Yeni Stephen King uyarlamasında başrol için isim netleşiyor

Sinema yazarları 2013 yapımı Carrie: Günah Tohumu'nu (Carrie) "gereksiz" diye nitelemiş, modern güncellemeleri ve oyuncu kadrosunu övmelerine rağmen özgünlük ve korku eksikliğini eleştirmişti (Sony Pictures Releasing)
Sinema yazarları 2013 yapımı Carrie: Günah Tohumu'nu (Carrie) "gereksiz" diye nitelemiş, modern güncellemeleri ve oyuncu kadrosunu övmelerine rağmen özgünlük ve korku eksikliğini eleştirmişti (Sony Pictures Releasing)
TT

Yeni Stephen King uyarlamasında başrol için isim netleşiyor

Sinema yazarları 2013 yapımı Carrie: Günah Tohumu'nu (Carrie) "gereksiz" diye nitelemiş, modern güncellemeleri ve oyuncu kadrosunu övmelerine rağmen özgünlük ve korku eksikliğini eleştirmişti (Sony Pictures Releasing)
Sinema yazarları 2013 yapımı Carrie: Günah Tohumu'nu (Carrie) "gereksiz" diye nitelemiş, modern güncellemeleri ve oyuncu kadrosunu övmelerine rağmen özgünlük ve korku eksikliğini eleştirmişti (Sony Pictures Releasing)

Mike Flanagan'ın bir sonraki Stephen King uyarlamasında başrolü kimin üstleneceği belli olmak üzere.

Doktor Uyku (Doctor Sleep) ve The Life of Chuck gibi King uyarlamalarıyla tanınan Flanagan, korku efsanesinin ilk romanı Göz'ü (Carrie) Amazon için diziye uyarlıyor. Variety'nin haberine göre genç oyuncu Summer H. Howell, baş karakter Carrie White rolü için "anlaşma aşamasında".

Dizinin resmi tanıtım metnine göre, bu yeni versiyon, "lisenin dışlanmış öğrencisi Carrie White'ın hikayesine cesur ve güncel bir bakış" sunacak. Telekinetik güçlere sahip Carrie'nin toplumdan izole yaşamı, baskıcı annesi ve acımasız sınıf arkadaşlarıyla olan ilişkisi sonucu ortaya çıkan trajediyi merkeze alacak.

20 yaşındaki Howell, korku türüne yabancı değil. Zamanda Bir Kesik (Time Cut), Spirit in the Blood, The Midnight Man, Channel Zero gibi yapımların yanı sıra Çocuk Oyunu (Child's Play) serisinin devam filmleri Chucky'nin Laneti (Curse of Chucky) ve Chucky'nin Dönüşü'nde (Cult of Chucky) de rol almıştı. 
Genç oyuncunun projeye dahil olacağı haberi, kısa süre önce Ari Aster imzalı Ayin'le (Hereditary) tanınan Milly Shapiro'nun da aynı rol için görüşmelerde bulunduğu söylentilerinin ardından geldi.

"Zayıf birini seçmek hikayenin ruhuna aykırı"

Dizi projesi Ekim 2024'te resmen duyurulmadan önce bile pek çok Stephen King hayranı, yeni uyarlamalarda karakterin fiziksel özelliklerinin romana daha sadık bir şekilde yansıtılmasını savunuyordu. 1976 tarihli Brian De Palma uyarlamasında Sissy Spacek veya 2013 yapımı Kimberly Peirce versiyonunda Chloë Grace Moretz gibi ince yapılı oyuncuların tercih edilmesi, sıkça eleştirilen bir nokta olmuştu.

Sosyal medyada bir hayran şöyle diyor:

Carrie rolü için yapılacak oyuncu seçimi tartışmaya açık bile olmamalı. Bu karakter kilolu olmalı, bu kötü bir şey değil. Zayıf bir oyuncuyu seçmek hikayenin ruhuna aykırı.

Başka bir King hayranı da fikrini şöyle dile getiriyor:

Carrie karakteri romanda kilolu, beceriksiz ve bedeninde rahatsız hisseden bir genç kız diye tanımlanıyor. Bu, onun okulda zorbalığa uğramasına ve öğretmenlerinin bile onu küçümsemesine neden oluyor. En iyi uyarlamalar bile bu yönü görmezden geliyor ve kendilerine zarar veriyor.

Geçmişteki projelerin oyuncu seçimimlerinden rahatsızlık duyan başka biriyse şu ifaleri kullanıyor:

Carrie'yi canlandıracak oyuncu şişman olmalı. Onun kilosu zorbalığın temel nedenlerinden biri. Domuz kanı seçilmeleri bile bununla ilgili, bunu görmezden gelmeyin.

Mike Flanagan'ın bu yeni uyarlamasında, hem romana sadık bir yaklaşım hem de karakterin psikolojik derinliğine odaklanılması bekleniyor. Dizinin yayın tarihi henüz açıklanmadı.

