Bahar şehre giriş yaptı: İstanbul Film Festivali'nde izlemeniz gereken 10 film

31 yaşındaki Sean Wang imzalı Dìdi, festivalde N Kolay Galaları kapsamında izleyiciyle buluşacak (Focus Features)
31 yaşındaki Sean Wang imzalı Dìdi, festivalde N Kolay Galaları kapsamında izleyiciyle buluşacak (Focus Features)
TT

Bahar şehre giriş yaptı: İstanbul Film Festivali'nde izlemeniz gereken 10 film

31 yaşındaki Sean Wang imzalı Dìdi, festivalde N Kolay Galaları kapsamında izleyiciyle buluşacak (Focus Features)
31 yaşındaki Sean Wang imzalı Dìdi, festivalde N Kolay Galaları kapsamında izleyiciyle buluşacak (Focus Features)

İstanbul'da baharın gelişi, sadece çiçeklenen ağaçlarla değil, perdelerini aralayan sinema salonlarıyla da hissedilir. Şehrin en köklü kültür-sanat etkinliklerinden biri olan İstanbul Film Festivali, her yıl olduğu gibi bu nisanda da sinemaseverleri dünya sinemasının en seçkin örnekleriyle buluşturuyor. 

Beyoğlu'ndan Kadıköy'e uzanan festival ruhu, sinemanın büyüsünü İstanbul'un sokaklarına taşımaya hazırlanıyor. Ödüllü yapımlardan kült filmlere, usta yönetmenlerden genç yeteneklere uzanan bu zengin seçki, izleyicileri bir kez daha keşif dolu bir yolculuğa davet ediyor. 

12 gün sürecek festival boyunca Beyoğlu, Kadıköy ve Şişli'deki 7 salon birer kutlama alanına dönüşürken, sinemaseverler olarak biz de bu şölenin bir parçası olacağız.  

Festival biletleri satışa çıkarken biz de 44. İstanbul Film Festivali'nde kaçırılmaması gereken filmlere birlikte göz atalım...

Buzlar Kraliçesi (La tour de glace) 

Özellikle çocukken masalını okuyarak büyüyenler için Buzlar Kraliçesi, Berlinale'de ödülle taçlandırıldığından beri merakla bekleniyor.

Çoğu masal gibi Buzlar Kraliçesi de mutsuz bir yetimle başlıyor. 1970'lerin Fransa'sında küçük, dağlık bir köyde yaşayan Jeanne evden kaçarak ve bir stüdyoya sığınıyor. 16 yaşındaki Jeanne, kendini burada çekilmekte olan Karlar Kraliçesi filminin esrarengiz yıldızı Cristina'nın tuhaf çekiciliğine kaptırıyor. Filmle gerçeklik birbirine karışırken, oyuncu ve kızın arasında da karşılıklı bir hayranlık gelişiyor. 

dcfrgt
(Goodfellas)

Evrim (Évolution) ve Masumiyet'le (Innocence) tanınan Fransa'nın en özgün seslerinden Lucile Hadžihalilović'in bu yeni filmi, Oscarlı yıldız Marion Cotillard ve çizgi dışı yönetmen Gaspar Noé'nin de aralarında bulunduğu bol yıldızlı bir oyuncu kadrosunu bir araya getiriyor.

Slant Magazine'den Diego Semerene, "Buzlar Kraliçesi, nihayetinde estetik ve nostaljik bir egzersiz" ifadesini kullanırken, eleştirmen Dennis Schwartz ise "Performanslar muhteşem" diyor. 

