İstanbul'da baharın gelişi, sadece çiçeklenen ağaçlarla değil, perdelerini aralayan sinema salonlarıyla da hissedilir. Şehrin en köklü kültür-sanat etkinliklerinden biri olan İstanbul Film Festivali, her yıl olduğu gibi bu nisanda da sinemaseverleri dünya sinemasının en seçkin örnekleriyle buluşturuyor.
Beyoğlu'ndan Kadıköy'e uzanan festival ruhu, sinemanın büyüsünü İstanbul'un sokaklarına taşımaya hazırlanıyor. Ödüllü yapımlardan kült filmlere, usta yönetmenlerden genç yeteneklere uzanan bu zengin seçki, izleyicileri bir kez daha keşif dolu bir yolculuğa davet ediyor.
12 gün sürecek festival boyunca Beyoğlu, Kadıköy ve Şişli'deki 7 salon birer kutlama alanına dönüşürken, sinemaseverler olarak biz de bu şölenin bir parçası olacağız.
Festival biletleri satışa çıkarken biz de 44. İstanbul Film Festivali'nde kaçırılmaması gereken filmlere birlikte göz atalım...
Buzlar Kraliçesi (La tour de glace)
Özellikle çocukken masalını okuyarak büyüyenler için Buzlar Kraliçesi, Berlinale'de ödülle taçlandırıldığından beri merakla bekleniyor.
Çoğu masal gibi Buzlar Kraliçesi de mutsuz bir yetimle başlıyor. 1970'lerin Fransa'sında küçük, dağlık bir köyde yaşayan Jeanne evden kaçarak ve bir stüdyoya sığınıyor. 16 yaşındaki Jeanne, kendini burada çekilmekte olan Karlar Kraliçesi filminin esrarengiz yıldızı Cristina'nın tuhaf çekiciliğine kaptırıyor. Filmle gerçeklik birbirine karışırken, oyuncu ve kızın arasında da karşılıklı bir hayranlık gelişiyor.
Evrim (Évolution) ve Masumiyet'le (Innocence) tanınan Fransa'nın en özgün seslerinden Lucile Hadžihalilović'in bu yeni filmi, Oscarlı yıldız Marion Cotillard ve çizgi dışı yönetmen Gaspar Noé'nin de aralarında bulunduğu bol yıldızlı bir oyuncu kadrosunu bir araya getiriyor.
Slant Magazine'den Diego Semerene, "Buzlar Kraliçesi, nihayetinde estetik ve nostaljik bir egzersiz" ifadesini kullanırken, eleştirmen Dennis Schwartz ise "Performanslar muhteşem" diyor.
12 Nisan Cumartesi 16:00 Cinewam City's 3
14 Nisan Pazartesi 11:00 Kadıköy Sineması
21 Nisan Pazartesi 21:30 Atlas 1948
Köln 75
Köln 75, caz tarihine damga vuran The Köln Concert albümünün heyecan dolu perde arkasını anlatan etkileyici bir film. 1975'te gerçekleşen bu unutulmaz konserin ardında, sadece 17 yaşındaki lise öğrencisi Vera Brandes'in azmi ve tutkusu vardı. Tüm engellere rağmen bu konseri hayata geçiren Brandes, Keith Jarrett'ın belki de kariyerinin en özel performanslarından birine vesile olmuştu. Bu performansın kaydı, caz tarihinin en çok satan solo ve piyano albümü olarak tarihe geçti.
Ido Fluk'un yönetmenliğini üstlendiği film, bu yılki Berlin Film Festivali'nde özel bir galada prömiyer yaparak büyük ilgi topladı. 44. İstanbul Film Festivali'nin açılışında gösterilecek Köln 75, konserin 50. yılına anlamlı bir saygı duruşu niteliğinde. Müzik ve sinema tutkunları için kaçırılmayacak bu yapım, ilham veren gerçek bir hikaye sunuyor. Açılış gecesi için film ekibinin de İstanbul'a geleceğini hatırlatalım.
11 Nisan Cuma 21:30 Atlas 1948
11 Nisan Cuma 21:30 Kadıköy Sineması
12 Nisan Cumartesi 21:30 Cinewam City's 7
17 Nisan Perşembe 19:00 Paribu Cineverse Nautilus
Ada (Islands)
Luca Guadagnino'nun geçen yıl hem sinemaseverlerin hem de tenis meraklılarının yüzünü güldüren filmi Rekabet'ten (Challengers) sonra bir kez daha kortlardayız. Bu kez Kanarya Adaları'nda lüks bir otelin kortunda... 2019'da çektiği Lara'yla adından söz ettiren Alman yönetmen, oyuncu ve senarist Jan-Ole Gerster'in merakla beklenen yeni filmi Ada, kara film, drama ve gerilim türlerini harmanlıyor. Prömiyerini bu yıl Berlinale'de özel bir galayla yapan Ada, lüks bir otelde tenis hocalığı yapan Tom'u merkezine alıyor. Derslerden arta kalan zamanını tek gecelik ilişkilerle dolduran Tom'un hayatı, sıradışı Maguire ailesinin otele gelişiyle değişiyor.
