Vücut ağırlığı ile çeşitli hastalıklar ve ölüm oranı arasındaki ilişkiyi araştıran birçok çalışma yapılmıştır. Bu çalışmaların çoğu, fazla kilonun sağlık üzerindeki zararlı etkilerine işaret etmiş ve yüksek tansiyon, kolesterol, kalp hastalığı ve diyabet gibi ciddi hastalıklara neden olduğunu göstermiştir.
Ancak The Conversation tarafından yayınlanan yeni bir çalışma, kilo vermenin bazı durumlarda sağlığa zarar verebileceğini ortaya koymuştur.
Çalışma, 10 kilogramdan fazla kilo vermenin kardiyovasküler hastalığı olan obez hastalarda erken ölüm riskini artırabileceğini gösterdi.
Çalışma, ortalama 9 yıl boyunca kiloları, yaşam tarzları ve hastalıklarına odaklanılarak takip edilen 8 binden fazla kişinin verilerine dayanmaktadır.
Ekip bulgularında şu bilgilere yer verdi “Hem obezite hem de kardiyovasküler hastalıkların erken ölüm riskini artırdığı bilinmekle birlikte, sonuçlarımız hem obezite hem de kardiyovasküler hastalığı olan obez kişilerde sağlığı iyileştirmeyi amaçlayan kilo kaybının sağlık ve hatta ölüm üzerinde zararlı bir etkisi olabileceğini ortaya koymuştur.”
Obezite kardiyovasküler sorunlara katkıda bulunsa da, çalışmalar daha önce zayıf kilolu kronik kalp yetmezliği hastalarında ve kilosu yüksek ve düşük arasında dalgalanan koroner arter hastalığı hastalarında erken ölüm riskinin arttığını göstermiştir.
Dünya genelinde bir milyardan fazla insan obezdir.
Oscar ödüllü oyuncu çocukken nasıl cinselleştirildiğini anlattıhttps://turkish.aawsat.com/ya%C5%9Fam/5133691-oscar-%C3%B6d%C3%BCll%C3%BC-oyuncu-%C3%A7ocukken-nas%C4%B1l-cinselle%C5%9Ftirildi%C4%9Fini-anlatt%C4%B1
Oscar ödüllü oyuncu çocukken nasıl cinselleştirildiğini anlattı
Natalie Portman çocukken "son derece cinselleştirildiğini" söyledi (AFP)
Natalie Portman, çocuk oyuncuyken "son derece cinselleştirilerek" "uzun bir Lolita evresine" maruz kalması hakkında konuştu.
İlk performansını 13 yaşındayken Luc Besson'un 1994 yapımı gerilim filmi Sevginin Gücü'nde (Léon: The Professional) sergileyen Oscar ödüllü oyuncu, ailesinin ölümünden sonra bir tetikçinin yanına aldığı genç kız Mathilda'yı canlandırmıştı.
Interview dergisi için Wednesday'in yıldızı Jenna Ortega'yla konuşan Portman, çocukken cinselleştirildiğini ve bunun ekrandaki genç kızlar için endemik bir deneyim olduğunu düşündüğünü söyledi.
Oyuncu "Bu konu hakkında daha önce biraz konuşmuştum; çocukken son derece cinselleştirilmem hakkında, ki bence bu ekrandaki pek çok genç kızın başına geliyor. Bundan çok korkmuştum" dedi.
Portman şöyle devam etti:
Açıkçası cinsellik çocuk olmanın büyük bir parçası ama ben bunun bana yöneltilmesini değil, içimde olmasını istedim. Ve sanırım kendimi koruma yolum 'Ben çok ciddiyim. Çok çalışkanım. Zekiyim ve bu sizin saldıracağınız türden bir kız değil' diye davranmaktı.
İnsanların kendisini rahat bırakmasını sağlamak için bir savunma mekanizması olarak aşırı zeki olduğu imajını yaratmış.
Portman "Böyle bir şey olmamalıydı ama işe yaradı" dedi.
Ama bence bu, gerçek hayatta aptal ve şapşal olmam ve insanların beni gerçekten ciddi bir kitapsever sanması arasındaki kopuklukla ilgili. Gerçek hayatta çok gizli kapaklı biri değilim (her şeyi anlatırım) ama toplum içinde, ne kadar mahrem olduğunuzu söyleyince, mahremiyetinize çok daha fazla saygı duyulacağı apaçık ortadaydı.
Jean Reno ve Natalie Portman, Sevginin Gücü'nde (Sony Pictures Home Entertainment)
"Çocuklarımla fotoğraf çekimi yapmayacağım' gibi küçük bir bariyer oluşturdum" diye ekledi.
Portman ergenlik döneminde Harika Kızlar (Beautiful Girls/1996), Çılgın Marslılar (Mars Attacks!/1996), Yıldız Savaşları: Bölüm I - Gizli Tehlike (Star Wars: Episode I - The Phantom Menace/1999), Buradan Çok Uzakta (Anywhere But Here/1999) ve Kalbin Olduğu Yer (Where the Heart Is/2000) gibi filmlerde rol aldı. Harvard Üniversitesi'nde psikoloji okumak için 1999'dan 2003'e kadar oyunculuğa ara verdi ancak 2001'de Anton Çehov'un Martı (The Seagull) oyununun Broadway yapımında rol almak üzere sahneye geri döndü.
Profesyonel bale dünyasını konu alan, 2010 yapımı psikolojik korku filmi Siyah Kuğu'daki (Black Swan) performansıyla En İyi Kadın Oyuncu Oscar'ını kazandı.
Sevginin Gücü'ndeki rolü hakkında daha önce konuşan Portman, 2023'te The Hollywood Reporter'a filmle ilişkisinin "karmaşık" olduğunu söylemişti.
"Hâlâ çok sevilen bir film ve bana, şimdiye kadar yaptığım neredeyse tüm filmlerden daha çok bununla ilgili soru soruluyor ve bu bana kariyerimi kazandırdı" diyen oyuncu şöyle eklemişti:
Ama bugün izlediğinizde, kesinlikle bu filmin en hafif tabiriyle bazı nahoş yönleri var. Yani evet, benim için karmaşık bir mesele.
2020'de Portman, "Lolita figürü" olarak resmedildikten sonra kendisini medyadan korumak için "kaleler" inşa ettiğini söylemişti.
Oyuncu, "Sanırım daha çocukken cinselleştirilmek kendi cinselliğimden bir şeyler götürdü çünkü beni korkuttu" demişti.
Güvende olabilmemin yolu 'Ben tutucuyum, ciddiyim, bana saygı duymalısınız, ben akıllıyım ve bana o gözle bakmayın' demekmiş gibi hissettirdi.