Bilim insanları, yıldızların çaldığı "müziğin" evrenin gizemlerini çözebileceğini söyledi

Fotoğraf: AFP
Fotoğraf: AFP
TT

Bilim insanları, yıldızların çaldığı "müziğin" evrenin gizemlerini çözebileceğini söyledi

Fotoğraf: AFP
Fotoğraf: AFP

Bilim insanlarına göre yıldızların "müziği" galaksilerin nasıl oluştuğunu açıklamaya yardım edebilir.

Gece gökyüzünde gördüğümüz yıldızlar sürekli "yıldız depremleri" geçiriyor, yani parlaklıkları sürekli dalgalanıyor.

Bilim insanları, bu dalgalanmaların müzikteki gibi frekanslara dönüştürülebileceğini söylüyor. Frekanslar da bir yıldızın yaşı ve kütlesinin ne kadar olduğunu ve diğer özelliklerini anlamamıza katkı sağlayabilir.

Araştırmacılar, bir müzik parçasının perde değişimleri gibi bu frekanslardaki değişimleri dinleyerek yıldızların hikayesini ve kökenini anlayabileceklerini söylüyor.

Avustralya Ulusal Üniversitesi'nden Claudia Reyes "Bazı yıldızlarda yıldız depremleri meydana geliyor ve bu da sürekli bir parlama ve sönme döngüsüne yol açıyor. Parlaklıktaki bu küçük dalgalanmaları dikkatle gözlemleyerek bir yıldızın müzikal ritmini dinleyebiliriz" diyor.

Bu dalgalanmalar müzik notaları gibidir; bir telin titreşimine veya bir davulun uğultusuna benzer ve frekanslara çevrilebilir. Her frekans bize yıldızın büyüklüğü, kimyasal bileşimi ve iç yapısı hakkında daha fazla bilgi veriyor.

Çalışmada araştırmacılar 2 bin 700 ışık yılı uzaklıktaki 27 yıldızdan oluşan bir kümeye bakarak çıkardıkları "sesleri" inceledi. Bu yıldızlar, hepsi kardeş olduğu için seçildi: 4 milyar yıl önce aynı gaz bulutunda doğdular, benzer kimyasal bileşimlere ama farklı kütlelere sahipler.

Bu sayede bilim insanları onları daha kolay karşılaştırabiliyor. Kütlelerine bakarak ne kadar hızlı evrimleştiklerini görebiliyorlar.

Ancak araştırma, bilim insanlarının Güneş gibi evimize çok yakın yıldızları daha iyi anlamalarına katkı sağlayabilir. O da benzer bir kümede doğdu ve bu nedenle bulgular yaşlandıkça neler olabileceğini açıklamaya katkı sağlayabilir.

Bulgular hakemli dergi Nature'da yayımlanan "Acoustic modes in M67 cluster stars trace deepening convective envelopes" (M67 küme yıldızlarındaki akustik modlar derinleşen konvektif zarfların izini sürüyor) başlıklı yeni bir çalışmada aktarılıyor.

Independent Türkçe



NASA teleskobu, Samanyolu'nun en uzak "ikizini" buldu

Epey belirgin spiral kollara, merkezinde şişkinliğe ve büyük bir yıldız oluşum diskine sahip Zhúlóng, Samanyolu Galaksisi'ne benziyor (NOIRLab)
Epey belirgin spiral kollara, merkezinde şişkinliğe ve büyük bir yıldız oluşum diskine sahip Zhúlóng, Samanyolu Galaksisi'ne benziyor (NOIRLab)
TT

NASA teleskobu, Samanyolu'nun en uzak "ikizini" buldu

Epey belirgin spiral kollara, merkezinde şişkinliğe ve büyük bir yıldız oluşum diskine sahip Zhúlóng, Samanyolu Galaksisi'ne benziyor (NOIRLab)
Epey belirgin spiral kollara, merkezinde şişkinliğe ve büyük bir yıldız oluşum diskine sahip Zhúlóng, Samanyolu Galaksisi'ne benziyor (NOIRLab)

James Webb Uzay Teleskobu (JWST), bugüne kadarki en uzak ve eski spiral galaksiyi keşfetti.

Samanyolu gibi galaksilerin spiral kollar ve yıldız oluşumuna sahne olan devasa disklerini oluşturmak için birkaç milyar yıla ihtiyaç duyduğu düşünülüyordu. 

Ancak NASA öncülüğünde geliştirilen JWST, bu düşünceye meydan okuyan gözlemler yapıyor.

Teleskobun uzaktaki milyarlarca gökcismini taradığı PANORAMIC araştırmasından elde edilen görüntüleri inceleyen bilim insanları, Samanyolu'nun en uzak "ikizi" dedikleri bir galaksiyle karşılaştı.

Zhúlóng adı verilen galaksi, standart modele göre 13,8 milyar yıl önce gerçekleşen Büyük Patlama'dan sadece 1 milyar yıl sonra görüntülendi.

Hakemli dergi Astronomy & Astrophysics'te dün (16 Nisan) yayımlanan makalenin yazarları, galaksinin belirli özellikleri ve boyutu nedeniyle Samanyolu'nun ikizi olduğunu söylüyor.

Cenevre Üniversitesi'nden çalışmanın başyazarı Mengyuan Xiao, "Bu galaksiye Çin mitolojisinde 'Meşale Ejderhası' anlamına gelen Zhúlóng adını verdik. Mitolojide Zhúlóng, gözlerini açıp kapatarak gece ve gündüzü yaratan, ışığı ve kozmik zamanı simgeleyen güçlü bir kızıl güneş ejderhasıdır" diyerek ekliyor:

Zhúlóng'u öne çıkaran şey, şekil, boyut ve yıldız kütlesi bakımından Samanyolu'na çok benzemesi.

Bilim insanları Zhúlóng'un yıldız oluşum diskinin 60 bin ışık yılı çapa sahip olduğunu ve kütlesinin, Güneş'in 100 milyar katı olduğunu tahmin ediyor. Buna karşılık Samanyolu'nun diski 100 bin ışık yılı çapa ve 1,5 trilyon Güneş kütlesine sahip. 

Aralarında böyle bir boyut ve kütle farkı olmasına karşın Zhúlóng'un bu kadar eski bir zamanda bu seviyeye ulaşması mevcut teorileri sorgulamaya açıyor. Yine JWST'nin 2023'te keşfettiği Ceers-2112 adlı spiral galaksiden 1 milyar yıl daha yaşlı.

JWST, 2021'de fırlatılmasından bu yana evrenin ilk dönemlerinde devasa galaksiler ve kara delikler buluyor. Bu keşifler evrene veya galaksi oluşumuna dair bilinenlerin yanlış olabileceğine işaret ediyor.

Yeni araştırmayı yürüten ekip, Zhúlóng'un 1 milyar yıldan daha kısa sürede Samanyolu'na benzer şekil ve boyuta nasıl ulaştığı sorusunun cevap beklediğini söylüyor.

Makalenin ortak yazarı Pascal Oesch, "Bu keşif, JWST'nin erken evrene bakışımızı temelden nasıl değiştirdiğini gösteriyor" diyor.

Araştırmacılar JWST ve Şili'deki teleskop dizisi ALMA'yla Zhúlóng'un daha derinlemesine incelenmesi çağrısı yapıyor.

Independent Türkçe, Live Science, Space.com, Astronomy & Astrophysics