12 Nisan Cumartesi 16:00   Cinewam City's 3    
14 Nisan Pazartesi 11:00     Kadıköy Sineması    
21 Nisan Pazartesi 21:30     Atlas 1948

Köln 75

Köln 75, caz tarihine damga vuran The Köln Concert albümünün heyecan dolu perde arkasını anlatan etkileyici bir film. 1975'te gerçekleşen bu unutulmaz konserin ardında, sadece 17 yaşındaki lise öğrencisi Vera Brandes'in azmi ve tutkusu vardı. Tüm engellere rağmen bu konseri hayata geçiren Brandes, Keith Jarrett'ın belki de kariyerinin en özel performanslarından birine vesile olmuştu. Bu performansın kaydı, caz tarihinin en çok satan solo ve piyano albümü olarak tarihe geçti. 

dfrgthy
(Bankside Films)

Ido Fluk'un yönetmenliğini üstlendiği film, bu yılki Berlin Film Festivali'nde özel bir galada prömiyer yaparak büyük ilgi topladı. 44. İstanbul Film Festivali'nin açılışında gösterilecek Köln 75, konserin 50. yılına anlamlı bir saygı duruşu niteliğinde. Müzik ve sinema tutkunları için kaçırılmayacak bu yapım, ilham veren gerçek bir hikaye sunuyor. Açılış gecesi için film ekibinin de İstanbul'a geleceğini hatırlatalım.

11 Nisan Cuma 21:30            Atlas 1948    
11 Nisan Cuma 21:30            Kadıköy Sineması    
12 Nisan Cumartesi 21:30    Cinewam City's 7    
17 Nisan Perşembe 19:00     Paribu Cineverse Nautilus

Ada (Islands)

Luca Guadagnino'nun geçen yıl hem sinemaseverlerin hem de tenis meraklılarının yüzünü güldüren filmi Rekabet'ten (Challengers) sonra bir kez daha kortlardayız. Bu kez Kanarya Adaları'nda lüks bir otelin kortunda... 2019'da çektiği Lara'yla adından söz ettiren Alman yönetmen, oyuncu ve senarist Jan-Ole Gerster'in merakla beklenen yeni filmi Ada, kara film, drama ve gerilim türlerini harmanlıyor. Prömiyerini bu yıl Berlinale'de özel bir galayla yapan Ada, lüks bir otelde tenis hocalığı yapan Tom'u merkezine alıyor. Derslerden arta kalan zamanını  tek gecelik ilişkilerle dolduran Tom'un hayatı, sıradışı Maguire ailesinin otele gelişiyle değişiyor.

xdcfgrt
(Protagonist Pictures)

2007 yapımı Kontrol'de (Control) efsanevi post-punk grubu Joy Division'ın solisti Ian Curtis'i canlandıran Sam Riley'ye İtiraf: Bölüm 1'le tanınan (Nymphomaniac: Vol. I) Stacy Martin ve Jack Farthing eşlik ediyor. Telegraph, eleştirisinde Ada için şöyle diyor:

Ada, zekice bir ters vuruşla bizi yanıltan bir tatil gizemi.

12 Nisan Cumartesi 11:00      Beyoğlu Sineması    
15 Nisan Salı 19:00               Cinewam City's 7    
17 Nisan Perşembe 13:30     Paribu Cineverse Nautilus

Dìdi

Dìdi, izleyicisini yakın geçmişe, 2008'in nostaljik dünyasına götürüyor. Eğlenceli ve dokunaklı bir büyüme hikayesini anlatan film, 13 yaşındaki Tayvan asıllı Amerikalı bir çocuğun kaykay kaymayı, flört etmeyi ve annesini her şeyden çok sevmeyi öğrendiği bir yazı anlatıyor. 

Sean Wang'in ilk yönetmenlik denemesi olan film, sinemacının kendi büyüdüğü kasabada geçiyor. Mizah dolu şaka videoları, havalı kaykaycılar ve 2000'lerin unutulmaz müzikleriyle bezenmiş Dìdi, aidiyet arayışına yazılmış sıcacık bir mektup gibi. 

cdvfgt
(Focus Features)

Sundance'te hem İzleyici Ödülü'nü hem de Jüri Özel Ödülü'nü kazanan film, Stockholm ve Münih'te de ödüllere layık görüldü. Bununla da kalmayan Dìdi, ABD Ulusal İnceleme Kurulu tarafından geçen yılın en iyi 10 bağımsız filminden biri seçilerek başarısını perçinledi. "En dokunaklı film" ödülünü de kapan Dìdi, seyirciye kahkaha attırırken gözleri nemlendirmeyi de başarıyor. The Atlantic, "Dìdi, büyüme sancılarının çalkantılarından daha fazlasını inceleyerek kendini diğerlerinden ayırıyor" diye yazıyor.

