Mutasyona uğraşmış Bambi'li korku filmi sosyal medyayı salladı

Mutasyona uğraşmış Bambi'li korku filmi sosyal medyayı salladı
TT

Mutasyona uğraşmış Bambi'li korku filmi sosyal medyayı salladı

Mutasyona uğraşmış Bambi'li korku filmi sosyal medyayı salladı

Bu yıl gösterime girecek bağımsız korku filmi Bambi: The Reckoning'in yeni fragmanı sosyal medyada kullanıcıları ürküttü.

Felix Salten'in 1923'te yazdığı ve 1942'de Disney klasiği Bambi olarak uyarlanan erginlik çağı romanı Bambi, a Life in the Woods'un (Bambi, Ormanda Bir Yaşam) çarpık yeni yorumu Jagged Edge Productions tarafından çekildi.

Londra merkezli prodüksiyon şirketi 2023 yapımı seri katil filmi Winnie The Pooh: Kan ve Bal (Winnie-the-Pooh: Blood and Honey), devam filmi Winnie the Pooh: Kan ve Bal 2 (Winnie-The-Pooh: Blood And Honey 2) ve bu yılki Peter Pan’s Neverland Nightmare'in de arkasında. 

Kamu malı haline gelmiş çocuk klasiklerinin tanınmış karakterlerini korku ögeleri haline getiren filmlerin "Çarpık Çocukluk Evreni" ya da "Poohniverse"te olduğu söyleniyor.

Bambi: The Reckoning'in resmi özetinde şöyle deniyor: 

Bir anne ve oğlu araba kazası geçirdikten sonra, annesinin ölümünün intikamını almak için ölümcül saldırıya geçen, mutasyona uğramış yaslı geyik Bambi tarafından avlanmaya başlarlar.

Sosyal medyada bazı kullanıcılar aşırı saldırgan Bambi'nin intikam almak için vahşileşmesi fikrini memnuniyetle karşıladı ve X'e şöyle yazdı:

Hayvanları avcılara karşı silahlandırın! EVET!

Bir diğeriyse şöyle dedi:

İşte bu! Sabırsızlanıyorum! Eşim ve ben bunlara bayılıyoruz! Winnie the Pooh'nun ikisine ve Mickey Mouse'ın Tuzağı'na (The Mouse Trap) sahibiz! Çarpık Çocukluk Evreni, Disney hepsini sterilize edip romantikleştirmeden önce Grimm kardeşlerin tüm eserlerinin gerçek versiyonlarını görmek gibi. Onu da kapmak için Peter Pan'in Vudu'da çıkmasını bekliyorum!

Rakip bir Kanadalı bağımsız korku stüdyosu tarafından çekilen Mickey Mouse'ın Tuzağı, Mickey Mouse'ın halka ilk kez tanıtıldığı Disney kısa filmi Steamboat Willie'ye benzer bir korku sömürüsü uyguluyor.

Birçok kişi Bambi: The Reckoning'in fragmanını överken, bir kullanıcı şunları yazdı:

Ürpertici orman ve sisin olduğu bu fragman cidden korkutucu, tüylerimi ürpertiyor! Gergin hava o kadar yoğun ki, bu yaz sinemada izledikten sonra uyuyamayacağım diye şimdiden endişeleniyorum!

Bambi: The Reckoning fragmanının altında bir hayran şu yorumu yaptı:

Sabırsızlanıyorum. Peter Pan's Neverland Nightmare'in Kan ve Bal'dan ne kadar farklı olduğunu gördükten sonra, Bambi'nin gittiği yönü görmek için gerçekten heyecanlıyım. Bu filmlerin kesinlikle bağımlısıyım.

Ancak, tüm sosyal medya kullanıcıları bu kadar hevesli değildi ve bazıları eski IP'nin kullanılmasının orijinal olmadığını savunuyordu.

Bir kullanıcı X'e şunları yazdı:

Dürüst olmak gerekirse sevilen karakterleri korku filmlerine taşıma takıntısı biraz can sıkıcı. Hile olmadan düzgün bir korku filmi yapın yeter.

Bir başkası şöyle sordu:

Gerçekten de Bambi'nin korku filmi olduğu bir zaman diliminde yaşıyoruz. Sırada ne var, Sindirella seri katil filmi mi?

Üçüncü bir kişiyse basitçe şu soruyu sordu:

'Poohniverse' de neyin nesi?

