Gerçek olaylardan esinlenen film, Netflix izleyicilerini ekrana kilitledi

32 yaşındaki Britanyalı oyuncu John Boyega, 2016'da BAFTA Yükselen Yıldız ödülüne layık görülmüştü (Netflix)
32 yaşındaki Britanyalı oyuncu John Boyega, 2016'da BAFTA Yükselen Yıldız ödülüne layık görülmüştü (Netflix)
TT

Gerçek olaylardan esinlenen film, Netflix izleyicilerini ekrana kilitledi

32 yaşındaki Britanyalı oyuncu John Boyega, 2016'da BAFTA Yükselen Yıldız ödülüne layık görülmüştü (Netflix)
32 yaşındaki Britanyalı oyuncu John Boyega, 2016'da BAFTA Yükselen Yıldız ödülüne layık görülmüştü (Netflix)

Netflix izleyicileri John Boyega'nın başrolünde yer aldığı, "yürek burkan" gerilim filmine adeta kapılmış durumda. Oyuncunun performansı, ona "genç Denzel Washington" yakıştırmalarının yapılmasını sağladı.

Yönetmenliğini kısa filmleriyle tanınan Abi Damaris Corbin'in üstlendiği Kopuş (Breaking), Netflix'te yayına girer girmez izleyicilerin dikkatini çekti. İlk olarak 2022'de gösterime giren yapım, gerçek bir olayı konu alan bir makaleden uyarlanmış.

Al Pacino'nun meşhur filmine benzetildi

John Boyega, Kopuş'ta Brian Easley adlı bir karakteri canlandırıyor. 33 yaşında, Kuveyt ve Irak'ta görev yapmış bir ABD Deniz Piyadesi olan Easley, 2005'te onurlu bir şekilde ordudan ayrılıyor. Ancak Gazi İşleri Bakanlığı'ndan beklediği desteği alamayınca mali açıdan büyük bir çıkmaza giriyor ve kızının geleceği için umutsuzluğa kapılıyor. 

Radikal bir plan yaparak mağduriyetini duyurmak için harekete geçen Easley, bir bankadaki çalışanları rehin alarak kendisine ait olduğunu düşündüğü parayı talep ediyor. Bu durum, onu polisle karşı karşıya getiren gerilim dolu bir sürece sürüklüyor.

Filmin oyuncu kadrosunda ayrıca Michael Kenneth Williams ve Denzel Washington'ın yetenekli kızı Olivia Washington da yer alıyor. İzleyiciler, Boyega'nın etkileyici oyunculuğunu, özellikle Olivia'nın Oscarlı babasıyla kıyaslıyor.

Al Pacino'nun Sidney Lumet imzalı meşhur filmi Köpeklerin Günü'ne (Dog Day Afternoon) benzetilen yapımda, John Boyega'nın performansı izleyicileri adeta büyülemiş durumda. Özellikle canlandırdığı karakterin gerçek bir kişiden esinlenilmiş olması bu etkiyi daha da artırıyor.

"Oyunculuk muazzam"

Bir izleyici sosyal medyada övgüsünü şu sözlerle dile getirdi:

Bu filmi baştan sonra çok beğendim. Oyunculuk muazzam. Karşılaştırma yapmayı pek sevmem ama John Boyega'nın oyunculuğu Denzel Washington'ı anımsatıyor, bu da yeteneğinin ne kadar derin olduğunu gösteriyor. Gerçek bir hikayeye dayanan film, trajedinin hepimizin hayatına ne kadar yakın olabileceğini yürek burkan bir şekilde gözler önüne seriyor. Kesinlikle izlemeye değer.

Bir başka hayran, bu benzetmeyi destekleyerek şunları yazdı:

John Boyega, Denzel Washington'ın gençliğini hatırlattı. Bu rolü Oscar seviyesinde bir performansla canlandırmış.

Bir diğer izleyici ise duygusal tepkisini şu sözlerle ifade etti:

Sanırım film boyunca ağladım, gerçekten yürek parçalayıcı. Karakterlerin yaşadığı duygusal çöküşü izlemek başlı başına etkileyiciydi, özellikle de Lance karakteri açısından. Yüzde 100 izlenmeli.

Bir başka Netflix abonesi, "Uzun zamandır Netflix'te gezinmemiştim ama John Boyega'nın oynadığı Kopuş, şimdiye kadar gayet iyi gidiyor" diye yazarken, bir diğeri de "John Boyega’nın Kopuş'taki performansı üst düzeydi" diyerek ekledi.