Bugünlerde hayatımızı ele geçiren sosyal medyanın doğduğu dönemi hatırlamak ve büyümenin tatlı sancılarına tanıklık etmek isteyenler için biçilmiş kaftan.

15 Nisan Salı 21:30              Kadıköy Sineması    
16 Nisan Çarşamba 19:00    Atlas 1948    
16 Nisan Çarşamba 21:30    Paribu Cineverse Nautilus    
17 Nisan Perşembe 21:30    Cinewam City's 7

Siyah Köpek (Gouzhen)

Siyah Köpek, insan ve hayvan dostluğunu sıradışı bir perspektiften ele alan, görsel açıdan çarpıcı bir film. Hapisten yeni çıkan Lang, Gobi Çölü kıyısındaki memleketine döndüğünde, kasabanın başıboş köpek sorununu çözmekle görevlendiriliyor. Ancak kaderin cilvesiyle, hakkında ödül konmuş gizemli bir siyah köpekle beklenmedik bir bağ kuruyor.

cvfbg
(Playtime)

Çinli yönetmen Guan Hu, büyük şehirlerden uzak, hayatta kalma mücadelesi veren insanların dünyasına güçlü bir mercek tutuyor. Cannes'da Belirli Bir Bakış Ödülü ve Palm Dog Büyük Jüri Ödülü kazanan film, Varşova ve Valladolid'de de büyük ödüllerle taçlandırıldı. 

Filmin sert ama duygu yüklü atmosferi, usta yönetmen Jia Zhang-ke'nin Lang'in amcası rolüyle kamera karşısına geçmesiyle daha da derinleşiyor. IndieWire'ın da belirttiği gibi, olay örgüsü bazen raydan çıkma tehlikesi yaşasa da Guan'ın etkileyici görselliği filmi daima izlenmeye değer kılıyor. 

Siyah Köpek, yalnızlık, dostluk ve hayatta kalma üzerine etkileyici bir hikaye anlatırken izleyicisini de içsel bir yolculuğa çıkarıyor

12 Nisan Cumartesi 13:30    Cinewam City's 7    
13 Nisan Pazar 19:00           Cinewam City's 3    
14 Nisan Pazartesi 16:00      Kadıköy Sineması

Takipçi (Lurker)

Takipçi, süperstarlık hayalleri, takıntılı bir hırs ve sosyal medya şöhretinin karanlık yüzü üzerine sürükleyici bir gerilim. Tezgahtarlıktan bunalan Matthew, yükselen pop yıldızı Oliver'ın yakın çevresine girmeyi başarsa da kısa sürede onun dünyasında herkesin kolayca gözden çıkarılabilir olduğunu fark ediyor. Göz önünde kalmak için her yolu deneyen Matthew için bu, kısa sürede bir ölüm kalım meselesine dönüşüyor. 

cdfrgt
(Universal Pictures, Focus Features)

Senarist Alex Russell'ın ilk yönetmenlik denemesi olan film, Los Angeles müzik sahnesinin ışıltılı ama acımasız dünyasını cesurca ele alıyor. Dünya prömiyerini Sundance'te yapan ve Berlinale'de de gösterilen Takipçi, şöhretin patolojisini hem şık hem de tedirgin edici bir dille anlatıyor. 

Guardian filmi "rahatsız edici bir gerilim" diye tanımlarken Hollywood Reporter, Takipçi'nin başlarda zaman zaman yavaş olan temposunun bir yerden sonra hiç durmadığını vurguluyor. Variety ise filmi, zamanımıza dair "ibret alınacak şık bir öykü" diye övüyor. 

Takıntı, ihanet ve kimlik kaybı ekseninde şekillenen bu modern psikolojik gerilim, izleyiciyi hem büyüleyip hem de huzursuz etmeyi başarıyor.

