Uzmanlar uyurken ağız bantlama akımına karşı uyarıyor

Bilim insanları uyku sorunu yaşayanların doktora danışmasını tavsiye ediyor (Unsplash)
Bilim insanları uyku sorunu yaşayanların doktora danışmasını tavsiye ediyor (Unsplash)
TT

Uzmanlar uyurken ağız bantlama akımına karşı uyarıyor

Bilim insanları uyku sorunu yaşayanların doktora danışmasını tavsiye ediyor (Unsplash)
Bilim insanları uyku sorunu yaşayanların doktora danışmasını tavsiye ediyor (Unsplash)

Bilim insanları uyurken ağzı bantlamanın tehlikelerine karşı uyarıyor. 

Son yıllarda TikTok ve Instagram gibi platformlarda uyurken ağzı batlamanın, solunum sorunlarını giderebileceğini iddia eden videolar paylaşılıyor. 

Bu yöntemin kişiyi burnundan nefes almak zorunda bırakarak solunum güçlüğünü ortadan kaldıracağı ve daha iyi bir uyku sağlayacağı öne sürülüyor. 

Özellikle obstrüktif uyku apnesinden muzdarip kişilerin horlama ve gece boyu sürekli uyanma gibi sorunlarına çare olacağı söyleniyor. 

Kanada'daki Western Üniversitesi'nden Brian Rotenberg ve ekip arkaşları bu iddialarda doğruluk payı olup olmadığını anlamak için bir inceleme yaptı. 

Bulguları hakemli dergi PLOS One'da dün (21 Mayıs) yayımlanan çalışmada ağız bantlama üzerine bugüne kadar yapılmış, toplam 213 katılımcıyı içeren 10 araştırma analiz edildi. 

İncelenen raporlardan sadece ikisi, uyurken ağız bantlamanın bazı durumlarda biraz fayda sağlayabileceği sonucuna varmış.

Diğer çalışmalarınsa bu yöntemin solunum bozukluğu, horlama veya apneyi azalttığına dair herhangi bir kanıt bulamadığı görülüyor. Ayrıca bazı araştırmalarda, boğulma gibi ciddi risklere dair tartışmalara değiniliyor. 

Araştırmacılar makalede "4 çalışmada bantlama, mühürleme veya çene kayışı yoluyla ağzı kapatmanın, burun tıkanıklığı durumunda ciddi bir asfiksi riski oluşturabileceğini gösteren açık bir tartışma vardı" diye yazıyor.

Uzmanlar özellikle solunum güçlüğü çeken kişilerin dikkatli olması gerektiğini söylüyor. Rotenberg şu ifadeleri kullanıyor: 

Burun tıkalı ve ağız da bantla kapalıysa, hava alamama gibi panik yaratan durumlarla karşılaşma olasılığı artar.

Araştırmacılar incelenen iki çalışmaya göre, hafif derecede obstrüktif uyku apnesi durumunda ağzı kapatmanın bir ihtimal yardımcı olabileceğini söylüyor. Rotenberg ayrıca bazı çalışmalarda ağzın kısmen kapatılmasının, bulgular arasındaki farklara yol açmış olabileceğini belirtiyor.

Ekip makalede "Bu uygulamanın olası klinik faydalarını saptamak için daha fazla çalışmaya ihtiyaç var" diye yazıyor.

Uyku sorunları üzerine çalışan ve yeni araştırmada yer almayan Dr. David Garley de incelenen çalışmaların gün içindeki semptomları takip etmediğini söylüyor:

Klinikteki obstrüktif uyku apnesi hastaları için önemli sorunlar yaratan şey, gün içindeki yorgunluk ve baş ağrıları ancak bu konu ele alınmamış.

Bilim insanları apne veya başka bir uyku sorunu yaşayan kişilerin doktora danışması gerektiğinin altını çiziyor. Örneğin maske aracılığıyla hafifçe hava üfleyerek hava yollarını açık tutan CPAP cihazları gibi onaylanmış tedaviler, obstrüktif uyku apnesinden muzdarip kişilere yardımcı olabilir. 