2007 yapımı Kontrol'de (Control) efsanevi post-punk grubu Joy Division'ın solisti Ian Curtis'i canlandıran Sam Riley'ye İtiraf: Bölüm 1'le tanınan (Nymphomaniac: Vol. I) Stacy Martin ve Jack Farthing eşlik ediyor. Telegraph, eleştirisinde Ada için şöyle diyor:
Ada, zekice bir ters vuruşla bizi yanıltan bir tatil gizemi.
12 Nisan Cumartesi 11:00 Beyoğlu Sineması
15 Nisan Salı 19:00 Cinewam City's 7
17 Nisan Perşembe 13:30 Paribu Cineverse Nautilus
Dìdi
Dìdi, izleyicisini yakın geçmişe, 2008'in nostaljik dünyasına götürüyor. Eğlenceli ve dokunaklı bir büyüme hikayesini anlatan film, 13 yaşındaki Tayvan asıllı Amerikalı bir çocuğun kaykay kaymayı, flört etmeyi ve annesini her şeyden çok sevmeyi öğrendiği bir yazı anlatıyor.
Sean Wang'in ilk yönetmenlik denemesi olan film, sinemacının kendi büyüdüğü kasabada geçiyor. Mizah dolu şaka videoları, havalı kaykaycılar ve 2000'lerin unutulmaz müzikleriyle bezenmiş Dìdi, aidiyet arayışına yazılmış sıcacık bir mektup gibi.
Sundance'te hem İzleyici Ödülü'nü hem de Jüri Özel Ödülü'nü kazanan film, Stockholm ve Münih'te de ödüllere layık görüldü. Bununla da kalmayan Dìdi, ABD Ulusal İnceleme Kurulu tarafından geçen yılın en iyi 10 bağımsız filminden biri seçilerek başarısını perçinledi. "En dokunaklı film" ödülünü de kapan Dìdi, seyirciye kahkaha attırırken gözleri nemlendirmeyi de başarıyor. The Atlantic, "Dìdi, büyüme sancılarının çalkantılarından daha fazlasını inceleyerek kendini diğerlerinden ayırıyor" diye yazıyor.
Bugünlerde hayatımızı ele geçiren sosyal medyanın doğduğu dönemi hatırlamak ve büyümenin tatlı sancılarına tanıklık etmek isteyenler için biçilmiş kaftan.
15 Nisan Salı 21:30 Kadıköy Sineması
16 Nisan Çarşamba 19:00 Atlas 1948
16 Nisan Çarşamba 21:30 Paribu Cineverse Nautilus
17 Nisan Perşembe 21:30 Cinewam City's 7
Siyah Köpek (Gouzhen)
Siyah Köpek, insan ve hayvan dostluğunu sıradışı bir perspektiften ele alan, görsel açıdan çarpıcı bir film. Hapisten yeni çıkan Lang, Gobi Çölü kıyısındaki memleketine döndüğünde, kasabanın başıboş köpek sorununu çözmekle görevlendiriliyor. Ancak kaderin cilvesiyle, hakkında ödül konmuş gizemli bir siyah köpekle beklenmedik bir bağ kuruyor.
Çinli yönetmen Guan Hu, büyük şehirlerden uzak, hayatta kalma mücadelesi veren insanların dünyasına güçlü bir mercek tutuyor. Cannes'da Belirli Bir Bakış Ödülü ve Palm Dog Büyük Jüri Ödülü kazanan film, Varşova ve Valladolid'de de büyük ödüllerle taçlandırıldı.
Filmin sert ama duygu yüklü atmosferi, usta yönetmen Jia Zhang-ke'nin Lang'in amcası rolüyle kamera karşısına geçmesiyle daha da derinleşiyor. IndieWire'ın da belirttiği gibi, olay örgüsü bazen raydan çıkma tehlikesi yaşasa da Guan'ın etkileyici görselliği filmi daima izlenmeye değer kılıyor.