12 Nisan Cumartesi 21:30    Atlas 1948    
13 Nisan Pazar 19:00           Kadıköy Sineması    
14 Nisan Pazartesi 19:00     Cinewam City's 7    
18 Nisan Cuma 21:30           Paribu Cineverse Nautilus

 

Maldoror

Maldoror, yasaların sınırlarını zorlayan bir polis memurunun karanlık bir adalet arayışına sürüklendiği, tüyler ürpertici bir gerilim filmi. İki genç kızın kaybolmasıyla başlayan hikayede, fevri polis memuru Paul Chartier, şüpheli bir cinsel suçluyu takip eden gizli birime atanıyor. Ancak operasyonun başarısız olması, Chartier'i kuralların dışına çıkmaya ve kendi yöntemleriyle adalet aramaya itiyor. 1990'larda Belçika'yı sarsan gerçek bir seri katil vakasından esinlenen film, suç ve adalet kavramlarına cesurca yaklaşan bir hikaye anlatıyor. 

yhu
(WTFilms)

Venedik Film Festivali'nde yarışma dışı gösterilen Maldoror, 52 yaşındaki Belçikalı sinemacı Fabrice du Welz'in etkileyici yönetimiyle izleyiciyi sürükleyici bir ahlaki çıkmazın içine çekiyor. 

Sinema yazarı Matthew Turner, filmi "küçük kasaba gerilim türünün ustalıkla işlenmiş bir örneği" diye tanımlıyor. Kötülüğün doğasını sorgulayan film, gerçek suç hikayelerine ilgi duyanları büyülemeye aday. Adaletin ne kadar esnetilebileceğini sorgulatan Maldoror, izleyicisini sarsıcı bir yolculuğa çıkarıyor.

18 Nisan Cuma 16:00    Atlas 1948    
20 Nisan Pazar 16:00    Cinewam City's 7    
22 Nisan Salı 21:30       Kadıköy Sineması

Öldürdüğün Şeyler (The Things You Kill)

Öldürdüğün Şeyler, intikam, vicdan ve gerçeklik algısının bulanıklaştığı, sürükleyici bir psikolojik gerilim. Annesinin ölümünün ardından derin bir öfkeye kapılan Ali, babasından intikam almak için gizemli bahçıvanıyla birlikte karanlık bir plan yapıyor. Ancak ailesi ve yetkililer yaşlı adamın kayboluşunu araştırmaya başladıkça Ali, işlediği suçun haklı olup olmadığını sorgulamaya başlıyor. 

cdfvghtyj
(Best Friend Forever)

İranlı yönetmen Alireza Khatami'nin imzasını taşıyan film, Prömiyerini Sundance'te yaparak Yönetmenlik Ödülü kazanmıştı.

"Lynchvari tuhaflık ve Türk gerçekçiliğinin sürükleyici bir karışımı" diye tanımlanan film, izleyiciyi hem büyüleyen hem de rahatsız eden bir kabusun içine çekiyor. Vulture yazarı Bilge Ebiri, incelemesinde psikolojik gerilim türünün ustalıkla işlendiğini vurgularken Variety, filmi "zekice yazılmış bir alıştırma" diye niteliyor. Sinematografisiyle hipnotize eden, atmosferiyle geren Öldürdüğün Şeyler,  Kendi adaletini sağlamaya çalışan bir adamın içsel çöküşünü ustalıkla işliyor.

Başrollerini Ekin Koç, Erkan Kolçak Köstendil, Hazar Ergüçlü ve Ercan Kesal'ın paylaştığı filmin 17 ve 19 Nisan'daki gösterimleri film ekibinin katılımıyla gerçekleşecek, hatırlatalım.