Independent Türkçe, Popular Science, New Scientist, PLOS One



Bilim insanları yaşlanmayı yıllarca geciktirebilen takviyeyi açıkladı

Fotoğraf: Unsplash
Fotoğraf: Unsplash
TT

Bilim insanları yaşlanmayı yıllarca geciktirebilen takviyeyi açıkladı

Fotoğraf: Unsplash
Fotoğraf: Unsplash

Uzun yaşam açısından umut verici stratejilere yol açabilecek yeni bir çalışmaya göre günlük D3 vitamini takviyesi almak, biyolojik yaşlanmayı yıllarca önleyebilir.

American Journal of Clinical Nutrition'da perşembe günü yayımlanan çalışmada, ABD'den 55 yaş ve üzeri kadınlarla 50 yaş ve üzeri erkeklerin D3 vitamini ve omega 3 yağ asidi takviyesinden sonra 5 yıl boyunca izlendiği Vital adlı klinik çalışmadan elde edilen veriler değerlendirildi.

Takviyenin özellikle hücrelerdeki telomerler üzerindeki etkisi incelendi; tekrarlayan DNA dizileri olan telomerler, kromozomların uçlarında bulunur ve onların bozulmasını önler.

Kromozomların bu koruyucu başlıkları doğal yaşlanma sürecinde kısalıyor ve yaşa bağlı çeşitli hastalıkların gelişimiyle de bağlantılılar.

Brigham ve Kadın Hastanesi'nden çalışmanın ortak yazarı JoAnn Manson, "Vital, D vitamini takviyelerinin telomerleri koruduğunu ve telomer uzunluğunu muhafaza ettiğini gösteren ilk büyük ölçekli ve uzun vadeli randomize çalışma" diyor.

Bu bulgu özellikle dikkate değer çünkü Vital, D vitamininin iltihaplanmayı azaltma ve ileri seviye kanser ve otoimmün hastalıklar gibi yaşa bağlı belirli kronik hastalıkların riskini düşürmedeki faydalarını da gösterdi.

Daha önceki kısa süreli, küçük ölçekli çalışmalar, D vitamini veya omega 3 yağ asidi takviyesinin telomerleri desteklediğini öne sürse de sonuçlar tutarsızdı.

Araştırmacılar Vital çalışmasında 5 yıl boyunca katılımcılarda D3 vitamini (günde yaklaşık 50 mikrogram) ve omega 3 yağ asidi (günde 1 g) takviyesini takip etti.

Yaklaşık 1054 katılımcının beyaz kan hücrelerindeki telomer uzunluğu, çalışmanın başında, ikinci ve 4. yıllarında incelendi.

Araştırmacılar D3 vitamini takviyesinin telomer kısalmasını 4 yıl boyunca kayda değer derecede azalttığını saptadı.

Bilim insanları "Plaseboyla karşılaştırıldığında, D3 vitamini takviyesi lökosit telomer uzunluğundaki azalmayı önemli ölçüde azalttı" diye yazıyor.

Bu, "plaseboya kıyasla yaklaşık üç yıllık yaşlanmayı" önlemeye eşdeğer.

Ancak omega 3 yağ asidi takviyesinin takip süresince telomer uzunluğu üzerinde önemli bir etkisi olmadığını belirtiyorlar.

Çalışmanın bir diğer yazarı Haidong Zhu "Bulgularımız, hedefe yönelik D vitamini takviyesinin biyolojik yaşlanma sürecine karşı koymada umut verici bir strateji olabileceğini gösteriyor ancak daha fazla araştırmaya ihtiyaç var" diyor.

Omega 3 yağ asitleriyle birlikte veya bunlar olmadan günlük D3 vitamini takviyesi, telomer aşınması veya hücre yaşlanmasına karşı koymada rol oynayabilir.

Independent Türkçe