Mısır'da Ramazan dizilerine kadınlar damga vuruyor

Danya Semir Ganem, Emine Halil, Rojina ve Gade Abdurrazık en çok öne çıkan isimler

 ‘Lam Şemsiyye’ dizisinin tanıtım afişinde Emine Halil (Yapım şirketi)
‘Lam Şemsiyye’ dizisinin tanıtım afişinde Emine Halil (Yapım şirketi)
TT

Mısır'da Ramazan dizilerine kadınlar damga vuruyor

 ‘Lam Şemsiyye’ dizisinin tanıtım afişinde Emine Halil (Yapım şirketi)
‘Lam Şemsiyye’ dizisinin tanıtım afişinde Emine Halil (Yapım şirketi)

Mısır'da birkaç gün sonra başlayacak olan Ramazan dizi sezonunda ‘kadın ağırlıklı’ bir sezon yaşanacak ve kadın sanatçılar çeşitli konuları işleyen dizilerle seyirci karşısına çıkacak.

Söz konusu isimler arasında Danya Semir Ganem, Emine Halil, Rojina, Gade Abdurrazık, Hanan Mutava ve diğerleri yer alıyor. Bu diziler, son yıllarda varlığını önemli ölçüde hissettiren 15 bölümlük kategoriye giriyor.

sdfrgt
‘Ayşe ed-Dur’ dizisinin tanıtım afişinde Danya Semir Ganem (Yapım şirketinin Facebook hesabı)

Rojina, Mahmud İzzet'in senaryosunu yazdığı ve Mey Memduh'un yönettiği, Amr Abdulcelil ile Muhammed Rıdvan'ın da aralarında bulunduğu bir grup sanatçının rol aldığı yeni dizisi ‘Hasbet Omri’ ile üst üste beşinci yıl da bir Ramazan dizisinde rol alıyor.

Gade Abdurrazık, Salah Ebu Seyf'in Mısırlı yazar Emin Yusuf Garab'ın romanından uyarladığı ve başrollerini Tahya Carioca ve Şukri Serhan'ın paylaştığı, 1950'lerde çekilen aynı adlı klasik filmden uyarlanan Şebab İmrae'nin başrolünde yer alıyor. Muhammed Mahmud, Yusuf Ömer ve Amr Vehbe'nin rol aldığı diziyi Muhammed Süleyman Abdulmalik yazdı ve Ahmed Hasan yönetti.

Danya Semir Ganem, Kerim Yusuf tarafından yazılan ve Ahmed el-Cundi tarafından yönetilen komedi dizisi ‘Jet Selime’ ile geçen yılki yokluğunun ardından seyirci karşısına geri dönüyor.

Emine Halil geçen yılki yokluğunun ardından bu yıl Lam Şemsiyye’de rol alacak. Ahmed es-Saadni ve Yusra el-Levzi'nin başrollerini paylaştığı dizi Meryem Naum tarafından yazıldı ve Kerim eş-Şenavi tarafından yönetildi.

dfrgt
‘Hasbet Omri’ dizisinin tanıtım afişinde Rojina (Yapım şirketinin Facebook hesabı)

Hanan Mutava, Ahmed Abdulfettah'ın yazdığı ve Hani Hamdi'nin yönettiği ‘Hayat ev Mevt’ ile seyirci karşısına çıkarken, Ahmed Aşur'un yazdığı ve Kerim Rıfat'ın yönettiği Benat Hemam, aktrisler Huriye Ferağli ve Vefa Amir'i bir araya getiriyor.

Mısırlı eleştirmen Fayize Hindavi, Şarku’l Avsat'a yaptığı açıklamada, sinemadaki kadın varlığının erkeklere oranlara düşük olmasının aksine, Ramazan dizilerindeki kadın kahramanların uzun yıllardır var olduğunu söyledi. Bu yoğunluğun, tüm aile üyelerine hitap etmek için evde izlemeye uygun olan sosyal konulara, çocuklara ve kadın sorunlarına odaklanan türle ilgili olduğuna dikkat çekti.

sdfrgt
Gade Abdurrazık, Şebab İmrae dizisinde Şifaat karakterini canlandırıyor. (Amr Vehbe'nin Facebook hesabı)

Hindavi, yazarların Mısır tiyatro tarihi boyunca kadınlarla ilgili ve kadın sanatçıların vücut bulmasına uygun konulara ve hikayelere ışık tuttuklarını, sinema yazarlarının ise kadın konularıyla pek ilgilenmediklerini, çünkü sinemanın genellikle genç erkeklere hitap ettiğini belirtti.

cvfghy
‘Hayat ev Mevt’ dizisinin tanıtım afişinde Hanan Mutava (Yapım şirketinin Facebook hesabı)

Mısırlı sanat eleştirmeni Kemal el-Kadi, ‘kadın egemenliği’ olgusunun kadın sorunlarına dikkat çekmeye yönelik küresel bir eğilimi yansıttığına inanıyor.

fvghty
Zılm el-Mastaba dizisinin afişi (Yapım şirketinin Facebook hesabı)

Kadın dramasına ait bazı eserlere iyi niyet yüklemeyi reddeden el-Kadi, Şarku’l Avsat'a şunları söyledi: “Bu türe ait bazı eserler tehlikeli. Çünkü sadece kadın-erkek ilişkilerindeki olumsuzluklara odaklanıyorlar. Ancak bu dizilerde ele alınan bazı konular kadın sanatçılar için cazip, çünkü farklı ve tanıtımı kolay.”

