Yıldız oyuncu 20 yıl önce reddettiği rolün pişmanlığını aşamıyor

Gazetecilik alanında kariyer yapmak isteyen Andy'nin Runway adlı moda dergisinde çalışmaya başlamasını anlatan Şeytan Marka Giyer, 35 milyon dolarlık bütçeyle çekilmişti (20th Century Studios)
Gazetecilik alanında kariyer yapmak isteyen Andy'nin Runway adlı moda dergisinde çalışmaya başlamasını anlatan Şeytan Marka Giyer, 35 milyon dolarlık bütçeyle çekilmişti (20th Century Studios)
TT

Yıldız oyuncu 20 yıl önce reddettiği rolün pişmanlığını aşamıyor

Gazetecilik alanında kariyer yapmak isteyen Andy'nin Runway adlı moda dergisinde çalışmaya başlamasını anlatan Şeytan Marka Giyer, 35 milyon dolarlık bütçeyle çekilmişti (20th Century Studios)
Gazetecilik alanında kariyer yapmak isteyen Andy'nin Runway adlı moda dergisinde çalışmaya başlamasını anlatan Şeytan Marka Giyer, 35 milyon dolarlık bütçeyle çekilmişti (20th Century Studios)

Kate Hudson, Şeytan Marka Giyer'deki (The Devil Wears Prada) rolü geri çevirdiği için hâlâ pişmanlık duyuyor.

Başlangıçta Anne Hathaway'in canlandırdığı başrol Andy Sachs için düşünülen oyuncu, Capital FM'e verdiği röportajda, programını ayarlamayı başaramadığına üzüldüğünü söyledi. 2006 yapımı filmde Hathaway'in yanı sıra Meryl Streep, Emily Blunt ve Stanley Tucci rol alıyordu.

"Bu gerçekten kötü bir karardı. Tamamen zamanlama meselesiydi. O dönem yapamıyordum ama bir şekilde bunu mümkün kılmalıydım ve yapmadım" diyen Hudson, filmi izlediğinde pişmanlık duyduğunu ekledi. Ancak her şeyin bir sebebi olduğunu belirterek, "Bu, gerçekten de 'O fırsatı değerlendirmeliydim' dediğim anlardan biri" ifadelerini kullandı.

David Frankel'in yönettiği Şeytan Marka Giyer, Lauren Weisberger'in aynı adlı romanından uyarlanmıştı. 

Film, New York'a taşınıp kentin en büyük moda dergilerinden birinin huysuz ve acımasız genel yayın yönetmeni Miranda Priestly'nin asistanı olarak çalışmaya başlayan gazeteci adayı Andy'nin hikayesini anlatıyor.

"Fırsatı kaçırıyorsunuz"

Hudson, sözlerine şu şekilde devam etti: 

Bazen her şey birbiriyle çakışıyor. İnsanlar farklı zamanlarda çekim yapıyor. Bu rollerden vazgeçme sebebiniz onları istememeniz olmuyor, başka bir projede yer alıyorsunuz ve fırsatı kaçırıyorsunuz. Bu da can sıkıcı oluyor.

Şeytan Marka Giyer çekilirken ve vizyona girdiği dönemde Hudson, başka birçok proje üzerinde çalışıyordu. Bunlar arasında Bir Erkek 10 Günde Nasıl Kaybedilir? (How to Lose a Guy in 10 Days), İskelet Anahtar (The Skeleton Key), Sen, Ben ve Dupree (You, Me and Dupree), Altın Şans (Fool's Gold) ve Arkadaşımın Aşkı (My Best Friend's Girl) yer alıyordu. Ayrıca 2009'da Anne Hathaway'le Gelinlerin Savaşı'nda (Bride Wars) rol almıştı.

Şeytan Marka Giyer, dünya çapında 326 milyon dolardan fazla gişe hasılatı elde etmiş ve iki Oscar adaylığı kazanmıştı. Filmin devamı Disney tarafından geliştirilirken Aline Brosh McKenna yeni senaryo üzerinde çalışıyor.

Independent Türkçe, Hollywood Reporter, Capital FM, Buzzfeed



Suda kalan parmakların hep aynı şekilde buruştuğu bulundu

Parmakların suda kalınca buruşmasının nedeni damarların sıkışması (Binghamton Üniversitesi)
Parmakların suda kalınca buruşmasının nedeni damarların sıkışması (Binghamton Üniversitesi)
TT

Suda kalan parmakların hep aynı şekilde buruştuğu bulundu

Parmakların suda kalınca buruşmasının nedeni damarların sıkışması (Binghamton Üniversitesi)
Parmakların suda kalınca buruşmasının nedeni damarların sıkışması (Binghamton Üniversitesi)

Suda uzun süre kalınca parmaklarda oluşan buruşmanın hep aynı desene sahip olduğu tespit edildi. 

Banyo yapınca veya bir süre yüzünce el ve ayak parmakları buruşmaya başlıyor. Bunun nedeni ilk başta parmakların suyla dolması gibi gelebilir ancak durum öyle değil.

Koldan ele doğru uzanan medyan sinirinde hasar olan kişilerin parmaklarının buruşmadığını 1935'te fark eden bilim insanları, sürecin sinir sistemiyle alakalı olduğu sonucuna varmıştı. 

Uzmanlar derinin altındaki damarların büzüşmesi sonucu parmaklardaki kırışıklıkların oluştuğunu söylüyor.

Binghamton Üniversitesi'nden Guy German, 2023'te The Conversation'da kaleme aldığı yazıda "El ve ayaklar birkaç dakikadan daha uzun süre suyla temas ettiğinde, ciltteki ter kanalları açılarak suyun cilt dokusuna akmasına izin verir. Eklenen bu su, cildin içindeki tuz oranını azaltır. Sinir lifleri beyne daha düşük tuz seviyeleri hakkında bir mesaj gönderir ve otonom sinir sistemi kan damarlarını daraltarak yanıt verir" diye süreci açıklamıştı.

Yazısının ardından çeşitli yorum ve sorularla karşılaşan German'a bir öğrenci "Peki kırışıklıklar hep aynı şekilde mi oluşuyor" diye sormuş. German ve ekip arkadaşları bunu yanıtlamak adına bir deney yürüttü. 

Bulguları hakemli dergi Journal of the Mechanical Behavior of Biomedical Materials'ta yayımlanan çalışmada bir grup katılımcının elleri 30 dakika boyunca suda tutuldu ve ardından fotoğrafları çekildi.

24 saat sonra aynı işlemi tekrarlayan araştırmacılar görüntüleri karşılaştırınca parmaklarda aynı desenlerin oluştuğunu gördü. 

German "Kan damarları pozisyonlarını çok fazla değiştirmez. Biraz hareket ederler ancak diğer kan damarlarına göre son derece sabittirler" diyerek ekliyor: 

Bu da kırışıklıkların aynı şekilde oluşması gerektiği anlamına geliyor ve biz de öyle olduğunu kanıtladık.

Araştırmacılar yeni çalışmanın adli tıpa katkı sağlayabileceğini ve uzun süre suda kalan cesetlerin kimliğini tespit etmede kullanılabileceğini düşünüyor.

German ayrıca derinin suda kalmasıyla ilgili daha fazla soruya cevap aramayı umduğunu da belirtiyor.

Independent Türkçe, IFLScience, Popular Science, Conversation, Journal of the Mechanical Behavior of Biomedical Materials