Dünyanın en eski mezarları, Homo sapiens ve Neandertallerin kültür alışverişini gözler önüne serdi

Tinshemet Mağarası'ndaki bulgular, insan türlerinin geçmişine ışık tutuyor (Yossi Zaidner)
Tinshemet Mağarası'ndaki bulgular, insan türlerinin geçmişine ışık tutuyor (Yossi Zaidner)
TT

Dünyanın en eski mezarları, Homo sapiens ve Neandertallerin kültür alışverişini gözler önüne serdi

Tinshemet Mağarası'ndaki bulgular, insan türlerinin geçmişine ışık tutuyor (Yossi Zaidner)
Tinshemet Mağarası'ndaki bulgular, insan türlerinin geçmişine ışık tutuyor (Yossi Zaidner)

Dünyanın en eski insan mezarları, Homo sapiens ve Neandertallerin kültür ve teknoloji alışverişinde bulunduğunu ortaya koydu. 

Hakemli dergi Nature Human Behaviour'da dün (11 Mart) yayımlanan bir çalışmada, İsrail'in Şoham bölgesinin yakınlarında yer alan Tinshemet Mağarası'nda keşfedilen hominin mezarları incelendi.

Bulguları, İsrail'in diğer bölgelerindeki aynı döneme ait mezarlarla karşılaştıran araştırmacılar, çarpıcı benzerlikler saptadı. Bilim insanları yaklaşık 100 bin yıl önceye ait gömü alanlarının, dünyanın en eski mezarları arasında olduğunu söylüyor.

Çalışmada incelenen mezarlarda yatan kişilerin hangi insan türüne ait olduğu henüz kesin bir şekilde belirlenmedi. Ancak Orta Paleolitik dönemde bölgede en az üç hominin türünün yaşadığı ve bunların arkaik Neandertal benzeri insanlar, Neandertal ve modern insan (Homo sapiens) grupları olduğu tahmin ediliyor.

Bilim insanları, İsrail'in farklı yerlerindeki bu gruplara ait mezarların, aşı boyası kullanımı, ölülerin mezara yerleştirilme biçimi, yanlarına konan hayvan kemikleri ve bazalt çakıl taşları gibi nesneler gibi ortak özellikler taşıdığını gözlemledi. 

Tinshemet Mağarası'ndaki aşı boyasının uzak bir yerden getirildiğini söyleyen araştırmacılar, bunun cenaze töreni kapsamında ölü bedeni süslemek için kullanıldığından şüpheleniyor.

Ayrıca mağarada bulunan taş aletlerin, diğer bölgelerdekine benzer şekilde üretildiği saptandı. Kudüs İbrani Üniversitesi'nden Prof. Yossi Zaidner, ortak yazarı olduğu çalışma hakkında "Bu özel taş alet üretim teknolojisini sadece bu zaman diliminde görüyoruz. Daha önce böyle bir şey yoktu" diyerek ekliyor: 

Ve bu durum, daha arkaik Homo sapiens özelliklerine mi yoksa daha Neandertal özelliklerine mi sahip oldukları fark etmeksizin, tüm yerleşimlerde görülüyor.

Orta Paleolitik dönemin ortalarında Levant'ta yaşayan toplulukların çoğunlukla yaban öküzü ve at gibi büyük otçul hayvanları avlamasıyla kendilerinden önceki ve sonraki insanlardan farklılaştığı da gözlemlendi. 

Prof. Zaidner, "Bu gruplar etkileşime girerek avlanma teknikleri ve alet teknolojilerini de içeren homojen bir kültür geliştirdi" diyor: 

Ancak biyolojik açıdan bakıldığında, homojen özellikler geliştirmek çok daha fazla zaman alıyor. Bu nedenle, önemli morfolojik değişkenlikleri sürdürdüler.

Bilim insanları cenaze gelenekleri ve aşı boyası kullanımının tarih öncesi insanlarda sembolik düşüncenin gelişimine işaret etmesinden yola çıkarak farklı popülasyonlar arasındaki etkileşimlerin, karmaşık sosyal davranışların ve geleneklerin ortaya çıkmasını sağladığını düşünüyor.

Bölgeyi, kültürlerin kaynaştığı bir yer olarak gören Prof. Zaidner "Verilerimiz, insan bağlantılarının ve grupların etkileşiminin, tarih boyunca kültürel ve teknolojik yenilikleri yönlendirmede temel rol oynadığını gösteriyor" ifadelerini kullanıyor. 