Hindavi ise bu yılki Ramazan dizilerindeki ‘kadın egemenliğinin’ sadece bir ‘tesadüf’ olduğuna inanıyor.



En büyük kitlesel yok oluşta canlılara vaha olan bölge keşfedildi

Permiyen-Triyas yok oluşunda karada yaşayan türlerin yüzde 70'inin silindiği ancak bazı ekosistemlerin daha dirençli olduğu tahmin ediliyor (Dinghua Yang)
Permiyen-Triyas yok oluşunda karada yaşayan türlerin yüzde 70'inin silindiği ancak bazı ekosistemlerin daha dirençli olduğu tahmin ediliyor (Dinghua Yang)
TT

En büyük kitlesel yok oluşta canlılara vaha olan bölge keşfedildi

Permiyen-Triyas yok oluşunda karada yaşayan türlerin yüzde 70'inin silindiği ancak bazı ekosistemlerin daha dirençli olduğu tahmin ediliyor (Dinghua Yang)
Permiyen-Triyas yok oluşunda karada yaşayan türlerin yüzde 70'inin silindiği ancak bazı ekosistemlerin daha dirençli olduğu tahmin ediliyor (Dinghua Yang)

Çin'deki bir bölgenin, bugüne kadarki en şiddetli kitlesel yok oluştan diğer alanlara göre çok daha az etkilendiği bulundu. Bilim insanları bu bölgenin, canlılar için bir vaha görevi gördüğünü söylüyor.

Büyük Ölüm diye de bilinen Permiyen-Triyas yok oluşu yaklaşık 252 milyon yıl önce gerçekleştiğinde, denizdeki türlerin yüzde 80 ila 90'ını ortadan kaldırdığı tahmin ediliyor. 

Ancak bilinen 5 kitlesel yok oluştan en büyüğü kabul edilen bu olayda, karadaki türlerin ne kadarının silindiği konusunda fikir birliği sağlanamıyor. 

Bir teoriye göre Sibirya'daki volkanik patlamaların yol açtığı orman yangınları, asit yağmurları ve zehirli gazlar nedeniyle karasal türler de muazzam bir yıkıma uğramıştı. Güney Çin'de ve süper kıta Gondvana'daki Gigantopteris bitkilerinin, yaklaşık 252 milyon yıl önce yok olması bu iddiayı destekliyor.

Öte yandan Büyük Ölüm'den önce yaşayan bazı bitkilerin sonrasında da varlığını sürdürdüğüne işaret eden fosiller, teoriye gölge düşürüyor.

Uluslararası bir araştırma ekibi, Çin'deki Turfan-Kumul Havzası'nda fosil polen ve spor örneklerini detaylı bir şekilde analiz etti ve yeni bir tarihleme tekniği kullanarak karasal bitkilerin kitlesel yok oluştan sağ çıkabildiği bir ortamın varlığını ortaya koydu. 

Bulguları hakemli dergi Science Advances'ta dün (12 Mart) yayımlanan çalışmada, eğrelti otu çayırları ve iğne yapraklı ormanların, Büyük Ölüm'ün başlamasından 160 bin yıl öncesinden, bitiminden 160 bin yıl sonrasına kadar sürekli olarak geliştiği bulundu.

Çin Bilimler Akademisi'nden Mingli Wan, ortak yazarı olduğu çalışmanın bulguları hakkında şöyle diyor: 

Sağlam ağaç gövdeleri ve eğrelti otu saplarının varlığı, bu mikrofosillerin başka bir yerden taşınmadığını ve yerel bitki örtüsünü temsil ettiğini doğruluyor.

Bilim insanları bazı türlerin soyunun tükendiğini ancak bölgedeki spor ve polen türlerinin yok olma oranının sadece yüzde 21 olduğunu saptadı.

Yeni çalışmada ayrıca bölge ekosisteminin kitlesel yok oluşun ardından diğer yerlere kıyasla 10 kat daha hızlı toparlandığı tespit edildi. 

Bölgenin kısmen nemli ve yağışlı ikliminin bu dayanıklılığa zemin hazırladığı ve bitki örtüsünün göç eden hayvanlara destek sağladığı tahmin ediliyor. Bilim insanları bölgenin Büyük Ölüm'den sadece 75 bin yıl sonra hem etçil hem otçul olmak üzere çeşitli türlerin yaşadığı bir ortam sunduğunu belirtiyor.

Makalenin bir diğer yazarı Feng Liu "Bu durum, yerel iklim ve coğrafi faktörlerin şaşırtıcı direnç noktaları yaratabileceğini göstererek küresel çaptaki çevresel değişimler karşısında koruma çabalarına umut veriyor" diyor. 

Independent Türkçe, Popular Science, Interesting Engineering, Science Advances