Siyah Köpek, yalnızlık, dostluk ve hayatta kalma üzerine etkileyici bir hikaye anlatırken izleyicisini de içsel bir yolculuğa çıkarıyor
12 Nisan Cumartesi 13:30 Cinewam City's 7
13 Nisan Pazar 19:00 Cinewam City's 3
14 Nisan Pazartesi 16:00 Kadıköy Sineması
Takipçi (Lurker)
Takipçi, süperstarlık hayalleri, takıntılı bir hırs ve sosyal medya şöhretinin karanlık yüzü üzerine sürükleyici bir gerilim. Tezgahtarlıktan bunalan Matthew, yükselen pop yıldızı Oliver'ın yakın çevresine girmeyi başarsa da kısa sürede onun dünyasında herkesin kolayca gözden çıkarılabilir olduğunu fark ediyor. Göz önünde kalmak için her yolu deneyen Matthew için bu, kısa sürede bir ölüm kalım meselesine dönüşüyor.
Senarist Alex Russell'ın ilk yönetmenlik denemesi olan film, Los Angeles müzik sahnesinin ışıltılı ama acımasız dünyasını cesurca ele alıyor. Dünya prömiyerini Sundance'te yapan ve Berlinale'de de gösterilen Takipçi, şöhretin patolojisini hem şık hem de tedirgin edici bir dille anlatıyor.
Guardian filmi "rahatsız edici bir gerilim" diye tanımlarken Hollywood Reporter, Takipçi'nin başlarda zaman zaman yavaş olan temposunun bir yerden sonra hiç durmadığını vurguluyor. Variety ise filmi, zamanımıza dair "ibret alınacak şık bir öykü" diye övüyor.
Takıntı, ihanet ve kimlik kaybı ekseninde şekillenen bu modern psikolojik gerilim, izleyiciyi hem büyüleyip hem de huzursuz etmeyi başarıyor.
12 Nisan Cumartesi 21:30 Atlas 1948
13 Nisan Pazar 19:00 Kadıköy Sineması
14 Nisan Pazartesi 19:00 Cinewam City's 7
18 Nisan Cuma 21:30 Paribu Cineverse Nautilus
Maldoror
Maldoror, yasaların sınırlarını zorlayan bir polis memurunun karanlık bir adalet arayışına sürüklendiği, tüyler ürpertici bir gerilim filmi. İki genç kızın kaybolmasıyla başlayan hikayede, fevri polis memuru Paul Chartier, şüpheli bir cinsel suçluyu takip eden gizli birime atanıyor. Ancak operasyonun başarısız olması, Chartier'i kuralların dışına çıkmaya ve kendi yöntemleriyle adalet aramaya itiyor. 1990'larda Belçika'yı sarsan gerçek bir seri katil vakasından esinlenen film, suç ve adalet kavramlarına cesurca yaklaşan bir hikaye anlatıyor.
Venedik Film Festivali'nde yarışma dışı gösterilen Maldoror, 52 yaşındaki Belçikalı sinemacı Fabrice du Welz'in etkileyici yönetimiyle izleyiciyi sürükleyici bir ahlaki çıkmazın içine çekiyor.
Sinema yazarı Matthew Turner, filmi "küçük kasaba gerilim türünün ustalıkla işlenmiş bir örneği" diye tanımlıyor. Kötülüğün doğasını sorgulayan film, gerçek suç hikayelerine ilgi duyanları büyülemeye aday. Adaletin ne kadar esnetilebileceğini sorgulatan Maldoror, izleyicisini sarsıcı bir yolculuğa çıkarıyor.
18 Nisan Cuma 16:00 Atlas 1948
20 Nisan Pazar 16:00 Cinewam City's 7
22 Nisan Salı 21:30 Kadıköy Sineması
Öldürdüğün Şeyler (The Things You Kill)
Öldürdüğün Şeyler, intikam, vicdan ve gerçeklik algısının bulanıklaştığı, sürükleyici bir psikolojik gerilim. Annesinin ölümünün ardından derin bir öfkeye kapılan Ali, babasından intikam almak için gizemli bahçıvanıyla birlikte karanlık bir plan yapıyor. Ancak ailesi ve yetkililer yaşlı adamın kayboluşunu araştırmaya başladıkça Ali, işlediği suçun haklı olup olmadığını sorgulamaya başlıyor.
İranlı yönetmen Alireza Khatami'nin imzasını taşıyan film, Prömiyerini Sundance'te yaparak Yönetmenlik Ödülü kazanmıştı.