17 Nisan Perşembe 21:30        Kadıköy Sineması    
19 Nisan Cumartesi 16:00        Atlas 1948    
21 Nisan Pazartesi 16:00         Cinewam City's 7

Çirkin Üvey Kardeş (The Ugly Stepsister)

Çirkin Üvey Kardeş, herkesin bildiği Külkedisi masalını unutamayacağınız kadar rahatsız edici, grotesk bir beden korkusu (body horror) şölenine dönüştürüyor. Prens Julian'ın kalbini kazanmak için güzelleşmeye takıntılı hale gelen Elvira, kendini tenyalar, çürüyen cesetler ve 19. yüzyılın ilkel ameliyatlarıyla dolu tüyler ürpertici bir dönüşüm sürecinin içinde buluyor. Kara mizahla bezeli bu karanlık masal, toplumsal baskılar altında saplantının ne kadar ileri gidebileceğini gözler önüne seriyor. 

cvfbgh
(Memento International)

2025 Sundance Film Festivali'nde Geceyarısı Bölümü'nün açılışında prömiyer yapan film, o kadar etkileyici ki Variety'ye göre bir izleyici gösterim sırasında koridora kusmuş! Raw ve Cevher (The Substance) gibi filmlerle kıyaslanan Çirkin Üvey Kardeş, bedensel dönüşüm temasını en rahatsız edici haliyle işliyor. 

Fantastic Film Fans'ten Jason Osiason, filmi "beden korkusunun kaotik bir şaheseri" diye tanımlarken, son sahnenin izleyiciyi koltuklarına çivileyeceğini vurguluyor. Güzellik ve romantizm takıntısının karanlık sonuçlarını sert bir dille ele alan film, sizi epey zorlama garantili sahneler ve unutulmaz bir final vaat ediyor. Karanlık masalları sevenlere...

15 Nisan Salı 19:00               Kadıköy Sineması    
16 Nisan Çarşamba 21:30    Cinewam City's 3    
21 Nisan Pazartesi 19:00      Paribu Cineverse Nautilus
22 Nisan Salı 13:30               Atlas 1948

Penguen Dersleri (The Penguin Lessons) -  Peter Cattaneo

Penguen Dersleri, bir adam ve bir penguenin alışılmadık dostluğunu anlatan sıcacık bir hikaye. 1976'da hayattan umudunu kesmiş Tom, İngilizce öğretmeni olarak Arjantin'e gittiğinde, kendini askeri darbenin eşiğindeki bir ülkede ve huysuz öğrencilerle dolu bir sınıfta buluyor. Derken petrol sızıntısına bulanmış çaresiz bir penguenle karşılaşıp onu kurtarmaya karar veriyor. Juan Salvador'la dostlukları da böylece başlıyor. 

sdcfrg
(Rocket Science)

Yönetmen koltuğunda Anadan Doğma'yla tanınan (The Full Monty) Britanyalı sinemacı Peter Cattaneo'nun oturduğu Penguen Dersleri, Tom Michell'ın anılarından uyarlandı. Hollywood Reporter, prömiyerini Toronto Film Festivali'nde yapan filmi "Steve Coogan ve penguenlerin bir araya geldiği harika bir hikaye" diye tanımlıyor. Hem eğlenceli hem de beklenmedik derecede dokunaklı bulunan film, gerçek görüntülerle sona erdiğindeyse izleyicisini büyülemeyi başarıyor. 

Mizah, dostluk ve biraz da kaosla dolu Penguen Dersleri, her şeyin çok güzel olacağına inanmak istediğimiz bu günlerde ihtiyacımız olan sıcak bir hikaye.

12 Nisan Cumartesi 13:30    Atlas 1948    
17 Nisan Perşembe 11:00    Paribu Cineverse Nautilus    
18 Nisan Cuma 21:30          Cinewam City's 7

Independent Türkçe



Tom Cruise'un uzay hayali suya düştü: NASA engeli projeyi durdurdu

Tom Cruise, yönetmenliğini Christopher McQuarrie'nin üstlendiği Mission: Impossible - Son Hesaplaşma'da (Mission: Impossible – The Final Reckoning) "benzeri görülmemiş bir su altı sahnesi çektiklerini" söylemişti (Paramount)
Tom Cruise, yönetmenliğini Christopher McQuarrie'nin üstlendiği Mission: Impossible - Son Hesaplaşma'da (Mission: Impossible – The Final Reckoning) "benzeri görülmemiş bir su altı sahnesi çektiklerini" söylemişti (Paramount)
TT

