anlatıyordu.

Variety'nin haberine göre Shyamalan, kendisinin ve Servant'ın diğer yaratıcılarının dava öncesinde Gregorini'nin filmini hiç görmediğini ya da duymadığını ifade ederek durumu "tamamen, yüzde 100 yanlış anlaşılma" diye niteledi.

Oscar ödüllü sinemacı Shyamalan, Altıncı His ve Ölümsüz (Unbreakable) gibi klasikleriyle tanınıyor. Filmlerinin toplamda olarak 3,3 milyar doların üzerinde hasılat yaptığı söyleniyor.

Shyamalan mahkemede "Bu suçlama, yaptığım ve temsil etmeye çalıştığım her şeyin tam tersi" dedi.

Buna asla izin vermezdim. Birlikte çalıştığım insanların hiçbiri böyle bir şey yapmaz.

Gregorini, Servant'ta bir dadının oyuncak bebeğe gerçek bir çocuk gibi davrandığı ve bayıldığı sahnelerin kendi filminden alındığını iddia etti.

Shyamalan, bir karakterin bayılma sahnesinin telif hakkı için yeterince orijinal olmadığını savundu. "Hepimiz bunu yüzlerce kez gördük" dedi.

Hitchcock bunu Rebecca'da, Notorious'ta, belki de Saboteur'de yaptı. Bu sadece kimsenin sahip olmadığı bir şey.

Shyamalan'ın avukatları da projeler arasındaki pek çok farka dikkat çekerek, Servant'ın doğaüstü bir gerilim, The Truth About Emanuel'in ise bir ergenlik draması olduğunu belirtti. Duruşmanın başında jüriye dizinin ilk üç bölümünün yanı sıra film de gösterildi.

Jessica Biel ve Kaya Scodelario'nun başrollerini paylaştığı The Truth About Emanuel, ilk gösterimini Sundance Film Festivali'nde yapmıştı. Los Angeles'ta sadece 226 dolar ve Philadelphia'da bir izleyiciden 9 dolar hasılat elde ederek pek başarılı olamamıştı.

Shyamalan'ın avukatı Brittany Amadi duruşma başladığında mahkemeye "Gregorini burada bir talih kuşu arıyor" dedi.

Yapmadığı bir iş için 81 milyon dolar istiyor. Gerçek şu ki, Servant'ın yaratıcıları Gregorini'ye hiçbir şey borçlu değil.

Independent Türkçe