"Lynchvari tuhaflık ve Türk gerçekçiliğinin sürükleyici bir karışımı" diye tanımlanan film, izleyiciyi hem büyüleyen hem de rahatsız eden bir kabusun içine çekiyor. Vulture yazarı Bilge Ebiri, incelemesinde psikolojik gerilim türünün ustalıkla işlendiğini vurgularken Variety, filmi "zekice yazılmış bir alıştırma" diye niteliyor. Sinematografisiyle hipnotize eden, atmosferiyle geren Öldürdüğün Şeyler, Kendi adaletini sağlamaya çalışan bir adamın içsel çöküşünü ustalıkla işliyor.
Başrollerini Ekin Koç, Erkan Kolçak Köstendil, Hazar Ergüçlü ve Ercan Kesal'ın paylaştığı filmin 17 ve 19 Nisan'daki gösterimleri film ekibinin katılımıyla gerçekleşecek, hatırlatalım.
17 Nisan Perşembe 21:30 Kadıköy Sineması
19 Nisan Cumartesi 16:00 Atlas 1948
21 Nisan Pazartesi 16:00 Cinewam City's 7
Çirkin Üvey Kardeş (The Ugly Stepsister)
Çirkin Üvey Kardeş, herkesin bildiği Külkedisi masalını unutamayacağınız kadar rahatsız edici, grotesk bir beden korkusu (body horror) şölenine dönüştürüyor. Prens Julian'ın kalbini kazanmak için güzelleşmeye takıntılı hale gelen Elvira, kendini tenyalar, çürüyen cesetler ve 19. yüzyılın ilkel ameliyatlarıyla dolu tüyler ürpertici bir dönüşüm sürecinin içinde buluyor. Kara mizahla bezeli bu karanlık masal, toplumsal baskılar altında saplantının ne kadar ileri gidebileceğini gözler önüne seriyor.
2025 Sundance Film Festivali'nde Geceyarısı Bölümü'nün açılışında prömiyer yapan film, o kadar etkileyici ki Variety'ye göre bir izleyici gösterim sırasında koridora kusmuş! Raw ve Cevher (The Substance) gibi filmlerle kıyaslanan Çirkin Üvey Kardeş, bedensel dönüşüm temasını en rahatsız edici haliyle işliyor.
Fantastic Film Fans'ten Jason Osiason, filmi "beden korkusunun kaotik bir şaheseri" diye tanımlarken, son sahnenin izleyiciyi koltuklarına çivileyeceğini vurguluyor. Güzellik ve romantizm takıntısının karanlık sonuçlarını sert bir dille ele alan film, sizi epey zorlama garantili sahneler ve unutulmaz bir final vaat ediyor. Karanlık masalları sevenlere...
15 Nisan Salı 19:00 Kadıköy Sineması
16 Nisan Çarşamba 21:30 Cinewam City's 3
21 Nisan Pazartesi 19:00 Paribu Cineverse Nautilus
22 Nisan Salı 13:30 Atlas 1948
Penguen Dersleri (The Penguin Lessons) - Peter Cattaneo
Penguen Dersleri, bir adam ve bir penguenin alışılmadık dostluğunu anlatan sıcacık bir hikaye. 1976'da hayattan umudunu kesmiş Tom, İngilizce öğretmeni olarak Arjantin'e gittiğinde, kendini askeri darbenin eşiğindeki bir ülkede ve huysuz öğrencilerle dolu bir sınıfta buluyor. Derken petrol sızıntısına bulanmış çaresiz bir penguenle karşılaşıp onu kurtarmaya karar veriyor. Juan Salvador'la dostlukları da böylece başlıyor.
Yönetmen koltuğunda Anadan Doğma'yla tanınan (The Full Monty) Britanyalı sinemacı Peter Cattaneo'nun oturduğu Penguen Dersleri, Tom Michell'ın anılarından uyarlandı. Hollywood Reporter, prömiyerini Toronto Film Festivali'nde yapan filmi "Steve Coogan ve penguenlerin bir araya geldiği harika bir hikaye" diye tanımlıyor. Hem eğlenceli hem de beklenmedik derecede dokunaklı bulunan film, gerçek görüntülerle sona erdiğindeyse izleyicisini büyülemeyi başarıyor.
Mizah, dostluk ve biraz da kaosla dolu Penguen Dersleri, her şeyin çok güzel olacağına inanmak istediğimiz bu günlerde ihtiyacımız olan sıcak bir hikaye.
12 Nisan Cumartesi 13:30 Atlas 1948
17 Nisan Perşembe 11:00 Paribu Cineverse Nautilus
18 Nisan Cuma 21:30 Cinewam City's 7
Independent Türkçe