Tel Aviv Üniversitesi'nden çalışmanın bir diğer yazarı Prof. Israel Hershkovitz de şöyle diyor:

Homo sapiens ve Neandertallerin çifleştiğini gösteren pek çok genetik kanıt var ancak biz daha da ileri giderek sürekli bilgi paylaştıklarını öne sürüyoruz.

Tinshemet Mağarası'ndaki çalışmalar devam ederken, eski insan topluluklarının etkileşimine ve gelişimine daha fazla ışık tutması bekleniyor.

Independent Türkçe, IFLScience, Phys.org, Times of Israel, Nature Human Behaviour



Laboratuvar üretimi "mantar eti", beyaz ete alternatif olabilir

Genetiği değiştirilmiş mantar Fusarium venenatum (Xiao Liu)
Genetiği değiştirilmiş mantar Fusarium venenatum (Xiao Liu)
TT

Laboratuvar üretimi "mantar eti", beyaz ete alternatif olabilir

Genetiği değiştirilmiş mantar Fusarium venenatum (Xiao Liu)
Genetiği değiştirilmiş mantar Fusarium venenatum (Xiao Liu)

Protein zengini "et" üretmek için bir mantarın genlerine müdahale eden Çinli bilim insanları, bunun tavuk etine düşük maliyetli ve çevre dostu bir alternatif olabileceğini söylüyor.

Çalışmalar, hayvancılığın küresel sera gazı emisyonlarının yaklaşık yüzde 14'ünden sorumlu olduğunu, ayrıca geniş araziler ve büyük miktarda tatlı su gerektirdiğini gösteriyor.

Laboratuvarda üretilen maya ve mantar proteinleri ete muhtemel alternatifler olarak ortaya çıkarken, bunların tüketici dostu ürünlere dönüştürülmesi zorlu bir süreç olageldi.

Mevcut seçenekler arasında, Fusarium venenatum mantarından elde edilen protein, kümes hayvanı etine çok benzeyen doğal dokusu ve tadı nedeniyle öne çıkıyor.

Bu mantar "eti", ABD, Birleşik Krallık ve Çin gibi birçok ülkede gıda kullanımı için resmen onaylansa da bilim insanları, küçük miktarlarda bile üretilmesinin muazzam kaynaklar gerektirdiğini söylüyor.

Çinli bilim insanları, herhangi bir yabancı DNA eklemeden Fusarium venenatum genomunu düzenleyerek protein üretim verimliliğini ve sindirilebilirliğini iyileştirdi.

Bulgularını Trends in Biotechnology adlı akademik dergide yayımlanan yeni çalışmada detaylandırdılar.

Jiangnan Üniversitesi'nden çalışmanın yazarlarından Xiao Liu, "Daha iyi ve daha sürdürülebilir gıda proteinine yönelik yaygın bir talep var" dedi.

Genlerini değiştirerek bir mantarı sadece daha besleyici değil, aynı zamanda daha çevre dostu hale getirmeyi başardık.

Bilim insanları, mantarın DNA'sından iki enzimiyle ilişkili genleri çıkardı.

Değişikliklerden biri, mantar hücre duvarını incelterek hücre içine daha fazla proteinin depolanmasını sağladı.

Diğer değişiklik ise, mantar metabolizmasına ince ayar yaparak, daha az besin girdisiyle protein üretimini mümkün kıldı.

Dr. Liu, "Bu tür genetiği düzenlenmiş gıdalar, artan gıda taleplerini geleneksel tarımın çevresel maliyetleri olmadan karşılayabilir" dedi.

Yeni araştırmaya göre FCPD adı verilen modifiye edilmiş mantar türü, asıl türle aynı miktarda protein üretmek için yüzde 44 daha az şekere ihtiyaç duydu ve bunu yüzde 88 daha hızlı yaptı.

Araştırmacılar daha sonra farklı enerji yapılarına sahip 6 ülkede FCPD üretimini simüle etti ve Çin'deki tavuk üretimiyle karşılaştırıldığında, FCPD'den elde edilen miyoproteinin yüzde 70 daha az araziye ihtiyaç duyduğunu ve tatlı su kirliliği riskini yüzde 78 azalttığını buldu.

Araştırmacılar, "Etkin miyoprotein sentezinin, hayvansal protein ve yapay ete göre çevresel avantajlar sağladığı sonucuna varılabilir" dedi.

Mantarlardaki değişiklikler için canlı bir organizmanın DNA'sını seçici olarak değiştirmek için kullanılan biyoteknoloji teknolojisi CRISPR kullanılıyor.

