Eleştirmenler Netflix'in yeni animasyonuna bayıldı: 94 puan

3 Nisan'da Netflix kütüphanesine eklenen Devil May Cry'ın ilk sezonu 8 bölümden oluşuyor (Netflix)
3 Nisan'da Netflix kütüphanesine eklenen Devil May Cry'ın ilk sezonu 8 bölümden oluşuyor (Netflix)
TT

Eleştirmenler Netflix'in yeni animasyonuna bayıldı: 94 puan

3 Nisan'da Netflix kütüphanesine eklenen Devil May Cry'ın ilk sezonu 8 bölümden oluşuyor (Netflix)
3 Nisan'da Netflix kütüphanesine eklenen Devil May Cry'ın ilk sezonu 8 bölümden oluşuyor (Netflix)

Netflix, izleyicilerin "yılın en iyilerinden biri" diye nitelendirdiği yeni animasyon dizisini yayımladı. Tüm bölümleri bir solukta izleyen hayranlar, şimdiden ikinci sezonun gelmesi için çağrıda bulunuyor.

Devil May Cry adlı animasyon, geçen hafta platformdaki yerini aldı ve yayına girdiği günden itibaren Netflix'in en çok izlenenleri arasına hızla girdi.

Güncel verilere göre dizi, ABD'de Kayıp Kızlar: Long Island Seri Katili (Gone Girls: The Long Island Serial Killer) adlı gerçek suç belgeseli ve Love on the Spectrum'un hemen ardından üçüncü sırada yer alıyor. Birleşik Krallık'ta ise Adolescence ve See No Evil gibi yapımların gerisinde kalarak 5. sırada.

Capcom'un büyük ilgi gören video oyunu serisinden uyarlanan Devil May Cry'ın dizi sorumlusu görevini, Castlevania ve Captain Laserhawk gibi Netflix yapımlarından tanınan Adi Shankar üstleniyor.

Dizi, insanların ve iblislerin yaşadığı iki dünya arasında bir köprü kurmaya çalışan şeytani güçlerin tehdidi altındaki bir evrende geçiyor. Yetim kalmış bir çocukken iblis avcısı olan Dante, bu iki dünyanın kaderini belirleyecek kilit isim haline geliyor. Mirror'ın aktardığına göre Dante'nin yolculuğu, dizinin merkezinde yer alıyor.

"Kendi belirlediğimiz çıtayı aşmaya kararlıyız"

Dizi yayına girmeden önce Shankar, serinin sadık hayranlarının beklentilerini yükselterek şu açıklamada bulunmuştu:

Netflix ve Capcom'un bana Devil May Cry evrenini emanet etmesi büyük bir onur. Alex Larsen ve ben bu karakterleri çok seviyoruz ve kendi belirlediğimiz çıtayı aşmaya kararlıyız.

Dizi televizyon yazarlarından da büyük övgü aldı. Eleştiri derleme sitesi Rotten Tomatoes'da 100 üzerinden 94 puan almayı başaran yapım için şu ifadeler kullanılıyor: 

Sadece 2025'in en iyi animasyonlarından biri değil, genel olarak yılın en iyi dizilerinden biri.

Netflix'in yeni yapımı, hem hayranlardan hem de eleştirmenlerden tam not aldı. Başka bir yorumda şu ifadelere yer verildi:

Devil May Cry, sağlam ve eğlenceli bir dizi. Görsel olarak kanlı ama estetik; neredeyse her bölüm göz alıcı aksiyon sahneleriyle dolu.

"Kusursuz bir uyarlama"

Bir başka izleyiciyse diziyi şu sözlerle özetledi:

Bu, video oyunlarının ruhuna sadık kalarak kendi hikayesini başarıyla anlatan, şatafatlı, coşkulu ve şiddetli sahnelerle dolu neredeyse kusursuz bir uyarlama. Parti daha yeni başlıyor.

Birçok kişi sosyal medyada bölümleri çoktan bitirdiğini belirtiyor. Özellikle 6. bölümün duygusal etkisi sıkça dile getiriliyor.

Bir kullanıcı, "Netflix'teki Devil May Cry'ın 6. bölümü çok fena... O bölümden sonra toparlanabileceğimi sanmıyorum" derken, bir diğeri ise şöyle yazdı: 

Yeni Devil May Cry animesini bitirdim. Gerçekten çok beğendim ama sonuyla ilgili bir şeyi söylemem lazım... Şoke ediciydi.

