Fransız şeften korkunç cinayet itirafı: Cesedini pişirdik

Philippe Schneider suçlu bulunursa ömür boyu hapis cezasına çarptırılabilir (Unsplash)
Philippe Schneider suçlu bulunursa ömür boyu hapis cezasına çarptırılabilir (Unsplash)
TT

Fransız şeften korkunç cinayet itirafı: Cesedini pişirdik

Philippe Schneider suçlu bulunursa ömür boyu hapis cezasına çarptırılabilir (Unsplash)
Philippe Schneider suçlu bulunursa ömür boyu hapis cezasına çarptırılabilir (Unsplash)

Fransız şef, eşiyle işbirliği yaparak bir kişiyi öldürüp cesedini pişirmeye çalıştığını itiraf etti.

69 yaşındaki Philippe Schneider ve 45 yaşındaki eşi Nathalie Caboubassy, 2023’te ortadan kaybolan 60 yaşındaki Georges Meichler'in öldürülmesi olayına karıştıkları iddiasıyla Fransa’da yargılanıyor.

Telegraph'ın haberine göre eski bir kasap olan Schneider, adamı eşiyle birlikte öldürdüğünü itiraf etti. Restoran sahibi, cinayetin Meichler’in Brasc köyündeki ormanda yer alan evine hırsızlık yapmak için girdiklerinde gerçekleştiğini söyledi.

Schneider, Meichler’i bağlayıp ağzını kapattıklarını ve evi aradıktan sonra onun boğularak öldüğünü gördüklerini söyledi.

Fransız şef, olayı örtbas etmek için adamın cesedini parçalara ayırdığını, Meichler’in kafasını, ellerini ve ayaklarını yaktığını belirtti. Cesedin kalan parçalarını arabaya yükleyip eşiyle olay yerinden kaçtıklarını ifade etti.

Schneider'in ayrıca Meichler'in cesedinin bazı parçalarını Nepal'de öğrendiği dini bir ritüele uygun şekilde kokuyu bastırmak için sebze dolu bir tencerede pişirmeye çalıştığını söylediği de aktarıldı.

Meichler'in kızı, eski eşinin Meichler’e ulaşamadığını söylemesi üzerine kayıp ihbarında bulunmuştu. Ayrıca babasından, arkadaşıyla Bretonya’ya gittiğine dair bir mesaj aldığını belirtmişti.  

Fransız polisi, Meichler’in cesedini çalıntı bir aracın bagajında bulmuştu. Schneider, ilk ifadesinde alkol ve esrar bağımlısı olduğunu, bu yüzden hırsızlık yaptığını söylemişti.

Fransız şefin avukatı Luc Abratkiewicz müvekkilinin suçunu kabul ettiğini belirtiyor. Diğer yandan Schneider’in eşi Caboubassy, cinayetle ilişkisi olmadığını savunuyor. Mahkemenin kararını 22 Mayıs’ta açıklaması bekleniyor.

Independent Türkçe, New York Post, Telegraph



Bütün canlıların ölünce sönen tuhaf bir parıltı yaydığı tespit edildi

Fotoğraf: Pexels
Fotoğraf: Pexels
TT

Bütün canlıların ölünce sönen tuhaf bir parıltı yaydığı tespit edildi

Fotoğraf: Pexels
Fotoğraf: Pexels

Tıbbi teşhiste güçlü bir yeni aracın önünü açabilecek yeni bir araştırmaya göre, tüm canlı varlıkların canlılıkla bağlantılı olarak yaydığı tuhaf parıltı, öldüklerinde kayboluyor.

Yaşam formları, esasen metabolizmanın yaşamı sürdüren süreçleri beslediği karmaşık biyokimyasal laboratuarlardır.

Bu metabolizmanın yan ürünlerinden biri, reaktif oksijen türleri yani ROS adı verilen, yüksek oranda reaktif oksijen içeren bir grup molekül.

Kanada'daki Calgary Üniversitesi'nden araştırmacılar aşırı ROS üretiminin, oksidatif stres diye bilinen sürece yol açabileceğini ve bunun da vücuttaki kimyasallar arasında, parıltıyla bağlantılı elektron transfer süreçlerini tetiklediğini söylüyor.

The Journal of Physical Chemistry Letters'ta yayımlanan çalışma, farelerde ultra zayıf foton emisyonu (UPE) veya biyofoton emisyonu diye adlandırılan tuhaf parıltıyı belgeliyor.

Araştırmacılar canlı farelerin, yakın zamanda ölen farelere kıyasla kayda değer derecede daha yüksek yoğunlukta UPE yaydığını saptadı.

Buna karşılık bitkilerdeki UPE, sıcaklık değişiklikleri, yaralanma ve kimyasal işlemler gibi stres faktörlerine maruz kalma durumuna göre değişiklik gösteriyor.

Önceki çalışmalar, insan gözüyle görülemeyen son derece düşük yoğunluklu ışığın kendiliğinden salınmasıyla tanımlanan bu parıltının kaynağının ROS olabileceğini öne sürüyor.

200 ila 1000 nanometre aralığındaki spektrumda yer alan bu soluk ışık, tek hücreli organizmalar ve bakterilerden bitkilere, hayvanlara ve hatta insanlara kadar tüm yaşam formlarında gözlemleniyor.

Ancak ölüm ve stresin UPE üzerindeki etkisi hakkında pek bir şey bilinmiyor.

Son çalışma, canlı ve ölü hayvanlardaki bu parıltıyı karşılaştırırken, bitkilerde sıcaklık, yaralanma ve kimyasal işlemlerin UPE üzerindeki etkilerini görselleştirdi.

Bilim insanları, çevredeki ışığın etkisini ortadan kaldırmak için karanlık bölmeler geliştirerek bitki ve hayvanları özel kamera sistemleriyle görüntüledi.

Her iki grup da 37 derece vücut sıcaklığına sahip olmasına rağmen canlı farelerin güçlü bir ışık yaydığını, ötenazi uygulanan farelerden gelen soluk parıltınınsa neredeyse söndüğünü tespit ettiler.

Bilim insanları çalışmada, "Araştırmamız, canlı ve ölü farelerin UPE'si arasında önemli bir fark olduğunu ortaya koydu" diye belirtiyor.

Bitkilerde sıcaklık ve yaralanmalardaki artışın, UPE yoğunluğunda yükselmeye neden olduğunu gözlemledik.

Kimyasal işlemler de bitkilerin ışık yayma özelliklerini değiştirdi.

Araştırmacılar, bitkilerin yaralı bölgelerine lokal anestezik benzokain uygulandığında, test edilen bileşikler arasında en yüksek emisyonun görüldüğünü söylüyor.

Bulgular, UPE'nin hayvanlarda canlılığın ve bitkilerde stres tepkisinin hassas bir göstergesi olabileceğini ortaya koyuyor.

Bilim insanları bu çalışmanın gelecekteki araştırmalar ve klinik teşhisler için UPE görüntülemenin geliştirilmesine katkı sağlamasını umuyor. Araştırmacılar, "UPE görüntüleme, hayvanlarda canlılığın ve bitkilerin strese verdiği tepkilerin invazif olmayan, etiket gerektirmeyen bir şekilde görüntülenmesine olanak sağlıyor" ifadelerini kullanıyor.

Independent Türkçe