Independent Türkçe, Mirror, Daily Mirror



Çevreye zarar vermeden tüketilebilecek et miktarı açıklandı

ABD'nin Virginia eyaletindeki McLean kentinde bir süpermarkette indirime giren sığır etleri (AFP)
ABD'nin Virginia eyaletindeki McLean kentinde bir süpermarkette indirime giren sığır etleri (AFP)
TT

Çevreye zarar vermeden tüketilebilecek et miktarı açıklandı

ABD'nin Virginia eyaletindeki McLean kentinde bir süpermarkette indirime giren sığır etleri (AFP)
ABD'nin Virginia eyaletindeki McLean kentinde bir süpermarkette indirime giren sığır etleri (AFP)

Yeni araştırmaya göre, haftada iki tavuk göğsü filetosundan daha azına denk gelen et tüketimi gezegen için sürdürülebilir kabul edilebiliyor.

Hayvancılığın küresel sera gazı emisyonlarının yaklaşık yüzde 15'inden sorumlu olduğu tahmin edildiğinden, araştırmacılar yıllardır protein ihtiyacını karşılamak için et tüketiminin azaltılıp baklagil alımının artırılması çağrısında bulunuyor.

İnsanları, etin haftada bir kereden daha az yendiği bitki temelli "fleksitaryen" bir diyet benimsemeye çağırıyorlar.

Ancak haftada tam olarak ne kadar et tüketilmesinin tavsiye edildiği belirsizliğini koruyor. Danimarka Teknik Üniversitesi'nden sürdürülebilir kalkınma uzmanı Caroline Gebara, "Artık çoğu kişi hem çevrenin korunması hem de sağlıkla ilgili nedenlerle daha az et yememiz gerektiğinin farkında. Ancak 'daha az'ın ne kadar olduğunu ve büyük resimde gerçekten fark yaratıp yaratmadığını anlamak zor" diyor

Nature Food adlı akademik dergide yayımlanan bu son çalışma, bu miktarı haftada yaklaşık 255 gram olarak belirledi.

Dr. Gebara, "Süpermarketteyken gözünüzde canlandırabileceğiniz ve düşünebileceğiniz somut bir rakam hesapladık, haftada 255 gram kümes hayvanı veya domuz eti" dedi.

Bu, yaklaşık iki tavuk göğsü filetosuna eşdeğer ve bir kişinin gezegene zarar vermeden haftada tüketebileceği et sınırı.

Bu rakam sadece kümes hayvanları ve domuz eti için geçerli. Çalışma, "mütevazı bir sığır eti tüketiminin" bile gezegenin kaldırabileceği sınırı aştığı uyarısını yapıyor.

Dr. Gebara, "Hesaplamalarımız, bir kişinin diyetindeki mütevazı miktarda kırmızı etin bile, çalışmada incelediğimiz çevresel faktörlere dayanarak gezegenin kaynakları yeniden üretebileceği miktarla uyumsuz olduğunu gösteriyor" dedi.

Ancak et içeren diyetler de dahil hem sağlıklı hem de sürdürülebilir olan pek çok başka beslenme şekli var.

Çalışma, sürdürülebilir gıda tercihlerini desteklemek için daha iyi siyasi rehberlik ve kamusal çerçeveler oluşturulması çağrısında bulunuyor.

Araştırma, karbondioksit emisyonları, su ve arazi kullanımı gibi çevresel faktörlerin yanı sıra farklı diyetlerin sağlık üzerindeki etkilerini de göz önünde bulunduruyor.

11 çeşit diyetin 100 binden fazla varyasyonunun incelendiği çalışmada, bunların çevre ve sağlık üzerindeki etkileri hesaplandı. Orta düzeyde kırmızı et tüketiminin bile gezegenin sürdürülebilirlik sınırlarını aştığı sonucuna varıldı.

Öte yandan, pesketaryen, vejetaryen ya da vegan bir diyetin, gezegenin destekleyebileceği sınırlar içinde olma ihtimalinin çok daha yüksek olduğu belirtiliyor.

Süt ürünleri veya yumurta ilaveli vejetaryenlik gibi karışık diyetler de sürdürülebilir olabilir. Dr. Gebara, "Örneğin hesaplamalarımız, sizin için önemliyse, peynir yemenin ve aynı zamanda sağlıklı ve iklim dostu bir diyet benimsemenin mümkün olduğunu gösteriyor" dedi.

Aynı durum yumurta, balık ve beyaz et için de geçerli ancak tabii ki diyetinizin geri kalanının nispeten sağlıklı ve sürdürülebilir olması gerek. Fakat ya hep ya hiç olmak zorunda değil.

Independent Türkçe