Pek çok izleyici ise dizinin devam etmesi için çağrı yapıyor:

Devil May Cry, harika bir dizi. Kesinlikle ikinci sezonu hak ediyor. Hikaye özgün ve eğlenceli. Kendi evrenini yaratmış ve başarılı. Müzikler, aksiyon sahneleri ve senaryo harikaydı.

Independent Türkçe, Mirror, Surrey Live



Dünya'daki suyun kökenine dair teori sarsılıyor

Dünya'daki suyun kökenini bulmak için hidrojenin nereden geldiğini tespit etmek gerekiyor (Unsplash)
Dünya'daki suyun kökenini bulmak için hidrojenin nereden geldiğini tespit etmek gerekiyor (Unsplash)
TT

Dünya'daki suyun kökenine dair teori sarsılıyor

Dünya'daki suyun kökenini bulmak için hidrojenin nereden geldiğini tespit etmek gerekiyor (Unsplash)
Dünya'daki suyun kökenini bulmak için hidrojenin nereden geldiğini tespit etmek gerekiyor (Unsplash)

Bilim insanları Dünya'daki suyun asteroitlerden gelmediğini ve gezegenin bunu kendi başına üretecek kapasiteye sahip olduğunu öne sürdü.

Dünya'daki suyun kökeni, yaşamı mümkün kılan temel maddeler arasında olmasından dolayı, büyük önem arz eden bir konu. Bu nedenle hidrojeninin ne zaman ve nerede oluştuğunu saptamak gerekiyor: Hidrojen olmadan su ve su olmadan da bildiğimiz türden yaşam var olamaz.

Yaygın kabul gören bir teoriye göre su bileşenleri, yaklaşık 4,5 milyarlar yıl önce oluşan gezegenin ilk dönemlerinde yeryüzüne düşen göktaşlarının içindeydi.

Ancak bulguları hakemli dergi Icarus'ta yayımlanan çalışmaya göre suyun oluşması için göktaşlarına ihtiyaç duyulmamış olabilir.

Bilim insanları enstatit kondrit denen nadir bir meteorit türüne odaklandı. Bu göktaşları Dünya'nın 4,5 milyar yıl önceki yapısına benzedikleri için gezegenin ilk dönemleri hakkında fikir verebiliyor.

Daha önce yapılan bir çalışmada bu türden bir örnekte hidrojen tespit edilmiş ancak elementin kayada kendiliğinden mi bulunduğu yoksa daha sonra mı bulaştığı belirlenememişti.

Oxford Üniversitesi'nden bilim insanları yeni çalışmada X ışınlarından yararlanarak aynı türden farklı bir göktaşının kimyasal yapısını ortaya çıkarmaya çalıştı.

Ekip göktaşı içindeki hidrojenin sülfür molekülleriyle bağlantılı olacağını düşünerek ışını buna göre ayarladı. Şaşırtıcı bir şekilde hidrojen sülfür, bekledikleri bölgenin dışındaki kristalize kısımda yoğunlaşmıştı.

Diğer yandan meteoride Dünya'da bir şeyler bulaştığına işaret eden, çatlak veya pas bulunan bölgelerinde hidrojen yok denecek kadar azdı.

Bilim insanları bu nedenle hidrojenin göktaşında her zaman olduğunu ve sonradan bulaşmadığını düşünüyor.

Bu durum popüler teoriyi destekliyor gibi görünse de araştırmacılar, bu meteoridin Dünya'nın ilk dönemlerine benzemesine dikkat çekiyor.

Göktaşında doğal yolla oluşan hidrojen sülfür miktarına dayanarak gezegenin de yaşamı mümkün kılan ilk su moleküllerini üretecek tüm hidrojene sahip olabileceğini öne sürüyorlar.

Çalışmaya liderlik eden Tom Barrett "Analiz bize numunenin hidrojen sülfür içerdiğini, sadece beklediğimiz yerde olmadığını söylediğinde inanılmaz derecede heyecanlandık" diyor.

Makalenin ortak yazarı James Bryson da "Artık gezegenimizi inşa eden malzemenin hidrojen açısından daha önce düşündüğümüzden çok daha zengin olduğunu düşünüyoruz" diyerek ekliyor. 

Bu bulgu Dünya'daki suyun, gezegenimiz oluştuktan sonra onu tesadüfen bombardımana tutan hidratlı göktaşlarından ziyade doğal bir süreç sonucu oluştuğu fikrini destekliyor.

Ancak yeni çalışma tartışmayı kesin bir şekilde kapatmıyor. Dünya'da suyun kendiliğinden oluşabileceğine dair önemli bir bulgu sunsa da göktaşları süreçte kritik bir rol oynamış olabilir.

Independent Türkçe, Popular Science, Discover Magazine, Icarus