Independent Türkçe



Akıllı telefonlardaki sistem, ayda 300 deprem tespit etti

Fotoğraf: Unsplash
Fotoğraf: Unsplash
TT

Akıllı telefonlardaki sistem, ayda 300 deprem tespit etti

Fotoğraf: Unsplash
Fotoğraf: Unsplash

Bilim insanları, Android akıllı telefonları gerçek zamanlı deprem dedektörlerine dönüştüren yeni bir sistem geliştirerek büyük bir sarsıntıdan önce halkı daha hızlı uyarma potansiyeline sahip bir yol buldu.

Google, ABD Jeoloji Araştırmaları Kurumu (US Geological Survey/USGS) ve diğer araştırmacıların geliştirdiği sistem, milyonlarca telefondan alınan verileri kullanarak bir depremden kaynaklanan en erken sarsıntı sinyallerini tespit ediyor.

Bir cihaz kümesi aynı yer hareketini kaydettiğinde, sistem bunu işaretleyerek yakın bölgelerdeki diğer cihazlara uyarı gönderiyor.

Science'ta yayımlanan çalışma, ağın ayda 300'den fazla deprem tespit ettiğini ortaya koydu. Uyarıların gönderildiği bölgelerde, daha sonra depremi hissettiğini bildiren kişilerin yüzde 85'i uyarıyı aldığını söyledi. Yüzde 36'sı sarsıntı başlamadan önce, yüzde 28'i sarsıntı sırasında ve yüzde 23'ü de sarsıntıdan sonra uyarı almış.

Çalışmada sistemin, geleneksel sismik sensörlerin yerini almasa da yoğun bilimsel ağlara sahip olmayan bölgelerde ölçeklenebilir, düşük maliyetli bir erken uyarı aracı sunabileceği belirtiliyor. Yazarlar bunun özellikle akıllı telefonların yaygın ancak sismometrelerin nadir bulunduğu, gelişmekte olan ülkeler için umut vaat ettiğini söylüyor.

Google yaptığı açıklamada, sistemin insanlara "uyarı vererek sarsıntı başlamadan önce birkaç değerli saniye" kazandırabileceğini ifade ediyor.

Bu saniyeler bir merdivenden inmek, tehlikeli nesnelerden uzaklaşmak ve korunmak için yeterli zamanı sağlayabilir.

Uyarılar, deprem sırasında daha yıkıcı olan S dalgalarından önce gelen ve hızlı hareket eden P dalgalarının saptanmasına dayanıyor. Yeterli sayıda telefon P-dalgalarını tespit ederse sistem, sarsıntıyı hissetmesine belki de birkaç saniye kalan kullanıcılara uyarılar gönderiyor. Bu saniyeler korunmak, bir ameliyatı durdurmak ya da kritik altyapıyı duraklatmak için yeterli olabilir.

2020'de çıkmaya başlayan Android Deprem Uyarı Sistemi halihazırda Birleşik Devletler, Japonya, Yunanistan, Türkiye ve Endonezya gibi çeşitli ülkelerde kullanılıyor. Doğrudan Android işletim sistemine yerleştirilen teknoloji, kullanıcıların ayrı bir uygulama indirmesini gerektirmiyor.

cdfgthy
Harita, Android'in deprem uyarı sisteminin aktif olduğu ülkeleri (açık yeşil) gösteriyor. Kırmızı ve sarı sırasıyla güçlü (MMI 5+) ve hafif (MMI 3-4) sarsıntıların yaşandığı alanlar. Gri noktalar uyarı verilmeyen algılamaları gösteriyor. Kaliforniya, Oregon ve Washington'daki uyarılar (koyu yeşil) ShakeAlert'ten geliyor (Google)

Araştırmacılar doğruluk oranı bilimsel sensörler kadar yüksek olmasa da akıllı telefonlardan gelen uyarıların en çok işe yaradığı yerlerin, telefon yoğunluğu ve güvenilir veri bağlantıları yüksek seviyedeki kentsel alanlar olduğunu tespit etti. 

Çalışma, MyShake uygulaması gibi daha önceki kitle kaynaklı deprem uygulamalarının üzerine inşa edilse de milyonlarca cihaza gömülü olması sisteme fayda sağlıyor.

Yazarlar, "Kitle kaynaklı sistemlerin giderek daha önemli hale geleceğine inanıyoruz" ifadelerini kullanıyor. 

Geleneksel sensörleri kişisel cihazlardan gelen verilerle birleştirerek daha dayanıklı, kapsayıcı erken uyarı sistemleri oluşturmak mümkün.

Independent Türkçe