Independent Türkçe, GamesRadar, Variety



Oscar ödüllü oyuncu çocukken nasıl cinselleştirildiğini anlattı

Natalie Portman çocukken "son derece cinselleştirildiğini" söyledi (AFP)
Natalie Portman çocukken "son derece cinselleştirildiğini" söyledi (AFP)
TT

Oscar ödüllü oyuncu çocukken nasıl cinselleştirildiğini anlattı

Natalie Portman çocukken "son derece cinselleştirildiğini" söyledi (AFP)
Natalie Portman çocukken "son derece cinselleştirildiğini" söyledi (AFP)

Natalie Portman, çocuk oyuncuyken "son derece cinselleştirilerek" "uzun bir Lolita evresine" maruz kalması hakkında konuştu.

İlk performansını 13 yaşındayken Luc Besson'un 1994 yapımı gerilim filmi Sevginin Gücü'nde (Léon: The Professional) sergileyen Oscar ödüllü oyuncu, ailesinin ölümünden sonra bir tetikçinin yanına aldığı genç kız Mathilda'yı canlandırmıştı.

Interview dergisi için Wednesday'in yıldızı Jenna Ortega'yla konuşan Portman, çocukken cinselleştirildiğini ve bunun ekrandaki genç kızlar için endemik bir deneyim olduğunu düşündüğünü söyledi.

Oyuncu "Bu konu hakkında daha önce biraz konuşmuştum; çocukken son derece cinselleştirilmem hakkında, ki bence bu ekrandaki pek çok genç kızın başına geliyor. Bundan çok korkmuştum" dedi.

Portman şöyle devam etti:

Açıkçası cinsellik çocuk olmanın büyük bir parçası ama ben bunun bana yöneltilmesini değil, içimde olmasını istedim. Ve sanırım kendimi koruma yolum 'Ben çok ciddiyim. Çok çalışkanım. Zekiyim ve bu sizin saldıracağınız türden bir kız değil' diye davranmaktı.

İnsanların kendisini rahat bırakmasını sağlamak için bir savunma mekanizması olarak aşırı zeki olduğu imajını yaratmış.

Portman "Böyle bir şey olmamalıydı ama işe yaradı" dedi.

Ama bence bu, gerçek hayatta aptal ve şapşal olmam ve insanların beni gerçekten ciddi bir kitapsever sanması arasındaki kopuklukla ilgili. Gerçek hayatta çok gizli kapaklı biri değilim (her şeyi anlatırım) ama toplum içinde, ne kadar mahrem olduğunuzu söyleyince, mahremiyetinize çok daha fazla saygı duyulacağı apaçık ortadaydı.

cvfghyju
Jean Reno ve Natalie Portman, Sevginin Gücü'nde (Sony Pictures Home Entertainment)

"Çocuklarımla fotoğraf çekimi yapmayacağım' gibi küçük bir bariyer oluşturdum" diye ekledi.

Portman ergenlik döneminde Harika Kızlar (Beautiful Girls/1996), Çılgın Marslılar (Mars Attacks!/1996), Yıldız Savaşları: Bölüm I - Gizli Tehlike (Star Wars: Episode I - The Phantom Menace/1999), Buradan Çok Uzakta (Anywhere But Here/1999) ve Kalbin Olduğu Yer (Where the Heart Is/2000) gibi filmlerde rol aldı. Harvard Üniversitesi'nde psikoloji okumak için 1999'dan 2003'e kadar oyunculuğa ara verdi ancak 2001'de Anton Çehov'un Martı (The Seagull) oyununun Broadway yapımında rol almak üzere sahneye geri döndü.

Profesyonel bale dünyasını konu alan, 2010 yapımı psikolojik korku filmi Siyah Kuğu'daki (Black Swan) performansıyla En İyi Kadın Oyuncu Oscar'ını kazandı.

Sevginin Gücü'ndeki rolü hakkında daha önce konuşan Portman, 2023'te The Hollywood Reporter'a filmle ilişkisinin "karmaşık" olduğunu söylemişti.

"Hâlâ çok sevilen bir film ve bana, şimdiye kadar yaptığım neredeyse tüm filmlerden daha çok bununla ilgili soru soruluyor ve bu bana kariyerimi kazandırdı" diyen oyuncu şöyle eklemişti:

Ama bugün izlediğinizde, kesinlikle bu filmin en hafif tabiriyle bazı nahoş yönleri var. Yani evet, benim için karmaşık bir mesele.

2020'de Portman, "Lolita figürü" olarak resmedildikten sonra kendisini medyadan korumak için "kaleler" inşa ettiğini söylemişti.

Oyuncu, "Sanırım daha çocukken cinselleştirilmek kendi cinselliğimden bir şeyler götürdü çünkü beni korkuttu" demişti.

Güvende olabilmemin yolu 'Ben tutucuyum, ciddiyim, bana saygı duymalısınız, ben akıllıyım ve bana o gözle bakmayın' demekmiş gibi hissettirdi.

Independent Türkçe