Ağaçlar, kaçak madencilere karşı casusluk yapıyor

Kaçak altın madenciliği, Amazon'daki yağmur ormanlarına büyük zarar veriyor (Reuters)
Kaçak altın madenciliği, Amazon'daki yağmur ormanlarına büyük zarar veriyor (Reuters)
TT

Ağaçlar, kaçak madencilere karşı casusluk yapıyor

Kaçak altın madenciliği, Amazon'daki yağmur ormanlarına büyük zarar veriyor (Reuters)
Kaçak altın madenciliği, Amazon'daki yağmur ormanlarına büyük zarar veriyor (Reuters)

Bilim insanları, Amazon'daki kaçak altın madenciliğine karşı ağaçların “casus” görevi görebileceğini keşfetti. 

Yasadışı madenciler, altın parçacıklarını topraktan ayırmak için cıva kullanıyor. Toprağa salınan ve altına bağlanan cıvaların yarattığı bu zehirli karışım daha sonra madenciler tarafından yakılıyor. Açığa çıkan gazlarsa yakındaki ağaçlar tarafından emiliyor. 

ABD’nin prestijli eğitim kurumlarından Cornell Üniversitesi’nden Dr. Jacqueline Gerson liderliğindeki ekip, bu zehirli metalin ağaç halkalarında biriktiğini ve böylece kaçak madenciliğin “izlerinin takip edilebileceğini” ortaya koydu. 

Hakemli dergi Frontiers in Environmental Science’ta bugün yayımlanan araştırmada, Peru’da kaçak madencilik yapılan bölgelere farklı mesafelerden toplanan 5 incir ağacı (Ficus insipada) türüne ait halkalar incelendi. 

En yüksek cıva seviyeleri, madenlerin bitişiğindeki alanlardan alınan ağaç halkası örneklerinde tespit edildi. Madenden daha uzak olanlardaysa bu seviyeler daha düşüktü. 

Gerson, ağaçların kaçak madencilik faaliyetlerine yönelik “biyolojik monitörler” şeklinde kullanılabileceğini belirtiyor. Yer aldığı çevrenin kalitesi hakkında nicel bilgi sağlayabilen canlılara “biyolojik monitör” adı veriliyor. 

Diğer yandan ağaç halkaları araştırmacılara cıva seviyelerinin ne zaman yükselmeye başladığını gösterse de yasadışı madencilerin konumuna dair net bilgiler sunmuyor. Fakat yüksek cıva seviyeleri, madencilik alanlarının muhtemel yakınlığına dair bilgi verebilir. 

Independent Türkçe, Popular Science, New Scientist



"Kılıçlı büyükanne" 82 yaşında Kalaripayat dersi veriyor

Ona "Kılıçlı Büyükanne" diyenler de var (Meenakshi Raghavan)
Ona "Kılıçlı Büyükanne" diyenler de var (Meenakshi Raghavan)
TT

"Kılıçlı büyükanne" 82 yaşında Kalaripayat dersi veriyor

Ona "Kılıçlı Büyükanne" diyenler de var (Meenakshi Raghavan)
Ona "Kılıçlı Büyükanne" diyenler de var (Meenakshi Raghavan)

Meenakshi Raghavan, geçmişi milattan önceye dayanan Kalaripayat'ı öğretmekten vazgeçmeyeceğini söylüyor.

Dünyada bu dövüş sporunu öğreten en yaşlı kadın olduğu tahmin edilen Hintli, "Muhtemelen ölene kadar Kalari yapacağım" diyor. 

Meenakshi Anne olarak da bilinen 82 yaşındaki Raghavan, Kerala'nın Vadakara bölgesinde yaşasa da başka kentlerde de gösteri yapıyor.

Eşinin 1950'de kurduğu dövüş okulunda sabah 5'ten öğlene kadar Kalaripayat dersleri vermeyi sürdürüyor:

Günde 50 civarında öğrenciyi eğitiyorum. 4 çocuğum da ben ve eşim tarafından yetiştirildi. 6 yaşından itibaren öğrenmeye başladılar.

Meenakshi Raghavan, 7 yaşındayken çok iyi dans ettiğini ve babasıyla konuşan VP Raghavan'ın onu Kalaripayat'a başlattığını söylüyor:

Tıpkı dans gibi, bu sanat formu da esnek olmanızı gerektiriyor.

Sonrasında okul kurup evlenen ikili, yüzlerce öğrenciyi para almadan yetiştirmiş.

2007'de eşini kaybettikten sonra resmen okulun başına geçen Raghavan, bir gün işleri 62 yaşına gelen en büyük oğlu Sanjeev'e bırakacağını söylüyor. 

dcfgthy
Eski öğrencileri, onu büyük bir ilham kaynağı olarak görüyor (Meenakshi Raghavan)

Kökleri en az 3 bin yıl önceye dayanan bu teknik, Hindistan'ın güneyindeki Kerala eyaletinde bulundu. Ülkenin en eski dövüş sanatı olarak kabul ediliyor. 

Dövüş ve savaş teknikleri öğretmekle kalmıyor, öz disiplini sağlamada ve fiziksel kuvvet kazanmada da etkili. 

Sabır gerektiren Kalaripayat, 4 aşamalı bir yöntemle öğretiliyor.

Meypattu adı verilen ilk safhada yağlı masajın ardından egzersiz yapılıyor. 

İki yılın ardından kolthari'ye (sopa dövüşü), angathari'ye (silahlı dövüş) ve verumkai'ye (silahsız dövüş) geçiliyor. Kalaripayat'ta uzmanlaşmak için ortalama 5 yıl gerekiyor. 

Kung fu'nun nefes alma ve vücuttaki enerji akışını sağlama yöntemlerini 6. yüzyılda Kalaripayat'tan aldığı tahmin ediliyor. 

Independent Türkçe, BBC, Guardian