Tom Cruise'un uzay hayali suya düştü: NASA engeli projeyi durdurdu

Tom Cruise, yönetmenliğini Christopher McQuarrie'nin üstlendiği Mission: Impossible - Son Hesaplaşma'da (Mission: Impossible – The Final Reckoning) "benzeri görülmemiş bir su altı sahnesi çektiklerini" söylemişti (Paramount)
Tom Cruise, yönetmenliğini Christopher McQuarrie'nin üstlendiği Mission: Impossible - Son Hesaplaşma'da (Mission: Impossible – The Final Reckoning) "benzeri görülmemiş bir su altı sahnesi çektiklerini" söylemişti (Paramount)

Tom Cruise'un geliştirme aşamasındaki uzay temalı yeni filminden kötü haber geldi.

Oyuncunun, Yarının Sınırında'nın (Edge of Tomorrow) yönetmeni Doug Liman'la birlikte hayata geçirmeyi planladığı projenin rafa kaldırıldığı öne sürülüyor. Merakla beklenen filmin sinema tarihinde bir ilke imza atması bekleniyordu.

Page Six'in haberine göre filmin çıkmaza girmesinin temel nedeni, Cruise'un NASA'yla çalışabilmek için ABD Başkanı Donald Trump'tan izin istemeye yanaşmaması. 

"Siyasi nedenlerle Trump'tan yardım istemedi"

Yayına konuşan bir kaynak, "Anladığım kadarıyla bu film için NASA'yla koordinasyon şarttı ve Tom Cruise, Donald Trump'tan yardımını rica etmek istemedi" dedi. Kaynak sözlerini, "Federal hükümetten izin alınması gerekiyor. Tom bunu siyasi nedenlerle yapmak istemedi" diye sürdürdü.

2020'de yapılan açıklamalarda Cruise'un, uzayda çekilen ilk kurmaca film üzerinde çalıştığı duyurulmuş, bir NASA yetkilisi de oyuncunun Uluslararası Uzay İstasyonu'nda çekim yapacağını doğrulamıştı.

Ancak 2022'ye kadar projeyle ilgili neredeyse hiç gelişme paylaşılmadı. O yıl Universal Pictures'ın patronu Donna Langley, "Tom Cruise bizi uzaya götürüyor. Dünyayı uzaya taşıyor" diyerek projeyi doğrulamıştı.

Langley, o dönemde yaptığı açıklamada, "Tom'la geliştirme aşamasında harika bir projemiz var" demiş ve şöyle devam etmişti:

Bu proje, gerçekten bunu yapmasını öngörüyor. Bir roketle uzay istasyonuna gitmesi, çekim yapması ve umarız uzay istasyonunun dışında yürüyüş yapan ilk sivil olması hedefleniyor.

İsmi henüz açıklanmayan filmde Cruise'un, "şansı yaver gitmeyen ve bir şekilde Dünya'yı kurtarabilecek tek kişi haline gelen" bir karakteri canlandırması planlanıyordu. 

Oscarlı yönetmenin yeni filminde

Görevimiz Tehlike (Mission: Impossible) yıldızının sıradaki projesi ise Diriliş'in (The Revenant) 4 Oscarlı yönetmeni Alejandro G. Iñárritu'nun imzasını taşıyan ve adı henüz açıklanmayan bir film. 

Yapım hakkında fazla detay bilinmese de 63 yaşındaki Cruise'un, Jesse Plemons, Emma D'Arcy, John Goodman, Sandra Hüller, Riz Ahmed ve Sophie Wilde'ın da yer aldığı güçlü bir oyuncu kadrosuna liderlik edeceği belirtiliyor.

Cruise ve Iñárritu'nun yeni filmi, 2 Ekim 2026'da vizyona girecek.