Araştırmacılar, "Hücre tarımında ve alternatif protein endüstrisinde CRISPR teknolojisinin gelişimini teşvik etmek için uygun politika faktörlerini ve daha derinlemesine güvenlik doğrulamasını göz önünde bulundurarak, stratejimizin diğer alternatif protein üretim modellerine de genişletilme potansiyeli var" dedi.

Independent Türkçe


Harry ve Meghan, hasta babalarıyla barışacak mı?

Prens Harry'nin üst üste 7. yılda da Noel'i kraliyet ailesinin geri kalanıyla Sandringham'da geçirmeyeceği bildiriliyor (Arşiv/AP)
Prens Harry'nin üst üste 7. yılda da Noel'i kraliyet ailesinin geri kalanıyla Sandringham'da geçirmeyeceği bildiriliyor (Arşiv/AP)
TT

Harry ve Meghan, hasta babalarıyla barışacak mı?

Prens Harry'nin üst üste 7. yılda da Noel'i kraliyet ailesinin geri kalanıyla Sandringham'da geçirmeyeceği bildiriliyor (Arşiv/AP)
Prens Harry'nin üst üste 7. yılda da Noel'i kraliyet ailesinin geri kalanıyla Sandringham'da geçirmeyeceği bildiriliyor (Arşiv/AP)

Son zamanlarda ilişkilerinin iyileşebileceğine dair işaretlere rağmen, Sussex Dükü ve Düşesi'nin hasta babalarıyla barışması pek olası görünmüyor.

Meghan Markle, Filipinler'de hastanede yatan babası Thomas Markle'a bu hafta mektup gönderirken, Prens Harry de eylülde iki yıl sonra ilk kez babası Kral Charles'la görüşmüştü.

Ancak haberlere göre her iki temas da daha geniş kapsamlı bir barışmanın habercisi sayılmıyor.

The Times'ın haberine göre Dük, üst üste 7. yılda da Noel'i kraliyet ailesinin geri kalanıyla Sandringham'da geçirmeyecek.

Harry'nin kanserle mücadele eden babasıyla üç ay önce görüştükten sonra onu telefonla aramadığı öne sürülüyor. Bu iddia, Harry'nin yardımcılarının bu görüşmenin ayrıntılarını ilişkiyi "sabote etmek" amacıyla sızdırdığı yönündeki asılsız suçlamanın ardından geldi. Bir kaynak, The Times'a ilişkinin doğru yönde ilerlediğini ve ikilinin görüştüğünü söylerken, bir başkası ise bunun gülünç olduğunu belirtti.

Bu gelişme, hükümdarın cuma günü yayımlanan mesajda kanserle ilgili "bunaltıcı" kişisel yolculuğundan bahsetmesinin ardından geldi. Britanya Kralı Charles, tedavisinin yeni yılda "kişisel bir nimet" diye nitelendirdiği bir şekilde hafifletileceğini duyurdu.

Öte yandan Prens William'ın bir kavgada yumruk atarak onu yere serdiği de dahil kraliyet ailesi hakkında bir dizi ağır suçlamayı detaylandıran tartışmalı anı kitabı Yedek'ten sonra, Dük hâlâ Galler ailesiyle iletişim kurmuyor.

Düşesin babasıyla olan ilişkisine gelince bir kaynak, gazeteye 81 yaşındaki Baba Markle'ın yakın zamanda geçirdiği hayati tehlike arz eden kan pıhtısının aile birleşmesine yol açıp açmayacağının "henüz söylenemeyeceğini" ancak gerçekte bunun pek olası olmadığını söyledi.

FRTY
Thomas Markle yakın zamanda hayati tehlike arz eden bir kan pıhtısı geçirdi (Good Morning Britain)

Cebu adasında sol bacağının ampute edildiği hayat kurtaran bir ameliyatın ardından 81 yaşındaki Markle, Daily Mail'in ABD'li editörünü röportaj için yatağının yanına davet etti.

Yayın, Meghan'ın 2021'de gizlilik davasında yendiği aynı gazete grubunun bir parçası; Harry ise Birleşik Krallık mahkemelerinde telefon hackleme iddiasıyla aynı grupla davalı. Baba Markle, Mail on Sunday'e şunları söyledi:

Elbette onunla konuşmak istiyorum ancak koşulların doğru olup olmadığından emin değilim.

