BBC araştırması: Batarya ömrünü uzattığı söylenen ipucu gerçekten işe yarıyor mu?

Fotoğraf: Unsplash
Fotoğraf: Unsplash
TT

BBC araştırması: Batarya ömrünü uzattığı söylenen ipucu gerçekten işe yarıyor mu?

Fotoğraf: Unsplash
Fotoğraf: Unsplash

Cihazlardaki batarya tasarrufu için en popüler ipuçlarından biri olan karanlık mod, aslında batarya tasarrufu sağlamıyor olabilir.

Pek çok farklı uygulama, inernet sitesi ve cihaz son yıllarda renklerin yerini değiştirerek beyaz üstüne koyu metin yerine, koyu bir arka plan üzerinde beyaz metin olmasını sağlayan karanlık modu kullanıma sunuyor.

Bu mod kısmen estetiği ama aynı zamanda da cihazın ekranda daha az ışık kullanmasını gerektirerek batarya tasarrufu sağlaması gibi çeşitli şekillerde pazarlanıyor. Karanlık modu kullanmak genellikle güç kullanımını azaltarak cihazın batarya süresini uzatmanın basit bir yolu olarak tanıtılıyor.

Ancak BBC'nin yeni araştırması, kullanıcıların bunun yerine daha karanlık ekranı dengelemek için cihazlarının parlaklığını artırma eğiliminde olduğuna, bu enerji tasarruflarını boşa çıkardığına ve aslında muhtemelen daha fazla batarya kullandığına işaret ediyor.

BBC araştırmacıları çalışmadaki katılımcılara BBC Sounds internet sitesini hem karanlık hem de aydınlık modda göstererek onlardan rahat edene kadar parlaklığı artırmasını istedi. Kullanıcıların yüzde 80'inin karanlık mod versiyonunda parlaklığı kayda değer derecede daha fazla artırdığını tespit ettiler.

Araştırmacılar bunun, iklim üzerindeki yüklerini azaltmak ya da sadece bataryalarının daha uzun süre çalışmasını sağlamak isteyenler için yapılacak bir şey olmadığı anlamına gelmediği uyarısında bulunuyor. Örneğin parlaklığı düşük tutmak hâlâ daha az enerji kullanılmasını sağlıyor.

Bulguların açıklandığı makalede, çalışmanın daha geleneksel LCD ekran kullanılarak yapıldığı da belirtiliyor. Karanlık modun son zamanlardaki popülaritesinin bir kısmı, siyah tonları daha az enerji kullanarak gösterebilen OLED ekranların ortaya çıkıp geniş çapta benimsenmesinden geliyor.

Independent Türkçe 



Narsisistlerin dışlanma hissini daha fazla yaşadığı bulundu

Gizli narsisistler kendilerine acıyarak durumlarını gizlerken büyüklenmeci narsisistler kendilerini çok önemli gördüklerini açığa vuruyor (Pixabay)
Gizli narsisistler kendilerine acıyarak durumlarını gizlerken büyüklenmeci narsisistler kendilerini çok önemli gördüklerini açığa vuruyor (Pixabay)
TT

Narsisistlerin dışlanma hissini daha fazla yaşadığı bulundu

Gizli narsisistler kendilerine acıyarak durumlarını gizlerken büyüklenmeci narsisistler kendilerini çok önemli gördüklerini açığa vuruyor (Pixabay)
Gizli narsisistler kendilerine acıyarak durumlarını gizlerken büyüklenmeci narsisistler kendilerini çok önemli gördüklerini açığa vuruyor (Pixabay)

Journal of Personality and Social Psychology adlı bilimsel dergide yeni yayımlanan bir makale, narsisistik kişilik özelliklerine sahip kişilerin kolay kolay kaçamadığı ve gittikçe daha fazla dibe battığı döngüyü detaylandırdı. 

Kendi benliğine daha fazla bağlanan kişilerin, sosyal ortamlardaki işaretleri daha negatif görme ihtimalinin daha fazla olduğu belirtildi. 

Narsisistlerin gösterdiği baskın kişilik özelliklerinin de dışlanma ihtimallerini artırdığına işaret edildi. 

Bu iki durumun birleşmesiyle birlikte narsisistik özelliklerin zamanla daha da şiddetlendiği ve kendi kendini yenileyen bir döngünün devreye girdiği vurgulandı. 

İsviçre'deki Basel Üniversitesi'nden Christiane Büttner, başyazarı olduğu makale hakkında konuşurken araştırmalarının kişilik özelliklerinin günlük yaşamı nasıl etkilediğine ışık tuttuğunu söylüyor:

Pek çok kişi, narsisizmi kibir ve kendini bazı şeylere layık görme üzerinden değerlendiriyor ama bizim araştırmamız sosyalleşmeden kaynaklanan acıları narsisistlerin de sıklıkla yaşadığını gösteriyor.

ABD, Almanya, Britanya, İsviçre ve Yeni Zelanda'da yaşayan onbinlerce kişinin dahil edildiği büyük ölçekli anketler ve deneylere dayandırılan çalışmada, sosyal dışlamadan en çok kimin, niye muzdarip olduğu ele alındı. 

Sosyal ortamların dominasyonu için etraftaki işaretlere daha çok dikkat eden büyüklenmeci narsisistlerin daha fazla dışlanma hissini yaşadığı bulundu.

Doğrulanmayan diğer ihtimalse kendilerini üstün gören bu kişilerin kötü davranışları hissetmeyeceğiydi. 

Ancak daha da ilginci, narsisistlerin gerçekten dışlanmaları oldu.

Büttner, bulgularına göre "dışlanma ve narsisistik özelliklerin zamanla birbirini beslediğini" aktarıyor.

Birleşik Krallık'taki Surrey Üniversitesi'nde sosyal psikoloji dersleri veren Erica Hepper, dahil olmadığı araştırmanın önceki bulguları desteklediğini söylüyor:

Narsisistlerin daha bencil ve empati yoksunu olduğunu ve zamanla daha az sevildiğini, ilişkilerinde sorun yarattığını halihazırda biliyoruz. Narsisistler kanıt olmasa da diğerlerinin kendilerine zarar vereceğini düşünebilir. Bizim araştırmalarımız, bunun narsisistlerin büyüklenmeci ama aynı zamanda kırılgan benliklerini durmadan savunma ihtiyacı duymasından kaynaklandığını öne sürüyor. Her zaman egolarına yönelik tehditleri ararlar ki bunları kolaylıkla savuşturabilsinler.

Büttner, son araştırmanın kısıtlamalarını da saydı. Katılımcıların kendi dışlanma anlatılarına dayanan ve patolojik ölçüde narsisist olanları dahil etmeyen çalışmanın ıskaladığı şeyler bulunabileceğini belirtti. 

Konuyla ilgili bundan sonra yapılacak araştırmaların iş yerleri ve sosyal medya gibi geniş gruplardaki çatışmaların yönetimi ve dışlanmanın kötü sonuçlarını azaltma konusunda etkili olabileceğini sözlerine ekledi. 

Independent Türkçe, Washington Post, CNN