Independent Türkçe, Page Six, GamesRadar


Rekortmen film 25 yaşında: Jim Carrey 20 milyon doları geri vermek istemiş

Kült klasikte Jim Carrey, Noel'i çalma planları yaparken küçük bir kızla tanışan alaycı, huysuz ve yalnız Grinç rolünde (Universal Pictures)
Kült klasikte Jim Carrey, Noel'i çalma planları yaparken küçük bir kızla tanışan alaycı, huysuz ve yalnız Grinç rolünde (Universal Pictures)
TT

Rekortmen film 25 yaşında: Jim Carrey 20 milyon doları geri vermek istemiş

Kült klasikte Jim Carrey, Noel'i çalma planları yaparken küçük bir kızla tanışan alaycı, huysuz ve yalnız Grinç rolünde (Universal Pictures)
Kült klasikte Jim Carrey, Noel'i çalma planları yaparken küçük bir kızla tanışan alaycı, huysuz ve yalnız Grinç rolünde (Universal Pictures)

Jim Carrey, Ron Howard'ın 2000 yapımı filmi Grinç'in (How the Grinch Stole Christmas) 25. yılı vesilesiyle, filmin yönetmeni ve makyajcısıyla Vulture'a verdiği röportajda, rolün perde arkasına dair çarpıcı ayrıntılar paylaştı. 

Dr. Seuss'un 1957 tarihli çocuk kitabından uyarlanan film, dünya genelinde 346 milyon dolar hasılat elde ederek büyük bir gişe başarısına imza atmış ve ABD'de 2000'in en çok kazanan yapımı olmuştu. 

Ancak Carrey için bu başarı, son derece zorlu bir dönüşüm sürecini de beraberinde getirmişti.

"Sadece yeşile boyayın"

Oyuncu, daha önceki röportajlarında Grinç'i ağır makyaj ve protezlerle canlandırmanın "işkence gibi" olduğunu açıkça dile getirmişti. Vulture'a verdiği yeni röportajda ise bu sürece dair daha önce paylaşmadığı ayrıntıları anlattı.

Carrey'nin yaşadığı zorlu sürece rağmen film, makyaj sanatçısı Rick Baker'a Oscar kazandırmıştı. Baker, stüdyonun başlangıçta Carrey'nin yalnızca yeşile boyanmasını istediğini hatırlattı. Baker, "Stüdyo bize, 'Jim'e 20 milyon dolar ödüyoruz ve onu görmek istiyoruz. Sadece yeşile boyayın' dedi" diye konuştu.

Carrey ise kostümü giymeyi kendisinin istediğini ancak bundan nefret ettiğini anlattı. Oyuncu, Grinç'i canlandırırken ağır makyaj ve maske nedeniyle burnundan nefes alamadığını söyledi. Maske üzerinde nefes almasına izin verecek delikler açmakta zorlandıklarını belirten Carrey, "Sonunda tüm film boyunca ağzımdan nefes almak zorunda kaldım" dedi.

Carrey, kostümün "dayanılmaz derecede kaşındırıcı" olduğunu ve gün boyu onu "çıldırttığını" da sözlerine ekledi. Yüzüne dokunamadığını ya da kaşınamadığını anlatan oyuncu, günde 8 saat makyaj koltuğunda oturduktan sonra projeden ayrılmayı ciddi ciddi düşündüğünü söyledi.

"20 milyon dolarını geri vermeye hazırdı"

Yönetmen Ron Howard da Carrey'nin o dönemde rolü bırakmaya çok yaklaştığını doğruladı. Howard, "20 milyon dolarını geri vermeye bile hazırdı. Bunu ciddi ciddi söylüyordu" dedi.

Ekip, çözümü eski bir özel harekat eğitmeni olan Richard Marcinko'yu projeye dahil etmekte buldu. Carrey, Marcinko'yu "CIA ajanlarına ve özel kuvvetlere işkenceye dayanmayı öğreten biri" diye tanımladı. Oyuncu, Marcinko'nun kendisine stresle başa çıkabilmek için çeşitli yöntemler öğrettiğini anlattı.

Bee Gees'e minnettar

Carrey, makyaj sürecini asıl katlanılır kılan şeyin ise Bee Gees'in müzikleri olduğunu söyledi. Oyuncu, makyaj süresince Bee Gees albümleri dinlediğini anlattı: 

Müzikleri inanılmaz derecede neşeli. Barry Gibb'le hiç tanışmadım ama ona teşekkür etmek istiyorum.