Haberlere göre Meghan, telefon görüşmelerinin magazin basınına sızmasından korkarak babasına bir mektup yazdı. Ancak bir kaynak, Meghan'ın artık babasının numarasını bile bilmediğini ve bu notun arkasının geleceğine dair pek bir umut olmadığını söyledi.

Independent Türkçe


Oscar kazanması beklenen film neden 10 yılda çekilemedi?

Hawke, Linklater'ın Mavi Ay'ında Lorenz Hart rolünde (Sony)
Hawke, Linklater'ın Mavi Ay'ında Lorenz Hart rolünde (Sony)
TT

Oscar kazanması beklenen film neden 10 yılda çekilemedi?

Hawke, Linklater'ın Mavi Ay'ında Lorenz Hart rolünde (Sony)
Hawke, Linklater'ın Mavi Ay'ında Lorenz Hart rolünde (Sony)

Ethan Hawke, yönetmen Richard Linklater'la son işbirliği Mavi Ay'ın (Blue Moon) 10 yılı aşkın süredir yapım aşamasında olduğunu açıkladı.

Mavi Ay'da Hawke'un hayat verdiği Broadway söz yazarı Lorenz Hart, (efsanevi ikili Rodgers ve Hammerstein'ın yarısı olan) eski ortağı Richard Rodgers çığır açan hit müzikali Oklahoma!'nın açılış gecesini kutlarken, özgüveninin yıkılmasıyla yüzleşiyor.

Margaret Qualley, Andrew Scott ve Bobby Cannavale'nin de rol aldığı müzikal drama, Hawke'un Linklater'la çalıştığı 9 film.

Perşembe günü Variety & CNN Actors on Actors röportajında Sydney Sweeney'yle sohbet eden Hawke, Linklater'la onlarca yıldır süren dostluğunun başlangıcını anlattı.

55 yaşındaki Oscar adayı aktör, "23-24 yaşındayken Richard Linklater'ın seçmelerine katıldım ve Gün Doğmadan (Before Sunrise) filmine seçildim. Böylece 30 yılı aşan bir dostluk başladı" dedi. 

10 yıl önce bana [Mavi Ay] senaryosunu verdi. Ben de 'Bu filmi çekmeliyiz' dedim. O da 'Evet, çekeceğiz ama henüz değil' dedi.

Kafası karışan Hawke, "Şimdi çekelim" diye ısrar etmiş ancak Linklater ona "Hayır. Hazır değilsin. Sadece hayal etmeyi sürdürelim" demiş.

Aktör, "Böylece neredeyse 10 yıl boyunca, 18 ayda bir okuma yapıp bunun üzerine konuştuk" diye açıkladı.

En sonunda mutfak masamda bir okuma yaptık, herkes gitti ve ben Rick'e baktım. O da 'Hazırız' dedi.

Hawke, parayı denkleştirip artık başlama vakti olduğunu fark ettiği zaman "korkunun kapıyı çaldığını" söyledi.

Hawke, "O zaman 'Bir saniye, burada çok fazla laf kalabalığı var. Daha fazla zamana ihtiyacım var' diye düşündüm" diye anlattı. 

[Linklater] 'Daha fazla zamanımız yok. Çalışman lazım' dedi.

Görsel kaldırıldı.
Margaret Qualley, Mavi Ay'da Hart'ın ilham perisini canlandırıyor (Sony Pictures)

Önceki günlerde Hawke, içtenlikle canlandırdığı Hart rolüyle Altın Küre adaylığı aldı. Yapım da Müzikal veya Komedi türünde En İyi Film'e aday gösterildi.

Hawke, Sweeney'ye karakteri hakkında "Larry odadaki en küçük ve en büyük kişi" dedi. 

Gey ve bir kadına aşık. Kıskançlıkla içten içe çürüyor ama aynı zamanda sıcakkanlı ve duyarlı biri.

Ekimde vizyona giren Mavi Ay, eleştirmenlerin gözünde başarılı oldu. The Independent'tan Clarisse Loughrey, üç yıldızlı eleştirisinde "Linklater, 1940'ların Broadway ortamını tüm kırılgan zekası ve zarafetiyle ustaca yansıtıyor" diyerek filmi övdü. 

Filmde Frank Sinatra'dan Küçük Kardeşim'e (Stuart Little) kadar her konuda sivri espriler içeren zekice diyaloglar da bolca mevcut.

Ancak Loughrey filmin sorununun, "Hart'la barda geçirdiğimiz süre uzadıkça hikayenin daha da klostrofobik ve moral bozucu hale gelmesi" olduğunu savundu.

Independent Türkçe