Independent Türkçe, Variety, Vulture, CBR.com


James Cameron sabırsızlıkla beklediği filmi açıkladı

15 milyon dolarlık bütçeyle çekilen Godzilla Minus One, 71 yıllık meşhur serinin en iyileri arasında gösteriliyor (Toho)
15 milyon dolarlık bütçeyle çekilen Godzilla Minus One, 71 yıllık meşhur serinin en iyileri arasında gösteriliyor (Toho)
TT

James Cameron sabırsızlıkla beklediği filmi açıkladı

15 milyon dolarlık bütçeyle çekilen Godzilla Minus One, 71 yıllık meşhur serinin en iyileri arasında gösteriliyor (Toho)
15 milyon dolarlık bütçeyle çekilen Godzilla Minus One, 71 yıllık meşhur serinin en iyileri arasında gösteriliyor (Toho)

James Cameron, Godzilla Minus One'ın devam filmi için heyecanını gizlemekte zorlanıyor. Ünlü yönetmen o kadar hevesli ki gerekirse sette yardımcı olmayı bile teklif etti.

Cameron, Avatar: Ateş ve Kül'ün (Avatar: Fire and Ash) Japonya'daki tanıtımı sırasında, sahneyi Godzilla Minus One'ın yönetmeni Takashi Yamazaki'yle paylaştı ve esprili bir dille, "Minus Zero'yu görmeyi sabırsızlıkla bekliyorum" dedi. 

"Benim için büyük bir onur"

Cameron sözlerini şöyle sürdürdü: 

Yamazaki sırf burada olmak için setten erken ayrılıp geldi, bu benim için büyük bir onur. Ben de kendisine yardımcı olabileceğimi söyledim.

Yamazaki ise bu teklife gülerek, "Bu durumda işimi elimden alırsınız" diye karşılık verdi. Cameron da "Bence her şey kontrolünüz altında" yanıtını verdi.

II. Dünya Savaşı sonrası Japonya'da geçen Godzilla Minus One, Kamiki Ryunosuke'nin canlandırdığı eski kamikaze pilotu Shikishima Koichi'yi merkezine alıyordu. 

Godzilla'yla ölümcül bir karşılaşmadan sağ kurtulan Koichi, yıllar sonra canavarın yeniden ortaya çıkmasıyla Japonya'yı kurtarmaya çalışan bir askeri ekibe katılıyordu.

Akademi Ödülleri'nde En İyi Görsel Efekt dalında Oscar kazanan Godzilla Minus One, bu başarıya ulaşan ilk Godzilla filmi olmuştu. Yapım, aynı zamanda bu kategoride ödül alan ilk Japon filmi olarak tarihe geçmişti.

Kasım 2023'te Japonya'da gösterime giren yapım, 7,65 milyar yenin (yaklaşık 50 milyon dolar) üzerindeki hasılatıyla ülkede en çok kazanan Godzilla filmi unvanını elde etmişti. 

Film, Kuzey Amerika'da da 56 milyon dolar hasılat elde ederek, tüm zamanların en yüksek gişe gelirine ulaşan Japonca canlı çekim yapımı olmuştu.

2026 sonunda izleyiciyle buluşacak

Devam projesinin 2026'nın sonlarına doğru vizyona girmesi planlanıyor. Kamiki'nin Kōichi rolüyle geri dönmesi, Minami Hamabe'nin ise karakterin sevgilisi Noriko'yu yeniden canlandırması bekleniyor. Ancak filmin konusuna dair henüz hiçbir detay paylaşılmadı ve proje gizemini koruyor.

71 yaşındaki Cameron cephesinde ise sıradaki proje, Avatar: Ateş ve Kül. Jake ve Neytiri bu kez, yeni bir Na'vi kabilesiyle karşı karşıya gelecek.

Merakla beklenen film, 19 Aralık'ta sinemalarda gösterime girecek.

Independent Türkçe, GamesRadar, ScreenRant